ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
misvak dergisinin ekşi sözlük temalı karikatürü
-
bokun üzerine 'ekşi entryleri' yazdıkları iyi olmuş . ilk bakışta insan ekşicileri sinek kendilerini de bok olarak resmettiklerini düşünüyor çünkü.
akp'yi destekleyen gurbetçiler
-
kendileri almaya'da sol partiye oy verir, modern dünyanın tüm nimetlerinden faydalanır, bizeyse burada tayyip'i ve arap kültürünü reva görürler.
sizin adaletinizi zikeyim!
(bkz: almanya'da sol türkiye'de sağ oy kullanan almancı)
mekan basmalı arabesk rap klibi
-
haklı olarak yapilan bir eyleme konu olan klip.
lan berber benim saçımı oyle traş etse bombalardim dükkanı. ne yapsa az. apaci kardesimiz hakli yani.
hayattaki küçük mutluluklar
ekşi itiraf
-
çok tembe
fethi sekin
-
şüpheli aracı farkedip ateş açarak bombanın erken patlamasına neden olan ve böylece birçok hayat kurtaran şehidimiz.
vatan evladı..
2014 yılında metroda çekilen fotoğraf
-
(bkz: kapalı uyuma)
kapalı uyuma
mecburi edit: isteyen istediği gibi giyinir, hiç umurumda değil. sadece aklıma geldiği için karikatürü paylaştım, benim için bu olay özgürlükten başka bir şey değildir.
hayatın çok güzel olduğunun anlaşıldığı anlar
-
imkansız olduğunu zannettiğin hayaline bir adım yaklaştığın anlar.
ekşi sözlük
-
bu kadar çok faşisti en son kırklı yıllarda almanya bir araya getirebilmişti.
bu tarz benim
-
az önce göbeği açık bi kız çıktı, "hayatım başarılarla doludur, mesela 17 yaşımdan beri yalnız yaşarım ve temiz kaldım. buradan da nişantaşına gideceğim" dedi. ayağa kalktım alkışladım helal olsun dedim, şimdi nişantaşına gidiyorum.
sözlükçülerin en eften püften başarıları
-
fight club filmini 10 yıl boyunca izlemiş gibi yapmak.
-abi hani böyle filmleri kesip kesip koyuyodu ya orası süperdi
-adam sabun yapıyo manyak ya
-ulan meğersem travis...
10. yıl sonunda arkadaş meclisinde itiraf ettim oha sesleriyle oluşan desibeli anlatamam.
tuncel kurtiz
-
yıllar evvel bir söyleşide, her şeyi bilen! ergen rahatlığıyla kendisine, ''12 eylül'den sonra niye kaçıp isveç'e gittiniz? mücadeleye devam edilemez miydi?'' gibi küçümseyici bir soru sırmuştum. baba şöyle bıyıkları burup; ''dostum siz gençler bizim gördüklerimizi rüyanızda görseniz, ,kuzey kutbuna ilk uçakla kaçardınız. bak geldik yine buradayız, hala, tek bir gün bile dünyayı görmemiş körlere, ''kırmızı'' rengi anlatıyoruz .'' demişti de rengim bir altı ay kadar mor kalmıştı.
annemin sandığı kadar mutlu değilim
-
bir yazı başlığıydı sanırım, kitaplığımı düzene koyarken, atmaya karar verdiğim dergilerden birinde gördüm. o kadar haklı geldi ki. hayatın sıkıcılığı, yaşadığımız depresyonlar, bunalımlar, ayrılıklar, hüzünler, iç sıkıntıları.. anneye anlatsan, anne üzülür çünkü. dayanamaz. karnının ağrıdığını söylediğinde gece uyanıp yanına gelen, kapıdan yüzünü görüp ağrı çekip çekmediğini anlamaya çalışan anne, platonik aşık olduğunuzu öğrense kötü olur mesela. yüreciği kaldırmaz.
bazı acıları ise anlayamaz nedense. anlayamazmış gibi göründüğü acılar da vardır o anne-çocuk dengesini korumak uğruna. bu yüzden saklı kalır bazı acılar.
-anne, denir bazen.
-he annesinin gülü, der. biter her şey.
nasıl denir ki, anne ben olmayacak bir işe giriştim diye. ya da anne ben bi bok yedim, cezasını çekiyorum, nasıl denir.
denmez.
anneye gülümsenir arada.
şöyle bir bakar anne, "ne o, hasta mısın" der. "başım ağrıyo biraz" denir. "yat uyu biraz" der anne. süt getirir, içirir. odaya gidip kapı kapanınca ağlanır belki. ama anneye duyurulmaz hıçkırıklar.
annenin sandığı kadar mutlu olamaz kimse. anneye biraz rol yapılır.
önceki hayatımda barış manço idim diyen çocuk
-
barış mançonun evli olduğunu, kaç çocuğunun olduğunu ve abisinin adının savaş olduğunu nakletti. bu durum karşısında şaşırdı millet.
işin tuhafı, ben de biliyorum aynı şeyleri.
lan, yoksa??
(bkz: hepimiz barış mançoyuz)