hesabın var mı? giriş yap

  • genellikle gelinin anane veya babanesi olan teyzedir.

    bu teyze taki cantasinin guvenliginden sorumludur, ayrica "kim ne takti database"ini de tutarlar. taki toreninin ba$ladigini ve bittigini de bu teyzeler anons ederler. taki toreni bitince taki cantasini alip bir bilinmeze dogru, carpik, sallanmali ancak hizli adimlarla ilerlerler.
    canta "kaybolana" kadar devamli taki cantasina bakarlar... yuzlerinde bir huzursuzluk vardir. boyle her an birisi gelip cantayi kaparak ko$arak kacacakmi$ gibi bir gerilim vardir hallerinde. bir vazife bilinci, bir gorev ciddiyeti. devamli ogutler ve emirler verirler.
    - getir burada dursun.
    - ortusunu alma cantanin.
    - bilezikleri bana ver.
    - cekil goremiyorum!
    - agzini bagla, agzini.
    gibi konu$malar yaparlar.
    ka$lari gozleri hic durmaz. o'na bu'na ka$ goz yaparlar.
    (bkz: dugun teyzeleri)
    (bkz: dugun amcalari)

  • babam bu tür evler için "yanında ahır da veriyorlar mı?" diye sorar. "bu eve bu kadar para veren sığır nerede kalacak?" diye devam eder.
    edit: ağır sıçışı kapanır...

  • "sabaha karşı dörtte acı acı çalan telefon geceyi böldü, karayiplerde nobel bariş ödülü için teşekkür konuşmasini hazirlarken uyumuş olan nanofizik uzmani jason flecthdong bir an için yerinde zıpladı... yine de, derin meditasyon günlerinden kalan bir alişkanlikla, tam anlamiyla uyanik olmasi ve içsel dengesini kurmasi için gereken süre .002 saniyeden fazla değildi... çevresinde mozart'la yarisabilen i.q.'sü sebebiyle 'düşüne taşina duvarin arkasini görebilecek bir adam' olarak anilan fletchdong o telefonu açmamasi gerektiğini, yoksa langdon'un başina gelenlerin ona da olacağini biliyordu... ama lanet romanin 500 sayfa olmasi gerekiyordu..."

  • osmanlı'nın en nadide padişahları olan deli mustafa, yeniçerilerin ırzına geçip öldürdüğü genç osman, deli ibrahim ve yine pek aklı başında olmayıp sabah akşam içen dördüncü murat dönemlerini görebileceğimiz dizi. şimdiden milliyetçi muhafazakar cenahın eteklerinin tutuşmasına neden olmuştur. oysa bir insan delirebilir, tecavüze uğrayabilir, ayyaş olabilir. bunlar onun değerini düşürmez. sonuçta insandır. padişah olması ne onu insan olmaktan kurtarır, ne de milliyetçi görüşlerini sağlam temellere oturtamayan zavallıları.

  • bugun palo alto'da farmers market'te esi ve cocuguyla birlikte gordum. gitti, 5 dolara durum (burrito) satan cadirlardan birinde kuyruga girdi yemegini aldi, sonra oradaki butun insanlar gibi oturdu kaldirimda yol kenarinda efendi efendi yedi. sandalyeye bile oturmadi. gunes gozlugu, sapka falan da takmamis, hic kasma yok. bu alcakgonullu tavri acaip hosuma gitti.

    sonra aklima turkiye'de mark zuckerberg'in binde biri kadar parasi olup koruma ordusuyla dolasan zorbalar geldi. vay be dedim, zenginligi kaldirmak boyle bir sey iste.

  • duyan da memlekette yabancıya mülk satılmıyor sanır.

    karadeniz'de araplara satmak için kuyrukta millet, ne iş?

    onlarınki vatan toprağı satmak olmuyor mu?

    üstelik yasalar izin veriyor satışa. siz şimdi devlete ne demiş oluyorsunuz?

  • dünyanın sekizinci harikası olarak anılan amber odası, 18. yüzyılda prusya'da yapılmış, kehribar paneller, altın varak ve aynalarla süslenmiş bir yapıydı.

    barok sanatının bir şaheseri olarak kabul edilen ve st. petersburg yakınlarındaki tsarskoye selo'daki catherine sarayı'nın bir parçasını oluşturan oda, 1716 yılında prusya kralı ı. frederick william tarafından rusya'nın deli petro'suna hediye edildi.

    amber odası, ıı. dünya savaşı'na kadar kültürel bir hazine olarak kalırken, 22 haziran 1941'de adolf hitler, üç milyon alman askerini sovyetler birliği'ne gönderen barbarossa harekatı'nı başlattı. catherine sarayı'nın yetkilileri amber odası'nı söküp saklamaya çalıştı, ancak savaş sırasında oda yağmalandı ve içindekiler yok oldu.

    amber odası'nın kaderi bu andan sonra sanat dünyasının en büyük gizemlerinden biri haline geldi ve hakkında birçok farklı teori ortaya atıldı. kimisi almanya'nın odayı sökerek königsberg kentine (bugünkü kaliningrad) yerleştirildiğine, kimisi kehribarın bir gemiye yüklenip baltık denizi'nin dibinde bulunabileceğine, kimisi çoktan yok olduğuna ya da aslında ikinci bir amber odasının var olup saklandığını iddia ediyor. kapsamlı arama ve soruşturmalara rağmen bugün hala amber odası'nın nerede olduğu bilinmemektedir.

    ek olarak, olayın başka tuhaf yanı da amber odası'nın lanetli olduğu iddialarıdır; çünkü odaya ilgisi olan birçok kişi trajik sonlarla karşılaşmıştır. örneğin, almanya'nın odayı sökerek königsberg kentindeki müzeye taşıdığı iddiasıyla müze müdürü olduğu söylenen rohde ve karısı tifüsten yaşamını kaybetmiştir. rus istihbarat görevlisi general gusev bir gazeteciyle amber odası hakkında konuştuktan kısa süre sonra araba kazasında, eski alman askeri ve hazine avcısı georg stein ise 1987'de amber room'u bulmaya çalışırken bavyera ormanında katledilerek hayatını kaybetmiştir.

  • yumurtayı sorgulayan bünyede ağır alerjik semptomlar yaratacak şey. yiyecek diyemiyorum zira yemelik bir durumu yok. bunu keşfeden insanı merak ettiren yumurta yeme biçimi. hadi hayvanı yemeyi hayvanın yumurtasını yemeyi biz anladık kabul ettik diyelim bizden sonraki kuşaklar da bunu mu günlük besin olarak doğal karşılayacak o halde. yazık! diğer taraftan insan yavrusunun plasentasından yüz kremi yapan vahşi insanoğlunun bu yediği halta da şaşırmamak mı lazım bilemiyorum.

  • türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
    kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.