hesabın var mı? giriş yap

  • filenin sultanları sayesinde futbol dışında bir spor olduğunu hatırlamamızla birlikte dikkatleri üzerine çeken organizasyon olmuşken şu an ne durumdayız ve hangi tarihlerde hangi sporcularımızın mücadelesi var bir listeleyelim. eksiğimiz olursa affola

    güreş:

    en çok madalya kazandığımız spor dalıdır. olimpiyat kotası almış sporcularımız
    erkekler serbest 57 kg dünya ikincimiz süleyman atlı
    erkekler serbest 125 kg dünya ve olimpiyat şampiyonumuz taha akgül
    erkekler grekoromen 97 kg olimpiyat üçüncümüz cenk ildem
    erkekler grekoromen 130 kg olimpiyat ikincimiz ve dünya şampiyonumuz rıza kayaalp
    kalan kotalar için 19-22 mart’ta avrupa elemeleri, 30 nisan – 3 mayıs’ta dünya elemeleri yapılacaktır.

    basketbol:

    12 dev adam 23-28 haziran 2020’de olimpiyat elemeleri oynayacak. grubunda uruguay ve çekya var. grubunda ilk ikiye girmesi gerekiyor bir üst tura gitmek için diğer grupta ise yunanistan, çin ve kanada var. bu potadan 1. çıkması halinde olimpiyat vizesi alacak.
    potanın perileri maalesef olimpiyat şansını kaybetti.

    ekleme: 3x3 basketbolda ise erkeklerde milli takımımız olimpiyat elemeleri turnuvasına katılma hakkı elde ederken kadınlarda olimpiyat şansımızı kaybettik. erkek milli takımının maçları mart ayı içerisinde olacaktır. olimpiyat kotası elde etmesi pek mümkün görünmemektedir.

    futbol:

    sektörde olimpiyat oyunları önemsenmediğinden genç takımların katıldığı turnuvalardan kotalar verilmektedir. ne erkeklerde ne kadınlarda katılma hakkı elde edemedik.

    ozhakikitosunpasa'nın uyarısıyla ekleme: kadınlarda a milli düzeyinde yapılıyor.

    atletizm:

    erkekler 200 m’de madalya umudumuz dünya şampiyonumuz ramil guliyev.
    erkekler 400m engellide 2016 olimpiyatları bronz madalyalı, 2017 dünya ikincisi atletimiz yasmani copello
    kadınlar 5000m ve 10000m ’de kenya’dan devşirme sporcumuz yasemin can
    erkekler maratonda etiyopya asıllı mert girmalegesse, kenya asıllı polat kemboi arıkan ve kenya asıllı kaan kigen özbilen
    erkekler 20 km yürüme’de 2019 u23 avrupa ikincisi salih korkmaz
    kadınlar 20 km’de 2018 u20 dünya ikincisi ve 2019 u20 avrupa şampiyonu atletimiz meryem bekmez
    erkekler üç adım atlamada 2019 u 23 avrupa şampiyonu atletimiz necati er
    erkekler çekiç atmada 2019 universiad şampiyonu atletimiz özkan baltası
    kadınlar cirit atmada 2019 u 23 avrupa ikincimiz eda tuğsuz.
    diğer her branş için dünya sıralamasına göre 1’er kontenjan daha var belki ramil guliyev 100m’de katılabilir.

    jimnastik:

    erkekler all-around’da avrupa üçüncüsü jimnastikçimiz ferhat arıcan
    erkekler halkada tarihteki tek dünya şampiyonu jimnastikçimiz ibrahim çolak
    erkekler paralel barda dünya ve avrupa ikincisi jimnastikçimiz ahmet önder
    kadınlar all-around’da 16 yaşındaki genç jimnastikçimiz nazlı savranbaşı
    katılmayı hak eden jimnastikçilerimiz. 30 nisan-3 mayıs’ta avrupa kadınlar artistik jimnastik şampiyonası, 27-31 mayıs avrupa erkekler artistik jimnastik şampiyonası ve 21-24 avrupa ritmik jimnastik şampiyonasında olimpiyat kotaları var.

    yüzme:

    olimpiyata katılmayı garantileyen sporcularımız:
    erkekler 100 m kurbağalamada berkay ömer öğretir 59.54 yüzerek olimpiyat vizesi aldı. 21 yaşındaki genç sporcumuzdan bu olimpiyatlarda zor olsa da paris 2024’te madalya beklemekteyim.
    kadınlar 800 m ve 1500 m serbestte beril böcekler 15 yaşındaki bu kızımız avrupa gençler yüzme şampiyonasında her iki dalda da gümüş madalya kazandı. gelecek vaat eden sporcularımızdandır.
    kadınlar 200 m karışıkta viktorya zeynep güneş. ukraynadan devşirme sporcumuzdur. 2.12,40’lık derecesiyle olimpiyat vizesi aldı.
    maalesef başka sporcumuz olimpiyata katılabilecek dereceyi elde edemedi. belki b kategorisinden katılmayı başarabilen sporcularımız olabilir.
    yüzme başlığının alt kollarından su topu’nda ise milli takımımız henüz katılmayı başaramadı katılması da mümkün gözükmüyor. meraklısı için 14-26 ocak tarihleri arasında avrupa su topu şampiyonası var. milli takımımız orada mücadele verecek. şampiyon olimpiyat vizesi alacak.
    yüzme başlığının diğer alt kolları dalış ve artistik yüzmede katılan veya katılma ihtimali olan sporcumuz yok. meraklısına 30 nisanda olimpiyat elemeleri var katılan sporcumuz yok.

    karate:

    ilk defa bu sene olimpiyatlara alınan spor dalı ülkemizin dünyada söz sahibi olduğu spor dallarındandır. 6 nisan 2020 itibari ile dünya sıralamasına göre belirlenecek. karate federasyonu sıkletleri ile olimpiyat sıkletler farklı olduğundan sıkletlerindeki ilk 2 sıradakiler katılacak ilave kotalar için 8-10 mayıs’ta olimpiyat elemeleri yapılacaktır. 4 tane kota ise davetiye usulü belirlenecektir. günümüz itibari ile sporcularımızın durumu şöyledir:
    erkekler kata: ali sofuğlu 3. sırada kesin katıldı
    erkekler -67kg: eray samdan4. sırada sıralamadan katılamadı ama elemelerde şansı yüksek
    erkekler -75kg: erman ertemur9. sırada sıralamadan katılamadı ama elemelerde şansı yüksek
    erkekler +75kg: uğur aktaşşampiyon sporcumuzun katılması kesin.
    kadınlar kata: dilara eltemur 8. sırada sıralamadan katılamadı ama elemelerde şansı yüksek
    kadınlar -55 kg: serap arapoğlu şampiyon sporcumuzun katılması kesin
    kadınlar -61 kg: merve çoban 4. sırada kesin katıldı
    kadınlar +61 kg: meltem akyol 13. sırada sıralamadan katılamadı ama elemelerde şansı düşük

    neredeyse tüm sikletlerde katılım sağlama ihtimalimiz var.

    tekvando:

    madalya kazandığımız spor dallarından henüz servet tazegül’ün izinde bir erkek sporcumuz kota elde edemese de kadınlar da tüm sıkletlerde katılım sağlandı:
    kadınlar -49 kg: 2019 dünya üçüncümüz rukiye yıldırım

    düzeltme: let it rollun uyarısıyla kadınlar -57 kg: 2015-2019 dünya şampiyonumuz hatice kübra ılgın
    irem yaman ve hatice kübra ılgın federasyon sikletlerinde farklı sikletlerde olmasına rağmen olimpiyat sikletleri aynı olduğundan ikisi birden maalesef katılamıyor. irem yaman dünya sıralamasında 3. hatice kübra ılgın 5. olsa da son şampiyona da hatice kübra irem'i yendiğinden federasyon hatice kübra'yı gönderme kararı almış. keşke ikisi de katılabilseydi.

    kadınlar -67 kg: 2012 olimpiyat ikincimiz, 2016 olimpiyat üçüncümüz, 2017 dünya şampiyonumuz nur tatar
    kadınlar +67kg: 2019 dünya üçüncümüz nafia kuş.
    erkek sporcularımız için 24-25 nisan’da avrupa elemeleri var.

    okçuluk:

    henüz katılmayı garantileyen sporcumuz yok. fakat 20-26 mayıs’ta antalya’da olimpiyat elemeleri var. ayrıca 22-28 haziranda berlinde bir eleme daha var.

    judo:

    25 mayıs 2020 itibari ile dünya sıralamasına göre kotalar belirlenecektir. günümüz tarihi itibari ile kesinleşen veya katılma ihitimali olan sporcularımız:
    erkekler -60 kg: mihraç akkuş 37. sırada katılması zor görünüyor.
    erkekler -73kg: bilal çiloğlu4. sırada kesin katıldı.
    erkekler -85kg: vedat albayrak 3. sırada kesin katıldı.
    erkekler -90kg: mikail özerler 6. sırada kesin katıldı.
    kadınlar -48kg: gülkader şentürkkıta kotasından katılma ihtimali var.
    kadınlar -52 kg: irem korkmaz 32. sırada katılma ihtimali zor.
    kadınlar +78 kg: kayra sayıt 8. sırada kesin katıldı

    halter:

    30 nisan 2020 tarihi itibari ile dünya sıralamasına göre kotalar belirlenecektir. halterde erkekler için 7 kadınlar için 7 siklet olmasında rağmen ülkeler en fazla 4'ü erkek 4'ü kadın olmak üzere 8 halterci gönderebilecektir. her siklet için kontenjan 14'tür.

    badminton:

    1 ocak 2020 itibari ile dünya sıralamasına göre yapılan değerlendirmede
    sadece bayanlar tek de olimpiyat gediklimiz neslihan yiğit katılabiliyor.

    boks:

    13-23 mart’ta avrupa kıta elemeleri kota alamayan sporcular için ise 13-24 mayıs’ta dünya elemeleri var.

    atıcılık:

    erkekler 25m pistol özgür varlık
    erkekler 10m kavalı tabanca ismail keleş ve olimpiyat gediklimiz yusuf dikeç
    kalan kotalar için 23 şubat 3 mart, 6-20 mayıs ve 17-28 mayısta avrupa şampiyonaları ve avrupa olimpiyat elemeleri var.

    yelken:

    erkekler finn – 2016 olimpiyat 13. sü alican kaynar (dünya 9.su)
    çiftler 470- deniz çınarateş çınar (dünya 13.sü)
    kadınlar rsx: dilara uralp (dünya 36.sı)
    kadınlar laser: nazlı çağla dönertaşecem güzel (dünya 10.su)

    eskrim:

    18-19 nisan 2020’de avrupa elemeleri var. 2016 rio’da irem karamete olimpiyatlarda mücadele etmiş ve ilk turda elenmişti.

    bisiklet:

    yol yarışında 2 sporcu kotası elde ettik. 2016’da onur balkan ve ahmet örkenmücadele etmişti.

    kano:

    katılmamızın zor olduğu sporlardan meraklısına 15-17 mayıs 2020’de avrupa şampiyonası var. 2016’da devşirme sporcumuz lasma liepa 2 dalda yarıfinale kadar yükselmişti.

    hentbol:

    katılamadığımız spor dallarından birisi. meraklısına 17-19 nisan erkekler olimpiyat elemeleri, 20-22 mart’ta kadınlar olimpiyat elemeleri ve 10-26 ocak’ta erkeler avrupa şampiyonası var. milli takımımız katılmıyor.

    modern pentatlon:

    henüz katılmayı hak eden sporcumuz yok. 23-31 mayıs’ta dünya şampiyonası var. 2016’da kadınlarda ilke özyüksel katılmış ve 35. olmuştu.

    masa tenisi:

    henüz katılmayı hak eden sporcumuz yok. 22-26 nisan’da dünya, 8-12 nisan’da avrupa olimpiyat elemeleri var.

    kürek:

    henüz katılmayı hak eden sporcumuz yok. diğer kotalar henüz belli değil. 2016’da hüseyin kandemir ve cem yılmaz erkekler hafif sıklet çiftlerde katılmışlar ve 16. olmuşlardı.

    binicilik:

    yabancısı olduğumuz bu spor dalında kota elde eden sporcumuz bulunmamaktadır. 2016 yılında ömer karaevli katılmış 61. olmuştu.

    beyzbol, softball, hokey, golf, rugby, skateboarding, tırmanış, sörf, tenis, triatlon bize uzak şeyler zaten.

  • tam hali "2018 dünya kupası primlerinin ampute milli futbol takımı'na verilmesi" olan başlık.

    2018 dünya kupası'na katılınması halinde a milli futbol takımı'na yüksek meblağlarda bir prim ödenecekti. bu ödenek madem hazırdı, prim ampute milli takım'a dağıtılsın. hiçbir beklentileri olmadan, formayı hakkıyla terleten bu çocuklar o paranın her kuruşunu hak ediyor. güle güle yesinler. belki birileri de hak ederek para kazanmanın değerini tekrar hatırlar.

    change.org'da kampanya başlatıldı. imza için

  • mütecaviz masalarda sevdayı
    biz tükettik, biz öldürdük.
    mücrimdik belki de
    ezelden belayı
    biz çağırdık, biz sündürdük
    aşkın rakı,
    aşkın balık,
    aşkın domates ve havuç,
    aşkın anason kokuyor.

  • dünkü brezilya-almanya maçından sonra alman sosyal medyasında hakkında "joachim istifa etmeli, maçta gol atmayan oyuncular vardı. böyle laubalilik olmaz." diye geyikler dönen adamdır.

    o değil de adamın dün akşamdan beri yaşadığı mutluluğu, keyfi ve tatmini düşünüyorum. ben olsam uyuyamam balkonda falan ulurdum herhalde sabaha kadar.

  • hem evet hem de hayır olarak yanıtlanabilecek soru. hayır cevabı üzerinden gidecek olursak;

    ilk olarak sadece içerisinde bulunduğumuz güneş sisteminin yine içinde bulunduğumuz samanyolu galaksisindeki konumuna bakalım görsel. koca samanyolu galaksisi içerisinde bizimki gibi yaklaşık 200 milyar gezegen bulunduğu tahmin ediliyor. bu sadece orta büyüklükteki samanyolu galaksisindeki tahmini gezegen sayısı. içerisinde 100 trilyonlarca yıldızın olduğu daha büyük galaksiler de bulunmaktadır.

    tüm bu milyarlarca galaksi içerisinde yer alan trilyonlarca belki de katrilyonlarca gezegenin içerisinde gerçekten bizim gibi karbon temelli başka bir uygarlığın gelişmemiş olması pek de olası durmuyor. hâlihazırda 1800'den fazla yaşanabilir ötegezegen bulunmuş durumda.

    tabii sadece karbon temelli canlılık da olmayabilir. evrende ve belki de samanyolu galaksisinde silikon temelli canlılık da oluşmuş olabilir. muhtemelen evrendeki en yaygın elementlerden olan karbona nazaran daha düşüktür ancak hiç yoktur demek de pek mümkün değil.

    tüm evrendeki yaşanabilir gezegenlerin sayısını tam olarak bilmek ya da hesaplamak mümkün olmasa da sadece samanyolu galaksisinde 300 milyon ile 6 milyar arasında yaşanabilir gezegen olduğu tahminleri yapılıyor.

    dolayısıyla tüm bu yıldız sistemlerinde ve gezegenlerde akıllı bir yaşam formunun oluşmamış olduğunu düşünmek bakış açısına göre fazla iyimser ya da kötümser bir tahmin olarak değerlendirilebilir.

    sorunun cevabını evet olarak kabul edecek olursak;

    ilk olarak akıllı yaşam formları oluşmuş olabilir ve şu an yok olmamış ve medeniyetlerini devam ettiriyor olabilirler. ancak kurdukları medeniyet tıpkı bizimki gibi daha henüz kendi güneş sistemlerinden insanlı yolculuk yapacak kadar gelişmemiş olabilir. bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz gibi sistemler ve galaksiler arasında çok kısa sürede seyahat edecek seviyeye gelmemiş olabilirler. bu şartlar altında milyarlarca medeniyet var olsa bile bence evrende yalnızız diyebiliriz çünkü iletişim kuramıyoruz, temas gerçekleşmiyor.

    evrende, kendi galaksisinde oldukça hızlı şekilde seyahat edecek kadar gelişmiş bir medeniyet ya da medeniyetler olduğunu düşünürsek bu sefer de bu medeniyetler için biz hayvanat bahçesindeki maymunlardan farksız olabiliriz. bizi kaale bile almıyor olabilirler.

    belki de böyle birden çok medeniyet oluştu ve kendi kendini yok etti ya da bu medeniyetler bir noktada savaşarak birbirlerini yok etti. dolayısıyla belki bize ulaşabilecek olan medeniyetler vardı ancak yok oldular.

    yaşanabilir ötegezegenler kaynak
    karbon temelli hayat neden yaygın kaynak
    silikon temelli canlılık kaynak
    yaşanabilir gezegen sayısı kaynak

  • millet ikinci dozu bitirdi üçüncü dozu vurdurmaya başladı* ancak hala hakkında gırla dedikodu dönüyor.

    öncelikle:

    - corona / korona ispanyolca (ve belki latince) taç* demektir ve korona virus, yuvarlağımsı şeklinin etrafındaki taçlardan ötürü bu ismi alır

    - işte bu vurduracağınız mrna aşısı da en basit tabirle o taçları vücuda tanıtıyor ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini öğretiyor

    - mrna ile önceden eğitim yapmış olan vücut bağışıklık sistemi de gerçek taç başlıklı covid'i görünce allah verdi demeden başlıyor kenetlenip vurmaya

    - bunu da işte her 100 olayın 95'inde başarıyla yapıyor ki pfizer biontech aşısının %95 başarı oranı böylece ortaya çıkıyor

    - mrna nucleus içine girmediği için dna'nızı değiştirmiyor. hoş girse de nasıl değiştirecek o ayrı konu

    - türkiye'nin üzerinde en azından burada oynanan herhangi bir oyun yok. bütün israil ve amerika birleşik devletleri'nin çoğunluğu bu aşıyı kullandı. israil bu aşı sayesinde covidden ölen sayısını sıfırladı

    - son olarak uğur şahin ve özlem türeci'ye sevgiler, saygılar ve teşekkürler

    haydi hayırlı vurdurmalar.

  • 1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.

    eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)

    1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.

  • --- spoiler ---

    arya'nın bir odaya sığınmış insanları ''burada ölürsünüz, beni takip edin' diyerek bir kısmını dothrakilere bir kısmını ejderhaya yem etmesi akasya durağı tadında harika bir sahneydi.
    --- spoiler ---

    edit: spoiler uyarısı eklendi.

  • lozan'ı yad ederek doğru bir iş yapmıştır. lozan bu ülkenin tapusudur!

    o değilde alo fatih diyenlere kaç kere o fatih'in fatih altaylı olmadığını söylememiz gerekiyor? bu kadar gerizekalı mısınız?

  • eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .

    bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...

    neyse..

    ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.

    bakakaldik ardindan.

  • 4 kür aldığım kemoterapi( akıllı ilaç) 1 ay kadar nefes almamı sağladı. dayanılmaz karın ağrılarım geçtiği için, aldığım kemoterapiyi bir kez olsun kendime dert etmedim.
    tedavi bittikten sadece bir hafta sonra ağrılarım tekrar başladı. bunun ne anlama geldiğini biliyordum, işe yaramadı.
    yapabilecek hiçbir şeyim yoktu, oturdum ağladım. hıçkıra hıçkıra ağladım. elbet bir çaresini bulacaklar. teşhis konulana kadar 2 ay bu ağrıları çektim, ellerimi ısırdığımı, uluduğumu biliyorum. bir kez daha katlanabilir miyim? çok korkuyorum. çaresizliği yaşamayan bilmiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum. ne dua edecek bir tanrım, ne de oturup anlatabileceğim bir insan var. herkesi kendimden özenle uzaklaştırdım, çünkü çoğu bana "tabuta girmişim" gibi davrandı. sorun değil, kanser, adı bile korkunç. evimi kapattım, anneme taşındım. yanında hep güçlü durmaya çalıştım.
    bugün gidip balkonda sessizce ağladım.

  • böyle düşünen insanlara gaz vereceğini düşündüğüm bir yazıyı izninizle paylaşmak isterim.

    --- spoiler ---

    amerikalı bir iş adamı meksika’nın küçük bir kıyı kasabasında iskeleye oturmuş denizi seyretmektedir. bu sırada bir balıkçı teknesi kıyıya yaklaşır. teknenin içinde bir balıkçı ile birkaç tane de ton balığı vardır. amerikalı, balıkların kalitesini övükten sonra bu balıkları tutmanın ne kadar sürdüğünü sorar.
    meksikalı “çok az sürdü.” diye yanıtlar.
    bunun üzerine amerikalı “o zaman niçin denizde daha uzun kalıp daha fazla balık tutmuyorsun? ” diye sorar. “peki geriye kalan zamanda ne yapıyorsun?” diye sorularını sürdürür.
    balıkçı ailesinin ihtiyacı kadar balık tuttuğunu anlatmaya çalışır.
    amerikalı sormaya devam eder “peki geriye kalan zamanlarda ne yapıyorsun?”
    balıkçı yanıtlar:
    -geç yatarım. çocuklarımla oynarım. karım maria ile öğle uykusuna yatarım. her akşam kasabanın merkezine inerim. dostlarımla şarap içerim. biraz gitar çalarım. dolu ve meşgul bir hayatım var bayım.
    amerikalı balıkçıyı alaylı bir tavırla süzdükten sonra konuşmaya başlar. ”harvard’dan derecem var. sana yardımda bulunabilirim. bunun için balık tutmaya zaman ayırmalısın. kazandıklarınla daha büyük bir tekne almalısın. bu büyük tekneyle kazanacağın paralarla, daha başka tekneler alabilirsin. böylece bir balıkçı filosu kurabilirsin.”
    balıkçının dikkatle dinlediğini gören amerikalı konuşmasını tam gaz sürdürür.
    “tuttuğun balıkları bir aracıya satacağına doğrudan onları işleyenlere satarsın. sonunda kendi fabrikanı açarsın sonra da bu küçük kasabadan ayrılır önce mexico city’e ardından los angeles’e oradan da new york’a taşınıp kendine ait bir firma açıp onun başına geçersin.”
    balıkçı sorar “peki bayım tüm bunlar ne kadar sürede olur?”
    “15 veya 20 yıl.” diye yanıtlar amerikalı.
    balıkçı sorar “sonra ne olacak bayım?”
    amerikalı gülerek konuşmaya başlar “hikayenin en güzel kısmı da bu ya.” der ve konuşmasını sürdürür “zamanı geldiğinde şirket hisselerini halka satar, milyon dolarların olur. çok zengin olursun.”
    balıkçı “sonra ne olacak bayım?” dedikten sonra amerikalı yanıtlar “sonra emekli olursun. geç yatacağın, akşamları bir şarap evinde, dostlarınla şarap yudumlayacağın, gitar çalacağın, küçük bir sahil kasabasına taşınırsın.”
    --- spoiler ---

  • izmir'de akıllı kartın (akbil gibi, kartın metal kısmını otobusteki aygıta değdiriyon, bip sesi geliyor, geçiyon) ilk çıktığı zamanlar, teyzenin biri bu kartı ilk kez kullanıyor, nasıl kullanılacagını da bilmiyor, kartı şoföre (paso gösterir gibi) gosteriyor, şoförün cevabıyla ortam yarılıyor: biiiiipppp