rebound
-
basketbol, hentbol yada buna benzer atmalı-tutmalı toplu sporlarda, hedeften dönen topu "kapma" işlemi. temel bi öğedir, dikembe mutombo ve charles barkley nba'in rebound istatistiğinde coşmuş insanlardan sadece ikisidir [dewam edecek].
-
geri sekme, hayal kirikligindan sonraki tepki.
-
puf noktasi sut atilmadan once pota altina gidip iyi yer tutmak , daha sonra sirtinizi rakibe verip onu geriye dogru itmektir. iyi rebound alan basketbolcularin guclu kuvvetli tipler olmasinin nedeni budur. dennis rodman celimsizlik dezavantajini kurmazca yer tutmayla kapatmistir.
-
koçların "bagssss edinnn" diye kıçlarını yırtmalarının tek sebebidir rebound. basketbolda takımın maç kazanıp yada kaybetmesine varabilecek önem taşır.
-
-
zamaninda playoff'larda 28.9 rebound ortalamasiyla oynayan wilt chamberlain derim seyredemedim diye uzulurum. israrla 28.9 sayi ortalamasini da tutturmustur bu kisi playofflarda.
-
birde "elastic rebound theory" vardır ki depremin olusumunu aciklar.
-
ing. bind etme işleminin tekrarlanma durumunun geçmiş zaman edilgen hali
-
basketbolda çoğu koç tarafından en önemli olarak nitelendirilen şey. rakibe ikinci bi şans vermemenizin yanında fast break atılmasındaki de en önemli olgudur.
çok iyi rebound alan oyuncular genelde yeteneklerine bakılmaksızın 35-40 dakika oynarlar. (bkz: dennis rodman) (bkz: danny fortson)
çünkü bu tipler fast breaki başlattıkları gibi hücum reboundunda da rakibi rahatsız ederler, rebound alırlar, alamasalar bile rakip uzunların rahat almasını engellerler, böylece guard çabuk bulunamaz fast break yemezsiniz.. -
(bkz: rebound ilişkisi)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap