hesabın var mı? giriş yap

  • oynarken farkettiğim ayrıntıları ekleyeceğim.
    -uçaktan aşağı inerken ulabileceğiniz maksimum hız paraşüt açılmadan 234 km/h açıldıktan sonra 63km/h’dir.
    -paraşütünüzü açmayın. yani kendiniz açmayın, o minimum seviyede otomatik açılır zaten. kendiniz açarsınız yere çok geç inersiniz.
    -en hızlı şekilde inmek için yön tuşu sürekli ileri pozisyonda olsun, aşağı dimdik şekilde mermi gibi inin.
    -paraşüt açıldığı saniyede inmek istediğiniz yerle aranızda yatayda 100 metre filan olsun, yön tuşunu ileri köklediğinizde o yere inersiniz.
    -eğer inmek istediğiniz yer, paraşütü açtığınızda tam altınızdaysa yön tuşunu sağ-ileri ya da sol-ileri yaparak bi tur etrafınızda dönerek inin.
    -genel olarak yere inerken sürekli maksimum hızlarda gittiğinizden emin olun. bunu yapmak için uçaktan atladığınız yerin tam aşağısına inmeniz gerekiyor.yani uçağın gittiği rotada bi yere inmeniz gerekiyor. o alana çok kişi inebilir diye düşünüyosanız, ilk siz ineceğiniz için avantaj sizde olacaktır.
    indikten sonra;
    -görmediğiniz bi yerden ateş gelirse, bi gözünüz haritada hemen sesin geldiği yönde çıkan turuncu işarette olsun, bu zaten defalarca yazılmış, benim ek olarak yaptığım şey, ateş edilir edilmez yatış * pozisyonuna geçmem. özellikle engebeli ya da otlak alanlarda görünürlüğümü bu şekilde azaltarak bi kaç saniye kazanıp ateş edeni bulmaya çalışıyorum. bazen ateş eden kişi “knocked out” olduğumu düşünerek üstüme saf gibi koştuğu da oluyor, onu öldürmesi de çocuk oyuncağı oluyor. edit:soloda knockout olayı yokmuş, hep squad oynadığım için bilmiyodum, uyarı için realvega’ya teşekkürler. solo’da zik zak çizerek kaçın tavsiyesi de mantıklı.
    -arkadaşınız silah sesleri haritada gözükmez. yakınlarda silah sesi duymanıza rağmen haritada turuncu işaret yoksa arkadaşınız ateş etmiştir.
    -açık bi alanda size doğru bi askeri jeep geliyorsa tamamen yatış pozisyonuna geçin (ve aracı tarayın). bu şekilde aracın bana çarpmadan üstümden geçtiği çok oldu. ayrıca tek çarpmayla knock out olacağınız için koşarak kaçmayı denemeyin.
    -bina içerisinde hava saldırılarından etkilenmezsiniz.
    -autopick up açıkken bile el bombalarını otomatik almaz. bunları kendiniz alın. bi kaç denemeden sonra gideceği mesafeyi az çok kestirirsiniz, çatışmalarda rakip duvar arkasına saklanıyorsa bomba en iyi çözüm.
    -(son 10’da daha sık rastladığım bi olay) herkesin elinde en az bi sniper oluyor. sesinden anlarsınız zaten, üzerinize sniper ile ateş ediliyorsa, eğilip saklanmak yerine zik zak çizerek koşmak çoğu zaman daha çok işe yarar. telefonda, koşan birini nişan alıp ateş etmek çok zor. ama tabi ipne bluestacks kullanıyorsa yapacak bişe yok.

    daha önce yazılmamış, farkettiğim detaylar oldukça eklerim. gold ile squat oynamak isterseniz ekleyin 534755155

  • telefona bakacağım diye önündeki araca dalmış şofördür. birilerinin canını almadan işten çıkarılması isabet olmuş. hem cana hem de devlet malına kasıt var, savunulacak bir tarafı yok, yaptığının bedelini ödemiş.

  • olcay sahan olcay olcay olcay olcay

    arda turan arda arda arda arda

    maçı bu şekilde anlatan spiker.

    hele gecen yil sky360'da basketbol maci anlatirken..

    lofton lofton lofton lofton

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.

  • en son bu cümleyi kurduğumda;

    "madem öyle hanımefendi, cuma 10-11 arası halı saha maçı var. kaleye yazdım seni. gol yersen dağıtırım kafanı" cevabını almıştım. bir daha da sarfetmedim tabi. hey gidi hırçın tsubasa.

    deb editi: yenercan sözlük seni çok sevdi. ota boka penaltı deyip maçı kaybetmek pahasına bana attırdığın 23 golü bilmiyorlar tabi.

  • brüt tutar topluca nakit olarak teslim edilsin!

    brüt hakedişin, vergi ve kesintilerin bir kağıtta gösterilmesi,
    sonra hesaba net kalan paranın yatırılması veya elden verilmesi aynı şey değil.

    maaşlar brüt teslim edilsin ve her kişi kendi elcağızıyla paracıkları sikke sikke saysın ilgili kurumlara.

    gelir vergisi, yılda bir kez topluca ödetilsin.
    maaşa istinaden sgk ve diğer kesintiler aylık olarak düzenli biçimde ödetilsin.
    ay boyunca harcalamarın vergileri toplanıp ayrıca ödetilsin.

    daha önce de yazdım,
    alışverişte net ödeme yapılsın.

    kdv ötv vs tüm vergiler ayrıca hesaplansın.
    fiş ve faturalarda iri harflerle
    ay sonunda ödenecek vergi
    yazsın.

    ay sonunda sikke sikke
    veya kuruş kuruş ödetilsin!

    kısacası mesela,
    brüt 10.000 adet aldığımız türk lirasının
    nasıl en az 7.000 adet lirasını onlarca kalem kesinti için devletimize ödüyoruz "net" biçimde görelim.

    vatandaş inisiyatifine bırakılınca;
    vergisini ödemedi mi?
    bir kaç ihtar sonrası maaşına haciz konsun.
    vergi kaçırmaya devam ederse cezaevine atılsın.

    sgk primini mi yatırmadı?
    paşa gönlü bilir...emekli olamasın.

    sağlık payını mı ödemedi?
    ölsün ibne...tedavi olamasın.

    bu millet, seçimle gelenlerin,
    cebinden çıkan paraları savurduğunu ancak böyle olursa idrak eder.
    ancak o zaman, şirketlerin s ı f ı r l a n a n vergi borçlarını duyunca
    - du bakalım alloooo nasıl oluyor sayın devlet efendi, höqumet bey?
    diye hesap sorar.

    millî iradesini idareli kullanır...
    kime neyi teslim edeceğini düşünür.

    editto,
    vergi kaçıran veya zamanında ödemeyen tipler için önlem önerileri:
    kamu kurumlarındaki devlet memurlarının maaşları, vatandaşın vergilerinden ödeniyor.
    (tabii onların da kendi maaşından yine gelir vergisi kesiliyor unutmayalım)

    neyse...bu sistemde vergiyi ödemedi mi?
    devletle ilgili her işinde ceza olarak dosyası arkaya atılsın!
    başvurularına geç randevu verilsin,
    mahkemelik olduğunda müştekî ise davası ötelensin, hakkında dava açılmışsa hemen defteri dürülsün!
    hem vergisini dürüst ve zamanında ödemeyecek hem de "eşit" adalet isteyecek öyle mi?
    sürünsün ibne.

    böylece kamu memurları, vergisini dürüstçe ödeyen vatandaşın işlerini öncelikli ve rüşvetsiz yapmış olsun.

  • işyerimdeki bilgisayarımda internet yok. okumak istediğim bazı başlıklardaki entryleri evde notepad'e kaydedip işe getiriyorum. canım sıkıldıkça üçer beşer okuyup gülüyorum. tabi bunu yapmadan önce kontrol merkezinden ayarlara gelip, sayfa başına gösterilecek entry sayısını 100 yapıyorum ki, her seferinde daha çok entry kaydedebileyim.

    kısacası çevrimdışı okuyorum sözlüğü, ama bakınızları ve entry numarası şeklinde verilen linklere tıklayamadığım için bazen çok merak ediyorum.

  • yok çok şarj etme şurada durdur yok şarjını çok tüketme şurada prize tak yok telefonu dikkatli kullan ısındırma cart curt... ebesinin nikahı.

    50 bin lira verdiğiniz bir cihazın kölesi olmayın. vurun semeri çalışsın eşek. en kötü 2 - 3 yıl sonra cihazın değerinin %10'una tekabül eden bir maliyetle bataryayı orijinaliyle değiştirirsiniz geçer gider. bu neyin tantanası?

  • türbanlı bir kız olmanın hayatınıza getireceği 13 fayda başlığıyla hazırlanmış listedir.
    içeriği ise gerçekten çok üzücü.
    normalde ben "kim açık kim kapalı karışmam" demeyi bırak, başını kapatıp 5 kat makyaj yapan sonra duck face selfieler atan, daracık pantolon giyen vs. insana bile karışmam.
    banane yani, herkes kendinden sorumlu. bir kere gelmişiz dünyaya canı istiyosa öyle yapsın önemli olan mutlu yaşamak, insan olmak.. aç bi hayvan gördüğünde için titremiyosa banane başından, siyasetinden..
    ama yaptığın şey trollük bile olsa kimsenin namusuna, anneliğine, kadınlığına öyle 'başı açıklar' diye genelleyerek konuşamazsın. müslümanlıkta hoşgörü vs.yi geç ayıp ya neden yapıyosun ki.
    saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin. kimse türbanlı insanların sıkıntı çekmediğini iddia edemez. ama sıkıntı çektin diye de kimsenin namusuna,anneliğine laf etmene gerek yok. gene kız, eleştir ama bi üslubun olsun.

    'vücudunuzu sadece eşiniz olan kişiye saklamış olursunuz'
    'türbanlı kızlar açık kızlara göre çok daha iyi eş ve anne olurlar. gözleri kocalarından başkasına bakmaz'
    'türbanlı kızların sokakta taciz edilme oranı çok daha azdır' (hele bu söylencek laf değil dostum)
    'türbanlı kızların geneli namuslu ve eteği belinde kızlardır'
    bunlar edilcek laf mıdır?

    edit: haber silinmis.

    haberi elestirme sebebim turbanin ovuluyor olmasi degil, turbani ovmeye calisirken 'basi aciklar'a gereksiz yere hakarete varan yakistirmalarda bulunulmasi, bunun da cift tarafli zarar vermesi. bu gibi haberlerle kapali veya inanci olmayan insanlarda kapalilara karsi nefret olusursa, kapali olup diger bireylere saygili olan kisiler zan altinda birakilirsa herkes birbirinden nefret eder. eminim bu haberi okuyan turbanli insanlar da bu sozlerden rahatsiz olmustur.