hesabın var mı? giriş yap

  • göğsümüzü kabartan bir olay.
    peki kim bu pilot? nasıl oluyor da hem siyahi hem türk oluyor? hızlıca bir tanıyalım.

    adı ahmet ali çelikten. soyadı kanunundan önce halk arasında arap ahmet olarak biliniyor. 1883 izmir doğumlu. o zamanlar nüfus kayıtları pek düzgün olmadığından kökeni net değil ama iddialara göre büyükannesi istanbul'da köle olarak satılan bir nijeryalı. annesi zenciye emine hanım ve babası ali bey de afrika asıllı birer türk.

    ahmet ali çelikten aslında denizci olmak istiyor. bu amaçla haddehane mektebi'ni bitirerek üsteğmen ünvanını alıyor. sonrasında yeşilköy deniz tayyare mektebi'nde eğitimine devam ediyor. ancak bu sırada birinci dünya savaşı yaklaşmakta. osmanlı devleti askeri havacılığın gerekliliğinin farkına vararak pilot yetiştirmek için atılımda bulunuyor. yetiştirilmek üzere fransa'ya gruplar halinde gönderilecek adaylardan biri olarak seçilen çelikten böylece pilotluğa geçiş yapmış oluyor. 1916 yılında mezun olup ilk uçuşunu yaptığında farkında olmasa da dünyanın ilk siyahi pilotu ünvanını alıyor.

    görsel

    birinci dünya savaşına katılan "siyahi" pilotların sayısı oldukça az. üstelik o dönemde ırkçılığa maruz kalıyorlar. öyle ki afro-amerikan bir pilot olan eugene jacques bullard'ın abd ordusunda pilotluk yapmasına izin verilmiyor. bu yüzden bullard birinci dünya savaşına fransa filosunda katılıyor. ancak ilk uçuşunu 1917'de yapması nedeniyle ilk siyahi pilot olma şansını yitiriyor.

    ahmet ali çelikten uzun bir süre orduya hizmet edip 1949 yılında emekliye ayrılıyor ve 1969'da yaşamını yitiriyor. ailesindeki birçok kişi onu örnek alarak açtığı yolda ilerliyor ve meslek olarak havacılığı seçiyor.

    ailesiyle fotoğrafı

    oldukça renkli bir yaşam öyküsü ile hafızalarda yer eden bir isim. türk olmasıyla gurur duyuyor, ordumuza yaptığı hizmetleri için kendisini minnetle anıyoruz.

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.

  • bu milletin evlilik merakından gına geldi artık. evlenenlerin evlenmemiş olanlara takmasından, erkeklerin evlenmek isteyen kızlara takmasından, kızların evlenmek istemeyen erkeklere takmasından, orta yaşlıların evlenmemis insanlara genel olarak takmasından, evlenmek için kırk takla atanlardan, evlenmiş erkeklerin pişmanlıklarından. yeter ya, tek derdimiz buymus gibi, baydı artık evlilik muhabbetiniz.

  • henüz plastik maketler harici bir stadımız yokken yapılmış, güzel bir stad. henüz açılmamış bir stad ile kıyaslayıp "yanına bile yaklaşamaz" demek komik. zira biz türk telekom arena'ya yeni ısınmışken adamlar bu stadı yıkıp yerine daha modernini de yapabilir.

    bir takım problemleri olsa da, türkiye şartlarında güzel bir staddır. zamanında gıpta ile bakarken, şimdi dönüp bok atmak fazla abes.

  • (bkz: köpek)

    evet, bildiğin köpek. tek suçu parkta tasmasız bir şekilde dolaşırken kavga eden iki travestiye yanaşması.

    (bkz: bank)

    parklarda oturduğumuz banklardan, ama en ağırlarından. iki kişi yüklenip fırlatmışlardı hasımlarına.

    lan, yazdıklarıma baktım da boş zamanlarımda parkta oturup kavga izliyorum galiba.

  • baslik: ekşi yazarlarını dolandırmış

    entry: 1. ekşi sözlük ün tema vakfına yaptıgı 15000 tl lik bagısla nasıl rant elde ettigini anlatıcam beyler.

    ekşi sözlük yaptıgı bu bagısı ekşi teknoloji ve bilişim ltd. şti. adına yapmıstır. ve bu ekşi sözlügün türkiye cumhuriyetinde ki bilinen şirket adıdır. bu şirket kazandıgı her kurusun vergisini vermek zorundadır. ancak şirketler bagıs yaptıkları zaman bunları ödenecek vergilerinden düsürebiliyorlar. yani ekşi sözlük yaptıgı bu bagışla 15000 tl lik vergi yükünü yazarlarından topladıgı fidan paralarıyla ödemiştir.

    buyrun şirket künyesi:

    ekşi teknoloji ve bilişim ltd. şti.
    istanbul
    ticaret sicil no: 518384
    tel: (212) 243-7162

    bu da bağış makbuzu: http://www.flickr.com/…...in/set-72157623520529961/

    bundan sonra yorum sizin...

    özet: ekşi sözlük reklamlardan kazandıgı paraların vergisini yazarlarına ödetmiş.
    (hamsicik, 03.09.2010 16:03)

    6. teşekkürler şevket,

    şimdiyse kameralarımızı istanbul'un göbeğinde yaşanan akıl almaz bir drama çeviriyoruz sayın seyirciler.

  • bugün iltifat ettiğim bir kadının bana söylediği söz. normalde zaten çok iddialı birisi değilim ama bir insana direkt böyle denmez ki. üzüldüm ulan , gerçekten bir an çok kötü hissettim.

    edit : askıntı olmadım asla. cok kibarca çıkma teklifi ettiğim kadinin tepkisi bu oldu. senden etkileniyorum vs cinsinden şeyler demiştim sanırım. bir anda zaten cok şaşkına uğradım. ozguveni yerle bir ediyor böyle tepkiler. normalde umursamaz birisiyim ama insan tipsiz , asiri çirkin hissediyor.

    uzun zaman sonrasında gelen edit : arkadaşlar başlık arada hortluyor bi şeyler eklemek isterim. olay gerçek. troll ya da cool story diyen komplo teorisyenleri oluyor. inanmayanlar için keşke ekran görüntüsü alsaydım . bu sözler sarf edildi maalesef . daha öncesinde de degistirmemin mümkün olmadığı fiziksel bir kusurumdan dolayi bu şekilde incitici yorumlara maruz kalmıştım. profilimde biraz gezinirseniz insanlardaki sahtelikten bıkmış, biraz realist biraz da sert fikirlere sahip bir insan olduğumu göreceksiniz. ben insanlara bir günde küsmedim.

    çıkma teklifi kısmına takılanlar olmuş. olayı yaşadığım gün epey üzgündüm. kafam epey dağınıktı. bi şeyler içme teklifi demek istedim yani. yazmaz olaydım çıkma teklifi mi kaldı diyip duruyorsunuz :)

  • aynen arkadaşlar erkeğin aldatmasının konuyla hiçbir ilgisi yoktur erkek nezaketen aldatır. erkeğin aldatması yaşama ve canlılığa minik bir veda busesi, allah'ın yarattığı bunca güzelliğe bir takdir gibidir... kadının aldatması ise bir milli güvenlik sorunudur, bir pekakadır, bir çocuk katlidir, pogromdur, bir uluderedir. lütfen amınızı bilin kadınlar ülkemizin sınır güvenliği ve dünya barışı söz konusu.