hesabın var mı? giriş yap

  • tüm dünyada bilgisayar oyunu oynayanlar bir hafta boyunca toplamda 3 milyar saatlerini oyunlara harcıyorlar. bu yüzden dünyanın birçok yerinde bilgisayar oyunlarının beyne etkisiyle ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor.

    yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre bilgisayar oyunu oynamanın beynin yapısını, sinirler arasındaki bağlantıları, davranışını ve fonksiyonlarını değiştirdiği tespit edilmiştir. bilgisayar oyunu oynayanlarda seçici ilginin geliştiği ve odaklanma süresinin artması gibi olumlu gelişmeler görülmüş, oyun oynayan bireylerin oynamayanlara göre odaklanma gerektiren işlerde daha başarılı sonuçlar elde ettikleri gözlemlenmiştir.

    araştırmalar oyun oynayanlarda beynin vizüospasyal (görsel mekan) ile ilgili bölümünde ciddi bir genişleme olduğu sonucunu ortaya koymuştur. ayrıca araştırmacılar oyunların bağımlılık yaptığını, beyinde ödüllendirme sisteminin fazla çalışmasının oyun oynayanlarda sürekli olarak oyun oynama ve başarı kazanma motivasyonuna neden olduğunu bu davranış şeklinin başka türlü bağımlılıklarla benzerlik taşıdığını tespit etmişlerdir.

    kısacası bağımlı olmadan oyun oynama başarısı gösteren bir birey gerçek hayatta yaptığı işlere daha iyi odaklanabilen, görsel ve mekansal algısı gelişmiş bir birey olarak oyunlarda elde ettiği yetenekleri gerçek hayata da yansıyabilecektir.

    https://www.medicalnewstoday.com/…ticles/318345.php

    http://www.iflscience.com/…d-your-brain-here-s-how/

    http://www.bbc.com/news/technology-34255492

  • günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer.

    eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve bağırır. sesini duyan sahibi gelip baktığında zavallı eşeği kuyunun dibinde görür.

    çaresiz çiftçi köylüleri yardıma çağırır. köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler. tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atar.

    zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkerek dibe döker. bir süre sonra ise ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkar. köylüler kuyudan dışarı çıkan eşeğe çok şaşırır. işte hayat da bazen bizim üzerimize yüklenir ve üzerimiz toz toprakla örtülüyormuş gibi olur.

    bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. kör kuyuda olsak bile.

  • en beklemediğim ülkenin soykırımı tanımasıdır. ayrıca diasporamızın ne kadar güçsüz olduğunu göstermektedir.

    sen hala yurt dışında en büyük nüfusunun bulunduğu yerde sözünü geçiremiyorsan bir problem var demektir.

  • yahu hala gül gibi teoriyi geçmişsiniz, "maymunla mı akrabayız?" diye üzülüyorsunuz. lan ben amcamla dayımla akrabayım onu napıcam?

  • insanların hayatının nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğu gösteren görüntülerdir. iran uyruklu taghavi sayedmojtaba isimli iran uyruklu şahıs, kartal istmarina isimli residence'ın 19.katından insanların kafasına koca şampanya şişesini atıyor.

    düşünsenize ailenizle hiçbir şeyden habersiz aşağıda dolaşıyorsunuz, size veya sevdiklerinize en acısı çocuğunuzun başına bu şişe düşüyor, ölüyorsunuz.
    sonra mahkemelerde hak aramaya çalışma, şahsın yurtdışına kaçısı ve hiçbir şey olmadığını izliyorsunuz. rahatlığa bakın ki bu görüntülerin üzerine bir de havaya ateş açtığı görüntüleri paylaşıyor.

    batuhan çolak olmasa yine hiç kimsenin umurunda olmayacak bir adet o.çocuğu içeren görüntülerdir.

    haber ve görüntüler

    edit 1: şahsın yakalandığı ve deport edileceği belirtildi

  • bütün aile gün içinde aranır. mümkünse akşam erken gelin, konuşmamız lazım gerek denir.

    kızım söyle işte diye baskılar gelirken, öyle telefonda söylenecek gibi değil denir, gözden iki üç damla yaş düşer.
    akşam herkes geldiğinde "boşanmaya karar verdim" denir.
    derin bir sessizlik yerini yavaş yavaş dozu artan bir gürültüye bırakır.

    son sözüm "sizden bu konuda izin istemiyorum, bilgi veriyorum" olmuştu. sağlam durun. ailenizin "millet ne der" baskısına aldırmayın. sizi mutlu görünce, onlar boşanmanın ne kadar normal ve aslında mutlu eden bir şey olduğunu görecekler.

    sabredin ve aileniz hayatta olduğu için şükredin...

  • benim de akşamları bostancı sahilinde karşılaştığım durum. eve girmeden yarım saat yürüyüş yapalım dediğimiz yollar işgal altında. tamam tutsunlar, balık tutmalarına bir şey demiyoruz ama baksınlar arkalarından insan mı geçiyor ne oluyor.

    geçen akşam bir kadının suratına sırığını vurdu adamın biri, iğneyi misinayı zaten göremiyoruz.

    aslında (bostancı sahili için konuşuyorum) yürüyüş yolu değil de taşların üzerinden tutsalar bu kadar sorun yaşamayacağız. ama tabi bankları işgal etmek ya da sandalyelerini düz betona koymak daha çok işlerine geldiğinden olacak, yürüyüş yapan insanların yolunu gasp etmek, millete iğneyle, sırıkla zarar vermek daha çok hoşlarına gidiyor herhalde.

    polisi arasak bir yaptırımı olur mu acaba? belki beyaz masaya danışılabilir, bu konuda çalışmak lazım..

  • fıkra gibi bir olay değildir. zira korumalar cumhurbaşkanını gerçekten sevecek birileri olmadığını bildiklerinden gerekeni yapmışlardır.

  • fransa st. tropez'de, milyon dolarlık teknede yıllanmış fransız şarabı içerken bismillahirrahmanirrahim demişliği vardır. hiç bişey yapmasın sadece besmele çeksin yine güldürür.