hesabın var mı? giriş yap

  • daimi olacaktır. zira hiçbir işyeri 10 yıl ara vermiş birini işe almaz. hele keyfi olarak ara vermiş birini hiç almaz. zaten on yıl çalışmayan insan da on yılın sonunda çalışmak istemez, insan oturdukça oturmaya koştukça koşmaaya alışır. zaten yaş da min 40 lara gelmiş olacak ve işyerleri için mükemmel biri bile olsan olumsuz bir kriterdir. ancak vasıfsız işler olur diyecegim ama o yaştan sonra onlara da tercih etmezler işsiz genç bol. en güzeli bu 10 yılda tarlaya bahçeye adamak kendini, o da aileden miras kalacak bi bahçe varsa..

    hesaba katılmayan hastalıklar (saglık güvenceniz yoksa basit bir mr çektirme +tedavi ilaç vb masrafı 1/10 unu alır o paranın. bir kaza geçirsen o paranın 2-3 katı masraf çıkar hastanede. gibi gibi..

    10 sene o giderlere ortak olan hatta muhtemelen çoğunuveren ana babaya bir şey olmaması garantisi de şart.
    bunlar ilk akla gelenler.

    yani hayat o kadar kolay değil.

    not: enflasyon karşısında o parayı (aylık 666 tl eder) faize bile koysan reel faiz %-2 civarı oldugu için zaten bugunku parayla 100 tl lerin altına düşecek o para bir süre sonra.

  • okullarda çok yanlış öğretilen savaştır.

    arkadaş ortaokulda lisede öyle bi anlattılar ki savaşı, sanki daha önce bizanslılarla hiçbir ilişkimiz olmamış, 1071'de anadolunun dışında orduyu toplamışız sonra hurra diye dalmışız bitchlere.
    halbuki çok farklı bir durum var ortada.
    bir kere zannediliyor ki bizansla ilk savaş bu. gerçekte daha önce savaşmış olmayı geçtim, bir barış antlaşması var ortada. hatta diyojen kaşarı bu antlaşmayı bozup da mevzuya giriyor.
    ikincisi sanki tek düşmanımız bizans. halbuki mevzubahis antlaşmaya güvenen alp arslanın fatımilerle olan savaşı derinleştirmesi gibi bir durum var ortada.
    üçüncüsü saldıran taraf bizmişiz sanrısı. la diyojen ipnesi evi arabayı satmış, paralı askere yatırmış, öküz gibi ordu toplamış, kalkmış istanbuldan muşa gelmiş. az kalsın içimizde gezdirecekmiş de reyizin casusları haberdar etmiş milleti. stratejik manevralarla bizi sayıca ikiye katlayan orduyu devirmişiz.
    dördüncüsü hilal taktiğiylen bizans ordusunu komple erittiğimiz düşüncesi. halbuki yüzde onunu falan doğramışız, bir o kadarını esir almışız, yarısı firar etmiş kaçmış, bizim tarafımıza geçenler var. ağır bir bozgun ama ortaya sıkıştırıp hepisini kılıçtan geçirdik gibi bir durum yok. (burda yanlış anlaşılmayayım. zafer büyük ama zayiat kısmında kafa karışıklıkları var)

    biz zannediyoruz ki yalnızca askeri bir zafer kazandık da bizans öyle dağıldı. halbuki malazgirtin siyasi önemi çok daha büyük. devlet siyasi kaosa sürüklenmiş, son derece zalim bir iktidar savaşı-iç savaş yaşanmış, darbe olmuş, imparator değişmiş. bu karışıklıktan faydalanmışız da arazileri kapatmışız.

    kendince çakallık yapan diyojen de öyle bir duruma düşmüş ki savaştan sonra, hafif bir acımadım değil.

  • kanser ilacını bulamayıp, yardım istediğinde dilenci muamelesi gören kızı akla getiren söylem.

  • çocukluğumdan beri önüme dünya haritası alıp da ezberlemeye çalışan bir garip mahluk olarak, o günlerden bu yana ne zaman görsem üzüldüğüm ülkelerdir bunlar.. haritanın ölçeği küçüldükçe daha çok ülke bu gruba dahil olurken bazı ülkeler vardır ki 1/12903129037019247019247 ölçekli haritada bile isimleri sapasağlam durur..

    özellikle avrupa ve batı afrika'da göze çarpar bu durum.. akla gelen ilk örneği liechtenstein olacaktır, nasıl olmasın? bizim mahalle kadar bir alanda kurduğun ülkeye 13 harfli isim vermeye kalkarsan haritada ismini "liec" diye yazarlar onun da yarısı avusturya'nın üstünde olur.. san marino diye iki kelimelik isim verilir mi lan küçücük ülkeye.. italya'da bir şehir sanar haritaya bakan..

    bu ülkenin vatandaşları rusya'ya bakıp, çin'e bakıp nasıl içlenmesin? kossskocaman alanda çin yazıyor.. ç i n.. yay yayabildiğin kadar.. ç i n.. en fazla china yazar.. o alana ergenekon destanı yazılır ki zaten o taraflarda yazılması tesadüf mü sanıyorsunuz bu destanın.. hıh..

  • john wick daha önce bir şekilde tanıştığı, çalıştığı, ne yapabileceğini bildiği insanlardan oluşan bir mafya organizasyonuna kafa tutuyor ve ciddi anlamda hasarlar alıyor. çoğunlukla kaçıyor.
    jason bourne tanımadığı cıa e kafa tutuyor ve genelde uğraştığı adamları bitiriyor.
    john wick i severim ama jason bourne farklı bir seviye. ama illaki jason bourne biri ile karşılaştırılacaksa the accountant filminde ki christian wolff daha doğru bir tercih olur diye düşünüyorum.

  • --- spoiler ---

    engincan ural, önceki akşam arkadaşlarıyla etiler’deydi. önce halı sahada maç yapan grup, ardından sarıhan gusto’ya geçti.ancak ural’ın maç sonrası kıyafet değiştirmeye gerek duymaması, dondurucu soğukta ilginç bir tablo ortaya çıkardı.
    --- spoiler ---

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğütleyen bir şahıs.

    not : engincan ural*.