• biber gazı güncesi:

    31 mayıs 2013:
    ilk gün atılan biber gazı bence bayattı. ilk gün acemiydim, yaklaşık 15 tane falan yedim. midye gibi, yedikçe yiyesin geliyor(limonla bir şahane dostum), çekirdek gibi bitirmeden bırakamıyorsun. stokları erittik, en azından bayatları bitirdik. komşu illerden taze mahsüller geldi.

    1 haziran 2013:
    yeni gelen mahsül daha tazeydi. tahminlerimce trakya biberinden yapılma. daha lezzetliydi. sunumda yanlışlar vardı. direkt kafaya atmamak lazım, havadan gönderince tadı daha güzel geliyor. ayrıca biraz daha kremalize edilmesi gerekli bence. yanında sütle tüketilebilir. mekan: 10 sunum: 1 kalite:0

    2 haziran 2013:
    allah kahretsin, bunun bağımlısı oldum. artık çok seviyorum. fakat herşeyde olduğu gibi doz arttırımına ihtiyaç duyuyor insan. 3-5 tane kesmez oldu. günde bir paket içer oldum. acısı yerindeydi bence, biraz daha az yada daha çok olsa tatsız olurdu. ama kafası düşerken gazın en güzel etkisini yaşıyorsun. burnunu, genzini açıyor. ben en çok bu akşamkini sevdim. etkisi yaklaşık 5 dk. sürüyordu.

    3 haziran 2013:
    bugünkü lezzetli fakat gösterişten uzaktı. bugünkü mahsül değişikti, dumansız ama yakıcı. acısını biraz fazla kaçırmışlar ama olsun. sütle gerçekten harika gidiyor. birkaç tane yedikten sonra meydandan karpuz alın. ikisinin tadı birbirine gerçekten çok yakışıyor.

    yarınki gazı merakla bekliyorum. bakalım tayyip usta yarın ne gazı kullanacak.

    bu gaz bir harika dostum. daha çok ver...fas'tan getir panpa, freeshop'ta ucuzdur.
  • cilde sanki iyi gelen gaz. artık gaz yedikten sonra yüze püskürtülen sütten midir, limondan mıdır bilmem ama yüzüm artık bebek poposu yumuşaklığında* teşekkürler tayyep.
  • ilk bulanın amına koyulası icat.
  • biber gazıyla ilk muhabbetim malum 2013 sürecinde oldu. ayağımın dibinde patlayan biber gazı kapsülü ve akabinde imana geliş derecesinde devam eden soluma süreci; takribi bir kaç gün de bolca haşır neşir olma halleri ile artık samimiyeti iyice ilerlettik.

    çantasında biber gazı taşıyan kızlardan hiç olmadım, hiç öyle bir tehdit altında kalacak bir durum yaşamadığım için bu sanırım. on gün kadar önce likya yolu'nu yürümeye karar verdiğimde ve 'ya dağda bayırda karşıma saldırgan bir köpek çıkarsa' korkumu dile getirirken arkadaşım minik bir biber gazı spreyi verdi bana 'köpek sana 1 metre yaklaşana kadar asla kullanma, en son çare olarak kullan' diyerek.

    ve ben günlerce yürüdüm, tırmandım, kayboldum, tekrar yolumu buldum, 825'lik rakımlara çıktım, ıssız sahillerde dolandım, gece çadırıma saldırgan hayvan indi sandım da akabinde zararsız olduğunu anladım; bir kez bile ihtiyaç duymadım.

    ama pazartesi duydum. 6 saat içerisinde, aynı bölgece (kınık-kumluova) iki kez iki farklı insan tarafından ısrarcı bir şekilde sözlü tacize uğradım. bir tanesi, xantos antik kentinde gezerken muhabbet ettiğim ve olayı çok farklı noktaya getiren, 'ilgilenmediğimi' söylememe rağmen fazlasıyla ısrarcı olmasına karşın resmen kaçarak uzaklaştığım, kınık merkezine indiğimde ise ise kenara park etmiş arabanın dışında beni beklediğini gördüğümde üç buçuk atarak uzaklaşırken. bir tanesi ise, patara kavşağındaki otobüs durağında otobüs beklerken. taksiden sırt çantamı indirirken arkamızda, arkası açık beyaz kamyonetlerden biri durdu, genç bir şöförü vardı. taksici abi ise bir yörük göçmeniydi, ayak üstü muhabbet ettik, o süreçte kamyonet tam arkamızda duruyordu, hatta ben yolu mı tıkadık diye düşündüm. sonra taksi gitti, ben yolun ters tarafına geçip durakta beklemeye başladım. kamyonet taksi gittikten sonra döndü, durağın arkasından dolandı ve tam önümde durdu. öyle ki, otobüsün geldiğini göremediğim için içimden 'yer mi kalmadı da görüş alanıma kırıyorsun gerizekalı' diye söylenerek ayağa kalktım yolu görebilmek adına. ve beklemediğim teklif geldi. hayır denildi, kulaklıklar takıldı. ısrarlar devam etti. tarafımdan şehirler arası yolda gerekli üç buçuklar atıldıktan sonra pes eden kamyonet bastı gitti.

    bu işin hiç bir 'ama'sı yok. kalkıp size 'ya açık da giyinmemiştim, üstelik güzel de değilim' gibi açıklamalar yapmayacağım. dünya güzeli de olsam, kıçıma kadar şort da giymiş olsam taciz boyutuna varan 'teklifler', yok efedim otobüs durağının önüne kamyonet kırmalar filan, bunları ilk kez yaşıyorum (zira ülke içinde ilk kez tek başıma seyahat ediyorum) ve ilk kez pazartesi günü biber gazına ihtiyaç duydum. günlerdir keyfim fevkalade yerindeydi, birkaç saat içerisinde günlerdir biriktirdiğim bütün umut kırıntılarını kaybettim.

    şimdi dönüş yolu, eşyalarımı toplarken elime sprey kutusu geldi. içimi dökmek istedim. insan üzülüyor böyle şeylere elinde olmadan, ne yazık...
  • biber gazını tadanları şöyle bir listeleyelim bakalım ortaya ne çıkacak;

    memurlar
    öğrenciler
    çiftçiler
    çevreciler
    işsizler
    fenerbahçeliler
    şehit yakınları
    depremzedeler
    pazarcılar
    kürtler
    eşcinseller
    mahkumlar
    minibüsçüler
    savaş karşıtları
    hayvanseverler
    milletvekilleri
    sendikalılar
    zam protestocuları
    doktorlar...

    ee? kim sıkıyor, hanginiz sıkıyor lan bize bunu?
  • benden bi milyon kat fazla seviyede maruz kalanlar var, gözleri normal şekilde kullanımda, benim gözler haşat oldu. yani kesin nedeni budur demedi doktor çünkü bilemezdi ancak başka bir neden düşünemiyorum dedi. zaten gazı yedikten sonra oldu. bir de en son lensle yedim süper oldum. sonuç olarak yoğun bir alerjik reaksiyon sonucu bi şeyler olmuş ve bir de retinamda delik varmış. o delinmeseymiş hiç değilse:/ tedavisi var ancak tedavisi şart. gözünüz ağrıyorsa gidin. benimki iki gündür zonkluyordu, artık dayanamayıp gittim. neden çünkü türkmüşüm ve ölmeden doktora gitmezmişim. gözlük almak zorunda kaldım, lens yasak. saçımı da küt kestirirsem gerçekten 12 yaşıma dönmüş olacağım. yav neyse tedavisi var nasılsa banane. ama damlalar her seferinde kör edip gözümü oyuyor.

    bir de hesabımı kapatmayı başaramadım. evet. yazarım o zaman.

    doktorum o kadar tatlıydı ki kızı da günlerce gezide sabahlamış, benim gözleri görünce kızını aradı. çok mu kötü ya dedim, yok yok dedi. inandım. bakıcaz.
  • vergiler buna gidiyorsa fiş alanın anasını siksinler.
  • yaşanan bir sürü kadın cinayetinden sonra, dün 5 yaşındaki kızımla birlikte gündüz gözüyle bindiğimiz taksicinin kafadan kırık çıkmasıyla bugün gidip alacağım kesinleşen kendini savunma aracı.. ben bu arabadan bu çocukla nasıl sağ salim çıkarım diye düşünmek var ya allah kimseye vermesin...
  • gazı göz yaşartıyo evet ama sıvısı resmen deriyi bile yakıyo.

    arabada kapı cebinde bi tane vardı.
    sıcaktan cebe akmış.

    ben de bi bakıyım bu ne durumda deyip elimi atınca elime bulaştı.
    ulan o kadar yıkadım yine de elimi nereme sürsem yakıyo kavuruyo.

    sabahtan beri ağız tadıyla bi burun karıştıramadım valla.
  • dün gerçekleşen beşiktaş maçının arifesinde, oradan geçiyor olmamız vesilesiyle dolu dolu yediğimiz şey.
    hatay olaylarının etkisiyle pek haber olmadı hadiseler, lakin biz o gazı yedik, tam onun da gazıyla ulan gaz bile yedik diyerek havaya girmişiz falan, kendimizi kapamak zorunda bırakılan bir cafe'ye yalvar yakar zor attık. nefes de aldıktan sonra tam olayı aramızda istişare ediyorduk ki, kapı açıldı, 8-9 yaşlarında 2 kız çocuğu baygın bir halde içeri getirildi. limonlarla falan yıkandırıldılar, kızın ayıldıktan sonra babasına kurduğu ilk cümle; "baba ben öldüğümü sandım." olduktan sonra, kapı yine açıldı, yine aynı yaşlarda bir kız çocuğu annesinin kucağında, yine baygın, anne gazdan perişan. ardından hepsi perişan bir çocuklu aile daha, nefes alamayan ve büyük ızdırap içindeki yaşlılar, sonra bir aile daha içeri girdi... bir anda revire döndü mekan. ağlama tarikatıymışcasına ağladık, hep bir ağızdan öksürdük, polislerin gazlı, sulu ve silahlı eğlencesine biz de kendi çapımızda ortak olduk.

    belli bir tayfa bunları okuyup ya da yaşayıp, tabi canım, polis görevini yapıyor diyebilir. ya da istanbul'un gazman'ı çıkıp, o çocukların fişlenmiş suç örgütü üyesi olduğunu söyleyebilir. kimse gıkını çıkarmadığına göre de zaten hakkıdır, daha fazlasını da söylemelidir, bunlar başka mesele. cidden hiç biri umrumda değile de, o çocuk ve yaşlılarla birlikte gazlanmış olmak çok fena dokundu lan sözlük, gururum incindi. yapılır mı böyle kahpelik? şöyle açaydım kollarımı, sık diyeydim tek başıma... olmadı, olamadı sözlük...
hesabın var mı? giriş yap