• beyaz, beyazıt öztürk'ün canlandırdığı sahne adamı. karakteri, beyazıt öztürk'ten çok daha farklı. biraz yılışık, kötü espriler yapan, düşünmeden konuşan, ana kuzusu, zevzek bir karakter. medyada kabul görebilecek, çok tutacak bir tip. ama beyazıt öztürk, bütün bunların aksine, gayet zeki, olgun, kültürlü, düşünen, aileye değer veren, duygusal ve düzgün bir insan. hayvanları seven, karşısındakine saygılı, değerlerine sahip çıkan, her konuda düşünce sahibi olan, nerden geldiğini unutmayan biri.
    bu kadar paçoz arasında bembeyaz kalabildiği için kendisine teşekkür edilmesi gereken adam gibi adam.
  • benim ömrüm hep beyaza kandi ey "sarkisi beyaz"
    ama hangi beyazi tutsam gri oluyor,
    sonra boguluyor,
    karariyordu...

    hicbir beyaz
    bembeyaz;
    hicbir yaz,
    yaz
    kalmiyordu!

    (bütün g r i l e r eskiden b e y a z d i feride...)

    y. odabasi
  • fransız devrimi karşıtlarının rengi olup, fransa krallığının ambleminde yer alan beyaz zambaktan kaynaklanır. bu renk daha sonra da devrim-karşıtı hareketlerin rengi olarak kabul edilir. ekim devrimi sırasında bolşevik kızıl ordu karşısında yeralan, menşevikler, çarlık taraftarları "beyaz"lar olarak nitelenir. (bkz: beyaz ordu) bu grupların katliamları da beyaz terör olarak adlandırılır.
  • butun renkler ayni hizla kirleniyordu
    birinciligi beyaza verdiler

    (bkz: özdemir asaf)
  • bir yerden paste edelim.

    beyaz, istikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler. bu yüzden üzerinde fazla şaibeler olanların, beyaz ağırlıklı kıyafetleri seçmelerinde yarar var. beyaz elbiseler sizin temiz olduğunuz imajını verir.

    yorumumuzu yapalım.
    benim hiç beyaz giysim yok.
    genç parti propagandasında gördük ki cem uzan'ın da beyazdan başka gömleği yok.

    (bkz: anlatabildim mi)
  • ölümün rengi....
    yokluk...
    bosluk....
    bembeyaz bir aydinlikta kalmaktansa simsiyah bir karanlikta kalmayi tercih ederim....
  • pozitifligin simgesi.
  • ziya osman sabanın pek güzel bir şiiridir.
    yazayım bari de tam olsun:

    bir bademin altına, yorgun, oturmak biraz,
    ayrı ayrı seyretmek çiçek açmış her dalı.
    artık bütün renklerden, artık uzaklaşmalı:
    beyaz işte, aylardır gözümde tüten beyaz.

    kış bitti... uzaklarda ilk ümitler gibi yaz,
    duyuyorum bu sabah, kış içimden çıkalı,
    içimin dört duvarı bembeyaz badanalı,
    ah, sade nefes almak, göğsüme dolan bu haz...

    bir kuş ötecek şimdi... havada bir durgunluk,
    mermeriyle konuşan açık kalmış bir musluk,
    beyaz çiçeklerini tek tük düşüren kiraz.

    bahar pınarlarından içime damlayan su,
    bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz kokusu,
    kış bitti... uzaklarda ilk ümitler gibi yaz...

    aynı şairin beyaz temalı başka bir güzel şiiri için (bkz: beyaz ev)
  • üçüncü dakikanın ikinci ve ondördüncü saniyeleri arasında ellerini gözlerine yummuş masum bir çocuğun -gizli beyazları arama sevdası üzere- uğuldamalarını* hayale getiren çıplak ayaklı büyücü(nün) şarkısı.

    "okyanuslar yüzmüş
    boğulmamışım..
    ne göklerde uçmuş
    yorulmamışım..
    düşlerimin ardına gizlenen beyazları
    aramışım durmuşum
    umutsuz
    yorulmuşum.."
  • (yok) olmayanın ve kışın tüm tonlarını sunduğu renk.
hesabın var mı? giriş yap