• ara tatil münasebetiyle annemin evi insan dolu. sıradan bir türk ailesi gibi oturmuş çay-patlamış mısır-güldür güldür* girdabında kapılmış gitmişiz.

    oğlum ise masanın köşesinde miniminnacık bir yerde, ertesi gün jurisi olan zavallı bir mimarlık öğrencisi gibi oflaya poflaya resim yapıyor. detaylar çok önemli; bir maymun ağaca tırmanırken eline bir muz almış ama muz toplarken de yere çokça muz düşürmüş.
    çizmeyi bitirip keyfince boyadıktan sonra derin bir oooooh çekip oturdu. e çocuk o kadar uğraşınca evdekiler bir beğeni ifade etmek, bir takdir etmek dürtüsüyle oooo'lar eşliğinde alkışlamaya başladılar.

    -yeter artık ya!!!!! her yaptığım resmi beğenmenizden bıktım artık, hep güzel diyorsunuz biraz da kötü olmuş diyin!!! sizin yüzünüzden bu resimlerimin hepsini yırtmak zorunda kalıcam işte. çok uğraşmıştım ama yaaaaa!!!!!!

    kiminin elinde çay bardağı, kiminin ağzında mısır ne yapacağımızı bilemeden kalakaldık. sessizliği ben bozdum:

    -affferim cocuuuum! işte böyle, eğer beğenilme arzunu bastırabilirsen bu hayatta kimse seni üzemez. hem sanat sanat içindir, hiçkimse umrumda olmasın, resimlerini beğendirmek zorunda değilsin. sen kendin beğen yeter!

    ev ahalisinde an itibariyle mevcut olan bu kalakalmışlık, buz gibi bir havaya evrildi. vay efendim daha 5 yaşında bile olmayan çocuğa bu söylenir miymiş, iyice kendime benzetmişim çocuğu, yaşı gelince bunu zaten kendisi öğrenecekmiş, yaşına uygun daha zarif bir cevap versem ölür müymüşüm!

    ben 'her çocuk kendi ana-babasına benzer, ben de size benzemişimdir ondan böyle olmuşumdur ellaaama' deyip münazarayı tartışmaya çevirebilir, ortamın tadını bozabilirdim lakin olgun bir bireyim, anlatmaya gerek yok.
  • insana devamlı ben butonuna bastıran acaba hangi entryim oylandı beğenildi diye merak ettiren içgüdüsel olay.
  • her insanın içinde default olarak gelen duygu. bir insan nasıl yeme-içmeye ihtiyaç duyarsa beğenilmeye de ihtiyaç duyar. bu yüzden insanlara onları beğendiğinizi belli eder de pohpohlamayı becerirseniz hem onlar sonsuz mutluluğa ulaşırlar hem de sizi çok severler.

    çünkü insanlar bencildir ve sadece kendileri hakkında konuşmayı severler.
  • facebook'un dünya çapında bu kadar popüler olmasının,
    twitter'da sürekli takipçi kasma mesajları görmemizin,
    instagram'da sürekli paylaşılan sıradışı fotoğrafların,
    foursquare'de yer bildirmelerin,
    maddi olarak karşılanamasa bile borç harç ile bin dolarlık cep telefonları alınmasının,

    bilinçaltında yatan sebebi.
  • ulan bu çok pis bi şey. beğenilmek istersin, sonra beğenilince neremi beğendi ki bu işte kesin bi bokluk var dersin, inanamazsın. sonra inamasan da bi müddet olayın büyüsünde üstelemezsin durumu.

    ama en sonunda; "yok yok bunun kesinlikle benimle başka bi derdi var. bu kadar yakışıklı (bu değişebilir; güzel, kültürlü, zeki, zengin, komik, sosyal) adam bana bakamaz, kesin boş vakit dolduruyo, bırakır göte gelirim sonra" der ve ortamdan uzaklaşırsın.

    hem istersin hem korkarsın. özgüven eksikliğinin içine sıçayım.
  • kadınlar için önce babadan başlar. babasından yeterince takdir gören bir kız çocuğu karşına çıkan erkeklerden nasıl iltifatlar alması gerektiğini bilir. bir iki iltifat alacağım diye olur olmadık insanların peşine takılmaz.

    iş bu entry; 15 yaşında bir kız çocuğunun sırf kendisine onu öpmeyi sevdiğini söylediği için 21 yaşındaki uyuşturucu bağımlısı çocuğun peşinden gitme isteği üzerine yazılmıştır.
  • özgüven eksikliğinden kaynaklandığı yaklaşımı bana oldukça saçma geliyor.

    illa ilişkilendirilecekse de özgüven eksikliğinin kaynağı beğenilme arzusunun doyurulmamış olmasıdır.

    zira özgüven kişinin kendine biçtiği fiyat, beğenilmek ise piyasadaki karşılıktır.
    bir mala 100 lira fiyat biçip pazarda onu 10 liraya alan bile bulamazsan o zaman götün başın ayrı oynar. fiyatın, yani özgüvenin kırıldıkça kırılır.

    o aşamada yaptığın kampanyaların, müşteri çekmek için bağırıp çağırmaların adı beğenilme arzusu değil, maymunluktur.

    beğenilme arzusu; malın kalitesini arttırmadaki, pazar değerini yükseltmedeki itici gücün adıdır ve kişinin gelişiminde çok etkilidir.
  • insan terk edildiğinde ortaya çıkandır. tabi belli bir süre sonra. o iğrenç aşamayı atlatmak lazım (bkz: terk edilmek).
    tavanda olan egonuz ayaklar altına alındığından bunu dengelemek için böyle bi istek ortaya çıkacaktır. beğenilme ölçünüze göre egonuz tekrar yükselmeye başlayacaktır.
  • insan olanın en içten hissettiği istek. sadece fiziksel olarak değil her yönden beğenilmeyi ister insan. bir nevi iç güdü.
    maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde de yer alır.
  • hemen herkeste vardır. ama bazen mide bulandırır, nefret ettirir. bu arzuyla yanıp tutuşan insanın tek amacı o iğrenç egosunu tatmin etmektir. kökeninde türün devamı için uygun olduğu mesajı vermek olduğunu düşündüğüm bu arzu beni bazen çok sinirlendirir. aslında çok doğal ama yine de tahammül sınırlarımı zorluyor. *
hesabın var mı? giriş yap