• mr a göre daha katlanılabilir olan tıbbi görüntüleme işlemi. sert dokuların (kemik) görüntülenmesinde daha çok tercih edilmektedir. cekilmeden önce 1.5 lt ilaçlı su icilir ve iyice sıkışıncaya kadar beklenir. iyice sıkışıp ben hazirim dediginizde içeri alırlar (tabi şanslıysanız hemen alırlar, yoksa işkence gibi dakikalar bekler sizi) ve kolunuzdan yapılan bir iğneyle vücuda tekrar ilaç verilir ve yaklaşık 10 dakika süren işlem başlar. mr çekilmiş bir kişi için çok daha kolay olur, çünkü hem daha kısa sürer hem de tabut gibi kapali bir aletin içine girilmez, sadece yattığınız zemin çember şeklindeki aletin içinde ileri geri hareket eder. vücudunuzun yüzde yetmişi dışardadır. işlemden önce içmiş olduğunuz ilaçlı suyun etkisiyle ishal olup tüm günü ya da akşamı tuvalette geçirirsiniz.
  • ilk defa çektirecek olanlara bir iki uyarıda bulunmak isterim. özellikle damara zerk edilen bir kontrast madde eşliğinde kontrastlı bt çektirecekse kişi, öncesinde hafiften tedirgin olmaya başlamıştır. zaten sabahın köründe aç bilaç yola düşmek, sevgiliyle buluşmak için bile olsa huzursuz eder insanı; kaldı ki hastaneye gitmek... neyse.
    kafayı takacağınız uzun ve kısa vadeli iki temel sorununuz var bt'de. radyasyon ve kontrast madde alerjisi. radyasyon konusuyla ilgili türkiye bilimler akademisi web sitesinde yayınlanmış bilgilendirici bir iki yazı şurada bulunabilir. buradan açıkan en kısa ve öz sonuç mecbur kalmadıkça, başka seçenekler varsa hele, bt çektirmeyiniz. hele hele her yıl, şikayetim yok ama erken teşhis amaçlı tüm vücut bt'si çektiriyorum check up hesabı diyenler salağın önce gidenidir. kendilerinin yoksa bile yakın zamanda çeşitli hastalıklarının olması çok muhtemeldir. buna göz yuman doktorlar ayrı bir etik tartışma konusudur.
    kontrast madde ise damardan size veriliyor, bt'nin ortasında. sonra çekime devam ediliyor. öncelikle hissettiğiniz damarlarınızda bir sıcaklık. ki o hafif kıllandırsa da, masadan kalkmadan, 1-2 dk içinde geçiyor. sonra işte bünyeye göre alerjik reaksiyonlar değişiyor. kiminde hiç bir şey olmazken, kiminde acil müdahale gerektirecek kadar ağır bir alerji ortaya çıkabiliyor. ama yapacağınız küçük bir araştırma alerjik reaksiyonun çok sık rastlanan bir şey olduğunu ortaya çıkarıyor. malesef ne bt isteyen, ne ilacı veren, ne bt'yi çekecek olan bu konuda size bir şey söylemiyor. sadece bitince nasılız diye soruyorlar. (bkz: allahın salağı) her neyse, benim vücudumun her yerinde kırmızı, kaşıntılı döküntüler çıktı. zaten daha masada kaşınmaya başlamıştım, eve varana kadar çıkmıştılar. sonra onlar için de ilaç almak zorunda kaldım. bunları bilmekte yarar var.
  • disindaki koruyucu kapak sokuldugunde icindeki mekanizma gorulup hayran kalinabilir;
    http://i.imgur.com/lpq11.jpg
  • bir çekimde 4.5 yılda almanız beklenen radyasyon miktarı kadar radyasyon aldıgınız varsayılır.
  • başındaki "bilgisayarlı" sıfatının (artık) gereksiz olduğu tıbbi cihaz. birden çok tetkikin verilerini t cetvelle ve hesap makinesi ile mi analiz edenler mi var günümüzde dedirtir insana
  • türkiye'de zararlı olduğu unutulan bir cihaz, çok masummuş gibi gerekli gereksiz çok yere tomografi istenmektedir. hadi tetkik için istenmesini anlıyorum ama bu çekimler (bilhassa acil olanlar) sırasında hastanın yanına aileden refakatçi veriliyor ve çoğu zaman tek refakatçi de olmuyor, hasta hariç iki üç kişi de tomografi odasının hastasının başında duruyor. bir allah'ın kulu da uyarmıyor bu garibanları. cahil teknisyenler bunca yıldır bu işi yapmalarına rağmen hala radyasyonun etkilerinden bihaberler ve evet ne yazık ki cahiller.

    bu radyasyon çilesi sadece hastaya değil aynı zamanda intern doktora da reva görülüyor. çoğu intern doktor radyokontrast madde vermeye zorlanıyor. en azından benim üniversitemde (cumhuriyet üniversitesi) durum böyleydi. koruyucusuz bir şekilde, allah korur mantığıyla bu genç doktorların vücutlarına kanser tohumları ekiliyor. tabi buradaki en büyük suçlu radyoloji anabilimdalı başkanı. otomatik rkm verme makinesini geceleri kapattırıyor ki bozulmasın. bu nasıl yöneticilik, hocalık anlamak gerçekten mümkün değil.
  • havacilik ve savunma sanayinde olmazsa olmaz bir yontem. malum uretilen tum parcalar kusursuz olmali ki hayati bir tehlikeye mahal verilmesin.

    fakat ben sunu merak etmekteyim. bu cihazlarin koruma kapaklari kapaliyken bir kullanici olarak maruz kaldigimiz radyasyon nasil etkiler? zarar miktari ne kadardir? guvenli olarak nitelendiriyorlar fakat radyasyon denince ve direk x isinlari soz konusu olunca endiseleniyor insan.

    olum bilen varsa zararını-mararını. işkilleniyorum fena şekilde... makine çalışınca psikolojik olarak çöküyorum resmen.
  • hastaya en fazla radyasyon verilen görüntüleme tekniklerinden birisidir. (bkz: tıbbi görüntüleme tekniklerinin radyasyon miktarı) o kadar küçük anatomik detayları bile görür ki kanser gibi önemli bir hastalık ihtimali en düşük olan belirtileri bile ((bkz: prekanser), (bkz: insidentaloma)) tehdit olarak algılayan bir radyologun/doktorun elinde sizi oyuncak yapar. (bkz: aşırı teşhis)
  • günümüzde vücudun kemiğe kadar her ayrıntısının üç boyutlu görüntüsünü çıkarabilen, vücudunuzda tümör olup olmadığını tespit ettirebilen en ileri tıp teknolojisi.

    ancak bu olağanüstü ayrıntıyı elde edebilmek için nükleer madde kullanılır. vücut kısa bir süre için yüksek dozda x ışını radyasyonuna maruz bırakılır. alınan radyasyon 20 rem'e (0.2 sievert) kadar çıkmaktadır. radyasyon zehirlenmesi analizlerine göre 20 rem'lik bir radyasyon kanser oluşturma ve hücrelerin molekül yapılarını bozulmasına, mutasyona uğratması potansiyeli var olduğu görüşü vardır, ancak bazı otoritelere bu radyasyon hücre yapısına olumlu katkıda bulunabilir. ingiltere'de çıkan "new england journal of medicine" adlı tıp dergisine göre bilgisayar tomografisinin son 10-20 yıldır çıkan kanser vakalarının %1,5-2'sine neden olduğu iddia edilmektedir.

    çok gerekmedikçe asla alınmamasında yarar var.
  • lenf kanseri şüphesiyle doktorun boyun, göğüs ve karın bölgemi detaylı görmek için istemiş olduğu tanı yöntemi.

    ben aslında kanser olmadığımdan epey emindim de doktor istediği için ileride ilerlemiş bir hastalık evresi ile karşılaştığımda pişman olmayayım diye çektirdim ben de.

    randevu saatinden bir saat kadar önce hastanede olmam söylendi. o bir saatte bağırsaklarımı boyasın diye 1.5 lt su karışımı bir sıvı içirdiler ve şişenin ikinci yarısında kesinlikle tuvalete gitmemem gerektiğini söylediler. içeri girince de damardan bir ilaç verdiler. ilacın gezdiği bölgelerde yanma hissi yapabileceğini, bir ara idrarımı kaçırıyormuş gibi hissedeceğimi ve bunun normal olduğunu ekledi hemşire. gerçekten de ne dediyse oldu, fazladan da boğazımda ve dilimde şişme hissettim. söylesem mi söylemesem mi derken çok şişip nefes aldırmadıkları senaryoyu düşündüm ve kafamı kaldırır kaldırmaz hemşireyle paylaştım.

    eyvah, dedi. ilaca alerjim varmış. sen şimdi hiçbir yere gitmiyorsun, biraz bizim misafirimizsin, dedi ve bolca su içirdi. o süre içinde şişlik artmadı hiç ve en son normal hissettiğimde yaklaşık 1 saat sonra eve gidebilirsin, kötüleşse şimdiye kadar olurdu ama yine de sıradışı bir şey olursa bu gece vücudunda mutlaka sana en yakın sağlık kuruluşuna vakit kaybetmeden gidiyorsun dedi.

    yaptırmadan en yüksek radyasyona sahip görüntüleme tekniklerinden biri olduğu üzerine bir sürü yazı okumuştum. artık o kadar radyasyonu boşuna almış gibi oldum, ama bunu yaptırmak da hastalığın erken evre tanısı için şarttı.
hesabın var mı? giriş yap