hesabın var mı? giriş yap

  • sabah sabah güldüren ve endişelendiren yurdum insanı. habere gördüğüm en güzel yorum ;

    yamtar kurtbaş (tüm yorumları) 22.07.2009 10:52:03
    damacana aktif mi yoksa pasif durumdamıymış?

  • en fazla iki ay sonra maaşların erimesine, market ve tüm fiyatların şimdikinin çok çok üzerine çıkmasına neden olacak. 2 dünya savaşında almanların 1 çuval parayla bir ekmek alması gibi.

  • 30 yaş üstü abilerden genç erkeklere tavsiyeler ;

    sevgili genç arkadaşlar, insan iletişimi tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar dinamikleri olan bir konu. yani yaşanan ya da yaşanmayan bir olayda "karşı taraf neden böyle davrandı?" sorusu sizi insan ilişkilerinde başarısız kılar.

    "peki ben şimdi ne yapmalıyım?" sorusuna gelince, içinizden ne geliyorsa onu yapacaksınız tabii ki. merak ettiyseniz karşı tarafa neden öyle davrandığını soracaksınız. üzüldüyseniz hissettireceksiniz, belirteceksiniz. strateji kaygısı gütmeyeceksiniz. saygı çerçevesinde, içinizden nasıl geliyorsa o şekilde davranacaksınız. sadece ikili ilişkiler açısından söylemiyorum bunları. siz hayata karşı net olacaksınız ki karşınıza size "layık" birisi çıksın.

    inanın bana, strateji kaygısı olmadan, kendi kendinize de zevk alabildiğiniz bir hayatta yalnız kalma olasılığınız yok. sevgiliniz olmayabilir ama dostlarınız olur. paranız olmayabilir ama huzurunuz olur. yalnızlığı kutsallaştırmadan sadece "kendi" hayatınızı yaşamaya çalışırsanız, hayata karşı net olursanız, ne istediğinizi ve istemediğinizi bilirseniz sizi sağlık dışında üzecek bir konu olmaz. sağlık olsun, gerisi bir şekilde halledilir.

    debe eklemesi: g.

  • kurala uymayan taksicileri cezalandıran polis memurlarını tebrik ederim. acımadan bu kuralsızlara cezalarını vermeye devam etsinler. bu konuda müsamaha göstermek halka yapılan kötülüktür çünkü.

    umarım bu kural tanımayan zümreye cezalar daha da artar.

    eyüp aksu'nun aranmaya çalıştığı ceza hadisesi.

  • sınır ihlali yapmak. kendi sınırına girilmesine izin vermek ya da karşı tarafın sınırını zorlamak. her iki şekliyle de hata

  • genel olarak tarihi, romantik-komedi ve dram olarak sınıflandırılabilirler. bölüm sayıları tarihi olanlarda uzundur ama uzun dediysek de bizimkiler gibi asırlık değil 60 civarı. diğerlerinde ise 16-24 bölüm arası değişir. hepsi tek sezonluktur. çok çok nadir ikinci sezonu çekilir. bölümler bi saat sürer. yani fazla oyalamaz, işten güçten alıkoymaz, olaylar yılan hikayesine dönmeden sonuçlanır. bir de kore'de televizyonda güncel yayınlanırken de haftada 2 gün gösterilir, 8 haftaya dizi biter yani, ne harika..

    konularını okuduğunuzda peh bu ne ya ne, ne klişe falan demeniz çok doğaldır. lakin oyunculuklarla, ufak detaylarla sizi çeker. dizi ne kadar dram olsa, ağlatsa da arada mutlaka güldüren sahneler olur. anlaşmalı evlilik, kızın erkek kılığına girmesi en çok işlenen durumlar sanırım. romantik olanlar fenadır. baya pembe düşler alemine sürükleyebilir. dram olanlar da zırıl zırıl ağlatabilir. romantik-komediler orta karar ilerler.

    erkek baş rol genelde çok yakışıklı, fazla bakımlı, bazen feninem bi tipken; kız dağınık, daha doğaldır. sokak lokantalarında erişteyle soju içip sarhoş olmaları, yine sokakta üfleye üfleye pirinç keki yemeleri, sauna sahneleri ki burada da haşlanmış yumurta yerler, zengin tarafın ailesinden bi cadalozun bu aşka karşı çıkması, romantik anlarda birden kar yağmaya başlaması, yağmur yağarken üstlerine ceket tutup ıslanarak koşmaları, bi tarafın hasta olup ateşler içinde yatarken diğerinin ona bakması ilgilenmesi, erkeğin kızı tutup zorla öptüğü ki başta kız karşı çıksa da sonra aşık olur adama, klasiktir. her dizide mutlaka bulunur bunlardan bazıları. genelde hatun kişi, efendi adam yerine piç adamı tercih eder. ama adam, bu aşkla efendi bi kimliğe dönüşebilir. sevgililik sürerken, evlilik kararı ile dizi noktalanır. nadiren baş rollerin düğün sahnesi işlenir.

    müziklerini özellikle çok beğenirim, özenerek hazırlandığı bellidir çoğunda. 16 bölümde, her bölüm için bi kaç şarkı yapılmıştır. dizi biter hala soundtrack albümünü dinlersiniz.

    başlamak için ilk dizi mühim. seven bi daha bırakamıyor, benim gibi manyağı oluyor. yeni başlayacakların coffee prince*, mai geol, pasta, kkotboda namja, mianhada saranghanda, goong, secret garden, dream high gibi bağlayıcı, meraklandırıcı, güzel dizierden seçmelerini öneririm. ama sonra neden düştüm bu uçsuz bucaksız deryaya diye kızmayın ehehhe.

  • öğrenciyken kampüs içindeki bir yurtta kalıyordum. bir akşam odamın ampulü patlayınca nöbetçi yetkiliden ampul alıp odama çıktım ve yenisiyle değiştirdim. yarım saat sonra teknik ekip gelip ampul patlamış onu değiştireceğiz dedi, ben zaten değiştirdim deyince şaşırıp gittiler.

    ertesi sabah yurt müdürü odasına çağırıp neden ampulü kendim değiştirdiğimi, teknik ekibin vaktinde gelip gelmediğini sordu. daha sonra da "sen öğrencisin senden beklenen derslerde başarılı olman, tekrar benzer bir şey olduğunda teknik ekibi bekle ampul takmak senin işin değil" gibi bir tiratla dumura uğramama sebep olmuştu.

    üzerinden yıllar geçti ancak ben hala vakti gelince kimseyi beklemeden *ampulü değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum sevgili sözlük. (bkz: 14 mayıs 2023 genel seçimleri)

  • ben bu adamı 10 yıldır tanıyorum, eskiden tanıyan herkes de bilir; bu herif hep manyaktı. bloguna girin 2011'deki yazılarına bakın katy perry'nin kliplerinde masonik işaret arıyordu aq.

    kendisini delirten ne siyaset ne türkiye ne hastalık ne bok püsür. adam uyumsuz tip. iyi okullarda okumuş olmasına rağmen bir işte tutunamamış, muhtemelen arkadaşı olmayan, zayıflıklarını manevi uyuşturucuyla kapatmaya çalışan zor biri. arada timeline'a düşüyordu twitter'da, kadınlara düşman, hayvanlara düşman, liberal, komplo teorisyeni, modern islamcı, incel… bu kasadan sağlıklı psikolojiye sahip düzgün biri çıkma ihtimali yok ya da aklı başında birinin kendini böyle konumlandırma ihtimali yok.

    siyasi ve iktisadi her şey bahane, bazı insanlar ortama giremiyor. dışarıdan bakıp hep kusur görüyor ve tatminsizlik içinde delirdikçe deliriyor. herkesten zeki olduğunu düşünüyor ama kenarda kalıyor, muazzam bir ego biriktiriyor ama altı boş… hayatla gerçekçi bir bağ kuramıyor, kendini yiyor. böyle çok insan var. sikkofield da onlardan biri. abd'de doğsa keleşle okul basardı. tc'de sikini sallamakla yetinmiş.

    kanser olayından yeni haberim oldu, umarım bir an evvel iyileşir ama kafa olarak iyileceğini sanmıyorum. emin olun suçlusu da hiç kimse değil. sikko ve saz arkadaşlarını takip eden gençlere ders olsun; bu adamların kendine faydası yok, size hiç olmaz.