ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
o dilde espri yapacak kadar bir dili bilmek
-
i said, i said, you didn't believe, look what happened now..
mülakatlarda seviye belirlemek için kullanılabilir.
4 ocak 2010 toplu yazar alımı
-
bu yazar alımıyla gelen arkadaşların sıfatlarını görünce anladım ki, ssg'nin bambaşka bir amacı varmış sözlüğü kodlarken. yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
10. nesil sabırtaşı yazar
9. nesil biçare yazar
11. nesil ezik yazar
12. nesil zavallı yazar
13. nesil almayacaktık acıdık aldık (yazar filan da demiyor artık)
14. nesil tamam lan ağlamayın sizi de aldık
15. nesil sözlük ziksin hepinizi ahahaha (iyice sindirmiş milleti kimse sesini çıkaramıyor)
yok mu beni ziken (son darbe, nesil filan da kalmamış artık)
işte bu aşamada ssg'nin eğlencesi başlıyor.
- du bakayım neymiş bu adamın nicki, haykırdım dağlara, ahahahuahauahau. haykırdım dağlara yok mu beni ziken ahahauhahahuahahauha. bu kimmiş, bütün gece ağladım ahahahahahaha. yıllarımı verdim şu sözlüğe ama değdi valla aahahauahauah. neyse siliyim artık şu database'i.
türkiye'de kimsenin nefret etmediği tek kişi
-
(bkz: kemal sunal)
edit: tabii ki biliyorum haz etmeyen bir akit zihniyeti var, yine de benim için kategori dışı onlar.
görüyorum yumurtayı çok pişmiş yiyorsunuz olmaz
-
bir rte beyanı. öyle değil aslında ama olsa şurda şaşıracak bi insan evladı da çıkmaz sanırım rte böyle açıklama yapsa.
"görüyorum bazı yerlerde yumurtayı çok pişirip getiriyorlar. bakın özellikle kadınlarımıza sesleniyorum yumurtayı çok pişirirseniz bişeye benzemez hafif kayısı kıvamında olacak ki güzel olsun. biz evde hep böyle yiyoruz siz de öyle yapın. bunu sağlamak için dışarda kahvaltı yaptığınız mekanlara talimatı veriyorum bundan sonra yumurta hep kayısı kıvamında gelecek"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
5 sene sonra da kısmetse peygamber.
adresi bulamayan kuryenin telefonla araması
-
acilin kuryeyim. uzun uzun aciklama girmelik bi sey yok ama adresi bulamadiysak baska napalim ki? kuryeyiz diye 3. sinif insan mi sayiliiyoruz ? ben de istemezdim bir avukati, bir doktoru, bir muhendisi kuryeye ait bir telefonla rahatsiz etmeyi ama sadece is icabi aramamiz gerekiyor.
simdiye kadar meslegimden hic utanmadim, alnimin teriyle helal para kazanmaya calisiyorum. insanlarin gozunde pek bir statusu yok meslegimin ama olsun, statuyu ne yapacagim ki?
daha degerli meslekler var, bunu en basta ben kabul ediyorum. ben de insanlara daha faydali olabildigim bir meslege sahip olmak isterdim. ancak aksam eve yorgun argin geldigimde kendi cabamla kazandigim tertemiz helal paranin verdigi huzurla yastiga kafami koyabilmek bana yetiyor.
biz de sizler gibi ayni topragin altina gidecegiz. yolun sonunda istemeseniz de hepimizin varacagi durak ayni.
basligin belki hak verilecek tarafi vardir. sizi rahatsiz etmis meslektaslarim cikmis olabilir, haklisinizdir. yalniz bu meslegi icra eden herkes ayni degil iste. 2 dunyada da ebediyen arkadas kalmak isteyecegim cok kaliteli kuryeler tanidim. kendi adima degil ama o guzel insanlarin adina ufak bir aciklama girmek istedim.
fatiha
-
ben: baba bana elhamı öğret, öğretmen istiyor
babam:
elhamdürüsiyle
kızlar sürüsiyle
hergün birisiyle
yarabbi şükür allahım
ben: aman be baba
babam: oğlum ne var, hocanız bile bilmez bunu, hem bir tutarsa duan, ehi ehi
ben: ablam gibi dayak yiyeyim sonra değil mi* ? .. anneee , bana elhamı öğret...
babam: dur ben sana elemtereyi de öğreteyim.
elemtere ellipara
babam gider kochisara.... nereye gidiyon, daha bitmediki
annem: offf bey offf, cocukların hepisini göndereksin cehenneme, günaha giriyorsun
babam: ehi ehi ehi he
* ablam ilkokul birde "kuran kursuna gideceğim" diye tutturur, bizimkiler her zamanki kayıtsızlıkları ile aman gidersen git derler. ablam ilk gün gelir ve babama, "baba bana sübhanekeyi öğret, hoca istedi" der, ertesi gün kursa giden ablam biraz sonra yüzünde şamar iziyle kıpkırmızı şeklide eve döner. şimdi babamdan ablama öğretilen sübhanekeyi dinliyoruz:
sübhaneke
sümbülteke
anam eke
babam teke
diye gidiyordu hatırladığım kadarıyla. bu arada babamın 9 yaşından beri beş vakit namazını kılan, orucunun birgünün bile kaçırmayan bir insan olduğunu belirteyim
(bkz: niye benim babam herkesin babası gibi değil)
47.500 liralık pavyon adisyonu
-
tarlayı yeni satmış hacı dayı adisyonu. sabah ayıldığında iş işten geçmiştir.
edit: tarlayı satan dayıların 90'lınyıllarda kaldığını iddia edenler var, o iş öyle değil. bugün en çok pavyon olan şehirler adana, mersin, manisa, aksaray, bursa, muğla, ordu, giresun. hatta ilçe olarak karacabey, mut, salihli, erdemli, tarsus, espiye sayılabilir. buraları özel kılan nokta çiftçilerin olması. üretici ürünü satar ve soluğu pavyonda alır. ankara pavyonlarında durum farklı değil, orada bürokrat, müteahhit fazla ama çiftçi de çok. zaten pavyon sahibinin hedefi kadın görmemiş dayılar genelde.
bir pavyonda meze ve içki söylerseniz, dışardaki herhangi bir mekan kadar para ödersiniz ammma ne zaman masaya kadın çağırırsanız içilen ve yenilen her şey en az dörtle çarpılır.
(bkz: pavyon/@sonbahar yolcusu)
evlenmek için evlilik istemiyor taklidi yapan kız
-
bu milletin evlilik merakından gına geldi artık. evlenenlerin evlenmemiş olanlara takmasından, erkeklerin evlenmek isteyen kızlara takmasından, kızların evlenmek istemeyen erkeklere takmasından, orta yaşlıların evlenmemis insanlara genel olarak takmasından, evlenmek için kırk takla atanlardan, evlenmiş erkeklerin pişmanlıklarından. yeter ya, tek derdimiz buymus gibi, baydı artık evlilik muhabbetiniz.
justin bieber
-
itü kantininde türkiyenin en büyük veli toplantısının yapılmasına sebep olmuştur.