• belarus'a gitmenin ucuz bir yolu da ucakla ukrayna ya da moskova'ya gidip trenle ulkeye gitmektir( savas taktigi gibi oldu :p )
  • ülkenin üzerinden geçen başka bir ülkeye ait uçağı zorla indirip, uçaktaki daha 25 yaşında muhalif bir genci döverek uçaktan alıp, hapse tıkarak, işkenceyle video çektirecek manyaklıkta bir diktatöre sahip avrupa ülkesi.

    bu oruspu çocuğu diktatör, geçen sene yapılan seçimleri kaybettiği halde yönetimi elinden bırakmayan lukaşenko denen hıyardır.

    bu badem bıyıklı hıyar, seçimlerin olduğu akşam, seçimi kaybettiği halde, şehirlerin girişine tankları yığarak, bilboardlara "belerus kazandı-teşekkürler belerus" minvalinde yazılar yazıp, iktidarı rakibine teslim etmemiş halen saltanatını sürdürmektedir.

    tanıdık geldi mi?

    sonradan ekleme : elemanın teki, hukuki olarak başka bir ülkenin yöneticisine bu şekilde bir entry giremeyeceğim konusunda mesaj atmış. bu manyak diktatörün yaptıklarına değil de benim yazdıklarıma takılmış.
    konuyla alakalı hukuki bilgisi olanlar yeşillendirirse sevinirim.
  • * belarus'da diktatörü eleştiremezsin, ortadan kaybolursun, hapishaneyi boylarsın, ifade özgürlüğü diye bir şey yoktur
    * belarus'da muhalif kanal yoktur, muhalif medya da yoktur. muhalefet diye bir şey yoktur
    * belarus'da ne oy verdiğin fark etmez, bütün oylar diktatöre gider. seçimler göstermeliktir.
    * belarus fakir bir ülkedir. ortalama gelir 500 eurodan azdır. insanlar uzun saatler çalışır, çoğu ek iş yapar. çoğu genç avrupada, litvanyada üniversite okumak ister kendini kurtarmak için
    * belarus'da adalet yoktur. diktatörün muhalifleri sudan bahanelerle seçimden günler önce hapsi boylamıştır. diktatör ne derse kanun odur.
    * belarus'da yolsuzluk yaygındır, iktidara yakın olanlar devletin tüm imkanlarına sahiptir.

    bunları savunacak arkadaşlar umarım kendileri daha beter şartlarda yaşar
  • avrupa'nin bayburt'u.
  • son günlerde yaşanan olaylar türk basınında hiç yer almamaktadır. göt korkusu nelere kadir.
  • gitmeyi düşünürseniz; sakın ha bu ülkeyi ukrayna veya o ayardaki doğu avrupa ülkeleriyle karıştırmayın. "nasılsa vize yok" diye hiçbir şey yapmadan giderseniz çok sorun yaşarsınız. sağlık sigortası konusunda çok çok katılar. ben daha kiev'de minsk trenine binmeden başlamışlardı "strahovka, strahovka?!?" diye. "ne diyon ya" dedim, bir türlü anlaşamadık. gerizekalı olduğum için google'dan bakmak da aklıma gelmedi. halbuki rusçam da var yani, söyledikleri şeyin nasıl yazıldığını biliyorum. hatta kondüktör ablalardan birinin diğerine, "söylediğimi anlamıyor. neyse binsin bakalım" minvalinde bir şey dediğini duydum. strahovka dedikleri şey sağlık sigortası. bende vardı zaten, onu belarus'ta sorarlar diye düşündüğümden hiç aklıma gelmemişti.

    benzer şekilde, belarus sınırında da sordular ve adam oturup altı sayfayı ciddi ciddi inceledi bir 10-12 dakika kadar. ukrayna'ya uzun süreli vize başvurusu yaptığımda, başvuruyu alan adam "bu ne yav" diyerek poliçenin beş sayfalık kısmını atıp sadece ilk sayfasını almıştı. belarusluların sigorta düşkünlüğünü varın siz hesap edin.

    bunun dışında, kendi belarus tecrübem korkunç geçtiği için objektif olamayacağım elbette ama ben şehrin kendisini çok sevmeme rağmen adeta boğulduğumu hissettim. ukrayna'daki insanlar ne kadar "normal" ise belaruslular o kadar soğuk geldi bana. mimari açıdan şehir gerçekten şahane, özellikle merkezde attığınız her adım "vay anasını!" dedirtiyor ama geri kalan her şeyden nefret ettim desem yeridir. gidilmeyecek şehir değil, hatta tekrar tekrar da gidilebilecek bir yer ama ne bileyim işte bana fazla kasvetli geldi. bunu sovyet hastası, kasvet düşkünü bir adam olarak söylüyorum. zaten yanlarında kaldığım ukraynalı arkadaşlarım da "iyi oldu, boyunun ölçüsünü aldın, bundan sonra sovyet sovyet diye zırlamazsın; al gördün sovyetleri" diyor, onlar da hiç sevmiyormuş belarus'u. ben sevmiyor değilim gerçi. sadece kötü bir tecrübe oldu diyelim.

    tecrübemin kötü olmasının sağlık sigortasıyla bir alâkası yok bu arada. belgelerim tamdı ve fazlasıyla incelemelerine ve çokça soru sormalarına rağmen ses etmediler. yine de beş günden uzun kalışlarda kayıt zorunluluğu, trende/uçakta doldurmanız için verilen "göç kartı" falan insanı geriyor. alışmışım ben ukrayna'ya türkçe olarak "hoşgeldiniz!" diyen sevimli insanların çata çuta damgasıyla girmeye, belarus sen kimsin ya :(

    ha param olsa yine giderim ben minsk'e. dediğim gibi, tecrübemin kötü geçmesinin sebebi tamamen benim aptallığım. yoksa şehirden, insanlardan kaynaklı hiçbir sorun yaşamadım. dinamo minsk'in buz hokeyi takımını canlı izlemeden göçmek istemiyorum bu dünyadan. bakalım artık ne zamana kısfmet olursa.
  • seçimlerin tanınmaması üzerine tüm ortadoğu'yu ülkesine taşıyan bir gerizekalınin lider olduğu ülke. polonya sınırına dikenli teller ördü, almanya destekleyecegini söyledi. sığınmacıları ab alma niyetinde değil ve polonya siksen sokmaz içeri çünkü halkı bizim gibi değil ensar muhacir demez. belarus sonrasında nasıl kurtulacak bunlardan, tek kisinin keyfiyle yönetilen ülkelerde mantık aranmayacaginin delili olan ülkedir.
  • 1-eski sovyet ulkeleri icinde en guvenli ve temizi.
    2-ıdam cezasi hala vardir.
    3-parlament sigarasi satilmaz. yillardir ictigim sigarami degistirdim mecburiyetten .
    4-ayrica demir paralari yoktur. cebinizdeki onlarca kagit para bir paket sigaraya yetmeyebilir.
    5-metrosunda fotograf cekmek yasaktir.
  • ucuz ve eglenceli bir yolla gitmek icin bir yol da sudur; ukrayna odessa'ya 70 dolara ucup ordan da 50 dolarla trenle minsk'e gecilebilir.ucaktan inip taksiyle(10 $) gara gidersiniz. 1 saat sonra tren kalkar. yani ucagın varısı ve trenin kalkıs suresi baglantılı gibidir.trenler yataklıdır. rahattır. restoranda yemek yiyebilir ya da masalarda yanınızda getirdiklerinizle (istasyonlarda mantı , bira, vodka da satılır) sofra kurabilirsiniz. emin olun cok eglencelidir. ayrıca guzel muhabbetler kurabilirsiniz. 16 saat gibi bir surede minsk'e varırsınız.
  • bir haftaya kadar türkiye ile karşılıklı vizeleri kaldıracak ülkedir. uzun süredir burada yaşayan şahsım der ki gezilip görülecek çok fazla yeri yoktur. 1-2 günde tüm minsk'i gezersiniz. ülke alabildiğine ormanla kaplıdır. bu da şehir merkezlerini olumlu yönde etkilemiştir, her yer park bahçedir. insanlar mutludur. siz sorun yaratmadıkça kimse size bulaşmaz. gece hayatına kendini çok kaptırmamak gerek, zira cepten dolarların ne ara uçtuğunun farkına varamazsınız. herkesin merak ettiği hatun kısmına değinirsek bir ukrayna, rusya değildir. geldiğiniz gibi arkanıza baka baka dönersiniz cennet vatanımıza. kaale dahi alınmazsınız çok zengin değilseniz. o yüzden uçkur meraklılarına hiç önermiyorum, şansınızı başka yerlerde arayın diyorum. belavia airlines ve thy karşılıklı seferler yaparlar. fiyatların pahalı olmasının sebebi maalesef havaalanı vergilerinin çok yüksek olmasıdır. şirketler indirim yoluna gidemiyor bu yüzden. ülkede devalüasyon yaşandı ve 2010'da bir dolar üç bin ruble civarındayken şu an bir dolar on bin rubleyi görmüş durumda. bu yüzden fiyatlar inanılmaz arttı. özetle eğitim, dil kursu için gitmiyorsanız çok da parlak bir yer değil.
hesabın var mı? giriş yap