ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
-nüfusumu kaybettim
+git kaybettim de verirler. ama ceza ödeyeceksin.
-yok bee kardeşim sobaya atmış yandı diyeceğim ben.
+senin kardeşin yok.
-olsun nereden anlayacaklar ?
+orası nüfus müdürlüğü.
uruguay düğününde erik dalı oynanması
-
ne güzel oynayıp eğlenmişler işte. kırolukla ne alakası var aq? aşağılık kompleksinizi yenin.
2 ağustos 2018 s. soylu'nun damada omuz atması
-
bu izlediğimiz insanların türkiye cumhuriyetini temsil eden bakanlar olduğunu bilmek daha acınası yapıyor.
küçük kardeşe sen evlatlıksın demek
-
dayım yaptı bunu bana.
annem ve babam boşandığında 3-4 yaşındaydım, büyükbabamın evinde yaşamaya başladık. annemler 3 kardeş ve en küçükleri olan dayım benden sadece 9 yaş büyük. dayı yeğenden çok abi-kardeş gibi büyüdük. bilumum sosyal, fiziksel, kimyasal ve psikolojik deneylerin üzerinde yapıldığı zavallı bir kobaydım ben.
evdekiler beni sürekli dayıma emanet ederlerdi. ben 5-6 yaşlarındayken o da 14-15 yaşlarındaydı işte. neyse ikimizin de iki tekerlekli bisikleti vardı ama benim caddede sürmem yasaktı tabii. bir gün evden dükkana giderken benim bisikletimi kendisinin bisikletinin arkasına bağladı, güya öyle daha güvenli oluyormuş. asıl amaç tabii ki itlik yapmak. başladı pedala basmaya, son sürat gidiyoruz. dükkanın önüne geldiğimizde küt diye frene bastı, ben uçtum tabii.
bir gün dükkanda sigara içerken yakaladım, kimseye söylemeyeyim diye ağzıma zorla sigara sokup ağlata ağlata bana içirdi. nasıl bir zihniyetten bahsettiğim kısaca anlaşıldı sanırım.
neyse, konuya gelirsek... samatya'da yaşıyoruz. 80'lerin ortaları, ben 5-6 yaşındayım. komşularımızın çoğu ermeni. dayım bir gün beni kenara çekti ve önemli bir şey anlatması gerektiğini söyledi. bazı belgeler bulmuş. aslında ben ermenistan'a göç eden bir komşunun çocuğuymuşum, adım da evrim değil evrommuş. "ben annemin çocuğuyum" diye ağlamaya başladım ama hayatımın geri kalanında bana evrom diye seslendi. ben de uzun yıllar boyunca evlatlık olduğuma inandım. dayımın sadistliği yüzünden 5 yaşımda oyunu, sokağı bırakıp kendi kendime okumayı söktüm. bütün evi deli gibi taradım senelerce evlatlık olduğuma dair belgeleri bulmak için.
birkaç yıl sonra belgelerin kömürlükte saklanmış olabileceğini söyledi, bütün bir yazı kömürlükte belge aramakla geçirdim. annem ne kadar "yok kızım öyle bir şey" dese de adam bana evrom diye seslenmeye devam etti. mahallenin müslüman çocukları kuran kursuna giderken ben de gitmek istedim, ailem izin vermedi. "ermeni olduğum için herhalde" diye düşünüp gizli gizli kiliseye gidip mum yakmaya başladım. dayım bir süre sonra hikayeyi "sen üzülme diye ermeni bir aile dedim ama aslında mahalledeki arsaya çadır kuran çingenelerden almıştık seni, evrom ermeni ismi değil, çingene ismi" diye değiştirdi. çocukluğum kimlik arayışı içinde geçti.
iyi tarafından bakarsak 5 yaşındayken okumayı öğrenmiş, geniş bir hayal gücüne sahip, farklı etnik gruplara ve dini inançlara saygı duyan ve erkeklerle mücadele etmek gerektiğini çekirdekten öğrenen bir insan olmamı sağladı dayım.
conspicuous consumption
-
türkiye pazarında sınıf atlamak isteyen audi, bugünlerde şarkıcı bir celebrity'nin babası olarak bilinen hulusi derici ile yıllar önce bir reklam anlaşması yapmıştı.
hedef kitle olarak da mercedes kullanıcıları seçilmişti. gösterişçi tüketimin temel metalarından birini alt etmek zordu.
ancak o günlerde türkiye'de mercedes denince akla laz müteahhitler, kürt işadamları ve mafya bozuntuları gelmeye başlamıştı.
bunu çok iyi gören derici, "audi'de asla bulamayacağınız aksesuarlar" konseptiyle, tespih, beyaz çorap - kösele ayakkabı, altın kolye ve yüzük kombinleri ve hatta kalaşnikof görsellerinin bulunduğu reklam kampanyasını yürüttü.
tükettiğiyle var olan hedef kitleyi tasmasından öyle bir yakalamıştı ki, yukarıdaki profilde insanlarla aynı marka araba kullanmak istemeyenler audi'ye ciddi bir teveccüh gösterdiler.
artık audi marka araba sahibi olmak başka bir statünün simgesiydi. ancak bu araçları satın alanlar onu motor performansı, yol tutuşu veya sürüş zevki için tercih etmiyorlardı.
işte conspicuous consumption'ın tipik örneği budur.
bugün ülkemizde hâlâ volkswagen group otomobillerine taparcasına hayran olan bir kitle varsa, sebebini anlamak için biraz geçmişe yol almak gerekir.
şinel
-
gogol'un beni, çevremi ve yaşadığımız garip süreci betimleyen, ve bunu yapabildiği için en kolay biçimde benimseyebildiğim, hayranlıkla okuyabildiğim öyküsü.
bürokrasi nedir, nasıl menem bir şeydir, kimin canını yakar, kimlere göz kırpar ? sorularının en güzel cevaplarını içermektedir.
beni içten içe rus edebiyatına bağlayan ve oraya sürükleyen öyküdür aynı zamanda. bir kapı niteliğindedir benim için.
levent kırca-oya başar tartışması
-
-seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
+hayır asla
-sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?
+hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.
16 nisan 2024 lokanta ve kafe kdv zammı
-
%10 bildiğim kadarıyla muhtemelen %18 yaparlar, benim lokantacı esnaf kardeşim de fiyatı %8 değil en az %25 artırır, kazanan devlet ve esnaf olur kaybeden yine bizler oluruz.
debe editi: hafta sonu boykot var herkesi katılmaya davet ediyorum.
ünlülerden uğur ışılak'a destek klibi
-
açmayın! cidden açmayın sinirleriniz hoplamasın.
zira şöyle bi cümle duydum uğur ışılak için "yaşadığımız yüzyılın en önemli halk ozanlarından biridir."
işin yalakalığını, yağcılığını, samimiyetsizliğini geçtim. bu ayıptır ayıp! kim lan bu adam halk ozanı oluyor?
pir sultan'ın, aşık veysel'in, yunus emre'nin, nesimi'nin, mahsuni'nin ve daha nicesinin hakkına gasptır bu.
sarayda soytarılık yaparak halk ozanı olunmuyor!
12 mart 2015 oy butonlarına basınca sararması
-
sozlukte gun gecmesin farkli aktivitelerle karsilasmayak. bu da beklentimiz disinda gelisen bi durum. artik frenler bosaldi, yonetim direksiyonu duvara kir. az once de 8 kez internal server error hatasi verdi, yonetim artik sik bizi.
edit: herkes denemeyi bende yapinca entry debeye girmis asdfsshsgsgsg, ayrica tesekkurler. (bkz: dünün en begenilen entry'sinin sahibi olmak)
(bkz: gecen haftanin en begenilen entry'leri) 1.
dolmuşta 2 kişilik ücret ödüyoruz kampanyası
-
“normal yolcu sayısının iki katını aldıkları zamanlarda, ödediğimiz ücretin yarısını iade ettiler mi ki iki kişilik ücret ödeyelim?” diyerek itiraz ettiğim önermedir.
ps: senin ruhun dolmuşçu.
düzeltme: anlatım bozukluğu giderildi.
windows 10
-
işlevselliği arttıracak bir kaç kısayolu paylaşmak istiyorum.
windows tuşu + prtsc: bir ekran görüntüsü almak istiyorsunuz ancak onu painte ctrl+v yapıp görsel olarak kaydetmek size çok uğraştırıcı geliyorsa bu kısayol sayesinde aldığınız ekran görüntüsü resimler>ekran görüntüleri klasörüne resim olarak kaydediliyor.
windows tuşu + nokta (.): emoji kısa yolu, online oyunlarda falan insanlar şaşırabiliyor.
windows tuşu + v: bir şey kopyaladınız, sonra üstüne bir kaç şey daha kopyaladınız ve öncekileri kaybettiniz. aslında tam kaybetmediniz, bu kısayol sizin ctrl+v geçmişinizi gösteriyor. sabitleme özelliği sayesinde adresinizi sabitleyip her seferinde tekrar yazmakla uğraşmayabilirsiniz.
edit: windows + shift + s: windows +prtscr benzeri bir işlevi var, kırparak ekran görüntüsü almanızı sağlıyor. serbest biçimli kırpma özelliğini baya beğendim ben. aldığınız ekran görüntüleri windows+v tuşuyla girdiğiniz panoya kaydediliyor. alıntı ve taslaklar uygulamasının kısayolu sanırım. dm'den bildiren arkadaşlara teşekkürler.
edit 2: windows tuşu + 1,2,3,4,5,... kombinasyonu ile görev çubuğundaki kısayollara erişebilirsiniz. burada da anlatılmış.