big band

• 10 müzisyenden daha fazlasını barındıran, genelde caz müziği çalan grup. ideal bir big band 17-18 müzisyenden oluşur; 4 trompet, 4 trombon (brass section), 2 tenor, 2 alto, 1 bariton olmak üzere 5 saksofon (sax section ya da reeds section), piyano, davul ve bas (rhythm section) şeklinde. bunlara ek olarak flüt, obua, perküsyon, vs. gibi renk enstrümanlar da olabilir. big bandler 1930'lu yıllarda başlamış, 20. yy.'ın ortalarında altın çağını yaşamıştır. günümüzde çok az sayıda big band aktiftir. duke ellington'ın big bandi en tanınmışlardandır. komik bir ek bilgi olarak vermek isterim ki, trombonlar, fiziksel yapılarından dolayı brass section'ın en önünde oturmak zorundadırlar. aksi takdirde trombonun ileri gidip gelen parçası önde oturan trompetçinin kafasını kırabilir.
• (bkz: big bang)
• harika bir orkestrasyon ile sizi ters-düz edebilecek,
  coğunluğu parlak sarı enstrümanlarıyla sizin gözünüzü alan
  içlerindeki enerjiyi güzel müzik yapmak için harcayan,
  bu enerjilerinin birleşmesiyle kocaman bir ışık topu olup,
  enerjiyi herkese aktarmak için tüm dünyayı dolaşabilen,
  dinleyenleri bambaşka diyarlar götüren bir grup insan, derviş.
• genelde jazz ve varyasyonlarını çalan orkestraya verilen isim.
  
  içinde çalmanın çok sıkı bir disiplin gerektirdiğine inanıyorum. özellikle 50 kişi kadar üflemeli barındıran kelimenin tam anlamıyla bir "big" bandde sizinle beraber sadece tenor saksafon çalan 15 kişi daha varsa nota bilginiz iyi olsa dahi çalışmaları aksatmamak ve gruptan kopmamak gerekiyor. sonra mesela hızlı swing parçalarda tereddüt ettiğiniz çok ufak bir yer olduğu takdirde kolay yoluna kaçıp diğer çalanlara bırakabiliyorsunuz. bu da bir yerden sonra nerdeyim noluyoruz ben niye burdayım gibi kendinizi sorgulamaya neden olabiliyor. ^*
• ilk big band duzenlemesini yapan kişi (bkz: fletcher henderson) dur
• (bkz: glenn miller)
• konserlerde ilk üç şarkı boyunca devamlı keyfiniz artar, sonra beş şarkı kadar filan da keyfiniz o seviyede sabit kalır.. douzuncu onuncu şarkıya geldiğinizde ise ne yaptığınızı, neden orda olduğuzu sorgulamaya başlarsınız, kafa kalmaz..
  
  diyeceğim o ki, kısa süreli dinlenmesi gereken gruplardır.
• 17-18 müzisyenden oluşan müzik yapma organizasyonu, çetesidir.. 4 trompet, 4 trombon , 2 tenor sakso , 2 alto sakso, 1 bariton sakso lmak üzere 5 saksofon , piyano (kuruksuz), davul ve bas gitar şeklinde olusur.. donemde bas gitar olmadigi icin kalin sesli bir arkadas bas gitar sesi cikarmistir.. 1920 lerden ikinci dunya savasina kadar en sahane devrini yasamisdir.. depresyon muzigidir, iki savas arasi muzigidir..
  
  duke ellington, dave holland, glenn miller, müzeyyen senar baslica sayabilecegimiz isimlerdir..
• ing. kalabalık çalgıcılar grubu
• (bkz: newyork newyork)