ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
les triplettes de belleville
-
izlediğim en güzel ve en absürd görüntülere sahip animasyon film, animasyon derken bile düşünüyorum cünkü bu tür filmlerin doğasına tamamen ters,yani karakterlerde ne alıştığımız amerikalı disney karakterlerinin sevimliliği ne de japon anime karakterlerinin hareketliliği var, diyaloglar nerdeyse yok denecek kadar az, romantik filmler neyse de bir çizgi filmde iki kişi nasil bakışarak anlaşir, bir çizgi karakterin gözlerinden nasil mutsuzluk fışkırır görmediyseniz, bu filmde görmeniz mümkün.
konusu da enteresan, yetim torunu ve köpeği ile birlikte yaşayan yaşli madam suozonun tek isteği torununun bisiklet yarışında şampiyon olmasıdır, ama malesef torun yarışta kötü insanlarca, obezlerle dolu büyük bir şehre kaçırılır, olaylar gelişir.
filmin en güzel yanı da her şey bir ritm üzerine kurulmuş gibi, bu yüzden diyalogun eksikliğini hissetmiyorsunuz, yani madam suozo nun sakat ayağindaki garip ayakkabısı ile her adım atışı, brunonun havlayışı, melankolik torunun pedal çevirişi bile bir ritm içersinde, buna bir de kurbağalari bile bir ritm duygusuyla yiyen belleville üçlüsünün müziği, new york göndermesi olan şehrin gürültüsü ve kötü adamların silah sesleri eklenince ortaya mükemmel bir senfoni çıkıyor. defalarca izlenebilir.
oxford ve harvard üniversiteleri üniversitesi
-
şöyle kafa dengi 1-2 profesör, bir de merkezi yerde kelepir bir apartman bulursam (kapanmış dersane filan varsa en idealı o aslında) açmayı düşlediğim üniversite.
ki insanlara "hangi üniversiteden mezunsun?" diye sorduklarında "oxford ve harvard üniversiteleri" diyebilsinler. göğüslerini gere gere.
gerek eğitim kadrosu gerek yenilikçi yönetimi gerekse sosyal imkanları olarak devrim....yaratmayacak bir üniversite şimdi doğruya doğru.
ama işte ücretsiz kablosuz internet olur. bir iki pinpon masası koyarız. sigara odası, kantini filan olur. yeter bence.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
17 ağustos 1999 depremindeki yağmacılar
-
bugün deprem olurken aklıma ilk gelenler bu yağmacılar oldu.bu yaratıklar kamyonlarla deprem bölgesine gelip bir sürü iğrenç olaya imza atmıştır.yukarıda yazılmış ben de ekleyeyim.askerde bir jandarma astsubaydan bizzat duymuştum.yıkılan bir evin molozlarını kaldırırken bileklerinden elleri kesilmiş 2 kişi çıkarmışlar.zar zor ayakta kalmış bir evin bahçesinde üst üste yığılmış televizyon ve müzik setleri bulmuşlar.ayrıca ordunun getirdiği malzemeleri çalmaya çalışanlar yüzünden havaya ateş açılmış ve vurulan bir kaç kişi görmüş.
durum değişti mi hiç sanmam.üstüne bir de ne idüğü belirsiz suriyeliler ve afganlar eklendi.istanbul'da büyük bir deprem olduğunda ortaya çok daha vahşi bir tablo çıkacak.insanı depremden çok bu ürkütüyor.
atatürk heykelini sökenlerin zafer pozu vermesi
-
yıl 1924 atatürk türkiyesi, aynı yıl çıkartılan 407 sayılı "çay, fındık ve turunçgil üretimini teşvik kanunu". rize'de çay üretimi ve çay tarımı ile böyle başladı. çok sevdi rizeyi çay yıllarca gelişti, fabrikalar kuruldu, ekmek yedi, çoluğunun çocuğunun karnını doyurdu rizeliler... ve atatürk'e teşekkürünü böyle ediyor.
ne diyor şair
fazla geldiyse size hürriyet cumhuriyet
özlemini çekiyorsanız saltanatın sultanın
hala önemini anlayamadıysanız millet olmanın
kul olun ümmet kalın fetvasını bekleyin şeyhülislamın
unutun tüm dediklerimi
yıkın heykellerimi
dağ evi + hatun + internet + 1000 kitap + ps4
-
hatun mutsuz olur, hayati size cehenneme cevirir.
mackolik.com'un yaran üye yorumları
-
bugün biten montpellier - dijon maçı sonrası;
meded - 1191632 - 15.10.2011 21:41:32
oha yaaa son macım 4.6 gol dedık 7 oldu hay ben bole sansın gokten sıbel kekıllı yagsa bıze murat kekıllı duser amk gıdım ıcım barıı
eğer diktatör görmek istiyorsanız tarihinize bakın
-
ahaha dediğim islamcı akpli açıklaması.
evet adamlarda diktatör vardı, en sonunda öldürüp haftalarca direkte asılı beklettiler.
bir de seçim falan demeyelim lütfen ki seçim kazanmayan diktatòr neredeyse yok,
sen devletin tüm kurumlarını parti teskilatı gibi kullan,
80 bin cami ve tüm diyanet kurumları direk senden gelen propaganda metinlerini okusun,
polis-asker muhalif bastirmaktan başka bir işe yaramasın,
devlet hazinesinden kendine ait 9378383 tane yayın kuruluşu oluştur ve 7/24 propagandanı yapsınlar,
yargı muhalif parti başkanları dahil tüm fark yaratabilecek muhalifleri tutuklatsın,
ilçe başkanların bile mahkeme sonuçlarına karar versin,
üstüne ohal ilan et bu şartlar altında seçime gidilsin ve yetmesin milyonlarca mühürsüz oy sayılsın sonra kalk seçim kazandım de.
daha tüm bunlara rağmen beğenilmeyen seçimlerin yenilenmesi, daha da olmazsa kayyum atanması gibi durumalar da var.
bu seçim meselesine ancak cahillikten tarikat şeyhlerine kendini badeleten kitle inanır.
atatürk'ün inşaat izlerken çekilmiş fotoğrafı
-
boşuna ata sporu demiyoruz
düzenleme: bu kadar beğenileceğini tahmin edemedim. debe olsaydı kesin girmiştim be.
çocukken yapılan abukluklar
-
yaş beş, annem bana sıkı sıkı kimseden para ve çikolata almamam gerektiğini tembihlemiş.
babamın dayısına oturmaya gittik, haceli dayı bana para uzattı, al kendine gofret al dedi.
almam dedim, al dedi, almicam dedim, alsana yav dedi, çok sinirlendim, almıyorum senin ağzına sıçarım diye bağırdım.
sonra dayak yedim sanırım.
600 bin ukraynalı
-
300.000 tanesi kız olsa, 150.000 tanesi güzel olsa, 75.000 tanesi benim yaş aralığıma hitap etse, 37.500 tanesi bana yüz verse, 18.750 tanesini ben beğensem..
süper haber!