• bayburt her zaman iktidarda kim varsa onu desteklemiş bir şehirdir. tabi bu akp'nin 21 senelik iktidarı ile çok farklı bir boyuta gelmiş durumda. özellikle siyasal islamın hayatımıza bu kadar müdahil olması bunun bir etkisi. bayburt'ta doğup büyüyen bir insan maalesef ki farklı bir fikir, düşünce ile tanışamıyor. çünkü etrafında ki herşey aynı. bu da bireyin farklı düşünebilmesine, ufkunun genişlemesine yardımcı olamıyor. politakacıların terör söylemi ve dini söylemleri orada yaşayan insanları manipüle etmeye yeterli. farklı olan şeylere öcü gibi bakılıyor maalesef.

    yukarıda yazan arkadaşımız yoldan hizmetten bahsetmiş. bunlar her iktidarın yapması gereken şeyler zaten, 20 senedir biraz yol ve hastane yapsın bı zahmet. o yüzden bize hizmet geldi ve bizde teşekkür ediyoruz demek bana ters geliyor. çoruh nehrinin ıslahı diye birşeyler yapıyorlardı mesela ne oldu? güzelim şehir merkezinden geçen o heybetli nehri çaya dönüştürdüler. bu o toprağa ihanet değil mi?

    sadece bayburt özelinde değil çoğu şehrimiz de aynı durumda. ben bu kadar ağaç düşmanı, hayvan düşmanı, kadın düşmanı bir iktidar görmedim. sırf çoruh nehrine yapılan ihanet için elime pankart alıp bayburt'un cumhuriyet caddesinde yürüsem ilk esnaftan dayak yerim. sonra da terörist ilan edilirim, işte böyle de bi yer.

    yazacak söylenecek çok şey var halbuki. umarım farklı fikirlere ve düşüncelere açık bir şehir olursun ileride bayburt.
  • haritada yerini göster deseler % 85 bulamaz.
    bayburt'a özgü ne var desen % 95 bilmez.
    yetiştirdiği bir isim var mı desen % 98'i cevap veremez.
    tarihini,geçmişini anlatın desen % 99'u anlamaz.
    ama bu adamların kararı bizi etkiliyor.
    adamlarda mı suç bizde mi bilmiyorum ama..
    durup dururken gecedendir bayburt'a küfrediyorum.
  • bayburt'a özgü yegane şey bayburt'a özgü bir şeyin olmamasıdır.
  • bu şehirde yaşarsanız 2021 yılı şartlarında bile herşeye geç kalırsınız. sanat, sinema, spor, sosyal medya akımı, müzik, eğitim, bilim konu ne olursa olsun telefon ve pc ekranından bakmak dışında başka hiçbir şey yapamazsınız. trilyonlarda kazansanız asgari ücrette alsanız şehir sınırları içersinde çay içmekten başka bir alternatifiniz yoktur. ha bak çayı güzeldir. belki bayburt hakkında tereddütsüz güzel diyebileceğiniz tek şey çayların lezzetidir. suyundan mıdır öğrenilmiş çaresizlik midir bilemem ama kahvehanelerin çayı on numaradır.

    mevcut hükümetin bayburt'ta %50'in altında oy almasını sağlayacak tek şey de kahvecilerin çaya fahiş zamlar yapmak zorunda kalmasıdır. dolar kuru, ekmek fiyatı, giyim kuşam bayburtluyu etkilemez ama çaya 5 lira vermek zorunda kalırsa ikinci gezi eylemleri saat kulesinde başlar.

    biraz para biriktireyim biraz sinema, edebiyat, müzik, spor organizasyonlarının dününe, bugününe, geleceğine hakim olayım istiyorsanız yazın tercih listesine gidin. o kadar yapacak hiçbir şey yok ki cumhuriyet tarihinin en büyük geeki olarak geri dönersiniz.
  • bilimsel ve kültürel alanda ülkenin amiral gemisi olan ve %81,92 evet çıkmasını şaşkınlıkla karşıladığım ilimiz.
  • görmeden önce ölünmesi gereken 100 yer listesinde zirveyi ele geçirmiştir.
  • gezi protestosuna katılmadığı için eleştirilmemesi gereken il. zira kendisine 80 ihtilali ancak gelmiştir.
  • 2011 seçimlerinde bağımsız adayın 1 (bir) oy aldığı şehir, garibim kimdir nedir merak ettim üzüldüm, hiç mi kimin kimsen yok birader
  • gümüşhane'den ayrılıp il olduğu içün iki şehrin insanları arasında da tatlı bir sürtüşme mevcuttur. bir hikaye;

    rivayet o ki bayburtlu gümüşhanedeki elma bahçelerine gelmiş ve halkın deyimiyle başlamış ağaçları yolmaya. derken bahçenin sahibi gümüşhaneli gelivermiş. bunu gören bayburtlu ağaçtan atlayıp yere oturuvermiş. ne var ki yerde bir kürek inek pisliği vardır ve bayburtlu tam da üstüne oturmuştur. bahçesinde yabancı birini gören gümüşhaneli sorar,

    - la nediysin burda? (ne yapıyorsun burda)
    + sıçiyrım (sıçıyorum) *
    - çekil kenara bahım (kenara çekil bakayım)
    +...
    - ey bu inek pohu? (e bu inek boku?)
    - pırahmirsin insan gibi sıçah!? (bırakmıyorsun ki insan gibi sıçalım)
  • her dinlediğimde gülmekten öldüğüm bir anının öznesi olan kent.

    bundan 2.5 sene önce ders saydırmak icin bir öğrenci gelmisti buranın atatürk üniversitesine bağlı olan eğitim fakültesinden.

    adam üniversiteyi kazandığında erzurum'a gidiyor. pek soru sorma alışkanlığı yokmuş. direk erzurum'daki eğitim fakültesine, görevli "e yanlış gelmişsin" demis. "bayburt'ta" senin okulun. çocuk kabullenmiş. "belediye otobüsü geçiyor mu amca" diye sormuş. tabi amca inanamamış dalga geçiyo sanmış. ama
    çocuk gercekten o ana kadar bayburt diye
    bir ilin olduğunu bilmiyormus ve erzurum'daki kampüsün ismi sanıyormuş.

    çocuk hikayenin sonunda "vay amına koyim bayburt diye bir il varmış ve benden 18 yıl saklamışlar" diyerek bitirdi sözlerini.
hesabın var mı? giriş yap