hesabın var mı? giriş yap

  • çok güzel kız paket halinde güzel oluyor bence. mesela adı da güzel oluyor, ses tonu da güzel oluyor, ailesi de güzel oluyor gibi.
    güzel kız tek başına güzel kız o kadar.

  • "babama maç kaçta diye sordum. 'ben nerden bileyim aç teletext'i bak' dedi teletext dedi amk... ilhan mansız sakat, oynayamayacakmış desen inanacak..."

  • witcher, orta çağ fantazyası türünde en sevdiğim yaratı. ama aynı olumlu duyguları, yaratıcısı andrzej sapkowski için paylaşamıyorum. kendisi hakkındaki izlenimim, hayatla ve kendisiyle barışık olmayan, iki yüzlü huysuz bir adam olduğu yönünde. eserler ve yaratıcılarını ayrı değerlendirmek gerek...
    eserin oyun haklarını tamamen yasal ve sorunsuz olarak satın alan genç ve hevesli oyun yapımcılarına demediğini bırakmamıştır. ki o gençler witcher oyunlarını sapkowski'nin romanlarına bir aşk mektubu gibi yazmış, oyunların başarısı üzerine yapmalarına gerek olmadığı halde sapkowski'ye fazladan para vermeyi teklif etmişlerdir. sapkowski bunu önce reddetmiş, sonra dava açarak para istemiştir. gençler gene efendiliklerini bozmamış ve ödeme yapmaktan mutlu olacaklarını dile getirmişlerdir.
    george r. r. martin gibi pozitif, fanlarıyla arası iyi, dizi olsun oyun olsun eserinin her türlü multimedya uyarlamasına tam destek veren kafa bir adam olması şart değil. ama bari alan moore gibi sarsılmaz bir duruşa sahip olsun. moore, eserlerinin film uyarlamalarıyla çok güzel para kazanabilecekken sklemez bir tavırla bu uyarlamalardan gelecek parayı reddetmiş ve isminin filmlere eklenmesini yasaklamıştır. tutumunu fazla agresif bulsam da kararlılığı ve idealizmi için saygı duyuyorum.
    oysa ki sapkowski, iyi para aldığı boktan witcher netflix dizi uyarlaması için methiyeler düzmekten geri kalmamıştır. o zaman cd projekt red'in günahı neydi? tek sorun sapkowski'nin zamanında oyun haklarını ucuza satması ve ödemeyi satışlardan elde edilecek kara göre değil tek seferde sabit tutar olarak istemesiydi. ki ekonomist bu adam güya.
    eserine bu derece tutku ve sadakatle yaklaşacak uyarlamalar her yazarın rüyasıyken, sapkowski geçmişteki tamamen kendi hatası olan kararın gölgesinde yaşayan aksi bir ihtiyar olmayı tercih etmiş, her daim parayı ön planda tutmuş, eserinin onore edilmesini hiç umursamamış ve bu tutumuyla kendi saygınlığına kalıcı bir zarar vermiştir.

    edit: parası mı bitti, hevesi mi geçti bilinmez, artık netflix dizisine de sallamaya başlamıştır. *

  • bir çok amerikan filminde defalarca tekrarlanarak insanlara "neden ben böyle yaşamıyorum" dedirten sahneler bütünüdür.

    koşarak basamaklardan inerken kravatımı bağlamaya çalışır, kocaman mutfakta hazırlanmış masadan yalnızca portakal suyundan bir yudum alıp "geç kaldım toplantım var " derken hanımdan küçük bir öpücük ile devasa bir arabaya atlar ve bahçedeki kapalı otoparktan sessiz, sedasız ama yemyeşil bir caddeye çıkıveririm... (kahretsin köpekle şakalaşmayı unuttum)

  • bu tip kampanyalarda çok ses getirebilen biri değilim ancak bu kampanyayı başarabilirsek bu ülkede yıllardır unutturulmaya çalışılan kurucumuz, atamız mustafa kemal atatürk'ün anısını yaşatabileceğiz. tabi eğer halkın sesini dinlemeye cesaretleri olursa.

    olay şu. ulaştırma bakanlığı bir kampanya başlatmış ve avrasya tünelinin adını halk koysun demiş. biz de halk olarak oraya "atatürk" yazacağız. sitede şu an problem var. oy vermeye çalıştığımızda sıkıntı çıkarıyor. site linkini yine bırakıyorum. aktif olduğu anda herkes elinden geldiğince oy versin.

    site linki.

    ekleme: direk linkte problem var. lütfen bakanlık sitesi üzerinde sağ alttaki sekmeden oy vermeye çalışalım.
    ekleme: link güncelledi.

  • hatırlıyorum, gaziantep fener maçı, uche ile ayhan omuz omuza mücadeledeler, ayhan yre düşüyo, uche topu uzaklaştırıyo, sonra ayhan sinirleniyo, hakem bakmazken geriliyo, ucheye tekrar omuz atıyor ve tekrar yere düşüyor...