• bu bölümde okuduğunu söylediğinde "bilim tarihi mi? hıı? o ne? tarih yani.. ne oluyon ordan mezun olunca? neyin tarihini okuyonuz ki siz?" şeklinde sorularla karşılaşırsın. sabırlı ol, geçicek hepsi.. hatta "yeminli bilim tarihi bürosu açacağım" yanıtı en güzeli..

    yanlış hatırlamıyorsam sadece istanbul ve ankara üniversitesi'nde anabilim dalı olarak bulunmaktadır. türkiye'deki en büyük ve ilk modern bilim tarihçisi ise aydın sayılıdır. türkiye'de ilk defa 1988'de istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'nde felsefe anabilim dalı'ndan ayrılarak kürsü haline gelmiş ve lisans öğrencisi almaya başlamış (öss tercihleri'nde ea puandan alıyordu) bir bölüm olsa da uzun ömürlü olamamıştır. zira bölümün kurucusu şimdiki islam konferansı örgütü başkanı ekmeleddin ihsanoğlu ile dönemin rektörü kemal alemdaroğlu arasındaki husumete kurban gitmiştir. dolayısıyla 10 yılda verdiği mezun sayısı bir elin parmaklarını geçememiştir. onlardan biri olma ayrıcalığım var çok mutluyum. yamulmuyorsam 98'de kapatılmıştı; bu yıl tekrar açılmış..

    bilim tarihi, bu ülkedeki pekçok bünyenin sandığı gibi bir tarih anlayışı değil; aklınıza gelebilecek tüm bilimlerin nasıl ortaya çıktığını inceleyen, bazen bu bilimlerin düşünce sistemlerini de tartışan (bkz: bilim felsefesi), (bkz: bilim etiği) bir bilim dalıdır. sosyal bilimlerden ziyade pozitif bilimlerin tarihini inceler. matematik, fizik, kimya, astronomi, tıp, mühendislik, biyoloji bilimleri bunların başında gelir. bu bilimlerin tarihi yanında temel bazda kendilerini de öğrenirsiniz bu bölümde okurken. edebiyat fakültesi'nin sayısalcıları denirdi bize o zamanlar. çünkü eşit ağırlıklı puanla bölüme girmiş olsak da fen fakültesi'nden onlarca ders alıyorduk. astronomi, matematik, biyoloji, fizik, kozmolojik evrim vs gibi...

    postal bekçisi alemdaroğlu'nun gerekçesi şuydu: bilim tarihi bölümü nasıl bir meslek adamı yetiştiriyor ki bu bölüme lisans öğrencisi alalım? çocukların bile güldüğü bu gerekçe ile bölüm maalesef o tarihten itibaren tekrar felsefe'ye bağlı anabilim dalı haline gelmiş; dolayısıyla sadece lisansüstü veya doktora öğrencileri alabilir duruma indirgenmiştir. oysa aynı mantıktan yürürsek, kendisine sorulmamıştır mesela "urdu dili ve edebiyatı nasıl bir meslek adamı yetiştirir ki?" ayrıca üniversiteler sadece meslek adamı yetiştirmek amacıyla mı kuruludur? yoksa bilim adına çalışacak beyinleri barındırmak üniversitelerin görevi değil midir? kaldı ki yunanistan bile i.ü'den görüp çok beğenip atina'daki bir üniversitelerinde bu kürsüyü kurmuşken alemdaroğlu'nun bu gerekçesini anlamak, modern bilim zihniyetiyle asla mümkün olamamıştır.

    bu bölümün son mezunlarından biri olarak şunu söyleyebilirim: birinci sınıfta aldığımız matematik tarihi derslerinde anladım ki ben aslında sandığım gibi matematikten nefret etmiyormuşum. ezberden nefret ediyormuşum. lisedeyken örneğin pythagoras teoremi'nin altında yatan felsefi düşünceyi biliyor olsaymışım belki de geometirye daha fazla merak saracakmışım.

    ya da yokluk kavramının olmaması nedeniyle hint matematikçilerinin sıfır'ı matematiğe sokmasına kadar çok bilinmeyenli denklemlerin olmamasından, karekök iki kavramının yarattığı felsefi krizlerden haberim olsaymış belki dersler daha eğlenceli gelebilirmiş.
    daha sonra aldığım fizik tarihi dersinde anladım ki ben fizikten de nefret etmiyormuşum. aynı şekilde, biyoloji, kimya ve astronomiyi de ekleyin buna.

    buradan mezun olanlar, liselerde okutulacak bilim tarihi derslerine girerek sayın alemdaroğlu'nun bu tezini yerle bir edebilirdi örneğin. ama maalesef o haklıydı çünkü o zamanlar liselerde bilim tarihi dersi yoktu bile. sonradan seçmeli ders oldu; onu da kimse almadı zaten kitap, kaynak vs bulamadıkları için. oysa bilim tarihi ta liseden beri okutulan bir ders olsaydı o çocuklar çoğunu ezberlemeye çalıştıkları ve iğrendikleri pekçok pozitif bilim dalına daha farklı gözle bakabilecekti. ama maalesef gelişmiş ülkelerde inanılmaz önem verilen bir bölüm olmasına rağmen biz pekçok alanda olduğu gibi bu konuda da sığ düşünen bir millet olarak "ne işe yarıyo ki" mantığından öteye geçemiyoruz.

    bu yıl yeniden lisans öğrencisi almaya başlayan bölümün şu anki başkanı prof. dr. feza günergun'dur ki kendisi aslında kimya mühendisliği mezunu olmasına rağmen hayatını bilim tarihi çalışmalarına adamış muhteşem bir hocadır. aynı zamanda türkiye'de modern eczacılığın önemli isimlerinden, hatta bu konudaki mihenk taşlarından, geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz turhan baytop hocanın kızıdır. bilime merakı olanların çok zevk alacağı bir bölüm olacağını düşünüyorum...
  • bu dönem fizik okuyan bir insan olarak çalıştığım alana farklı disiplinlerden de bakabilmek için felsefe bölümünden bilim tarihi dersi aldım. derste babillerden aristo'ya, batlamyus'tan kopernik kepler galileo newton derken modern çağa kadar geldik ve evren modelleri üzerinden dersi işledik. fizik bölümüne ve derslerine bakışımı değiştirecek bir diyalog yaşadım. her derse ders kitabının hem türkçesini hem ingilizcesini getiren, hocanın ağzından ne çıksa defterine işleyen bir çocuk ders arasında yanıma geldi.
    ç: sen fizikçisin biliyorsundur, bana şu equant kavramını bir anlatsana.
    ps: anlatırım ama fizikçi olduğum için değil. biz bölümde equant diye bir şey öğrenmedik.
    ç: ffffh(nefes verdi) nasıl yani? sen antik yunan fiziği almadın mı?

    şunu fark ettim. felsefe okuyan bir grup insan "klasik fizik" kavramını antik yunan fiziği sanıyormuş ve dersleri "rönesans fiziği" gibi tarihsel işlediğimizi düşünüyorlarmış. klasik ve modern fizik kavramlarının da bu tarihsellik içinde olduğuna inanıyorlarmış. bana müthiş komik geldi ama üzerine düşününce de çocuğa hak verdim, bulunduğu noktadan haklı aslında. sonrasında da üstüne düşündüm acaba gerçekten tarihsel evrimine göre fiziği işlesek nasıl oldurdu...
  • bir zamanlar istanbul üniversitesi'nde yer almış olan anabilim dalı. bölüm başkanı ekmeleddin ihsanoğlu idi.
  • (bkz: colin. a. ronan)'a ait ansiklopedi çapında (tabii ki daha dolu ve güzel) tübitak yayınlarından çıkan kitap!
  • aristotales, ibn-i sina, ibn-i haldun, newton, pasteur, mendel, copernicus, einstein , karl marx, freud, darwin ve stephan hawking teorileri anlaşılmadan öğrenilmeyecek tarihtir.

    aristotoles bilimi felsefeden koparmaya adım atmamızı saglamıstır.

    ibn-i sina yunan felsefesinden beslenip tıp bilimine adım atmayı saglamıstır.

    newton en temel fizik yasalarıyla bizi tanıstırmıstır.

    pasteur , mikro dünyadaki canlılarla bizi tanıstırmıstır. (bkz: kuduz aşısı)

    mendel , bizlere mutasyon yoluyla anne ve babadan dolayı nasıl çeşitlendiğimizi göstermistir.

    copernicus bize bilimsel düşünme yani bilim felsefesi yaklasımını hediye etmistir.

    albert einstein modern fizigin babalıgını yapmıstır ve atom dünyasıyla , ışık hızı yla dansetmistir

    charles darwin aslında eşref-i mahlukat değil türlerin evrimi içinde gelişen ve hayatta kalan bir tür olduğumuzu anımsatıp haddimizi bildirmistir bu dünyada. maymunlarla bizim ortak atalarımız olan türlere el sallamıştır. selam olsun buradan da onlara! (bkz: türlerin kökeni)

    sigmund freud bizim ozgur iradeli bireylerlerden cok cocukluk travmalarımızın eseri ve belki de esiri olduğumuzu yüzümüze çarpmıstır. (bkz: psikanaliz)

    karl marx , tarih'in kahramanlıklar ve zaferler tarihi degil de sınıfsal mücadeleler tarihi olduğunu zonkkkk diye gözümüze sokmuştur. (bkz: sınıf mücadelesi) (bkz: das capital)

    stephan hawking bizi ait oldugumuz evrenle tanıstırmıs, o kocaman sandıgımız dünyanın evrendeki milyonlarca galaksiden birindeki yüz milyonlarca günes sistemlerinden birindeki minicik zavallı bir gezegende yaşadığımızı hubble 'ın da katkıları ve kendi formülasyonlarıyla da ispatlamıs ve hala da kara delik lerle ve bir sürü biz zavallıların aklınlın eremeyecegi seylerle de aydınlatmaya devam etmektedir hayatımızı. (bkz: zamanın kısa tarihi)

    uzun zaman sonra gelen edit :
    karl popper : bize bilimsel felsefe konusunda ufuk açmıştır. zira bilimsel teorinin çökertilebilir olması fikrini sunar.
    thomas kuhn : bize bu bilimsel devrimlerin yapısı nı anlatır.
  • erdal inönünün episodes in the history of science adı altında vermekte olduğu ders. tahtaya yazdığı yazı pek okunmasa da erdal inönü'nün fazlasıyla hakim olduğu bir konudur, nitekim zaten kendisi dünyanın ilk 10 fizikçisi arasında gösterilir.
  • seksenli yılların sonunda felsefe bölümünden ayrılmış olup ayrı bir bölüm olarak 5-6 yıl bağımsızlığını ilan etmiş bir anabilim dalı. daha sonra yök tarafından tekrar felsefe bölümüne katılmıştır.ne yazıkki çok az mezunu bulunmakta.
  • çalışması çok zevkli bir akademik alan.
  • merkezi yatay geçiş sistemi ile bu sene istanbul üniversite'sinde başlayacağım bölüm, güz dönemini bekliyorum, sadece bir şeyler öğrenmek için okul okumak gibisi yok. meslek kaygısı, sınav stresi vs. gibi durumlar olmadan öğrenci olmak zevkli iş.
  • antik yunan felsefecilerinin hangi fikirleri bilimin ve insanlığın bugünkü noktaya ulaşmasına katkı sundugu, onlarin billimsel dusuncelerinin insanligin gelismesine nasil katkida bulundugu kisaca insanligin bilimle tanismasi ve bilim tarihi ile ilgili program icin
    teke tek özel - 25 haziran 2017 (ilber ortaylı, celal şengör)
hesabın var mı? giriş yap