hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    marvel studios ve sony ortaklığının üçüncü solo spider-man filmi no way home bütün görkemiyle en sonunda vizyona girdi. 2019 yılında vizyona giren avengers: endgame filminden sonra beklentilerin en fazla olduğu blockbuster sinema filminin spider-man: no way home olduğunu söylemek mümkün. özellikle son 1 aydır herkes bu filmi konuşuyor. haftalar öncesinden biletler alındı. teoriler havalarda uçuştu. herkes dedektif gibi filmde kimlerin var olup, olamayacağını araştırdı. 18 yıl sonra geri dönen matrix resurrections bile konuşulmaz oldu.

    özellikle bu tip gişe filmlerinde bazen beklentiler, filmin kalitesinin ötesinde kişinin filmi beğenip beğenmemesini etkileyebiliyor. spider-man: no way home duyurulduğu günden itibariyle beklentilerin çok üst düzeyde olduğu bir film. zira genel anlamda insanları çok sevdiği ve çok güzel kapanışlar yapmış diğer spider-man filmlerinden elementler kullanıyor. sam raimi dönemi spider-man karakterleri seyircinin büyük bölümünün sevgisini kazanmış karakterler. her ne kadar raimi dönemi kadar güçlü olmasa da marc webb dönemi spider-man serisini de seven insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. bu dönemlerden karakterler getirmek, hem karakterlerin hakkını vermek hem de o dönemlerin hatırasını bozmamak adına yapım ekibine sorumluluk, seyirciye de çok büyük bir beklenti getiriyor.

    no way home bir önceki film spider-man: far from home'un hemen arkasından başlıyor. hatırlanacağı üzere filmin sonunda spider-man'in kimliği ifşa olmuştu. bu kısımlar ilk iki filmin tonuna daha yakın olan kısımlar. homecoming ve far from home filmlerini seven bir insan olarak keyifle takip ettiğim kısımlar oldu. ki bu sırada matt murdock'ı charlie cox suretinde görüyoruz. böylece daredevil için de yepyeni bir dönem başlıyor. peter'ın kimliğinin ifşa olması onu sosyal hayatta kendisi ve çevresi adına çok büyük bir baskının altına itiyor. yardım istemek için doctor strange'e gidiyor. filmin tonunun ilk kez değiştiği kısım böylece başlamış oluyor.

    büyünün kötüye gitmesi sonucu mcu peter'ın spider-man olduğunu unutacağına peter'ın spider-man olduğunu bilen paralel evrendeki karakterler mcu'ya gelmeye başlıyor. gelen villainlar şu şekilde raimi dönemi green goblin (willem dafoe) doctor octopus (alfred molina) sandman (thomas haden church). webb dönemi lizard (rhys ıfans) electro (jamie foxx). sony'nin kendi evreninden venom (tom hardy) geliyor. ama onun sadece after credits sahnesinde görüyoruz. iyi karakter olarak ise elbette tobey maguire ve andrew garfield spider-man'leri geliyor.

    spider-man filmlerinde şu ana kadar bir villaindan fazla ne zaman görsek o film genelde tek villain'ın olduğu filmlere göre daha zayıf olmuştur. bu film 5 tane villain'a sahip olmasına rağmen villainları şaşırtıcı derecede başarılı işliyor. bunun en büyük sebebi bu karakterleri daha önceden tanıyor olmamız. karakterlerin köken hikayesinin anlatılmasının gerekli olmaması filme kendi temposunu çizmesi açısından çok şey katmış. villainlar içerisinde en farklı olan ve iyileştirilen karakter kesinlikle electro. hem karakterizasyon olarak hem de fiziksek olarak bir önceki halinin çok çok üzerinde. sandman ile lizard diğerlerine göre daha az çıkıyor. ama hikayede yerleri var. doctor octopus öne çıkan karakterlerden biri. tam sevdiğimiz hali devam etmiş. green goblin ise hikayenin ana villain'ı. willem dafoe harika bir oyunculuk sergilemiş. spider-man (2002) filmindeki halinin bile ötesine çıkmış diyebiliriz.

    spider-man: homecoming ve spider-man: far from home'a getirilen eleştirilerin bir kısmı peter parker'ın diğer mcu karakterlerinin gölgesinden çıkamaması ve spider-man olarak kendi ayakları üzerinde duramamasıydı. bu filmde şunu gördük ki aslında ilk üçlemenin ana konusu peter'ın tamamen spider-man'e dönüşmesiymiş. spider-man: no way home'da karakter hem peter parker olarak hem de spider-man olarak tam istenen noktaya geliyor. hikaye bu açından çok güzel bir matematik izliyor. aunt may'in ölümü ile birlikte film bir kez daha ton değiştiriyor. şu ana kadar ki en sert ve ciddi mcu spider-man'i ile karşılaşıyoruz, büyük güç büyük sorumluluk getirir lafını duyuyor, aldığı kararların yıkıcı etkilerini görüyor. hırsı, nefreti, sorumluluğu iliklerine kadar hissediyor.

    no way home bu noktada belki de imkansızı başaran bir şey yapıyor. tobey ve andrew'ı aunt may ölür ölmez filme sokuyor. mcu peter en karanlık noktadayken tobey ve andrew onu iyileştiren, onu karanlıktan alan ve ona tekrar umut veren karakterler oluyor. tobey ve andrew'un gelişi böylece fan service'in çok ötesine geçip, mcu peter'ının karakterini muazzam derecede geliştiriyor. onlar varken bile film odağını tom holland'dan almıyor. holland'ın spider-man'i diğer spider-man'lerle birlikte daha da büyüyor. yalnız may'in ölümü gerçekten çok kritik bir noktada duruyor. hikaye anlamında tobey ve andrew varken bile mcu peter'ının yükselmesine yardımcı oluyor.

    burada tom holland'ın oyunculuğundan da bahsetmek lazım. şu ana kadar ki en iyi performansını gösterdiğini düşünüyorum. içerisinde bu kadar iyi oyuncunun ve evrensel anlamda çok sevilen diğer spider-man'lerin olduğu bir filmde performansı ile çok öne çıkmış ve bütün filmi sırtlamış vaziyette. no way home'dan sonra holland'ın ne kadar başarılı bir spider-man olduğu çok net anlaşılıyor.

    üç spider-man'in göründüğü her sahne seyirciye ödül gibi. oyuncuların kimyaları inanılmaz derecede tutmuş. onların olduğu hem mizahi hem de duygusal sahneler çok çok iyi yazılmış. tobey ve andrew'un aralarında geçen sahnelerde çok başarılı ve doğru olmuş. üç spider-man ile ilgili söyleyeceğim tek şey kusursuz olmaları. beni asıl şaşırtan 5 villain'ın da kimyalarının müthiş tutması oldu. geniş perspektiften bakıldığı zaman sanki oyuncular 20 yıldır bugünü düşünülerek cast edilmiş diyebileceğimiz kadar başarılı. tabii ki burada bu isimlerin çok iyi oyuncular olmasının etkisi de büyük.

    filmin finalinin mcu'ya büyük etkileri var. herkesin spider-man'in peter olduğunu unutmasının ötesinde peter parker genel olarak unutuldu. marvel studios ve sony yeniden anlaşır ve spider-man, mcu'da kalırsa bu filmden sonra bambaşka bir spider-man izleyeceğiz. spider-man artık daha olgun, büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini biliyor. artık kimsenin gölgesinde değil, kimliği yeniden gizli ve tam manasıyla çizgi romanlardaki spider-man. finalde gördüğümüz el yapımı kostümünün de muazzam olduğunu söylemek istiyorum.

    spider-man dördüncü filmde çok fazla değişiklikle karşılaşacak. muhtemelen daha farklı tonda filmler izleyeceğiz. daha farklı yan karakterler olacak. belki de harry osborn, gwen stacy ve felicia hardy gibi karakterleri görmeye başlayacağız. eğer seri mcu'da devam ederse elbette yine crossoverlar göreceğiz. unutmamak lazım ki sony'nin isteği üzerine mcu karakterleri bu filmlerde gözüküyor. yani devam ederse seri dördüncü veya beşinci filmde de mcu karakterleri göreceğiz. elbette ki spider-man'i de diğer mcu filmlerinde göreceğiz. şu anda spider-man'in görüneceği bir mcu filmi daha var mesela.

    bu seri için en az övülen kişi yönetmen jon watts. üç filmdir kendini hep geliştirdi. her filmde daha da iyisini yaptı. spider-man: no way home en iyi filmi. bu filmden sonra mcu'da fantastic four filmi çekecek. fantastic four için en başından beri doğru bir tercih olduğunu düşündüm. no way home'da bu fikrimi perçinledi.

    filmin after credits sahnesinde simbiyotun bir parçasının mcu'da kaldığını görüyoruz. dördüncü filmde siyah kostüm hikayesinin işleneceğini düşünebiliriz. tabi burada nasıl bir hikaye işleyecekleri çok önemli. eddie brock olacak mı ? olacaksa sony'nin evrenindeki eddie brock mu gelecek ? yoksa yine tom hardy'nin oynadığı mcu variant'ı ile mi karşılaşacağız ? tabi bunlar bugünün soruları değil. daha sonra düşüneceğimiz şeyler.

    spider-man: no way home vadettiği her şeyi fazlasıyla yerine getiriyor. kağıt üzerinde çok zor duran ama uygulamada inanılmaz derecede iyi iş çıkarılmış, seyirciyi duygulandıran, heyecanlandıran ve spider-man izlemenin coşkusunun sonuna kadar yaşatan bir film. üç dönemin de hayranlarını çok memnun edeceğine eminim.

    --- spoiler ---

  • leonardo di caprio'ya olan benzerliğiniz kariyerinizde olumsuz bir etkiye neden oldu mu acaba?

  • doğum gününden bir gün önce ablanın evine gidilir, yaş 33.

    abla 8 yıl önce sıradan bir adamla evlenmiştir, kız kardeş anlam verememiştir bu duruma, dünya da bu kadar yakışıklı karizmatik erkek varken neden bu adam diye...
    o sıralarda kendisi çok parlak bir adamla çıkıyordur, ve arka planda onunla sevgili olmak isteyen başka erkeklerde vardır. (kızımız güzel sonuçta)
    halihazırda sevgilisi olan adam kıza evlenme teklif eder, ama kızımız maymun iştahlıdır, sonuçta bir ömür geçirilecek ya ötekiler daha iyiyse...
    yıllar böylece geçiverir daha iyisi daha iyisi derken.

    bir gün kızımız bakar etrafında parlak, karizmatik, yakışıklı erkekler dolaşmaz olmuş, insanlar onu birileriyle tanıştırmaya başlamış kendi yeteneğini kaybetmiş gibi…

    “şöyle bir adam var, ama boşanmış, ama çocuklu” vs. laflarını duymaya başlar kızımız. inanmak istemez duyduklarına, tamam yaş ilerlemiş olabilir ama hala güzeldir, hala ruhu herkesin peşinde koştuğu o kızın ruhunu taşımaktadır.

    gece olur, abla enişte ve iki sevimli çocuk yatak odasına uyumaya giderler, içeriden sohbet ve gülüşme sesleri gelir, sıcacık bir yuvanın gülüşme sesleri...
    kızımız koca salonun kanepesinde gözlerini tavana dikmiş uyumaya çalışmaktadır. daha önce kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemiştir.

    gözlerini kapatır, sabah olduğunda geçmişteki güzel günlerine uyanabilmek umuduyla,

    sabah olur, gözlerini açar güzel kızımız; yaş 34.

    edit: güzel kızımız şuan evli ve çocukludur. boş yere ümitlendirdiği için kızanlar olmuş :)

  • minibus normal yolunda giderken bir kızın bağırarak "müsait bir yerde inebilir miyim. yaa kaçırdım tüh" diye bağırması. aşırı heyecanlanarak çantasını falan savurarak aşağı inmesi. henüz 200 metre gitmemişken yerde bir cüzdan görmem. en arkada oturduğum için yan tarafta oturan bir çocuğa "kızın cüzdanı düşmüş alıp şöföre versene" demem. çocuğun cüzdanı görür görmez "duruuun" diye bağırması. şoföre bir kahraman edası ile dönerek "kapıyı aç kaptan" demesi. cüzdanı kaptığı gibi aşağı inmesi. minibüsün geldiği yöne doğru son sürat koşmaya başlaması. en arkada oturan ben ve bir arkadaşımın minibüs ahalisine olayı canlı canlı anlatmamız.

    rt:ben
    a: arkadaş

    rt: olm bu cüzdanı alıp kaçmasın şimdi?
    a: yok lan kızın peşinden gidiyo. ona verecek cüzdanı.
    rt: aha kıza bağırıyo.
    a: duydu kız. döndü geliyo o da bak.
    rt: hee gördüm.
    a: bak verdi cüzdanı.
    rt: aha muhabbet ediyorlar. hadi abi işimiz var.
    a: harbiden çocuk iyice muhabbeti koydu
    rt: lan yoksa bir aşk mı başlıyo.

    bizi dinlediklerinden haberimiz olmayan minibüs ahalisinin yarılarak gülmeye başlaması. çocuğun aynı deparla gelip minibüse atlaması. minibüsün alkışlarla sarsılması. şoförün " aslansın be. sizin gibi gençler oldukça..." temalı bir konuşma yapması.

  • 1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.

    yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:

    ben: abi simit kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: peki meyvesuyu kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: o zaman bi simit alayım abi
    büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?

    hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • 750 tl ye check-up yaptırdım kanser çıktım. evde büyük sevinç var şu an para boşa gitmedi diye seviniyoruz.

  • "az bile yapmis"cilar gelmeden, 25 yillik evli bir adam olarak soyleyebilirim ki adam karaktersizin onde gidenidir.

    ne olmus ki iki saka yapmissa? ha tamam yapmasi sinir bozabilir ama sen bunu bile kaldiramiyorsan sayet, ileride karinin basina bir sey geldiginde ne yapacaksin?

    hayat basit degil, evlilik ise tam bir rubiks kupu. benim bu kadar basit bir sakami bile kaldiramiyorsa bir insan, ben onunla mumkun degil evlenmem. ona inat gider yazlik mekan maras dondurmacisiyla evlenirim, her gun saklabanliklar yaptiririm kendime, elime dondurma yerine bos kulah alirim hep ama yine de o adamla evlenmem.

  • mantıklı bir durum.

    kadın milleti biz erkekler gibi değil. bizde mesela arz talep dengesi mantıklı. kapitalizmi ruhumuza yedirmişsiz. kadınlardaki durum daha farklı ve karmaşık.

    misal elimizde iki kız olsun. birine didem diyelim, diğerine de irem. didem üç birim güzel irem'se altı birim güzel. siz de altı birimlik bir adamsınız.

    sanıyor musunuz ki irem "bu adam altı birimlik o halde ben bununla naz yapmadan çıkayım" diyecek. ya da didem ben üç birimim en iyisi koşup şunun boynuna bir sarılayım diyecek.

    bok diyecek!

    sonuç olarak her ikisi de yorkshire düşesi olduğundan size yedi bilemedin sekiz birimlik naz yapacak. sanacaksınız ki brijit bardo'nun gençliğinin peşindesiniz.

    o yüzden bir mantıklı erkek türü olarak eforumuzu yedi birimlik zeynep'in peşinden koşarak harcamalıyız. unutmayın ki zeynep'e harcayacağınız eforla, didem veya irem'e harcayacağınız efor arasında çok büyük fark olmayacak.