hesabın var mı? giriş yap

  • sanilanin aksine ayakkabi, bot, oyuncak, mont gibi urunler uretmeyen, genel olarak insaat ve madencilik sektorunun kullandigi is makineleri, dizel motor, tren lokomotifi gibi urunler ureten endustriyel sirket. caterpillar dunyada kendi alaninda olmayan bir alanda en cok para kazanan sirketlerden biri. sirket her ne kadar is makinalari uretse de ismini ve logosunu lisanslayarak bot, mont, oyuncak basta olmak uzere yuzlerce farkli urunden epeyce para kaldiriyor. yani piyasada "cat" logosuyla satilan tuketici urunlerinin hicbirini caterpillar uretmemekle beraber sadece logosunun bu urunlerde kullanilmasi icin epeyce komisyon almaktadir.

    sirketin hikayesi de oldukca ilginc. 1800'lu yillarin sonlarinda ve 1900'lu yillarin baslarinda "holtz" ve "cl best" adinda onde gelen iki traktor sirketi vardi. bu sirketlerin amaci o gunlerde hizla buyuyen tarim sektorune yardimci olacak araclar uretmek ve islerini kolaylastirmaktir. holtz'un urettigi traktorlerden biri arkasinda epeyce vagon tasidigi ve uzaktan dev bir kirkayagi andirdigi icin sirketin traktorlerine ingilizce kirkayak anlamina gelen "caterpillar" lakabi takilmaya baslandi. bir sure sonra bu iki sirket arasindaki rekabet kizismaya basladi ve her iki sirket de digerini batirmak icin inanilmaz rekabet politikalari izlemeye basladi. bir sure sonra iki sirketin de borclari daglar kadar buyudu ve bankalar iki sirketin de iflas etmesine kesin gozuyle bakiyordu.

    bu sirada kredi fonlarindan biri "siz birbirinizi iflas ettirmeye calisip birbirinizi yiyeceginize birlesseniz cok daha iyi olmaz mi?" diye ortaya bir fikir atti. bundan sonra iki sirket masaya oturdu ve birlesip tek bir sirket haline gelme karari aldi. ilginctir ki bu sirketin urettigi urunler her ne kadar tarim alaninda kullanmak icin dizayn edildiyse de en fazla kullanimi 1. dunya savasi sirasinda avrupa'da buldu. avrupa kitasinda birbiriyle savasan ordular bu sirketin urettigi is makinelerini cephede (savasmada degil ama yol acma, esyalari nehirden karsiya gecirme gibi arka gorevlerde) oldukca faydali buldular. ayrica bu sirketin traktorleri o zamanlarda yeni yeni kullanilan tank paleti teknolojisini de epeyce ilerletmisti ve bu teknoloji ilerde askeri alanlarda da kullanilacakti.

    1. dunya savasi bitip bir sure sonra buyuk depresyon baslayinca bu sirket yine zor gunler yasamaya basladi ama bu kez sirketin imdadina amerikan devleti yetisti. iki dunya savasi arasindaki donemde amerika'da karayolu agi kurulmasi planlandi ve bu yolda cok buyuk bir butce ayrildi. ulkenin her yerine devasa boyutta yollar kurulacakti ve bunu firsat bilen caterpillar, tarim isiyle beraber insaat isine de girdi ve devletten epeyce buyuk ihaleler alarak ihya oldu. daha sonra sirket madencilik sektorune de girdi. 2000'li yillarin basinda tarim portfolyosunu agco sirketine satan caterpillar, tarim isinden hemen hemen tamamen cikarak insaat, maden, enerji ve tren sektorlerine yoneldi.

    caterpillar'in ilk gunlerinde uretilen is makineleri genelde yesil ve gri renkteydi. sonradan karayolu insaatinda calisan makineler daha kolay farkedilsin ve kazalar onlensin diye "karayolu sarisi" denen ve bugun sirketin patent altina aldigi renkte karar kirildi. bundan sonra caterpillar'in makineleri "sari makine" diye anilmaya baslandi ve bu da sirketin marka degerini ve karizmasini arttirdi. bir sure sonra amerika'daki isci sinifi ve hizla buyuyen insaat/maden sektorleriyle ozdeslesen sirkete bir cok sirketten cesitli tuketim urunleri icin lisans teklifi geldi. oyuncaklar, ayakkabilar, botlar, t-shirtler, kahve bardaklari derken ortaya milyar dolarlik bir market cikti. 2012 yilinda caterpillar peoria sehrindeki ana binasinin yanina bir muze koydu ve yanina da sirketin logosunu bulunduran yuzlerce farkli urunun satildigi bir magaza yerlestirdi. bu konsept cok tutunca dunya'da bir cok ulkede caterpillar urunleri satan dukkan ve magazalar acilmasina karar verildi. bugun dunya'nin 145 ulkesinde caterpillar'in lisansli urunleri satilmaktadir ve sirket bedavaya reklamini yapmak bir yana, satilan urun basina epeyce para kazanmaktadir. ustelik satilan urunlere logosunu koymak disinda bir yatirim yapmadigi icin buradan gelen paranin kar marji %100'e yakin.

    caterpillar maden sirketleriyle icli disli oldugu icin is guvenliginin onemini en iyi anlayan sirketlerden biri. sirketin ana ofisinde hemen hemen her toplantidan once 5 dakikalik guvenlik brifingi veriliyor, acil bir sey olmasi halinde polisi arayacak biri seciliyor, her toplantida mutlaka can kurtarma tekniklerini bilen biri bulunuyor. sadece ofis ortaminda bile is guvenligi konusu bu kadar onemliyken sirketin fabrikalarinda bundan kat kat daha buyuk bir titizlik soz konusu. sirketin en buyuk fabrikalarinin birinin muduruyle konustugumda is guvenligi konusunun en onemli konu oldugunu, bu konuda en ufak bir gevseklik gosteren kisinin yonetici bile olsa sirketten uzaklastirildigini soylemisti. baska bir fabrikada bir kazada bir iscinin parmaginin kenarinin kesilmesi sonucu o kisinin uzerindeki ustanin "bir isciye zarar veren sorumsuzluk" sebebiyle isten atildigini da duymustum.

    milkwaukee'de sirketin maden urunlerini satan global ekiple bir gorusmemde daha ben hic gundeme getirmememe ve bahsetmememe ragmen mudurlerden biri "is guvenligi bugun madencilikte en onemli konulardan biri. ornegin, duydun mu bilmiyorum ama gecen sene turkiye'de bir maden kazasinda 500'den fazla isci hayatini kaybetti" diyerek soma olayina referans yapti. devletin acikladigi resmi rakam 300'lerdeydi ama kazada olenlerin sayisinin cok daha fazla oldugu biliniyordu, demek ki adamin kulagina da bir seyler gitmis. neyse, konudan konuya atlamayayim. en son caterpillar'in tuketici urunlerinden bahsediyorduk.

    tuketici urunleri derken sirketin kendi urettigi veya logosunu koymaktan fazlasini yaptigi birkac tuketici urunu de mevcut. ornegin sirketin fabrika, maden ve insaat iscileri icin urettigi ve nokia'dan bile saglam cep telefonlari var, ki bunlara yukarda baska bir entry'de deginmistim.

    caterpillar sirketi urunlerini lisanslama isine biraz para biraz da gurur olarak bakiyor. agir is makinelerinde her vidanin uzerinde bile "cat" logosu gormek mumkun. bir cok agir is makinesi 10 binden fazla irili ufakli parcadan olusuyor ve bu parcalarin her birinin uzerinde tek tek sirketin logosu bulunuyor.

    2012'de 65 milyar dolara sirketin cirosu son birkac yilda dunyadaki insaat ve maden sektorlerinin kemer sikma politikasi yuzunden 52-53 milyar dolara kadar geriledi. bu yine de yillik 5-6 milyar dolarlik kar anlamina geliyor. sirketin onumuzdeki 1-2 yilda buyumesi sinirli olacaktir ama batmasi da cok zor.

    bu sirket zaman icinde bir coca cola, mcdonald's, disney, ford, gm gibi amerika'nin sembolu olan sirketlerden biri haline gelmistir.

  • kızım onu içmeyeceksin. gideceksin kiliseye dindar profil çizip halktan oy alacaksın. kokaini ise satıp milyar dolarlarına milyar dolar katacaksın. yeminle salak bu kız

  • tören sırasında kızılderili bölgesinde bir kızılderili kayığı ve yerli arkadaşları ile balık tutuyor olması da başka bir şahane durumdur. yanisi bu dünyadan böyle taşşaklı adamlar geçti. bakmayın (bir kaçı hariç) soytarı dolu olmasına şimdilerde bu alemin.

  • 24 yılın ağır biz ceza olduğuna katılıyorum. hatta bir insan ömrünün neredeyse 3'te1'i ama indirim uygulanınca bunun 16 yıla düşeceği aşikar gibi.

    işlenen bu cezada tahrik unsuru yok. adı üstünde -canavarca hislerle adam öldürmek-

    adli tıp raporunu okumuştum malesef. münevver karabulut henüz canlıyken tahayyül dahi edemediğimiz işkencelere maruz kalmış.
    bu tip ayrıntılara girmek istemiyorum ama kızın kafa derisini kafatasından ayırmaya kalkmışlar. hadi öldürdün, hadi parçaladın.
    neyin hırsıdır bu ki vahşice oynuyorsun bedenin üstünde.

    yani bu, kızı öldürüp sonra panikten parçalamak falan değil. bu cani ve yardım edenler bir şekilde çocuğun bedeni üstünde en korkunç şekilde katliam yapmışlar.

    münevver karabulut göbek hizasına paralel şekilde yarıklar açılırken malesef ki hala canlıymış...

    münevver karabulut başı gövdesinden parçalanırken bir noktaya kadar canlıymış.

    bakın bu kız korkunç acılar çekerek öldü. ve bir çöp kutusuna atıldı. bunlar şaka değil.

    empati yapın aileyle dahi diyemiyorum. insan delirir !

    bu tip bir cezanın bedeli duygusal yönden bakarsam idam olmalı. ama idam cezasına da karşı duralım diyoruz, insan canını alma hakkı başka insana verilmesin diyoruz amenna.

    o yüzden uygun olan cezanın müebbet hapis olduğuna inanıyorum.

    bir caydırıcılığı olmalı her şeyden evvel yahu. emsal bir dava bu.

    ne kadar ıslah olmuş olursa olsun ben 40'lı yaşlarında özgür kalmış bir cem garipoğlu'nun olduğu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum.

    cem garipoğlu'nun işlediği suç akıllara sığmayacak derecede ağır bir suçtur. bunu unutmayın. o'na sempati beslemeyin.

    hepimizin iyi niyetleri adına üzgünüm ama bazı insanlar topluma kazandırılamaz. kazandırılmamalı..

    bunu anlamak için münevver/emsalleri/yakınları olmak gerekmiyor.

  • san pellegrino, perrier vs gibi global rakiplerini denemiş, düzenli içmiş birisi olarak işin kimyasal içeriğine o’suna bu’suna girmeden söylüyorum onlardan katbekat daha lezzetlidir

  • kenya’da iki kabile mızrak savaşı yapsa ucu dönüp dolaşıp bize giriyor nasıl iş anlamadım amk.

  • 50-60 tl için fotoğraf çekecek zamanı yok ama internete ilan koymaya, bir sürü mesaj yazmaya zamanı var. o ilanı oraya koyduysan ölçüsünü vs yazacaksın. çanta satıyorsun ölçüsünü bilmeden olur mu?

  • rte'nin sesinden şöyle bir yorum alır muhtemelen:

    bunlar şişman yav.* yav siz bunların nasıl yemek yediğini biliyor musunuz?* bakın şunu çok net söylüyorum. bun-nar be-nim tüyü bitmemiş yetimimin...* hakkını yiyorlar hakkığnı... lok-ma-sı-nı ağzındannn alıyorlaaar...* yav sen bu şişmanlara nasıl arka çıkarsın?... nassıığlll alkış tutarsın bana açıkla bi' ey cehapeğ?!... bunu da bitireceğiz... hiç kimsenin merakı olmasın... evde yoğurtla cips yiyorlarmış, geceleri çiğ köfte partisi veriyorlarmış, kola-soslu fıstık eşliğinde film izliyorlarmış... hepsinden haberimiz var yav. inlerine gireceğiz inlerineeğ!!!*

  • bu seferki yazılı bir diyalog... 11 yaşındaki ilay'ın eğitim hayatına emekli öğretmen anneanne el koymuştur. ödevler, sınavlar, testler anneanne kontrolünde yapılmaktadır. ilay'ın matematik öğretmeni çok titizdir. her derste, hem defter, hem de kitap ödevlerini kontrol edip imzalamaktadır... anneanne tarafından kampa alınan ilay biraz bunalır, biraz da kendini takdir etmek ister...

    kitap ödevlerinden biri de, işlenen ünitenin öğrenci tarafından öz değerlendirmeye tabi tutulmasıyla ilgilidir. ilay bütün konulardan kendine en yüksek notu verir. "öğretmenin notu" kısmına da şöyle yazar:

    öğretmenin notu (ilay'ın yazısıyla): çok akıllı bir öğrenci. performansını her gün arttırıyor (70, 85, 96). ayrıca çok tertipli ve titiz. o kadar da tatlı ki... dürüst olmak gerekirse sınıftaki bütün öğrencileri sempatik bulmuyorum ama ilay'ı çok seviyorum. aynen böyle devam et ilay!

    ödevi kontrol eden öğretmen yorum kısmını okuyunca gülmeye başlar ve ödevi imzalarken şöyle bir not düşer:

    "aynen katılıyorum :)))"