hesabın var mı? giriş yap

  • içindekiler kısmında yazan alengirli kimyasal maddelerin upuzun listesine rağmen en fazla 8 tür bileşen içeren saç temizleme ürünü. bunlar:

    1- sürfaktanlar (yüzey aktif maddeler, surfactants): esas işi yapan bileşen, bir şampuanın olmazsa olmazı. saç ve saç derisinde bulunan vücudun ürettiği yağ ve ter ile dış ortamdan gelen toz ve kirleri suda çözünür hale getirerek temizleyen maddelerdir. genelde en az 2 farklı sürfaktan kullanılır. en meşhurlarından birkaçı sodium lauryl sulfate, sodium laureth sulfate, ammonium lauryl sulfate ve cocamidopropyl betaine'dir.

    2- iyon tutucular (chelating agents): musluk suyunun ve şampuanın kendi bileşiminde bulunan kalsiyum ve magnezyum iyonlarına bağlanarak bunları kimyasal olarak etkisiz hale getirir. iyon tutucular olmazsa bu iyonlar, ingilizcesi "scum" olan maddenin oluşumuna yol açar. suda erimeyen, yani su ile kolayca akıp gitmeyen bu madde saç ve saç derisine yapışır, saçın mat ve keçe gibi olmasına sebep olur. hani bildiğimiz kalıp sabun ile elinizi veya bir şeyi yıkadığınızda durulama suyunun üstünde biriken gri pis şey vardır ya, işte o scumdır. iyon tutucular ayrıca şampuanda mikroorganizma üremesini ve şampuanın bozulmasını önlemeye yardımcı olurlar. ethylenediaminetetraacetic acid (bkz: edta) bu maddelerden en meşhurudur.

    3- ph düzenleyiciler (ph adjusters): saç ve saç derisinin ph'sı düşük olduğundan ve yüksek ph bunlara zarar verdiğinden şampuanın ph'sını 5,5 civarına düşürmek için kullanılır. örnek olarak sitrik asit (bkz: limon tuzu) ve glikolik asit verilebilir.

    4- koruyucu maddeler (preservatives): şampuanda mikroorganizma üremesini önler. bu, iki sebeple önemlidir: mikroplar şampuanın bozulmasına (kötü koku, kıvamda ve renkte değişme, temizleme görevini yapamama) ve ciltte enfeksiyona yol açar. koruyucu maddelerden bazıları sodyum benzoat, tetrasodyum edta ve parabenlerdir.

    5- saç kremi etkili maddeler (conditioning agents): saçın görünüşünü ve dokusunu güzelleştirmek, taranmasını ve şekil verilmesini kolaylaştırmak ve elektriklenmesini önlemek amacıyla kullanılır. kuru saç ve yıpranmış saç için olan şampuanlarda bunlardan bolca mevcuttur. yalnız yağlı saçların tam olarak temizlenmesini engeller ve yeni yıkanmış saçın bile kirli görünmesine yol açarlar. aslında teknik olarak bu maddeler "kötü" kirin yerini alan "iyi" kirlerdir, çünkü zaten durulama ile gitmesin ve saça tutunup kalsın diye şampuanlara ilave edilirler. bunlar, ikisi bir arada (şampuan + saç kremi) olmayan şampuanlara bile konulmaktadır. yani pratikte hemen hemen bütün şampuanlar saç kremli. bunlardan birini içermeyen şampuan bulmanın neredeyse imkansız olduğunu, milletin internette fellik fellik silikonsuz şampuan aramasından anlayabilirsiniz. en meşhurları dimethicone, dimethiconol, propylene glycol ve polyvinylpyrrolidone'dur.

    6- köpürtücü maddeler (foaming agents): tüketicinin "köpük = temizlik" algısını suistimal etmek için, başka hiçbir fonksiyonu olmamasına rağmen şampuana ilave edilen maddelerdir. sürfaktanlar ile sağlanan köpürmenin artmasını sağlar ve şampuan kullanıcısını tatmin ederler. cocodiethanolamide bu maddelerden biridir.

    7- kıvam artırıcılar ve opaklaştırıcılar (thickening agents and opacifiers): saçı ve saç derisini değil ama şampuanı fiziksel ve görsel olarak güzel göstermek için kullanılırlar. neredeyse bütün şampuanlar esasında şeffaftır. ancak bu görünüm tüketicinin zihnindeki şampuan algısına göre "hafif" kaçacağından opak görünüm elde etmek için bu maddelerden yararlanılır. ayrıca tüketici "bu şampuan su gibi" demesin diye kıvam artırmak için kullanılırlar. başka hiçbir görevleri yoktur. bu maddelere örnek olarak glycol distearate ve bildiğimiz tuz (bkz: sodyum klorür) verilebilir.

    8- özel katkı maddeleri (specialty additives): vitaminler, provitaminler, bitkisel özler/yağlar, otlar, çöpler ve sazan avında kullanılan diğer maddeler bu gruba girer. belki çok az olan belki de hiç olmayan etkilerine rağmen reklamlarda bas bas bağırılan ve ürün etiketlerinde gözümüze sokulan "mucizevi madde"ler, "complex"ler, "teknoloji"ler bunlardır. ayrıca bu gruptan bir-iki maddeyi değiştirerek aynı şampuanı farklı özelliğe sahip yirmi çeşit şampuanmış gibi satmaya yararlar. özetle tamamen pazarlama hilesi. peki bu maddeler neden hiç işe yaramıyor / yeterince işe yaramıyor? şampuanlanma süresi o kadar kısadır ki bu süre gerçekten etkili olan bir madde için bile çok azdır. sırf bu nedenle medikal şampuanların prospektüslerinde 5 veya 10 dakika saçta bekletmek ve tekrar etmek gerektiği gibi uyarılar yer alır. ayrıca şampuanın özelliği suda çözünmeyen maddelerin suda çözünmesini sağlayarak durulama ile saçtan uzaklaşmasını sağlamaktır. tıpkı saç ve saç derisindeki yağın ve kirin durulama suyu ile akıp gitmesi gibi bu gruptan maddeler de aynı şekilde akıp gider. yani teknik olarak bu maddeler aslında kirdir ve şampuan bunları temizler. netice olarak yıkama sonrası saç ve saç derisinde bu maddeler kalmadığından uzun süreli etkileri söz konusu değildir. durulamayla saçtan uzaklaşma konusundaki tek istisna "saç kremi etkili maddeler"dir (bkz: madde 5). son olarak, zaten gerçekten işe yarayan özel katkı maddeleri medikal şampuanların bileşiminde karşımıza çıkıyor (bkz: çinko piriton).

    şampuanlar bunların dışında boya, parfüm ve tabii ki yarıdan çok daha fazla miktarda su içerir. medikal şampuanlarda ise ilave olarak etkin maddeler yer alır.

    görüldüğü üzere bir şampuanda olması gerekenler sadece ilk 4 gruptan maddeler. beşinci gruptan maddeler ise saç tipine ve tüketici arzusuna göre eklenebilir. ancak son 3 grup tamamen lüzumsuz ve tüketiciyi kandırmaya yönelik. internette her yerden fışkıran doğal/organikçi, bitkici ve sülfatsız şampuan hayranı tayfanın esas odaklanması gereken yer burası.

  • tam olarak 37 dakikadır "penaltı tekrarlanmalıydı" diye ağlamaya devam etmektedir. bu alanda yeni bir rekor geliyor!

    edit:

    ahahahahaha diyalog şahane:

    --- spoiler ---

    güntekin: hatta enteresan bişey söylicem, melo'nun sarı kartı var ve çizgiden öne çıktığı için ikinci sarıdan atılmalıydı.

    rıdvan: fırıncılara söyle bari melo'ya ekmek de vermesinler.

    --- spoiler ---

    ahahahahahashdghagshjgdjhagdgjafsafdsdhasdgjhasdkjashdjsf:d

  • ilk okuduğumda ne alaka allah korusun devlet bahçeliyle aynı evde yaşamak tövbe estağfurullah dedim.

    seçime üç gün kala benim kafa going to go arkadaşlar.

  • süper bir olay lan. o kadar yol gitmişim, farkında bile değilim. düşünsene abi, mecidiyeköy'den mecidiyeköy 40 dakika diyorum. annem duysa terlikle kovalardı yemin ederim, bu kadar hız mı yapılır diye. şimdi çağlayan'dan çağlayan rekorumu kırmayı düşünüyorum, bi dünya yolum var önümde, neyse kazasız belasız ulaşırım umarım.

  • şu anda ankara'dayım. az evvel kardelen çakırlar dolmuşundan indim. (kardelen çakırlar paralel bir evrende harika bir sahne ismi olabilirdi fakat ankara'da bir dolmuş hattı olarak kalacak.)
    yarım saatlik dolmuş yolculuğumda gözüme çarpan tabelalar: gimat, ostim, gimsa, oleyis sitesi, arı kovanı 3 sitesi, ılkyerleşim mahallesi, güvengirkent, detca 2 sitesi vs.
    bu ve benzeri örneklerden kolayca yapabileceğimiz bir çıkarım var ki o da ortalama bir ankaralı gün içerisinde konuşurken birkaç yüz anlamsız kelime, kısaltma ve rakam kullanıyor. çarşıda pazarda "gimat, ostim, pursaklar, bala, çinçin, oleyis dört" diyerek dolaşıyorlar.
    anladığım kadarıyla ankaralılar sürreal bir gerçeklikte yaşıyorlar ve bu yüzden ankara'yı çok seviyorlar. çünkü ankara onlara dışarıda bulamayacakları fantastik dünyayı sunuyor. mesela yarın bir taksi çevirip " çıkınçıkmazına gidiyoruz " demek istiyorum. taksicinin " mordor yolu kalabalık olur, ayrıkvadiden kavaklıdere'ye inelim abi" diyeceğinden eminim.
    eminim çünkü ankara'dayım.
    eminim çünkü bu iletiyi kuzenimin ankira 1 sitesi'ndeki evinden yazıyorum.