hesabın var mı? giriş yap

  • yıllardır yapılan şu goygoydan sonra dikkatimi çeken hadise. ulan niye kimse buna takılmıyor anlamadım? hani nerde sokağa dökülen halkımız. biz oraya annanemizi babannemizi emanet ediyoruz lan diye tepki gösteren yok.

    şaşılacak bir durum. çünkü kızlı erkekli kalmak gerçekten de kültürümüzde yeri olmayan bir statü. sanırım halkın dikkatinden kaçmış bu hadise. yoksa her türlü osmanlı torunları bu olayın üstüne giderlerdi.

  • devlet bir gün geniş ve boş araziye geceleri göz kulak olacak, 1500 tl maaşla bir bekçi almaya karar verir.
    “talimatlar olmadan bekçi nasıl iş yapacak?” bir planlama birimi kurulur ve 2000 tl maaşla iki kişi işe alınır. işleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz diye düşünülerek 2500 tl maaşla da 2 denetmen işe alınır. bir süre sonra bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek diye tartışılır. 3000 tl maaşla bir mali müşavir, bir katip bir de istatistikçi işe alınır.
    bir süre sonra bunlardan kim sorumlu olacak diye düşünülür 7000 tl maaşla bir müdür 4500 tl maaşla iki müdür yardımcısı işe alınır.
    çok geçmeden ülkede ekonomik kriz çıkar. masrafları kısmak için bekçi kovulur.

  • olayın başlangıç tarihi 9 temmuz 2023'dür. cumhuriyet'in yaptığı habere göre otoyol üzerinde yarışan otomobillerden biri yol üzerinde ilerleyen araca çarpıyor ve twitter'da @servusbastii kullanıcı adlı arkadaşımızın babasının ölümüne sebep olup annesini de yaralıyorlar. bugün ise olay günü hem otoyolda yarışıp, hem alkollü şekilde araç kullanan, hem de hiçbir suçu yokken bir insanın ölümüne sebep olan katillerin serbest bırakıldığını öğreniyoruz. biliyorsunuz ki türk adalet sistemi geçtiğimiz senelerde verilen tepkilere göre hareket etmeye başladı bu sebeple sizi tepki vermeye davet ediyorum. aşağıya olayla ilgili tüm kaynakları bırakacağım ve sizden babasını kaybetmiş arkadaşımıza ses olmanızı rica edeceğim. bu başlığı ne kadar yukarı taşırsak sesimizin duyulma ihtimali o kadar artacaktır, unutmayın ki orada o gün ölen siz de olabilirdiniz sizin babanız da olabilirdi ve katilleriniz şu an elini kolunu sallaya sallaya geziyor olabilirdi. lütfen destek olalım.

    twitter 1
    cumhuriyet gazetesi haberi
    video
    bilirkişi raporu
    adli tıp ve polis raporları
    alkol testi
    kamera kaydı
    instagram hesabı

    edit: sorulan sorular üzerine arkadaşımız adli kontrol şartı ile serbest kaldıklarını ayda iki kere imza atacaklarını söyledi şu anlık hukuki açıklaması böyle olduğunu belirtti

  • evvelce yazıldı mı bilemiyorum fakat benim en cok dikkatimi ceken nitelikleri; her turlu patavatsızlıgı ve densizligi yapıp agzına geleni soyledikten sonra dobrayım ben demeleri...

  • son 15 senedir bu lafı duyuyorum, bir bokun değiştiğine henüz şahit olmadım.

    o 4-5 dil bilen insanlar da, eskiden ne kadarlarsa, şimdi de o kadarlar.

    ve hala insanlar ingilizce'yi bile konuşamıyor.
    gençler "4-5 dil biliyor herkes" diye tırsmasın yani.

    - ingilizce şart
    - ne ingilizce'si akif? artık 4-5 dil biliyor millet. tek ingilizce yeter mi?
    - ispanyolca öğrenmek lazım.
    - asıl çince çince!
    - rusça da iyi
    - tabii... rusça iyi...

  • kadın: k
    erkek: e

    k: çok yorgunum saatlerdir çalışıyorum ya
    e: bakimm ;)))))

    k: yemek yapıyorum, sonra konuşalım.
    e: at bakim ne yapıyosun ;))))

    k: hastanedeyim ya serum taktılar
    e: bakimm, boydan olsun ama serum da gözüksün*

    şeklindeki diyaloglara ev sahipliği eden başlık.

  • 75-80 yaslarinda bir "dede"nin nişantaşı'nda kaldırımda şaşkınlıkla etrafa bakışı, ayaklarının dibinde 2 file portakal, biri patlamış ve kaldırıma saçılmış...bastonuyla portakalları kendine doğru yuvalarması, yanindan solaryum karası bir kadının hayret ve şaşkınlıkla, portakallardan birinin üstünden atlaması, hemen sonra portakal değip de pisletti mi acaba diye beyaz topuklu çizmelerine bakması ve hızla uzaklaşması... dedenin şaşkın yüzünün asılması, ve buna daha fazla dayanamayıp kırmızı ışıkta duran ve içinden olayların izlendiği dolmuşu terk etmek, dedeye doğru yürümek...

    bir gün kadiköy - beşiktaş vapurunda bir evsizi göze kestirmek, uzaktan izlemek, elinde kocaman ağzına kadar dolu büyük boy bir çöp torbası olduğunu görmek, geminin kıç tarafına yöneldiginde martılara ekmek getirmiş olduğunu fark etmek, insanların ondan uzaklaşması, içeri girmesi, belki kaçması, korkması...sonra yanına gitmek, dönüp "sen de atmak ister misin?" demesi... koluna girmek...birlikte dakikalar geçirmek...onun bir seylerin "daha fazlasi" olduğunu idrak etmek...

    kalamışta sokak aralarında akordeon çalan gencecik bir çocugun, 3-5 hafta üstüste aynı sokağa gelişi, apartmanlardan para atanlar oldukça, onların evlerinin altında daha uzunca kalarak boşnak veya rus ezgileri çalması, 1 hafta kadar sonra artık gelmediğini fark etmek...

    5 yaşında bir çocugun kendinin 5 katı yaşında birine "ne güzel olurdu sen çocuk olsan" demesi...

    karganın tekini çatıdaki su birikmiş olukta, gagasıyla çevirmek suretiyle, ekmeğin iki tarafını da ıslatırken yakalamak...