hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında televizyonda görmüştüm; bir turiste tecavüz etmek isterken yakalana eleman, neden böyle birşey yaptın sorusuna:
    - kız güldü beğendi zannettim abey.
    demişti. sanıyorum yere bakarak yürümesi nasıl bir toplumda yaşadığının ayna görüntüsü olabilir.

  • tahminime göre bahse konu aylık 27 bin 500 lira para ersin düzen'e sadece program moderatörlüğü için veriliyor.

    stadyum denilen program bir dış yapım! yani x bir şirkete de para ödeniyor.

    bu tip programlar neden dış yapıma verilir malumunuzdur.

    ulan sen trt'sin, yayın kuruluşusun, maaşlı çalışanların, işini bilen adamların var. koyarsın oraya bir spiker, 3 yorumcu, aylık maaşlarını verirsin olur biter.

    bir stüdyo programı neden dış yapım olur trt bunu açıklasın önce!

    edit: kısa bir araştırma ile söz konusu şirketin sahibinin de ersin düzen olduğu görülüyor;

    ers prodüksiyon reklamcılık ve organizasyon ltd.şti

  • (#159541943)

    “ben durduk yere insana saldıran köpek görmedim.”

    fıkra bu kadar arkadaşlar. böyle ruh hastaları ile mücadele ediyoruz işte.

    tabi profil resmine bakıyorsun. cins köpek besliyor büyük ihtimal. arada da cebine üç beş mama koyup, sokaktaki köpeklere verir. kendini çok merhametli falan sanıp gönlünü rahat tutar.

  • rhind papirüsü, tarihi milattan önce 1650'lere uzanan, aritmetik ve geometri için mükemmel bir kaynaktır ve bize o zamanlarda çarpımın ve bölmenin nasıl yapıldığına dair açık kanıtlar sunar. ayrıca birim kesirler, 1'den büyük olan ve asal olmayan sayılar, asal sayılar, aritmetik, geometrik ve harmonik ortalamalar ve birinci mertebeden lineer denklemlerin yanı sıra aritmetik ve geometrik serilerin nasıl çözüleceği gibi diğer matematik bilgilerinin kanıtlarını da içermesi ve tarihi de dikkate alındığında rahatlıkla büyüleyici bir kaynak olduğu söylenebilir.

    ahmes papirüsü olarak da bilinen rhind papirüsü, eski mısır matematiği hakkındaki bilgimizin temel kaynağıdır. rhind papyrus rhind papirüsün tarihi m.ö 1650'lere dayandığını söylemiştik. burayı biraz daha detaylandırsak; iskoç antikacı alexander henry rhind, 19. yüzyılın ortalarında mısır'ı, kuru iklimi sağlığına yararlı olacağı ümidiyle doktorunun tavsiyesi üzerine ziyaret etti ve mısır medeniyetlerine çok ilgi duydu. bu ilgi, rhind'in antik bir firavun başkenti olan thebes'de arkeolojik kazılara katılmasına neden oldu. rhind, 1858'de mısır'daki luksor'da papirüsü satın aldı. daha sonraki yıllarda, bugün sergileniği british museum tarafından istendi. papirüsün merkezinden eksik olan bir parça yıllar sonra new york'ta bulunmuş ve 1922'den sonra rhind papirüsü restore edilmiştir. 1877'de profesör a. eisenlohr, rhind papirüs'ün ilk çevirisini modern bir dille, ein matematisches handbuch der älten ägypter (papyrus rhind der british museum), übersetzt und erklärt kitabında yayınladı.

    özelliklerine değinecek olursak; papirüs, 12-13 inç genişliğinde ve 18 fit uzunluğunda, sağdan sola siyah ve kırmızı mürekkepler ile hieratic (eski mısırlılar tarafından kullanılan ve hiyerogliften türeyen bir yazı türü) yazı ile yazılmış parşömen tomarı şeklindedir. yazar olarak kendisini tanıttıktan sonra, ahmes (ya da ahmose - mısırlıların ünlüleri sesli bir şekilde telaffuz ettiğinden beri, telaffuz hakkında bazı belirsizlikler vardır), bu çalışmayı orta krallık dönemindeki (mö 2050 - mö 1650 yıllarında mısır'da hüküm sürmüş firavun hanedanlarının dönemine verilen isim) eski bir taslaktan kopyaladığını söyleyerek işe başlar. yani bu papirüsteki matematik, bir başka önemli matematiksel taslak olan golenishev veya moskova papirüsününde olduğu gibi aynı zaman dilimine dayanır. işe geçmeden önce, ahmes bir duyuru ile başlar: "her şeyin eksiksiz ve kapsamlı bir çalışmasını" sağlayacak ve "tüm sırların bilgisini" ortaya çıkaracaktır. daha sonra iki kesir tablosundan ve 84 problemden oluşan bir içerik ile çalışmasına devam eder.

    birinci kesir tablosunda, 3 ile 101 arasındaki her bir tek sayı tamsayı için 1 / n birim kesrinin iki katının (2/n) payları 1 olan kesirler toplamı şeklinde nasıl gösterildiğini bize sunar. bu tablodaki her giriş ya çizgiden türetilmiştir ya da ayrıntılı olarak doğrulanmıştır. notasyonel olarak, 1 / k için kullanılan hieratic sembol, üzerinde bir nokta bulunan k sembolü ile gösterilmiştir.

    ikinci kesir tablosu ise, n = 1, 2, ..., 9 için n'in onda birini ayrı birim kesirlerin toplamı olarak gösterir. açıkcası, eski mısırlılar payı 1'den büyük olan bir kesri, bir sayı olarak düşünmemişlerdir. sadece birim kesirleri, 2/3 sayısını ve n / (n + 1) özel formunda diğer birkaç kesri, tamamlanmış süreçler olarak düşünmüşlerdir. örneğin, 3/7 tam olarak bir sayı değildir ve bu yüzden eksik bir şey olarak düşünülür. bu nedenle, bir problemin cevabında ya da ilgili bir hesaplamada, gerçek kesirlerin toplamı olarak ifade edilmelidir.

    rhind papirüsünde çarpma işlemi de ince bir şekilde sunulmuştur. iki katına çıkarma metodu ile ahmes, çarpmanın nasıl yapılacağını göstermiştir. örneğin 43 ile 19'un çarpımı 2 sütün halinde yapılır. (http://i.hizliresim.com/r16nmv.jpg)

    ayrıca rhind papirüsünde pi sayısının yaklaşık değeri de verilmiştir. ayrıntılar için https://numberwarrior.wordpress.com/…-value-for-pi/

    kaynaklar:

    http://www.math.uconn.edu/…720s11/rhindpapyrus.html

    https://numberwarrior.wordpress.com/…-value-for-pi/

    http://www.britishmuseum.org/…ectid=117389&partid=1

  • adama helal olsun.

    hem parasını kurtarmış hem de toplum zararlısı iki şerefsizi eşek cennetine gönderip insanlığa fayda sağlamış. eminim ikisinin de 10ar 20 ser suç kaydı vardır.

    keşke herifleri kaçarken değil de, hayatı için mücadele ederken gebertseydi. umarım az bir ceza ile yırtar.

    edit:imla

  • durum o kadar kötü hale geldi ki kendini göstermeye asla ilgi duymaz dediğim kadın arkadaşlarım bile kafayı yemiş durumda.

    dm'ye giriyorum. neredeyse hepsine online ya da beş on dakika önce aktifti yazıyor. yanlarına gidiyorum ellerinde sürekli instagram yukarı kaydırıp duruyorlar, sırf daha çok görünmek için her gün en az 3-5 tane story atıyorlar hatta filtreler yetmeyince birkaç tanesi gitti estetik oldu.

    geçen biriyle konuştum, instagram'a bir tane fotoğraf atmak için yüz tane fotoğraf çekiyorum sonra yarım saat uğraşıyorum güzel görünsün diye dedi. 300'den az beğeni alırsa da kaldırıyormuş fotoğrafını. şok oldum. psikolojisi normal kadın kalmayacak sanırım yakında.

    edit: dünden beri bu konuda bilimsel araştırmaları okuyorum. bilgi açısından buraya da eklemek istedim.

    instagram, facebook, twitter gibi kişinin kendisini ve yaşamını paylaştığı sosyal medya platformlarının en çok narsisizm üzerinde etkisi varmış.

    hem narsistler kendini daha çok paylaşıp başkalarının hayatını daha çok takip ediyormuş hem de bu platformların bu amaçla kullanımı narsisizmi de anlamlı bir biçimde artırıyormuş. tam bir bok çukuru.

    özellikle son yıllarda gençlerde görülen narsisizm düzeyi daha önce olmadığı kadar artmış.

    ben bu platformları sadece bilgi paylaşımı için kullanan kişilerin bu gruba dahil olmadığını düşünüyorum.

    ekşi sözlük'te de mesela iki grup insan var. normal kişiler sözlüğü bilgi, fikir ya da eğlence amaçlı paylaşım yapmak ve okumak için kullanıyor, narsistler ise daha çok kendini ve derdini anlatmak, ilgi çekmek, ekşi itiraf, anın fotoğrafı gibi başlıklara yazmak için kullanıyor. aynı şeyleri ekşi sözlük için de söylemek mümkün.

    birinin narsist eğilimlere sahip olup olmadığını anlamak eskisinden daha kolay artık. sosyal medya profiline bakıp az çok anlayabiliyorsunuz ne olduğunu. belki böyle bir faydası olmuştur instagram'ın*.

  • terbiyesizlik ve saygısızlıktır.

    oturduğun cumhurbaşkanlığı koltuğunu kasımpaşa 'nin sokak kaldırımı mi sandın ?

    mevlanaya sormuşlar : ey mevlana! o kadar okur,o kadar yazarsın peki ne bilirsin?

    mevlana : haddimi bilirim.

  • bordro inceliyorum, atıyorum 10 bin tl maaş alıyorsam bunun 4 bin tlsi vergiye gidiyor. vergi karşılığında ne alıyorum bir bakalım.

    sağlık ? - özel sağlık sigortam var onu kullanıyorum hastaneye gittiğimde. çapraz bağlarım koptuğu için devlette ameliyat olacaktım yıllar önce, bana dediler ki 6 ay sonraya randevu verebiliyoruz seni en erken 6 ay sonra arayıp randevu vereceğiz. tek ayakla 6 ay yürüyemeyeceğim için özelde olmak zorunda kaldım. geçenlerde programda bir kadın vardı, her gün devlet hastanesine bakınmaya gidiyormuş. hiç bir şeyi olmamasına rağmen sürekli doktor doktor geziyormuş sırf can sıkıntısına. bu insanlara gidiyor sanırım sağlık harcamaları.

    eğitim ? burs almadım, devlet okulunda ilköğretim ve liseyi bitirdim. okulda bir şey olacağı zaman bizden para istiyorlardı zaten. şuan verilen vergilerin de eğitim bütçesine ne kadar etkisi var bilemiyorum.

    yol ? e bu adam yolları kendi parasıyla yabmıyor mu :d madem öyle niye yol yabdık diye reklam basıyor? köprü yapıyor havalimanı yapıyor ama ben ne bayburttaki havalimanını kullanıyorum ne de kütahyadakini. zaten yaptığı köprülere de geçiş ücreti alıyor. hem geçerken hem yaptırırken parasını ben ödüyorum vergimle.

    emniyet güçleri ? geçen günlerde bir tanıdık dolandırıldı, polise işimiz düştü, şu an çok yoğunuz uyuşturucu operasyonu yaptık siz gidin 2-3 hafta sonra gelin dediler. araya tanıdık polisler sokup tutanak tutturup şikayetçi olabildik. yani o kadar vergi veriyoruz ama tanıdığımız olmadığı zaman işimizi dahi hallettiremiyoruz.

    afet durumları? e bu afet durumlarında da devlet bizden para istiyor? verdiğimiz vergiler nereye gidiyor ki bu devlet her depremde selde yangında bizden para istiyor ?

    vakıflar? bu güne kadar hiç bir vakıfa kaydım yok, hiç bir vakıftan destek almadım ve yakınımdaki fakir tanıdıklarım da hiç bir dernekten vakıftan yardım alamıyor.

    diyanet? sokak başı 3 tane cami olmasına gerek yok. daha fazla cami yapınca daha fazla müslüman olmuyoruz. varolan camilerin yarısı bile dolmuyorken her yere cami doldurmak saçmalık.

    eğlence-etkinlik? yani gördüğümüz kadarıyla vergilerimiz bazı kişiler tarafından yavuz bingöl gibi miadı dolmuş sanatçıların televizyona çıkıp konser vermesine harcanıyor.

    yapılar, parklar? buna da bakacak olursak ne zaman bir devlet dairesine işim düşse bir bakıyorum sandalyeler 10 yıllık, duvarlar dökülüyor her yerde eski stil numaratörler masalar var. anlaşılan vergimiz buraya da gitmiyor.

    vatandaşlık hakları ? bakınca kimlik çıkartmak için ayrı vergi veriyoruz pasaport için ayrı ehliyet için ayrı. devlet bunlardan para alabilir pek tabii ama kart - defter basım ücreti ödenen toplam tutarın %10u iken devletin aldığı harç %90'ı. bu paralar nereye gidiyor?

    üretim bakınca ülkede üretilen bir şey de yok, elektrik faturasından trt payı alınıyor mesela. trt bizim en az 30 milyon hanenin elektrik faturasıyla dönüyor. doğudaki insanların elektrik faturası da batıdaki beyaz yakalılara ödettiriliyor.

    tüketim devlet sıfır üretimle arabayı yapan bmw'den mercedes'ten çok daha fazla para kazanıyor. 500 birim ödediğiniz bir arabanın 350'si devlete gidiyor. türkiyede üretilen bira, çay, buğday gibi ürünler yine türk vatandaşına vergi yükü verilerek yansıtılıyor. sorarım size, devlet elini suya sabuna sokmadan tüm bu üreticilerden çok daha fazla kazanıyorsa, devlet neden bunlarla uğraşsın?

    benim 88 liralık vergi borcumu 7 yıldır unutmayan devlet, limak-kolin-cengiz'in trilyonlarca lira vergi borcunu tek kalemde siliyor. bankaların covid için verdiği krediyi ise 1 ay ödemezsen kapına kağıt geliyor.

    velhasıl kelam ben verdiğimiz verginin doğru harcandığını bilsem bi nebze kabul edebilirim ama mevcut haliyle devlet artık vatandaşına bakamaz hale geldi. artık vatandaş devletine bakıyor. ülkeye alınan milyonlarca göçmene, vergi borcu silinen futbol kulüpleri ve inşaat firmalarına ayda 5-6 bin tl ile geçinmeye çalışan beyaz yakalı bakıyor.

    bizlerin çıkıp tek tek bağırması gerekiyor bu şekilde

    üzüldüğüm tek bir nokta var, bugün seçim olsa başa gelip bu vergileri azaltacağım diyen bir tane aday yok. bu düzenin değişeceğini söylüyorlar ama bahsettikleri düzen tek adam yönetimi. isterse 500 kişi yönetin abi, ben aldığım maaş ile birden çok şeye taksitsiz şekilde sahip olmak istiyorum. ben bu dünyaya 1 kere geldim ve köpek gibi çalışıp kazandığım parayı kullanabilmek istiyorum.

    lütfen bana konuyla ilgili iyi-kötü mesaj atmayın. herkes fikrini entry altına belirtebilir.