ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kardeş payı
-
--- spoiler ---
doktor: hoşgeldin rahmi abi
hasta: hoşbulduk, benim hanıma merhem vermişsin yatmadan önce rahminin ağzına sür diye, onu değiştirsek diyorum ağzımda yara yaptı.
şimdi bunu doktorun "rahmi abi" dediğini duymadan tekrar okuyun, çünkü ben izlerken o kısmı kaçırmış olmama rağmen ohaaa +18 espri diyerek güldüm. sonra anladım ki benim içim fesatmış, ya da senaristler alttan alttan aslında bunu demek istemiş. (bkz: 69)
--- spoiler ---
bunu ikinci izlediğimde farkedip "haa adamın adı rahmi miymiş" dedikten sonra hanım bana dönüp, evet sen niye güldün ki bunu duymadıysan dediydi. öyle de bir anım var işte.
uzun süre sonra gelen edit:
dikkatli bir suserimizin * gözünden kaçmamış; bu espri meğersem ekşiden çakmaymış.
(bkz: #5443462)
dürüst namuslu iyi kalpli ilkokul mezunu insan
-
(bkz: anne)
küçükken yatağına muşamba serilmiş sözlükçüler
-
anneleri tarafından yatağı batırması engellenmiş, sidikli sözlükçülerdir. umarım yalnız değilimdir.
bu tarz benim
-
2,5 yaşındaki kızımla şu şekilde bir diyalog yaşamama sebep olan program;
ben: bu programda ne oluyor?
kızım: ağlıyolar.
ben: neden?
kızım: elbise giyiyolar, ağlıyolar.
hayata dair gülümseten detaylar
-
hayatim boyunca gosteri sanatlarina ilgi duydum.
kendimi hep bir tiyatro sahnesinde ya da nefis bir filmde sahane bir performansla hayal ettim.
kucuk bir ilkokul ogrencisiyken, okul koridorlarinda kollarindan cekilerek siniflara sokulup bir seyler anlatmam icin israr ederdi insanlar.
bir keresinde bir sinifin onunde sadece durdugumu hatirliyorum ve onlarin katila katila guldugunu.
ilk defa 4. sinifa giderken bir tiyatro oyunu icin ogretmenimin hic dusunmeden secmesi, sinif arkadasimin annesini canlandirmak filan, bunlar hep gulumseten detaylar olarak aklimda kaldi.
iyi bir taklitciydim. hala, arkadaslarim herhangi bir sey izledikten sonra, telefonla arayip.
"bak bunu iyi izle, senden de izlemek istiyoruz" derler.
liseye giderken en buyuk hayalim konservatura gidip egitim almakti. ama ailem ve hatta sulalem yuzunden bu hayali gerceklestirmem mumkun degildi.
oyle icimde patladi yani sahne hayali.
seneler sonra kizimin okulunda hazirlanan, egitim amacli dans ve drama gosterisinde izledim ilk once arkadaslarimi.
oldukca amator bir girisimdi ama ayni olcude buyuleyiciydi.
sozlukten de ve yillarca ayni apartmanda komsuluk yaptigim bilge hatunu cok kiskandim mesela o gosteride izleyince.
bir sonraki sene yine gerceklesecegini duyunca da biraz tereddutle ben de katildim.
sifirdan basladik. aylarca on calisma koregrafi calistik gec saatlere kadar.
gercekten butun yoruculuguna ragmen muthis bir duyguydu.
ve sahne gunu geldi catti.
yuzlerce insan karsisina cikacak olma heyecani, becerebilecek miyim korkusu ile..
ve sahne !
benim gosterimde; hayatin hizi, mekaniklesmesi insanin ama sonunda elimdeki kagittan okudugum insan oldugumuzu hatirlama ani...
sadece kopan buyuk alkisi hatirliyorum.
tabi ki, ozne degildim. zaten dans dramada ozne yok. bir butunun parcasisiniz. bir sorunun, bir cozumun.
hayatimin en buyuk hayalini gerceklestirmistim. titreyerek ciktigim sahnede baktigimda isiklardan baska bir sey gormuyordum.
ta ki kizimla birlikte selamlamaya ciktigimda salonda kopan alkis tufanina kadar.
sanirim, gercek anlamda mutluluk buydu...
sonra, oyun cikisi bir ogretmenimizin;
-kizim sizinle tanismak istedi. bir turlu veli oldugunuza ikna edemedim.
demesiydi o gece ve belki butun hayata yayilacak kuvvetteki gulumseten detay.
hayatta her sey mumkun...
japonların yaptığı su yazıcısı
-
yercekimi ve muhendisligin muthis kombinasyonu olmus yazici. estetigin de amina koymuslar afedersiniz.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
bana birgun bir tanesi boyun ne cok uzun, ne cok kisa ne guzel birbirimize uyuyoruz demisti. sevinmistim o zaman tabi. kiz kalkti eski sevgilisine geri dondu aylar sonra. neyse bunlari birlikte gordum gunun birinde. herifin boyu uzun. o an kafamda cakan simseklerin tek sebebi bana soyledigi sozlerdi. meger beni onunla karsilastiriyormus. ulan hicbirseye degilde buna uzuldum aylarca. gerci eminim ona da beni anlatmistir. eski sevgililerin karaktersiz olmasi doganin bir kanunu bildiginiz gibi.
yaran fıkralar
-
on tane tarikatçı otobüsle gidiyorlarmış...
yolda otobüs devrilmiş...
tarikatçılar tümden mevta...
cennetin kapısına kadar gelmişler...
görevli melek bunlara bakmış;
" - aranızda çocuklarla evliliği onaylayan,
- çocuk tacizcisi olan,
- çocuklara tecavüz eden var ise beni hiç oyalamayın doğruca cehenneme gidin. yolu
şu taraf" demiş...
tarikatçıların dokuzu geri dönmüş ve cehenneme doğru yönelmişler.
görevli melek birkaç saniye sonra arkalarından bağırmış.
"laaan!.. bu sağır pezevengi de alın buradan."
debe editi: arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. - mustafa kemal atatürk (kastamonu'da ikinci konuşma)
edit: bu fıkra mükerrerdir...
28 ağustos 2014 şampiyonlar ligi kura çekimi
-
gs'nin dortmund ile birlikte gruptan çıkıp arsenal'i bize geri göndermesini dilediğim kura çekimidir.
not: arsenal'den rövanş almak isteyen takımspor'luyum
edit: debe'leri okurken kendi entry'mle karşılaştım. bu nasıl entry amk dedim nasıl debe'ye girmiş derken ben bi yerden hatırlıyorum bu cümleleri falan diyorum kendime. sonra dank etti ki ben yazmışım. beklemiyordum tabii böyle bir entry'nin debe'ye girmesini. bir de en beğenilenlerime de ikinci sıradan giriş yapmış. bu kadar mı kötü lan benim entry'lerim diye düşüncelere bile daldım.
18 temmuz 2016 wikileaks açıklaması
-
ciciş kardeşler esra ve ceyda'nın umreye gitmesiyle başlayan ülkemiz üzerindeki karabulut serisinin yeni bir basamağı
25 haziran 2018 muharrem ince'nin attığı tweet
-
ulan türkiye, videodan sonra anladım ki sen tam (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi) başlığındaki hatunsun.
o nasıl video başkanım? eski sevgilimi bekler gibi hüzünlendim.
nejat işler'li yıldız tilbe klibi
-
resmen kaybedenler kulübü filmiyle çapraz senaryo yapmışlar. filmdeki kaan karakterini yıldız tilbe klibine sokuşturmuşlar.
bide nejat işler'de işin komik olduğunun farkına varıp profesyonellik falan dinlemeden arada gülme krizine girer gibi yapıyor. izlediğim en absürd kliptir.
ambulansta lahmacun yiyen sağlık çalışanları
-
bir restoran isletmecisi olarak konusmak gerekir ise; ara sira bize de 112 calisani arkadaslar geliyor yemek yemeye. ancak gelenlerin henuz yemeklerini bitirip masadan kalktiklarini gormedim. genelde oturuyorlar yemeklerini siparis veriyorlar tam yemeye baslarken ya da yedikleri sirada bir anons geliyor ve apar topar kalkip vakaya gidiyorlar. henuz bize gelip yemegini tam bitiren 112 calisanina rastlamadim desem yeridir. kimi zaman apar topar paket yapip zar zor yetistiriyoruz da alip gidiyorlar. bir debu acidan bakarak degerlendirmekte fayda var.