hesabın var mı? giriş yap

  • - neden böyle bir şey yapma ihtiyacı duyuyorsun
    + hoşuma gidiyor
    - tamam

    sonra da kızı öpüyor agsgafags bu ne saçma bir diyalog ne saçma bir ortam ne saçma sapan bir nesil aw

  • mesleğinin gereğini yerine getiren kişidir.

    bu adamın mesleği ne güzel arkadaşım? diş hekimi. diş cilacısı, diş fırçalayıcısı, diş müteahiti vs değil. diş hekimi. hekim nedir? doktor. peki doktora bir doktor bre doktor gel beraber doktor doktora dolaşalım dese burada bir sorun olur mu? olmaz.

  • yargıtayın hukuk skandallarına yeni halka:
    yargıtay aym’nin can atalay kararını tanımadı, aym üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu!

    buna karar verecek olan anayasa mahkemesidir. anayasa ihlallerini anayasa mahkemesi inceliyor ve kararları bağlayıcı. yasalar da anayasaya göre çıkartılıyorsa yasa ihlalleri de anayasa ihlalini doğurur bu nedenle anayasa mahkemesinin yetki aşımı yoktur

  • bunun bugün şöyle bir çeşidini gördüm ki suratına kürekle vurulasıdır:

    binerken inenlere öncelik vermeyip kavga ettiği gibi, inerken de öncelik vermedikleri için binenlerle kavga etmiştir.

  • tarafları dinlemeye gerek yok arkadaş, neyini dinleyeceğim. birisi müşteri, diğeri hizmeti veren. müşterisinin kafasında sandalye kıran mekana gidilir mi? hesap 850 gelmiş, kişi başı normalmiş. peki bu içmedikleri şalgam suyunun parasını almayı haklı gösterir mi? hayır.

    55 yıllık aile işletmesiymiş, yok adını arkasındaki koy'dan almış. bunlardan kime ne, bize ne. hesapta olmayan bir şeyi, hesaba eklemiş bu mekan. sonra da, müşteri ne kadar bağırır çağırırsa (ki haklı), alttan almak yerine , sen de efelen, sonra kavga çıksın ve 7 kişinin üstüne (bayanlar da var sanırım), 20 kişi çullan.

    ayıp kardeşim ayıp. 55 yıllık aile işletmesinin düştüğü durum bu işte. bu işletmeyi savunan arkadaş da, biz seviyoruz gelseniz de gelmeseniz de demiş. bence merak etmeyin, sizde bu yaklaşım devam ettiği sürece zaten yavaş yavaş kimse gitmez o sizin adanıza. evet sizin adanız ya orası, memleketin bir adası değil, sizlerin adası. sonradan şöhreti bulmuş, ne oldum delisi restoranların milleti kazıkladığı sizin adanız, sizde kalsın.

    tanım ; adalıların çok sevdiği 55 yıllık aile işletmesi ama müşteri dövüyorlar.

  • rock'n coke'a 2015 tane impala gelecek şeklinde okuduğum haber. çok kısa bir süre de olsa sebebi neydi diye düşündüm.

  • albert camus'un 1957'de nobel edebiyat ödülü almış romanıdır. romanın içerisinde farklı bölümler var. mesela ilk bölümde karakterlerin etrafında olan olaylar işleniyorsa, onu takip eden bölümde yazar vakanivüs gibi o dönemi, vebanın ve insanların durumunu betimliyor. albert camus'un mükemmel bir betimleyici olduğunu söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum. aşama aşama başlangıçtan bitişine kadar -bir bitiş varsa eğer- hastalığın safhalarını, karakterlerin değişimini, koskoca bir şehrin ve hatta insanların değişimini betimliyor albert camus.

    -------- spoiler -----
    veba insan yaşamı için adeta bir savaş gibidir, yani olağanüstü haldir. yazarımız da kitapta olağanüstü halde insanların kimlik arayışlarını, kendilerini tanıyışlarını, dine bakışlarını ve hayat felsefelerini bol bol paylaşıyor. uzun zaman bir insandan uzak kalmak, o insanı yarı yarıya unutmak, tekrar kavuştuğunda vebalı bir semtte hayatta kalmaya çalışmış ve fazlasıyla değişmiş bir insanı tekrar kucaklamak. o insan aynı insan mıdır, kim bilir. doktor rieux'un eşinin ölümüne tepki verememesi de bunu bir göstergesi gibi. albert camus kitapta ayrılık konusuna da fazlasıyla değiniyor. insan doğası olağanüstü durumlarda kendinden beklenmeyen tepkiler verebiliyor gerçekten. vebanın doruk noktasında olduğu zamanlarda insanların dinlerini yavaş yavaş terk etmeye başlayıp kehanetlere sığınması çok ilginç bir tepkidir mesela. papazların bile düşünceleri yavaş yavaş değişmeye başlıyor. insan doğası bu ya, bazıları da vebalı bir şehri vebasız şehre tercih edebiliyor. kitabın en unutulmaz yerlerinden biri de yeni serumun vebayı kapmış küçük bir çocuk üzerinde denenmesiydi. savaş veren küçük bir çocuğun başında bekleyen karakterler, hiç kaybetmedikleri kadar soğukkanlılıklarını kaybediyorlar ve hiç hissetmedikleri kadar vebayı hissediyorlar.

    kısacası şehir veba durumuna göre aydınlanıp kararıyor, insanlar da öyle. albert camus karakterlerini ve romanını ince ince işleyip önümüze sunmuş efendim. olay akışı fazla olan kitaplara nazaran okumak biraz daha zor olabilir ve daha fazla dikkat istiyor. ama hepsini de hak ediyor kitap.

  • her gün yamaçtan tarlalarına ekine giden bi gelin-kaynana
    varmış.. iki adam gelinle kaynanayı gözlerine kestirmişler..bunları
    alıp kaldıralım, diye düşünmeye başlamışlar..bi gün, gelinle kaynana
    tarlaya giderken ortalığı yıkan bi ağlama duymuşlar..dinlemişler ki,
    kulübeden geliyor..çıkalım bi bakalım, demişler..gidip kapıyı
    çalmışlar... adamlardan biri açmış..

    kaynana:
    "hayırdır" demiş "ne oldu ? "
    adam demiş ki:
    "cenazemiz var...buyrun içeri"
    gelin kaynana içeri girmişler...giriş o giriş...!!!! adamlar
    işlerini halletmişler.. neyse..gelin kaynana evden çıkmışlar..

    gelin sormuş:
    "ana be, naapcaz şimdi ? "
    kaynana cevap vermiş:
    "valla gelin seni bilmem ama ben yedisine de gelicem kırkına da sevaptır...

  • 1 dakika bile düşünmeden satardım. dünyaya bir daha mı geleceğim. seçme şansım olmadığı bir ülkede doğdum. satıştan gelen parayla almanya’ya gider coğrafi kaderimi değiştirirdim.