ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölümün en iyi tanımı
-
olumden korkmak, insanin, olmadigi halde kendisini bilge sanmasidir. yani bu, bilmedigi halde birseyi bildigini sanmasidir. kim bilebilir ki, belki de olum insanliga bahsedilen en guzel seydir, insanlar hala ona seytani anlamlar yuklerken.
(socrates)
yıldırım demirören
-
ülkede adı amk olan bir spor gazetesi var.
emre belözoğlu sporda şiddete karşı olan bir kamu spotunda oynuyor.
türk milli takımı dünya çapında daşşak oğlanı olmuş falan filan.....
ama en acısı,
yıldırım demirören federasyon başkanı.
ekşi sözlük hakkında soruşturma başlatılması
-
tecavuzculer.. katiller ve uyusturucu kacakcilarina acacak degiller ya!
anne replikleri
-
manasız bir açıkoturum seyrederken aniden anırarak gülmeye başlayıp kardeşimle bana dönüp:"biz babanla imam nikahı kıymadık piçsiniz siz piç " diye katılmaya devam etmek
en tatlı siyahi kız tipi
maaş ödemeyen şirket
-
daha saçması yapılana kadar en saçma oluşum budur.
patron "firmamızın sıkıntısı var. bir yerden para bekliyoruz" gibi bir açıklama yapar. sizin iç ses: "bu benim maaş almamam için bir gerekçe değil ki aq" der. dış ses: "anlıyorum ama"lı cümleler kurar.
kısacası işten soğutan, kabak tadı veren, ipe sapa gelmez, neresinden tutsanız elinizde kalacak bir durum.
maaş ödemeyen işe girmeyin arkadaşlar. saçma bir tavsiye gibi duruyor ama böyle işlere girenler olduğu için uyarıyorum !! çünkü giren birini tanıyorum. ben amk...
nicole kidman'ın ev telefonu numarası
-
- alo iyi günler nikol hanım mi acaba?
- evet buyrun benim...
- ben telekomdan arıyorum da, acaba hattınızda bir sorun var mı diye deneme yapıyorduk, ahizeye üfler misiniz acaba?
- tabii. pıfffffffffft...
- ben... yani... o kadar güzelsiniz ki... yapamıycam...
- !?
norveç ordusu
-
bu norveçlilere baktıkça neşem yerine geliyor, adamlar çok acayip bir dünyada yaşıyor. hala aynı dünyada aynı türe ait olduğumuzu aklım almıyor.
önce bir önbilgi verelim. bu norveç'te zorunlu askerlik var. şaka gibi ama ciddi ciddi bir yıl askere alıyorlar gençleri.
sistem şu şekilde işliyor. devlet herkesi askere almıyor. her genç erkek norveç devletine bir mektup yazıyor ve askerliği isteyip istemediğini, askerlik yapmasına engel bir durumu olup olmadığını, hobilerini, eğitimini, güçlü-zayıf yanlarını falan belirtiyor, buna göre ordu bir tür seçim yaparak istediklerini askere çağırıyor ve bir yıllık bir eğitim veriyor.
burada genç bir norveçli çocuk var. tam bir viking torunu. 1.90 boyunda, yağsız, kaslı, futbolcu, sigara yok, 20 yaşında 5 dili ana dili konuşuyor. disiplinli, zeki, çevik, ahlaklı. sağcı partinin gençlik kollarında lider konumunda ama bizim özgürlük kuşlarımız, en entel geçinenimiz bu çocuk yanında tayyip kalır. koyu norveç milliyetçisi, her fırsatta viking boynuzları falan giyiyor, eğlenceli bir eleman.
"vsop, dünyanın sonu gelecek . seni donduracağız ve insan ırkı ileride senden türeyecek, bu göreve hazır mısın?" deseler "mal mısınız? bu adam dururken beni mi göndereceksiniz?" derim öyle bir tip.
bu adam askere gitmeyi çok istiyor, zaten böyle askeri eğitim, güç-engel parkuru, pentatlon falan deyince gözleri parlıyor elemanın. mektuba da döşüyor, döşeniyor bekliyor.
sonuç: bu kardeşimiz ve bunun takımdan benzer arkadaşlarının hepsine cevap aynı: "teşekkür ederiz. norveç ordusunun şu anda size ihtiyacı yok"
kim gidiyor? alkoliği, keşi, obezi, askerden kaçmak için rapor ayarlayanı falan alayını alıyorlar askere. alıyorlar, bir yıl koşturup, süründürüp, ayakta dikip adam ediyorlar.
adamlar o kadar dertsiz ki, orduyu sadece bir adam etme mekanizması olarak kullanıyorlar. bunun için de uğraşıp aradan ne kadar kıl-tüy adam varsa seçiyorlar. bunun için okul kayıtları, detaylı sağlık taraması, sicili, otu boku herşeyini araştırıyorlar.
ilk duyduğumda "vay anasını" dediydim, hala da hatırladıkça derim.
yerçekimi varsa uçaklar neden düşmüyor
-
gücünü halkın iradesinden, sandıktan aldığı içindir. sen bizim dinimizden değilsin ki bi' kere. nereden anlayacaksın?!
debe editi
-
keşke debe olan entyler editlendikten sonra debelikleri düşse de bu gereksizliklerden kurtulsak. editini entrynin başına koyan adam bile var:
(bkz: #51830848)
tükürdüğü otobüs şoföründen dayak yiyen kadın
-
(bkz: durun siz akp'lisiniz)
başakşehir'in araplar tarafından işgal edilmesi
-
istanbul başakşehir'in dil, kültür ve demografik açıdan araplar tarafından işgal edilmesi durumu.
haftalardır sosyal medya'da görülen başakşehir haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. her defasında "bu kadar da olmaz" dedirten ama sonuç itibariyle yetkililerce hiçbir somut adım atılmadan başakşehir'in göstere göstere araplara peşkeş çekilmesi benim sinirlerimi bozuyor artık.
son zamanlarda ayyuka çıkan başakşehir'deki arap vukuatları;
- 2.etap'ta bread factory isimli bir kafe işletmesi hesap fişini artık arapça kesiyor! evet, resmi dili türkçe olan türkiye cumhuriyeti'nde!
görsel
kaynak
- 1.etap'taki dönerci de hesap fişini arapça kesiyor!
görsel
- başakşehir fenertepe meydanı'ndaki arapça tabelalar
görsel
görsel
- başakşehir ilçe nüfus müdürlüğü'ndeki arap yoğunluğu! (işlemlere dikkat)
önce
tepkiler gelince;
sonra
- başakşehir'de asılan arapça okul reklamı
görsel
- sarı sitedeki başakşehir konut ilanları
görsel
bu ilanların çoğunda açıklama olarak aşağı yukarı şöyle yazıyor;
"türkler aramasın, sadece yabancıya kiralık"
özet video
-----------------
türkiye cumhuriyeti'nin resmi dili türkçe'dir. bir işletmenin ortaklık payı, sahiplik durumu şahıs olarak ticari açıdan değişse bile türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde arapça fiş veya adisyon kesilmesi, arapça tabelaların asılması alenen kültürel işgalin göstergesidir. görülen uygulamalar da her şeyden önce türk diline, türkçe'ye olan ihanettir. bu uygulamalara izin veren, ortak olan veya görmezlikten gelenler de bu ihanetin ortaklarıdır.
vakit, yüce türk devleti'nin dosta düşmana yüceliğini gösterme vaktidir.
debe edit: destekleyen, debe'ye gönderen tüm yazarlara teşekkür ederim. uyarılar üzerine entry'de geçen "fatura" ifadeleri "fiş" olarak düzeltildi.
zöge: resim linkleri yenilendi.