hesabın var mı? giriş yap

  • https://twitter.com/…omtr/status/886297704028147712

    agzim acik izledigim roportajda gecen cumle. sadece bu da degil, adam gordugum yerde de dovecegim, sizin araciliginizla soyluyorum, araya da adam koyup yalvariyor, bana yalvarmasin diyor.

    simdi adamin tam bir gereksiz, comar oldugu ortada lakin, fatih terim, arda, emre, volkan, burak gibi adamlarin boyle baltayi tasa vurmalarina bayiliyorum.

    oyle isinde gucunde egitimli sessiz sakin adamlari tehdit etmekle olmuyor iste bu isler. el yumrugu yemeyen kendi yumrugunu balyoz zannedermis. oyle dayagi yiyip kacarsiniz iste. son olarak da;

    (bkz: yiyin birbirinizi ete para vermeyin)

  • biten ilişkinin ardından kanayan kalp, kırılan kol kanat ve dibi sıyrılan güven duygusunun telafisi için, çoğunlukla hesapsız kitapsız, "boy ver hele yeterince derinse atlarım" demeye kalmadan kendinizi göbeğinde bulduğunuz, çoğunlukla da hiç bir yere varmayacağını içten içe bildiğiniz halde dalıverdiğiniz yeni ilişkidir. rebound sevgiliyi standart sevgiliden ayıran en önemli şey bir öncekinin açtığı yaralardan oluk oluk kan gelmekte, yanan etlerinizin üstünde dumanı tütmekte iken girişilmesidir. bir enkaz devralan yeni sevgili çoğunlukla durumun farkındadır. o, sizi iyileştirip kendi aşk mabudesi yapma iddiasıyla kolları sıvarken siz de ya "ben şurada az soluklanayım da hele, sonra yürür yoluma giderim nasılsa" der, ya da içinizdeki o doymak bilmez romantizm hayvanının açlığına karşı koyamayıp "belki bu sefer olur?" dersiniz. o cevap beklemeyen sorunun altında da elbette "n'olur olsun n'olur n'olur n'olur!!!" vurgusu yatmaktadır.

    ilişki denen zıkkımda, siz ne kadar mükemmel, ne kadar zeki, ne kadar görmüş geçirmiş, efendime söyleyeyim ne kadar kendinizi her duruma hazırlamış sansanız da karşı tarafın hangi kritik noktalarda ne şekil müdahalelerde bulunacağını asla tam olarak kestiremeyeceğinizden kendinizi ava giderken avlanmış bulmanız işten bile değildir.
    sizin o kırılgan, yorgun kalbinizi eline alıp tatlı tatlı seven, öpüp okşayan rebound sevgiliniz zevk sigarasını az önce öptüğü o kalpte söndürüp hayatınızdan giderken geriye kalan parçalarınızla yapacağınız sanatsal çalışmalar da işte insanlığın geleceğine ışık filan tutacaktır. tabi.

  • zamanında genç/yıldız şampiyonalarında oynadığımdan biliyorum, genç yaşta gelecek vaadederken sonradan basketbolu sallamayan ya da yeterince kendini geliştiremeyerek gözden düşen çocuklar hep olmuştur ve olacaktır. hem de inanılmaz sayıda.

    yalnız arkadaşın durumu biraz daha farklı. kendisinin çocuk yaşta annesini kaybetmesi nedeniyle depresyondan çıkamamış sanırsam. spor hayatı başarı hikayeleriyle dolu değil, arada böyle de üzücü hikayelere sahne olabilen bir şey işte.

    hala oldukça genç, zihin sağlığı tamamen bozulmamış ve geri döndürülebilecek gibiyse sıkı bir idman süreci ve mental çalışma onu yavaş yavaş a takım seviyesine çıkarır. umarım amerika'da oynamanın anahtarının uçak bileti değil nba scout'larının kendisini yeterli bularak draft etmesi olduğunu anlar ve hayatına kaldığı yerden devam eder.

    onca antrenman, emek ve uğraş boşa gitmemeli.

  • facebook'ta herkesin bildiği, uyguladığı, yapılması zorunlu gibi hissedilen, ancak zorunlu, yazılı ve tanımlı olmayan kurallardır.

    örneğin;

    bir arkadaşının paylaşımını paylaşacaksan, önce o kişinin paylaşımını "beğenmen" gerekir.