• facebook grubu için konuşacak olursak, grup kurucusunun özdoyum nesnesi haline gelmiş oluşum.

    bebekler için yemek tarifleri ve tomris'in emzirme notları dışında bana kalırsa çöp bilgiden ibaret. bilmemkim'in notları başlığıyla birilerinin ek gıda şöyle verilir, bebeğe disiplin böyle uygulanır diye yazılar var. siz kimsiniz ki not sahipleri? eren kaya'nın mesleği ne mesela? pedagog mu, çocuk doktoru mu, çocuk psikologu/psikiyatristi mi? bir zahmet yazın da ona göre okusun insanlar, ona göre değerlendirsin bilginin güvenilirliğini.

    bir de çöp olmaktan da öte yanlı ve yanlış yönlendirici bilgiler var. özellikle de uyku eğitimi konusunda. eren kaya uyku eğitiminin zararlı olmadığı konusunda tam da ona yakışır bir yazı ele almış. çok detaya girmeden ele alalım.

    öncelikle uyku eğitiminin zararlı olduğu fikri yazıda söylendiği gibi ilk olarak dr. sears tarafından ele alınmamıştır. psikoloji literatüründe bağlanma (attachment) kuramı en köklü ve saygıdeğer kuramlardandır. dr. sears üzerinden "bağlanmacıları" eleştirmek elektriği bedaş buldu sanıp da bedaş'ı suçlamak gibi oluyor. bağlanma literatürünü biraz bilen biri daha attachment parenting'e gelmeden bu tür bir yöntemin zararlı olacağını öngörebilir.

    örnek bir yazı: http://whynottrainachild.com/…es/attachment-theory/

    eren kaya bilimsel görünmeyi, göz boyamayı pek seven biri olduğundan araştırmasını yapmış, avustralya'dan bir çalışmaya referans vermiş. grupta da psikolojisi bozulmaz mı diye soran herkese "adamlar araştırmışşş" deyiveriyor.

    çalışma şu: http://pediatrics.aappublications.org/…nt/130/4/643

    hemen altında çalışmayı yöntemsel ve etik açıdan yerden yere vuran, alanın tanındık isimlerinden gelen eleştirilerin bazıları var. bilimsel yönteme biraz hakim biri bu eleştirilerin ne kadar haklı göründüğünü kolaylıkla anlayabilir. eleştirilerin bence en önemlileri arasında toksik stres ihtimali yer alıyor. eren kaya bunları eklememiş uyku eğitimi yazısına. ayrıca bu mükemmel çalışmayı da yalnızca 22 -yazıyla yirmi iki- çalışma/kitap cite etmiş! alanda ne denli yer ettiğini görün bu harika çalışmanın.

    eren kaya'nın uyku eğitiminin zararının olmadığı ile ilgili bir diğer savı kızı leyla'nın çok normal bir çocuk gibi görünüyor olması. buna gülüp geçelim.

    bir diğer sav (3 numaralı) beyin araştırmaları ile ilgili. buna referans yok, galiba kendisi buldu.

    bir diğer sav (1 numaralı) kitapları karşılaştıran bir çalışma ile ilgili. bunun referansı var ama aradım taradım bulamadım ben. o yuzden cok fazla bir sey diyemeyecegim. ayrıca "uzman" denenler kimler bilmiyoruz.

    uyku eğitimi zararlıdır zararsızdır tartışılır. cry it out (cio) yöntemleri uzun zamandır tartışılıyor ama bunu savunacaksanız adam gibi savunacaksınız. bilmem kaç bin kişinin takip ettiği bir facebook grubunda uyku eğitimi yönteminizin zararsız olduğunu bastıra bastıra söyleyecekseniz de arkasında ne idüğü belirsiz, yöntemi hatalı, kimsenin okumadığı üç beş çalışma dışında bir şey olacak.

    bir diğer konu ek gıda meselesi. ben psikologum, bebek beslenmesi nedir bebeğim doğana kadar bilmedim. ama bybo'nun mükemmel annelerinden bir farkım var: google'da arama yapabiliyorum. yok efendim o verilmez, bu yapılmaz, 5,5 aylık bebeğe yoğurt mu verdin allah seni kahretsin, 8 aylık bebeğe pirinç mi yedirdin pes artık ölsen daha iyi'cilerden olmamak için arıyorum tarıyorum. mesela şöyle şeyler de buluyorum:

    "bebeğinizi alerjenler ile erken tanıştırmak alerji riskini azaltabilir"
    http://aapnewsde.aap.org/…-open/201302_o?pg=13#pg13

    bebeğe 5 aylıkken fıstık verin demek değil bu örneği paylaşmadaki amaç. başa tutturulan gönderide kadının biri şöyle yapın, bunu böyle yapın, blw yapın demiş, kalkmış bin tane insan birbirine böyle yapmak zorundasın diyor. hayır efendim, örneğin dünya sağlık örgütü bile 6 ayda yiyecekleri ezip püre yapın, 8. ayda parmak gıda verin diyor.
    http://www.who.int/features/qa/57/en/
    ha sen yine blw yap ilk günden itibaren ama mutlak doğru diye herkese dayama bari.

    tek tip bilgiye sığınmanın, eren kaya ve haramileri ne derse yapmanın ötesinde bir şey olmalı bebeğe iyi bakmaya çalışmak. vaktinizi bilgisayar başında çaresizce bilgi arayan kişiye çemkirerek geçireceğinize açın iki arama tarama okuma yapın, bu böyle ama böyle de olabilir mi acaba deyin ey bybocular.

    ha bu arada,
    bebeğe o yapılmaz, o verilmez, doğal olmayan hiçbir şey yedirilmez, öyle olmaz, böyle olmaz diye bir tarafını yırtarak gününü geçiren sağlık neferi mükemmel anne;
    eren kaya televizyona çıktığında bebenle oturmuş rahatça birlikte tv izlerken çekilmiş fotoğrafınızı koyuyorsun ya gruba...canımsın.
    kıps.
  • "biz öyle yapmuyoruuuaaz" "biz öyle etmiyoruaaz" "ahaha" "kehkehkeh" diye atar gider yaparak mutfaktan az önce gelen ama nası da aktif nası da entellektüel, denişik gadınım havalarında sürüsünü barındıran facebook oluşumu. bilgiler faydalı da, kişiler (beware!!). nerdeyse faşistçe laf sokmayı, aşağılamayı düstur edinmiş, bunu da karakterli olmak kisvesi altında rasyonalize etmiş bir lider ve örnek alanları var. az gelişmiş ülkelerin bilmişlerinin klasik hastalığıdır bu. üyelerdeki de bir nevi mürit sendromu.
  • sevgili karım bu blogun facebook sayfasının aktif bir takipçisi ve ara ara katılımcısı. her gün "bak ne demişler" diye elindeki telefonu burnuma dayamak suretiyle bana buradaki kadınların cahillere çemkirmesini bir ilber ortaylı sırıtmasıyla okutuyor.

    hayır yani eğlenceli olmasalar cidden çekilmez valla ama faydalı bilgiler paylaşıyorlar.

    ama ben çözdüm sanıyorum bunları.

    türk ailelerinin ortak sorunu aile büyükleri ve tüm sülalenin çocuğunuzu yetiştirmeye ve sizi eleştirmeye çok meraklı olmasıdır. buradaki teyzeler* bir şekilde kendilerini bu ortamdan sıyırmış ve doğruları internet ya da mantıklarıyla bulabilmişler. güzel yardımlaşma örnekleri dönüyor tabi.

    ama esas komedi bu ortama yeni gelmiş ve yerel doğrular ile internette bulduğu bilgileri sindirmeye çalışan anneler soru sorunca oluşuyor.

    "çocuğum çok küfür ediyor, şırıngayla domestos enjekte etsem geçer mi?" tadında yorumlar geldiğinde ( yok lan bu çok ağır oldu baştan alalım)

    "3 aylık bebeğime reçel verdim bayıldı! günde ne kadar versem sorun olmaz" tadında yorumlar geldiğinde (hah, bak tüyleri diken diken oldu hissedebiliyorum) buradaki romalılar adeta birer maximus, birer leonidas kesiliyorlar ve ablamızın aklını* alıyorlar. bazıları kibar kibar, bazıları röhrhöröhröh minvalinde insanı doğru yola sokmaya çalışıyorlar.

    blogunu hiç okumadım ama eşim seviyor bana da sevdiriyor*

    neyse; kızımızın 24 ay bakımı gelmek üzere bir bakalım triger değişiyor mu?
  • birçok konuda çok faydalı bilgiler edindim, özellikle emzirme ve beslenmeyle ilgili. blog olarak cidden sıkı bir yer. okuyun, okutun...

    ama facebook'taki gruptan bahisle, bir şey vardı ki hiç sevmediğim, kendileriyle aynı görüşte olmayan insanlara tahammül edemeyen bir grup haline gelmesiydi. uzmanlık, bilim içeren konulardan bahsetmiyorum haşa. o konuda ehil olsak zaten o makaleleri okuma ihtiyacı hissetmeyiz. daha günlük, daha sıradan mevzular bahsettiğim. herkesin bebeğiyle iletişimi, bebeğine duyduğu hisler, bebeğini hayatında koyduğu yer farklı olabilir. en ufak eleştiri içeren bi yorum yapıldığında ya yorum siliniyor ya da o kişi gruptan atılıyordu. ya da en iyi ihtimalle grubun çok süper ötesi mükemmel anneleri (!) tarafından yerin dibine sokulmak marifetiyle ego tatmini mecrası haline geliyordu muhalif kişinin herhangi bir yorumu. bu sebeplerdendir ki fb'daki grubu takip etmeyi bıraktım çünkü sırf bu sebeplerden katılmadığım bi şeyi görüp de altına yorum yazmamak çok hoşuma gitmedi. en çok şu konuda hayal kırıklığına uğradım, özellikle siyasi duruşu itibariyle de çoksesliliğe yakın gibi görünen bir yerdi. ha ben gruptan ayrılmışım çok da tın tabii. eminim dünya yine dönecek. lakin tayyoş gibi bu kadar da tahammülsüz olmayın muhalefet edene be anacım... kraldan çok kralcı da dolu ortamda, onu da belirteyim. hatta çoğunun, günlük hayattaki ezik egolarını orada birilerine çullanarak tatmin ettiğini düşünüyorum. hele "sorgulanamaz liderleri" eren'den bi alkış aldıkları an görmeyin nasıl sevinçten çıldırıyorlar. ahah cidden buna defaen şahit olmuştum. fdşlkşkk neyse

    evet, bebe bisküvisi çok salakça bi icattır, bebelerinizi uzak tutunuz. bi de pirinç cidden boş kalori. amaranth, kinoa, tatlı patatis candır (artık pekçok yerde bulunuyor istanbul'da en azından)

    ihtiyaç duyarsam girer blogtan bakarım arada, zaten uzundur yeni makale paylaşılmıyor, eskileri post ediliyordu ki onları da hatmettik hamdolsun. ha bak, bloğa asla halel getirtmem. pür bilgi orası. özellikle tomris cidden hayat kurtaran yazılar yazmış. şimdi allah için, eren'in de beslenmeyle ilgili her yazısını satır satır hatmeder, kaynakçasındaki linkleri tararım. ezbere demir damlasına başlamayıp öncesinde doktorumuzdan kan sayımı istememin sebeplerinden biri de bu konudaki yazısıdır mesela. yeni anne olmuş, olacak herkese de ilk önerdiğim yerdir bu blog. her yeni annenin blog yazıp bugün şunu giydirdim, elmayı dörde bölüp üstünde takla atıp yedirdim şeklindeki "internette yazmazsa ölecek hastalığı"nın ayyuka çıktığı şu dönemde, kolay kolay bulunabilecek kaynaklardan değildir okuduklarım. orası başka...

    son olarak, bu entry de grupta paylaşılıp altında dalga geçilip egolar tatmin edilecekse diye not düşeyim; hepiniz muhteşem ötesi bilinçli ve süper eğitimli, harika kusursuz annelersiniz tatlım. cehalet akıyor her yerimden, ondan sizlerin bağzı tavırlarını eleştirdim haşa huzurdan. cahil cesaretim sağolsun... bu vesileyle egolarınızı şişirebilirsiniz yine yeniden... ha bi de madem geldik, kayserideki nezahat teyzelere de selam gönderiyorum burdan.

    editoryal ekleme: aynı zihniyetin ekşi sözlüğe bile sirayet ettiğini görüyoruz. üstteki 13. entry'yi okuyunca farkettim ki biri bi eleştiride bulunmuş iyi niyetle, hemen altına başka biri "geçirmesini" yapmış. (yeri gelmişken belirteyim de, gruptan atılmadım, tek bir post'a tek bir yorum dahi yazmışlığım yok. bir tek dileğim var siz mutlu olun yeter diyip kendi kendimi imha ettim ortamdan ve düşman da değilim, sadece ilmi kısmı haricindeki genel konseptten rahatsız olup hür irademle bırakanlardanım, ola ki gruba girip de çoğunluğun alkış tuttuğu bi konuda eleştiri yapmak isteyen olacaksa fikri olsun isterim, o yüzden buraya yazma ihtiyacı hissettim. ha bunları buraya değil oraya yazsam kesin şutlanırdım, ben de geldim burda atıp tutuyorum işte he anam he fdşlkşldslşfsh)

    yaw arkadaş atar yapma demiyoruz hobi olarak gene yap da hak edene yap, hakaret edene, saygı terbiye sınırını aşana yap. sürekli alkışlayacak değil ki herkes? herkes kendince kendi fikrini paylaşmayacaksa saygı ve edep sınırları içinde düşüncelerini yazamayacaksa postlara yorum yetkisini kapat; kendin çal kendin oyna. ben demiyorum ki bebeler piskevit de yiyebilsinler. aptal saptal cahilce çıkışlarla karaya ak deme hakları olsun. fair play'e aykırı olmadıktan sonra, sırf senle aynı şeyi düşünmedi diye birinin yorumunu silmek ya da vurun kahpeye modunda üstüne çullanmak da haksızlık. hak hukuk değil.

    neyse şimdi bana da çullanırlar, aman diyeyim. seviyorum lan allahsız, takip de mi etmeyeyim fdşlkşlş
  • şu röportajdaki samimiyetsizliğinin büyüklüğünü anlayabilmek için facebook grubuna üye olup, biraz seyirci kalıp hayatınızın şokunu yaşamanız lazım. burda anlatılan her yorum yetersiz kalır. girin ve tayyip erdoğan hiç de fena adam değilmiş aslında deyin.
    insanoğlunun eğitimli görüneni bile bu kadar kör, bu kadar aşağılanmaya ve faşizme yalakalık yapmaya meraklıysa hiçbir şeye şaşırmamak lazım.
    çok ciddiyim, alırlarsa gidin ve görün.
  • hem blog hem facebook grubu adı.
    blogunda gerçekten çok yararlı bilgiler içeriyor. annelik konusunda yararlanılası bir kaynak.
    face grubunda da her soruya sabırla cevap veren çeşitli konularda bilgili bir çok insan mevcut, o açıdan annelikle ilgisi olanların takip etmesini, yazacaklarsa da kuralları hatim etmesini öneririm.

    ancak bazen bilmeden ya da bilerek tabularına laf edenleri(tüyo: aman ilaçtan filan bahsetmeyin) o kadar amansızca ezip aşağılıyorlar ki durun öldü zaten diyesim geliyor.
    bu da bebeklerimizin geleceği bi nevi denilerek siyasete açık bir grup, ancak ezici üstünlüğün olduğu admin tarafına ters gelen şeyler söylendiğinde (ki genelde grup tabiatından habersiz çaylaklar ya da artık gruptaki muameleden iyice usanmış bıkkınlar oluyor bunlar) kavga dövüş gruptan atılma söz konusu oluyor. ters gelen şeyin siyasetle ilgili olmasına da gerek yok tabi.

    genel olarak (bilmiyorum öyle bir şeyi arar mısınız) çok sıcak bir ortamı olmayan, ancak içerdiği bilgiler açısından zengin bir site
  • gördüğüm en faşist yönetimi olan facebook grubu. ters düşeni atarlar. ya sev ya terk et.
  • fasizmin anavatani, dogdugu yer. neyse ki, cocuk yetistirmeyi bu gotelek karilardan ogrenecek degiliz.
  • koyunun olmadığı yerde abdurrahman çelebi denebilecek nitelikte bir oluşum. maalesef en tepedeki ingilizce bilen büyüklerin bile ingilizcesi malum iken türkçe kaynakların yetersizliği de ortadayken bebek bakım konusunda dünyada en son trendler gelişmeler bilimsel kaynaklar deyince annelerin çok büyük yüzdesi böyle oluşumlara muhtaç. yoksa orijinal bilgiye ulaşabilen için cazibesi yok. yalnız buranın özelliği sizli bizli gayet saygılı konuşan ama tek suçu aynı görüşte olmamak olan kişilere gayet rahatlıkla hakaret edilebilmesi senli benli emir kipiyle tepesinden bakarak konuşulabilmesi, yönetici veyahut tapınanları tarafından malum"süper-egoya" muhalefetlerinin ( bebek bakımında ne muhalefeti demeyin oluyor işte!) tekmelenmek suretiyle kovularak cezalandırılabilmesidir bence. işte bazılarını koşarak ortamdan kaçıran bu özellik çoğunluk türk insanı için bizzat grup aidiyetine daha çok sarılma ve "lider karizmasına!" hayranlık sebebidir yani esas cazibe kaynağıdır. ( neden böyledir? : https://hbr.org/2014/01/why-we-love-narcissists) başka gruplarda da bu trend hızla yayılıyor adminleri üyelerine hakaret eden, kovalayan, egosu şişkinlerin grupları alıp başını giderken kibar kendi halinde insanlar bir avuç takipçiyle kalıyor. türk insanında entel olsun halktan olsun var bu özellik tepesine basanı seviyor, örnek vermeye gerek yok sanırım.
  • eren'in yalakalarından birine "yalaka mısınız" diye sorduktan sonra atıldığım grup. kurucusu eren kaya'nın küçük bir rte'ye dönüştüğü oluşum. eğitimli kadınların da güç karşısında boyun eğip dalkavukluğa başladığına bizzat bu grupla şahit olabilirsiniz. gruba soru soran kişiler face fotoları, fiziksel özellikleri (kilolu olmaları örneğin) yüzünden bizzat eren ve müritleri tarafından aşağılanabilir. yaptıkları ilkokul esprilerine de eril bir dil hakimdir.
hesabın var mı? giriş yap