• michael powell ile birlikte yaptigi calismalarla taninmis macar asilli ingiliz senaryo yazari, yonetmen.
  • behold a pale horse romanının da yazarıdır.
  • türkiye iş bankası kültür yayınları etiketi ile cam inciler adı ile yayımlanmış the glass pearls isimli romanın yazarı. kitap türkçede filiz çakır'ın çevirisi ile mayıs 2023'te okurlarla buluştu.

    yazarın kısa biyografisinde şu cümleler yer alır:

    "emeric pressburger ise gazetecilikle başladığı iş hayatına, 1920'li yılların sonlarından itibaren senaryo yazarı olarak devam eden ama almanya yı saran faşizm rüzgârlarının etkisiyle ilk eserlerini verdiği berlin’den, önce paris, sonra da londra’ya göç etmek zorunda kalan bir macar sanatçı."

    kaynak

    yukarıdaki kısa bilgi notunda yer almayan önemli birlgi, yazarın asıl adının "imre" olduğu ve başta annesi olmak üzere pek çok yakınını auschwitz'te kaybettiğidir.

    bu bilgi, cam inciler'i okurken yazarın ne denli zorlu bir iş başardığını anlamak için aklımızda tutmamız gereken bir anahtar.

    cam inciler'de piyano akortçusu kimliği ile londra'ya yerleşen karl braun'un hikayesini okuruz. romanı okudukça braun'un gizemli geçmişi zaman zaman hissettirilse de bir noktadan itibaren onun önemli bir nazi savaş suçlusu olduğunu anlarız.

    not: aşağıdaki bilgi zaten kitabın arka kapağında yazıyor ama ben yine de spoiler ibaresi koyayım.

    --- spoiler ---

    karl braun aslında siyasi görüşleri nedeniyle 1933’te almanya’yı terk ettiğini söyleyerek komşularının saygısını kazanan bu alman, aslında insanlığa karşı işlediği suçlardan yirmi yıldır aranan bir beyin cerrahı, nazi savaş suçlusu dr. otto reitmüller'dir.
    --- spoiler ---

    yazar, karl braun'un kimliğine dair detayları anlatmadan önce okurla roman kahramanının özdeşim kurması için geniş bir alan açar. sonrasında da bu alanı daraltmaz ve okurları şeytani geçmişine rağmen bir nazi savaş suçlusuna sempati duymak hatta onun tarafında olmak durumunda bırakır.

    cam inciler, insanın empati duygusunu kaşıyarak okurları zorlu bir vicdani ikilemde bırakma becerisini gösterdiği için de iyi bir roman.

    böyle bir romanı yakınlarını toplama kamplarında kaybetmiş, kendisi de yıllar boyunca kaçmak; sonrasında da sürgünde yaşamak zorunda kalmış biri tarafından yazılmasaydı hiç kuşkusuz yazarını önce linç sonra da aforoz ederlerdi.
hesabın var mı? giriş yap