hesabın var mı? giriş yap

  • aman allahım!'dan sonrasını okumadım. 0/10 rezillik

    edit: siyasal islamcı olduğunu anlamak için metni okumaya gerek yok. gündemi sarsan videoda malum ceo'nun yanındaki iki kişiyi merak edenler için bildiriyorum, biri bu olaya dahil olan şahıs ( merak eden baksın ), diğeri de sözlükte yazarmış, en azından attığı mesajdan anladığım o.

  • --- spoiler ---

    ________________
    |. . . . . . . . . . . . . . |
    |. . . . . . . . . . . . . . |
    |. . . . . . . . . . .\. . . |
    |. . . . . . . . >==o_@

    ________________@
    |. . . . . . . . . . . ._o/|
    |. . . . . . . . . . . . // .|
    |. . . . . . . . . . . .// . |
    |. . . . . . . . . . . . . . |

    --- spoiler ---

  • "çabuk ve sıcak getirirseniz memnun oluruz" yazdım.
    adam çabuk ve sıcak getirip "memnun oldunuz mu?" diye sordu.

    dumur oldum.

  • 30 ağustos kutlamaları nedeniyle olduğu söylenen.

    yalnız şunu anlamadım ben lan: osmaniye'de hayat ne kadar felç olabilir ki ya. osmaniye diyorum bakın... markete mi gidemedin? nalbura mı ulaşamadın? ne bileyim; menemen için domatese erişimin mi engellendi? nasıl felç oldu hayat?

    ilginç yav bizim millet. zafer bayramı işte, asker diyor ki: buradayız, arkanızdayız, bize güvenin...

    not: tamamen üstteki entry referans alınarak yazılmıştır. ekstra herhangi bir bilgiye sahip değilim konuyla alakalı.

  • afganistan'ın 1970li yıllardan 2000li yılların başına kadar varlıklı ve güçlü bir afgan ailesinin çocuğunun başından geçen olaylar aracılığıyla anlatıldığı roman.

    roman halit hüseyni tarafından yazılmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır. roman bir afgan tarafından ingilizce olarak yazılmış ilk romandır.

    roman'in ana karakteri emir mutlu bir hayat sürmektedir. evin hizmetçisi ali'nin emir'den bir yaş küçük oğlu hasan emir'in en yakın arkadaşıdır. hasan emir için hayatını tehlikeye atacak kadar emir'e bağlıyken, emir en yakın arkadaşı olmasına rağmen hasan'i en zor anında yalnız bırakır.

    roman'in ilerleyen bölümlerinde emir rus işgali yüzünden ülkesini terk eder ve amerika'ya yerleşir. bir gün yalnız bıraktığı için hayati boyunca pişmanlık duyduğu hasan'in oğlu sohrap'a yardım etmek için tekrar afganistan'a yıllar sonra geri döner.

    roman'da hasan ve sohrap karakterleriyle afganistan ozlestirilmistir. eski afganistan hasan'la birlikte kaybolurken yeni yazar afganistan için emir'in sohrap'a beslediği umut gibi umut beslenemektedir.

    çocuk tecavüzü gibi bölümleri rahatsız edici de olsa afganistan'daki sınıf, ırk ve mezhep ayrımını kurgu şeklinde hissettirdiği için başarılı bir romandır. afganistan'ın neden bugün bu halde olduğu konusunda fikir sahibi olabilmek için okunması gerekir.

  • hani bizim gibi salaklar da anlayabilsin diye bir açıklaması var, "elini fırına sok 1 saat gibi gelir, ama güzel bir kızlar 1 saat konuş 1 dakika gibi gelir" diye. yani diyor ki güzel şeyler çabuk geçer, kötü şeyler bir ömür sürer. peki bu durumda kişinin en güzel çağlarını yaşadığı gençliğin bir saniye, yaşlılığın ise bir ömür sürmesi gerekmiyor mu? niye gençler bir türlü büyüyemediklerinden, yaşlılar ise yılların su gibi aktığından şikayetçi? tersi olması gerekmiyor mu? güzel geçen gençlik yılları içinde olana neden bitmez tükenmez geliyor da yaşlılıkta günler 1 saatte bitiyor?

    şu an izafiyet teorisinin açığını buldum resmen. einstein yaşasaydı, tebeşiri tahtaya fırlatır "kahretsin işte bunu ben de açıklayamıyorum" derdi. ama şimdi beni anlayacak kimse yok. zekamla başbaşa, hızlı geçen bir ömrü tüketiyorum anasını satayım.

  • edit: bunlara da bakın (bkz: eşinin evinde şiddet gören teyzenin ses kaydı)
    (bkz: lübnan'ın suriyeli sığınmacıları geri göndermesi/#163447633)

    istanbul'u ziyaret eden bir turistin, adım başı sigara dumanına maruz kaldıktan sonra kurduğu isyan cümlesi:

    görsel

    " bir turist olarak istanbul'daki sigara içme alışkanlığı karşısında şoke oldum. yahu herkes sigara içiyor, inanamıyorum. kapalı veya açık alanlarda, birkaç dakikada bir adamın teki sigara yakıyor. babalar ve anneler bile çocuklarının yanında sigara içiyor. başınızı sağa sola çeviriyorsunuz ve o da ne? yine bu zıkkımı içen bir adamı görüyorsunuz.

    sizin neyiniz var? avustralya'da sigaraya yüksek vergi uygulanıyor ve elektronik sigara ürünlerinin satışı yasa dışı hale geldi. türk sağlık bakanlığı türk halkını korumak için bir şey yapmıyor mu? "

    bir başkası: "türkiye'yi seviyorum ama ne zaman ziyaret etsem, ben ve çocuklarım sigara dumanına maruz kalmadan yemek yiyemiyoruz. bu yüzden sabah erkenden restaurantlara gidip çıkıyorum. bütün avrupa'yı, amerika'yı, rusya'yı, iran'ı, azerbaycan'ı gezdim. istanbul ve ankara kadar halkın rahatlıkla sigara içip, diğer insanlara rahatsızlık verdiği başka bir yer görmedim."

    görsel

    bir başkası: "bu ulkede nefret ettiğim tek şey bu sigara dumanı. ne zaman ülkenizi ziyaret etsem buna maruz kalıyorum" demiş.

    görsel

    bir başkası: " bu koduğumun zehiri yüzünden ne yolda yürüyebiliyoruz, ne restaurantta yemek yiyebiliyoruz. sözde kapalı alanlarda yasak bu zıkkım ama hükümet buna göz yumuyor."

    görsel

    ve bunlar: " bir gün istanbul'da bir restauranta gitmiştik. görevliler gece 1 gibi bizi çıkarıp dükkanı kapatmadan önce ışıkları yaktıklarında, bütün restaurantım dumanla kaplı olduğunu gorunce gözlerime inanamamıştım. hayatımda böyle bir şeye şahit olmamıştım."

    " istanbul'da yaşlı bir teyzenin sigara içtiğini gorunce gözlerime inanamadım. "

    görsel

    daha önce başka turistler de açık alanda sigara içilmesinden şikayet etmişti:

    (bkz: sigara dumanı yüzünden ülkeye gelmeyen turist)

  • umarım bizim bayrak yoktur diye açtım ama nafile..tuzumuz elimizde koşmamamız mümkün değil tabi.

    t: enteresan bir fotoğraftır.