hesabın var mı? giriş yap

  • ilki 2 mart'ta, ikincisi ise 12 nisan'da gerçekleşen, bursalıların küçük kıyamet dediği 1855 depremleri ile ardından çıkan yangılar neticesinde evler, dükkanlar, hanlar, hamamlar ve camilerle birlikte osmanlı'nın ilk üç hükümdarının türbeleri de bütünüyle yıkılmış.

    1) bu depreme kadar varlığını beş yüz küsür yıl boyunca sürdüren osmanlı imparatorluğu’nun kurucusu osman gazi’nin (öl. 1324) gömüldüğü* bursa st. elias manastırı’nın şapel kısmı, 1801'deki bursa yangınından iyi kötü bir şekilde** paçayı yırtmış ama 1855 bursa depreminde tamamen yıkılmış. şu anki türbe ise 1863 yılında sultan abdülaziz tarafından yaptırılmış.

    2) aynı manastırda gömülü olan osman'ın oğlu orhan gazi'nin (öl.1362) türbesi de 1855 depreminden sağ çıkamamış ve devreye yine abdülaziz girip yeniden yaptırmış.

    3) miloç obiliç'in 1389'da kosova'da, savaş meydanında hançerleyerek öldürdüğü murat hüdavendigar'ın iç organları, öldüğü yere,*** bedeni ise bursa'ya gömülüp üzerine oğlu yıldırım beyazıt türbe yaptırmış ki 1855, bunu da affetmemiş!

    * tarih geekleri kızmasın notu: osman gazi öldüğü sıra henüz bursa alınmadığından, bursa'ya değil babası ertuğrul gazi'nin yanına söğüt'e gömülür ilkin. iki yıl sonra bursa alınınca ise mezarından çıkarılıp vasiyeti üzerine bursa kuşatması sırasındaki uzaktan kubbesinin parıldadığını gördüğü gümüşlü kümbet ya da aya eliya olarak adlandırılan st. elias'a defnedilir. fakat ilk gömüldüğü yer olan söğüt'te de bir mezar taşı mevcut ki bunun literatürdeki adı için (bkz: makam mezar)
    ** selçuklu sultanı alaaddin'in osman gazi’ye gönderdiği büyükçe bir davul ve de tesbih falan bu yangında kül olup gitmiş mesela.
    *** miloş'un suikasti sonrası osmanlı sultanlarının güvenlik tedbirleri bagalgiri uygulamasıyla artırılmış artırılmasına ama hüdavendigar için artık çok geç olduğundan iç organlarının gömülü olduğu priştina'ya da bir türbe yapılmış ki esasında bu da dedesinin söğüt'teki mezarı gibi bir tür makam mezar niteliğinde.

  • mustafa orta halli bir esnaf çocuğu haftalığı 50-100 lira olan kendi halinde bir liseli kardeşimiz. feyza ile dilara aynı mahalleden gözü açık geçinen lisede herkesin ağzının içine baktığı, bunun farkında olan ve erkeklerin nasıl çalıştığını manikürcü ablalarından öğrenmiş genç kızlar. feyza daha akıllı olanı dilara da onun yanında gezen ancak o kadar uyanık olmayan ekürisi. günlerden bir gün haftalığını alan mustafa indirimde olan mağazalara ölücülük için yola çıkar. yürürken geçtiği kafenin önünde okulda hep gördüğü ancak konuşamadığı kızın kapıda sigara içmekte olduğunu görür. kız onu fark ettiğini anlaması için sigarayı atıp etrafı izler. bundan cesaret alan mustafamız naber diyerek hikayeye başlar. kızlar mustafa’dan uyanık olduklarını düşündükleri için gün boyu yediklerini mustafaya uygun bir dille kitlerler. ancak unuttukları bir şey vardır. mustafa bir dh ölücüsüdür. intikamını fazlasıyla alacaktır.
    ımdb: rating 8.7
    mustafa's revenge
    on 8th march...

  • misafirlige degil direkt dogum gunune giderek katildigim topluluk.

    10 ya da 11 yasindayim. bi arkadasimla yolda yururken, arkadasimin arkadasi gelip onun dogum gunune gelip gelmeyecegini sordu. arkadasim gelecegini soyleyince nezaketen beni de cagirdi. eve geldim ve dusunmeye basladim. 3 bilemedin 4 saatim vardi. ne giyecektim, takim elbisem yoktu, sunnetten kalan bi kiyafetim vardi ama olmazdi ki, hay amk. ne hediye alacaktim? para da yoktu, pederden istesem bi ton dirdir. zaten hediye almayi da bilmem hic. anneme sordum o da hemen babama yetistirmis, agzinda bakla islanmaz. babam da surdan 2.5lt kola alsin diyerek 2.5tl tutusturmus anneme, o da bana verdi. bu ne ya kola mi alacam cocuga diye zirlayinca babam okkali bi kufurle kovdu evden. ben de bi saate baktim bi de elimdeki 2.5tlye ve marketten kolayi alip olay mahalline gittim. cocugun annesi vefat ettigi icin halasi ve babaannesi organizasyonu yapiyorlardi. utana sikila verdim kolayi. biraz sasirdilar tabi ama aldilar. neyse iceri gectik half-life oynadik falan sira geldi pastaya. halasi meyve sularini getirdi masaya. biri itiraz etti kola yok mu diye,
    birden herkes tek agizdan "eveeet kola istiyoruz" dedi. patavatsizliga bakar misin bana yapilsa doverim pijleri. kadinin aklina benim kola geldi ve gitti iceriden getirdi ama herkes nasil mutlu anlatamam. ben tabi meyve suyu ictim kendi getirdigi seyi icti demesinler diye. arkada kalorifer petegine yaslanip ailesine mangalda et pisirmis baba gururuyla dikildim orda. sonra hediye kismina geldi is, herkes uzatti hediyesini. ben de benimkini ictiniz zaten dedim, cocuk aynen ya tesekkur ederim iyi oldu dedi, bi de oyle gururlandim. o gun 2.5lt kola goturdum diye orada alay edilmedim ve gunun kahramani oldum ya, ne zaman 2.5lt kola alsam ayni gururu yasarim. bu da boyle bi animdir iste

  • şimdi gördüğüm video.
    yemin ediyorum çok az şeyi böyle zevkle izledim..
    o korumaların acizliğini gördüm ya dünya gözüyle bu bile bana yeter..

    şşş noldu la korumalar.!! bi tarafınız yemedi değil mi, protestoculara dokunmaya, bırak göz altına almayı, bırak ağzını kapatmayı, bırak iktirip kaktırmayı, elinle dokunamıyorsun bile..
    elinden gelen sadece öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh diye bağırmak..

    noldu yemedi di mi?
    şu acizliğinizi görmek bile yetti bana. ahahahahhaha..

  • — hangi bölümde okuyordun sen?
    — kütüphanecilik bölümü.
    — peki bitirince ne olacak? kıdem alınca bir üst rafa mı çıkıcan nedir?

  • dönemin askerlik kanununu incelemekte yarar var. rahmetli babam da askerliğini yedek subay olarak yapmıştı, ama meslek lisesi mezunuydu. ayrıca iddia edilen üniversite mezunu olmadığı değil, 4 yıllık üniversite mezunu olmadığıdır. o yıllarda 3 yıllık üniversite mezununun yedek subay olabilmesi mümkün olabilir.

    ikna edici olmayan açıklamadır.