hesabın var mı? giriş yap

  • "ekonomi sizin de bildiğiniz gibi çok iyi gitmiyor" cümlesini doğrudan erdoğan'ın yüzüne karşı kurabilen bir gazeteci görmeyeli uzun zaman olmuştu.

  • 21 aralikta dolar 8 e dusse ve bu seviyeden dolar artisina dayali vadeli mevduata giris yapsa herkes. bu dolarin 8 den tekrar 16 ya cikmasi durumunda aradaki %100luk kazancin %15 lik mevduat faizi disinda kalan %85lik kismini vatandas nicin vergileriyle oduyor? bir sistemde hem kazanan hem de kaybeden olmalidir, dovizi alan kisiler mesela kazanabilir de kaybedebilir de kendi tercihleri ve riskleri tamamen. ben esek gibi calisip odedigim vergiyle bu mevduat musterilerinin zararlarini neden odemek zorundayim? beni savunabilecek 1 tane kanun yok mu bu ulkede?

  • duygusal erkek konuşmaz da, küser de, kırılır da, hatta inanır mısınız yüzüne bile bakmaz.

    bunların aradığı ise dışarıda hanzo, it kopuk olacak, evde de söz dinleyecek bir eerrrkek. yalnız o erkeklerin hanzoluğu ileride kendilerine döndükleri zaman da, sosyal medyadan adalet aramaya başlıyorlar.

  • cadilar bayrami, cadilarin birbirini ziyaret ettigi, kuskun cadilarin baristigi, kucuk cadilarin buyuk cadilarin ellerini opmek suretiyle harclik seker vs aldiklari gun

  • "babama maç kaçta diye sordum. 'ben nerden bileyim aç teletext'i bak' dedi teletext dedi amk... ilhan mansız sakat, oynayamayacakmış desen inanacak..."

  • özgürlüğü, boşvermişliği ve yalnızlığı en güzel anlatan şiiri belki de budur ;

    şimdi evime girsem bile, biraz sonra çıkabilirim...
    madem ki bu esvaplarla ayakkabılar benim,
    ve madem ki sokaklar kimsenin değil...

  • allah'tan başka kimseden korkmayan turabi ve hilmicem acun'dan korktukları kadar allah'tan korksalar biraz adam olurlardı. gitsinler allah aşkına...

  • iki isveçli arkadaşımın sorduğu bir soru: türkçe dövme yaptırmak istiyoruz anlamlı felsefik birşeyler var mı diye.yaklaşık yarım saatlik açıklamadan sonra isveç'e rebecca ve mikaela'yı kürek kemikleri arasında hat sanatıyla yazılmış ''ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'' dövmesiyle yolcu ettim.

  • ıki sebepledir. birincisi yer. camasir makinesi zaten cok yer kaplarken bir de kurutma 90m2 evlere sigmaz.

    ıkincisi, kurutma makinesi kumasi cok yipratir. kullanmayanların bilmediği bir gerçek var. sürekli kurutmayla kurutulan kıyafetler pamuklanmaya baslar. ya da kolayca deforme olur. mesela havlular bir süre sonra yırtılır. hele jeanler... incecik olur.

    bu arada öyle şak diye kurutmuyor. nereden baksan, 1,5 saat dönüyor yine o makine. kendi tecrübeme göre çamaşır odasına 1 ufo koymak aynı sürede aynı performansı sağlıyor. üstelik çamaşırlar da yıpranmıyor. üstelik odayı da ısıtıyor.

  • kumandayı flöreden öte lightsaber gibi kullanmaya çalışan insanın eylemidir.

    garip bir psikolojiye sokar. sanki çıkan sinyali kontrol edebildiğinize, farklı açılar ile televizyona gönderirseniz, işe yarayabileceğine inandırır. eskaza bu garip açılardan birinde kanalı değiştirmeyi başarırsanız, bu dakikadan sonra hep aynı pozisyonda kalmanız gerektiğine inanırsınız. içeri giren insanın garip bakışına aldırmadan da yaparsınız bunu.

    bambaşka olduğunuza inandıran başka bir hareket ise, tuşa basarken kumandayı ileri doğru savurmanızdır. menzili mi yetmiyor diye sorarlar adama. doyulmaz anlardan birisi de, bu savurma hareketini yaparken, kumandanın elden uçup, oraya buraya çarpmasıdır. sinirden hızınızı alamayıp bir tekme de siz savurursunuz. sonra kumanda masrafı, cam çerçeve masrafı, anne dırdırı vs.

    en acı anlar ise gecenin bir vakti başlar. kanal değiştirmeye çalışırsınız, algılamaz, hızlı hızlı basarken bir anda 3 kanal birden atlarsınız, istediğiniz kanala ulaşamazsınız. geri gitmek istersiniz, yine olmaz, fıtık eder. zamanında üşenip, iki pil almayıp yaptığınız ihmalkarlığınızın bedeli, tıpış tıpış televizyona yürüyüp, alttaki tuşlardan kanal değiştirmektir.

    bırakın eskrimi, harakiriye kadar gider bu macera.

  • ne yaptın be abi, nasıl yaptın be çocuk!! ankara'ya geldiğinde kalbur'da balık köftesi yiyip, rakı içecektik. sözün var bana, kalk ayağa!!!

    şaka la şaka. sözlüğümüzde sizi tanımayan, çalışmalarınızı çok eskiden beri takip etmeyen 3-5 kişiden biriyim. uzaktan güzel bi abiye benzetirdim sizi, umarım iyileşirsiniz.