• az önce 118. sayıyı bitirdim. çizimler olarak fazla ayrıntılı ve göz doldurucu, gatsu kılıç salladığında hep iki sayfa verilmiş özellikle. görkeme doyuyorsunuz.

    pirkaf hikayesinin sonuna doğru geliyoruz ve merak tavanda.

    bir de şu var;
    hiç bir berserk aşığı şunu demeden berserk konusunu kapatmaz.

    --- spoiler ---

    amına koyayım grifith.

    --- spoiler ---
  • mangaya paralel falan değildir. koskoca lost children arc atlanarak çekilmeye başlanmış. cgi rezalet. casca beyaz tenli bir kız. dragonslayer'ın çıkarttığı çınlama sesi saçmalıktan ibaret. olay akışında değişiklikler var.

    berserk ile alakalı bir şey yapılacaksa mangaya tam sadık, 2d el-çizim destekli animasyon ile, hiçbir unsur sansürlenmeden yapılmalıdır. aşağısı kurtarmaz ve taviz de verilemez.

    bu şekilde bir anime ile serinin eski fanlarını mutlu edemezler. çünkü naruto'dan değil berserk'ten bahsediyorsun. ben net 12 senedir berserk okuyorsam, bütün manga ciltlerine ve orijinal dvd'lere sahipsem, omuzumda kafam kadar guts dövmesi varsa bana bunu berserk animesi diye izletip sonra da beğenmemi kimse bekleyemez.
  • şimdiye kadar okuduğum en iyi eser. dikkatinizi çekerim en iyi manga demiyorum, en iyi eser.
    berserk'i okumadan önce depresyondaydım ve intiharı dahi düşündüm. berserk'i okuyup, guts'ın mücadelesini gördükten sonra hayata karşı yepyeni bir tutum ve bakiş geliştirdim. durum ne olursa olsun, guts asla pes etmez ve mücadele etmeye devam eder. berserk'in hikayesi ya da daha doğrusu guts karakteri, asla pes etmeyen, her zaman kaderi ve durumunun onu umutsuzluğa düşürmesine izin vermeyip onun yerine savaşması ile bana gerçekten ilham verdi. teşekkürler, kentaro miura.
  • idea of evil ve law of causality ile ilgili mangada şimdiye kadar verilenler dahilinde bir yazı hazırladım. berserk içinde konuşulacak oldukça fazla şey var ama mangada geçen olayları daha iyi anlayabilmek için ilk bunları kavramak gerekiyor. (bu iki kavramı çevirilerini yapmadan ingilizce isimleriyle kullanacağım.)

    öncelikle, bunlar hakkında şimdiye kadar olabildiğince az açıklama yapıldı. miura bunları direk açıklamak yerine süreçte anlamamızı istiyor. keza, idea of evil ilk episode 82/ 'god of the abyss' ile tanıtıldı ama hakkında kilit bilgilerin verildiği berserk episode 83 ise daha sonra canon olmaktan çıkarıldı. miura, olaydizimi hakkında çok fazla bilgiyi erkenden verdiğini ve bunun kendisini ilerde sınırlandıracağını düşünürek seriden çıkarılmasını istemiş. yine de ilerleyen bölümlerde bu silinen bölümle çelişecek bir şey görmediğimiz için, idea of evil hakkındaki bilgilerimizi buna dayandırıyoruz.

    ilk law of causality ile başlayalım. berserk dünyasına "law of causality"(nedensellik yasası) dediğimiz yasa hakimdir. bu kavram sık sık "kader" ile karıştırılsa da bambaşka bir unsurdur. kader, bir şeyin muhakkak olacağı anlamına gelir yani önceden belirlenmiştir ve yapılacak hiçbir şey onu değiştiremez. gelecek üzerinde mutlak, doğaüstü bir kontrol anlamına gelir. causality ise neden-sonuç yasasıdır. yaşanan bir olay, insanları kendi kontrolleri dışındaki durumlara iterek, yapabileceği seçimleri sınırlayan zincirleme bir reaksiyon ortaya çıkararak gelecekteki başka bir olayı etkiler. doğasının tam olarak bilinip bilinmediği farketmeksizin, her etkinin bir tepkisi vardır. her şey nedenselliğin iplerine bağlıdır. şimdi burda law of causality'yi daha da açmak için "idea of evil"i biraz anlamamız lazım.

    "idea" kelimesi platonik konseptte bir ifadedir. kötülüğün kaynağı, vücut bulmuş halidir. idea of evil kendisini, insanlığın acı ve talihsizliklerinin arkasında bir sebep arayışınından doğan karanlık bir tanrı olarak tanımlıyor. berserk evreninde carl gustav jung'ın kollektif bilinçdışı, varoluşun bir gerçeği olduğundan, bu kollektif sebep arayış isteği, insanların kötü ve karanlık dürtülerinden şekillenerek zeki bir varlık olarak kendini var ediyor. insanların kötü olarak kabul ettiği durumların ve bu tür koşullar altındaki bir yaşamın genel mutsuzluğunun nedeni olan bu duygu ve arzular, gerçekliğin en derin katmanında idealar dünyasında yer alan idea of evil'ın, kökenidir.

    idea of evil'ın kendisinin var olma sebebini açıkladığı sözleri;

    "acının sebepleri. üzüntünün sebepleri. yaşamın sebebi. ölümün sebebi. yaşamlarının neden bu kadar ızdırapla dolu olduğu, ölümlerinin neden bu kadar absürt olduğu... insanlar, bildiklerinin sınırlarını aşan kaderleri için 'nedenler' istediler. ben de bunun için varolduğumdan, bunları üretiyorum. insanların özündeki bu isteğe uyarak, kaderlerinin ağını örüyorum."

    ---------idea of evil/episode 083----------

    burdan idea of evil'ın, idealar aleminde insanların kolektif bilinçdışı düşünceleriyle var olduğunu anlıyoruz. şimdi law of causality ile alakasını anlamaya çalışalım. idea of evil, idealar dünyasında bulunur(belki ilerde başka bir entryde berserk evreninden bahsedilirim.) ve fiziksel dünya'ya etki edip, ince nedensel zincirler oluşturur.

    idea of evil'ın, law of causality ile nasıl oynadığını anlamak için griffith'e söylediği şu sözleri anlamaya çalışalım.

    "burda bulunman ta uzak geçmişten belirlenmişti. senin doğacağın zamana zemin hazırlamak için tarihi manipüle ettim. insanların bilincinin alt katmanlarını etkileyerek, kanı kanla birleştirerek, seni doğuracak soyu yarattım. şimdiye kadar başından geçen herşey seni buraya yönlendiren kaderin bir parçasıydı."

    -------idea of evil-episode 083--------

    kendisinin, yukarda bahsettiği şekilde, griffith'in doğumunun ve yaşamının, idea of evil'ın olayların nedensel akışını çok ince bir şekilde müdahalesiyle
    onu eclipse'e hazırlayan çağlar süren bir planın parçası olduğunu öğrendik. idea of evil'ın bunun yanı sıra insanlığın bilinçaltına yönelik de çalıştığını da anlamaktayız. insanları, isteği zamanda, istediği yere yönlerdirmek için öyle bir incelikle sindirilmiş hayaller ve arzular sunar ki, onları kendilerininmiş gibi kabul ederler. bunların hepsi kendileri için hazırlanan rolü oynayabilmeleri içindir sadece.

    elbette idea of evil öyle mutlak bir causality kontrolüne, ruh veya beden yaratıp, doğurma gücüne sahip değil. bundan ziyade fiziksel dünya'da(physical world), bahsettiğimiz gibi muazzam bilişsel etki gücüne ve causality'inin nasıl çalıştığı ve ne gibi etkiler yaratabileceği bilgisine sahip. causality'nin nasıl çalıştığını çok iyi bildiği ve insanların özünü tanıyıp bilinçdışı düşüncelerinden var olduğu için çoğu olasılığı öngörüp, bir olayın diğerini nasıl etkileyeceğini tahmin edebilir. bir diğer yandan, bireylerin free will(özgür iradesi) de var. fakat bu özgür irade var olsa da yine causality tarafından kısıtlanmıştır. idea of evil ince manipülasyonlarla, insanlar için geçerli seçeneklerin kendi planlarına fayda sağlayanlarla sınırlı olduğu senaryolara koşullar. ancak insan adına karar vermez. behelitleri örnek verecek olursak; idea of evil, kişiyi bir nevi acı çektirerek, çaresiz bırakarak veya daha fazla güç arzulamasını bilincine işleyerek, kişinin beheliti kullanarak "güç" elde etmesini sağlayacak ortamı hazırlayabilir. ancak bu takas(güce karşılık--- kurban), kişi tarafından reddedilebilir. daha başlarda black swords man arc'ında gördüğümüz kont, behelitini ikinci kez kullanıp god hand'i çağırmıştı. bu sefer kızını feda etmesi gerektiği söylenince bunu reddetmiş ve ölmüştü.(ep 3)

    tüm bunlar göz önüne alındığında, causality'nin sadece kötü adamlar için bir araç olduğunu görüyoruz gibiyiz ama tabi olay bundan daha karmaşık. aslında causality içinde, hikaye boyunca belli belirsiz görülebilen karşı bir akım vardır. periler, elfler, büyücüler gibi astral dunya varlıklarının, guts(çünkü kendisi damgalı) ve skull knight'ın da karşı bir etki yaratarak causality'ye müdahaleleri mümkün. puck'ın bile guts'ın şu an bulunduğu yere gelmesine olan etkisi büyüktür.

    sonuç olarak kendi yorumum; mangada olacakları bilmiyoruz ama geçmişten geleceğe ince ince örülen ağlara karşı bunları altüst edecek umut vadedici müdahaleler de görüyoruz. ve bunlar guts'ın üstün geleceği bir sona bizi götürüyor gibi diyerek yazımı daha da uzatmadan burada bitiriyorum. elimden geldiğince karmaşık yazmamaya çalıştım ama kavramları basitçe anlatmak ne yazık ki biraz zordu. ayrıca olası yazım yanlışları için özür diliyorum.

    not- internette bölümler chapter diye geçse de miura episode ve chapterı farklı bağlamlarda kullanıyor. arc>chapter>episode şeklinde.
    örn: [millennium falcon arc]
    (chapter of the record of the holy evil war)
    episode 179 -> episode 235

    bilgilerimi derlerken berserk için en büyük ve en düzgün kaynak olan skullknight'ı sık sık ziyaret ettim. podcastlerinde ve forumlarında bir çok soruya cevap bulabilirsiniz.

    bizlere bu muazzam eseri hazırlayan büyük usta kentaro miura'ya saygılar ve sevgilerle... huzur içinde uyusun.

    görsel
  • farklı ve bir o kadar karanlık hikayesiyle hemencecik saracak manga. animesini izlemesem de mangasındaki o belli bir sayıya kadar baya baya kendini hissettiren karanlık hava, umutsuzluk, çaresizlik, kötümserlik sarıyor insanı. sonradan eklenen karakterle bu durum biraz yumuşatılsa dahi aynı hava devam etmekte aslında.

    lakin bu övgülerin dışında bir sorun var, bu kentaro miura denen adam çizmiyor. çizmiyor şerefsiz. şerefsiz oğlu şerefsiz. ibne. hikayeyi bitirmeden ölecek gidecek ona karar kılmış belli. nası sinir oluyorum şöyle adamlara arkadaş yahu. çizmeyeceksen niye başlıyorsun arakadaş. manyak mısın? göt herif. bunca zamandır entrylerde küfür etmezdim bu herif delirtti beni sonunda.

    edit: arkadaşlar ara ara bana yazıp sitem ediyorsunuz bu entry yüzünden sanki adamı ben öldürmüşüm gibi. ben bu entryi yazdığımda adam zaten yaşlıydı, götü toprağa gözü allah'a bakıyordu. dolayısıyla yaptığım şey gayet mantıklı bir çıkarım ve bunun sonucunda ortaya çıkan isyan duygusuydu. ortada bir nostradamusluk falan yok yani.
  • mangakası (bkz: kentaro miura) hayatını kaybetmiş. mangaka aslında 1-2 hafta önce vefat etmiş ancak yeni açıklandı.. huzur içinde yatsın ama bu adam daha 60 yaşında bile değildi be arkadaş...
  • arkadaşlar bilmem farkettiniz mi ancak bu hikayede bizim ülkeye benzer bazı taraflar var.

    griffith malum kişi. kushan imparatoru da fetoş. guts da biziz.
    her ne yaparsak yapalım yalnız kalıyoruz ve insanlar neler döndüğünü asla göremiyorlar. devran bin kere dönse dahi, insanlar şeytanlara tapmaya devam edecekler. bu seri de bunu alttan alttan veriyor sanki.
  • kırk yıllık çizgiroman okuyucusuyum böyle çizgiroman görmedim dedirten manga ve anime serisi.çizerin ,yazarın hayal gücü ve ustalığı zaman zaman oha oha ,vay vay ,yuh artık tepkilerine yol açtığı gibi arada gülme efektlerine de sebep olmaktadır.çizgi roman ilk bakışta çok güzel çizilmemiş gibi görünebilir ama okudukça ayrıntılar ve çizim tekniğinin kullanılışı takdir uyandırır.
  • vikinglerin ozellikle yagma akinlarinda kullandiklari, asiri derecede cok ofkeli manasini tasiyan, savasci elit birimleri...antropoloji ve tarih bilimcileri bu amcalarin acimasiz ve cinnetvari ruh hallerine mantikli bir aciklama getirebildiler en sonunda... bu hipoteze gore catismalarin tam ortasina zirhsiz ve tamamen korumasiz girecek kadar gozupek - ya da daha dogrusu kendinden gecmis - olmalarinin, ve gozlerini kirpmadan adam oldurecek kadar acimasiz ruh hallerinin ardinda yatan sir, iskandinavya'nin hemen her yerinde yetisen ve bu toplulugun besin olarak bolca tukettigi, halusinojen ve uyarici etkisi olan bir mantar cesidiymis (bkz: magic mushroom)...
  • çok yavaş ilerleyen 1988 yılında başlamış manga serisidir. serinin üçte biri animeye uyarlanmıştır. mangası bazen her hafta bazen üç ayda bir çıkmaktadır.

    --- spoiler ---

    griffith kendine bütün dünyayı domine edebilecek bir ordu yapmıştır. ordu da yok yoktur. buna karşı gatts da anca kendinin dahil olduğu 5 kişilik grup yapmıştır. grubu ifade etmek gerekirse bir adet berserker , bir adet mage , bir adet thief , bir adet eski cleric yeni mage ve birde blademaster gibi bir şey vardır. bir adet caska vardır ama delirdiği için aklı 3 yaşında bir çocuk gibi davranmaktadır. gatts ın 2 metrelik kılıcının yanına bir de zırh eklemiştir. zırh ın kafalığı kapandığında gatts berserk olur dost düşman tanımaz.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap