ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aselsan'ın kıtalararası füze üretmesi
-
çok zor birşey değil. kadıköy'den kabataş'a kadar gitse bile kıtalar arası oluyor.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
--- spoiler ---
seyyar satıcının bilmeden verdiği ibretlik ayar ;
baktım adam tezgahın üzerine sermiş cd leri korsan albüm film falan satıyor, dur şuna bir piçlik yapayım dedim.
kendi ismimi soy ismimi söyleyerek onun şarkı albümü var mı, varsa 5 tane alacağım dedim. heyecan yaptı bu amk olması lazım yeğenim diye daldı cd lerin içine
15 dakika falan araştırdı bu cd lerin içinde bende içimden kıs kıs gülüyorum. ya dayı yoksa boşver uğraşma fazla dedim artık kan ter içinde kalmış olan satıcı dayı
fırlattı elindeki cd yi ulan her gün yeni bir o. çocuğu çıkıyor hangisine yetişelim amk dedi.
ne diyeceğimi bilemeden koşarak uzaklaştım beyler
--- spoiler ---
ahahaha.
27 ağustos 2016 kadın polislere türban serbestisi
-
şöyle görüntülere hazır olun.
aranızdan yalaka ve kaypak olmayanların ''neden bu afgan polislerinin hepsi türban takıyor'' sorusunu sorduğunu biliyorum. özgür irade olsa gerek, yersek.
afganistan'da bir zamanlar taliban varken burka denen şeyin giyilmesi zorunlu idi. şimdi soruyorum, dünya'da buna benzer pek çok örnek varken, türkiye'deki gelişmeler bazı kesimlerce nasıl hafife alınabiliyor? kendilerini kandırdıkları gibi bizi de kandırdıklarını mı sanıyorlar? yoksa kendilerini de mi kandırmıyorlar, zaten istedikleri bu mu? kaypak oldukları için mi böyleler?
tabi bir de ''türkiye'de türban zorunlu değil ki, sadece önündeki yasaklar kaldırılıyor'' diyecek olan sözde hümanist soysuz köpekler var. kendi de çok iyi biliyor aslında, insanların baskı ve zorlamalarla kapatıldığından, küçücük çocukların kapatılmasına ve okula bu şekilde gitmesine göz yumulduğundan, bir ülkenin böyle yavaş yavaş sinsice dönüştürüldüğünden haberdar.
kadınlara hayvan muamelesi yapan ve buradaki yalaka, kaypak ve soysuz köpeklerin gıpta ile baktığı ülkeler, mesela malezya'da 2009 yılında dini ne olursa olsun tüm kadın polislere türban takma zorunluluğu getirilmiş. bana aynı şeyin 2019 veya 2029 yılında ülkemde de olmayacağının garantisini kim veriyor?
dindar nesil yetiştirmek adına yasalara aykırı olduğu için merdiven altı yurtlar açıp çocuklara denetimsiz ortamda rahatça tecavüz edilebilecek ortamlar yaratan ensar vakfı'nın böyle reklamlar vermesi sizleri bir gram dahi endişelendirmiyor mu?
cevap verebilecek olan varsa, beklerim.
finansal fair play
-
uefa'nın marka değerini korumak istemesi sonucu ortaya çıkan kavramdır. uefa şampiyonlar ligi, uefa avrupa ligi, avrupa şampiyonaları gibi organizasyonları düzenliyor. bu iş herkesin bildiği gibi çok büyük bir ekonomi. dolayısıyla bunun toplamı bir marka değerine tekabül ediyor. uefa da haklı olarak bu organizasyonlara katılmak için kulüplerin ürettiği kadarını tüketmesini istiyor. eğer böyle olmazsa borç batağında yüzen kulüpler kendi liglerinde başarılı olup şampiyonlar ligine gitse bile şampiyonlar ligi organizasyonunun beklediği düzeyin çok altında kalarak insanları bu organizasyonlardan soğutabilir.
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
kapüşonlu sweatshirt giyer. cümleleri hep "abi, kanka, moruk" bezelidir.
menüdeki fiyatları görünce mekandan gitme özgüveni
-
fahiş fiyatlara kızıp , kalkarken ''ben gidip bir piyango bileti alayım; çıkarsa gelirim'' demiştim bir kere. ''peki abi'' dedi garson arkadaş.
arap nüfusu %5 olan bir yere ayn el-arab demek
-
suriye sınırları içinde olup adı ayn-el arab olan şehre ayn-el arab demektir. bir ülkedeki yönetim boşluğundan faydalanıp, o şehri ele geçirip, adını değiştiriyoruz demekten çok daha insalcıl ve makuldur.
mavi rimelli kiz
-
hiç entry girmeyerek nasıl gelecek vaad ettiğini anlayamadığım çaylak. dalga mı geçiyorsunuz. hayır hobi olarak yine yürüyün ama alt yapı olsun.
einstein şair miydi filozof mu
-
okul bahçesinde bir gün geziyordum
hoca çağırdı "albert buraya gel"
"buyrun hocam"
dedi "çıkar kalem"
cebimden plütonyum-239 çıkardım
dedi "çıkar defter"
formul kağıtlarını çıkardım
dedi "çıkar harita"
işte güzelim orada senin
benim vücudumda bıraktığın
üç beş tane foton yarası varya
işte onları çıkardım
hoca dedi "bunlar ney"
hocam üç beş foton yarası
sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.