hesabın var mı? giriş yap

  • ust edit 2: para bank of america'daki hesaba iade edildi. subedeki görevlilere ve elbette asıl burada destek veren tüm arkadaslara cok tesekkur ederim.

    edit: biraz önce şubeden aradılar. oldukça kibardılar, kendilerine teşekkür ediyorum. sorunun yarın, ya da saat farkı dolayısıyla en geç pazartesi çözüleceğini ve paranın hesaba geçeceğini söylediler. şube müdürü hanımefendiye ve yardımcısı beyefendiye nezaketleri ve ilgilerinden dolayı tekrar teşekkür ediyorum. umarım dedikleri gibi yarın ya da en geç p.tesi sorun çözülür. ona göre yine editlerim burayı.
    ama asıl teşekkürü burada destekleyen ve attıkları mesajlarla bana yol göstermeye çalışan tüm suser arkadaşlara ediyorum. özelden yazıp önerdikleri çözümler çok yerindeydi. umarım bir daha böyle bir sorun yaşanmaz ama yaşanırsa o öneriler çok yardımcı olacak, orası kesin.

    bu sene bankalarla sınanıyorum.
    teb'in bank of america ile anlaşması var. günlük 1000 dolar limitle teb atmlerinden bank of america banka kartıyla para çekebiliyorsun.
    14.12.2023'te teb çiftehavuzlar şubesi'ndeki atm'den 1000 dolar çekme işlemi yaparken makine bir anda arızaya geçti ve parayı vermedi. ama para bank of america'daki hesaptan da düştü.
    şubeye söyledik, "müşteri hizmetlerini arayın, talimat versinler atm'yi açalım" dediler. müşteri hizmetlerini aradık, "bizle ilgisi yok şubeyle halledin" dediler. tekrar şubeye gittik, bu defa dilekçeyle başvuru aldılar.
    dün de telefonla arayıp durumu sorduğumuzda, "evet atm'de yapılan kontrolde 1000 dolar fazla çıktı. ama parayı size ödeyemeyiz. hesabınıza geri de yatıramayız. siz bank of america ile probleminizi halledin" dediler, iyi mi?
    paraya senin makinen el koymuş, "fazla çıktı evet" deyip bunu kabul ediyorsun ama parayı bana vermiyorsun, hesaba iade de yapmıyorsun, "git amerika ile sorununu çöz" diyorsun. benim problemim bank of america ile değil ki, senle!
    benzer problem yaşayıp, sorununu mahkemelik olmadan çözen prosedürden haberdar bir arkadaş varsa ve yardımcı olabilirse çok makbule geçer.

  • zaten çok güzel olan 48 yaşındaki annemin birkaç hafta önce yaptırdığı gençlik aşısı sonrası yüzündeki gözle görülür değişiklikle daha da gençleşmiş ve güzelleşmiş haline olan kıskançlığımı sindirdikten sonra bu aşıyı yaptırmak ya da hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için küçük bir bilgi vermek istedim.

    gençlik aşısı ile derinin su tutarak kuruluğunun giderilmesi, içerdiği amino asit ve peptidlerle deride yaşla birlikte azalan kolajen ve elastin sentezinin artması hedeflenir. böylelikle cilt daha parlak, daha canlı görünür ve yaşlanma etkileri azaltılabilir.

    gençlik aşısı cildinizde zamanın, dış koşulların (özellikle güneş ışınlarına direkt maruz kalmak), beslenme yanlışları (az su içmek gibi) ve maruz kalınan toksik etkenlerin sonucunda oluşan ince kırışıkların, deformitelerin ve sarkmaların tedavisinde kullanılan bir mezoterapi yöntemidir. gençlik aşılarının içeriğinde hyaluronik asit, somon dna'sı vitaminler, mineraller ve çeşitli proteinler bulunur. ürünün kalitesini ve etkinliğini içerdiği hyaluroronik asit belirler. bu içerik ne kadar yüksekse sonuç o oranda etkili olur. çünkü hyaluronik asit ağırlığının 100 katı kadar su tutar ve bu da cildin daha parlak ve daha genç görünmesini sağlar. deride su tutan bir molekül olan hyaluronik asit nem aşısı olarak da bilinir.

    gençlik aşısı ile deride su tutarak kuruluğun giderilmesi, içerdiği amino asit ve peptidlerle deride yaşla birlikte azalan kolajen ve elastin sentezinin artması hedeflenir. böylelikle cilt daha parlak ve canlı görünürken yaşlanma etkileri de azaltılabilir.

    çokomelli uyarı!!!

    işlem öncesi kullanılan ilaçlar veya işlem yapılacak bölgede bir döküntü varsa, özellikle coumadin ya da aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanmı söz konusuysa bu bilgilerin doktor ile paylaşılması ve ilaç kullanımının işlemden birkaç gün önce doktor kontrolünde bırakılması gerekmektedir. ayrıca dudakta ya da yüzün herhangi bir bölgesinde uçuk varsa kesinlikle işlem yaptırılmamalıdır. bu kural yüze uygulanan botoks, dolgu ve prp gibi işlemler için de geçerlidir.

    bu işlemin en güzel yanlarından biri de gençlik aşısında yaş sınırı olmaması.. doktorunuz öneriği taktirde özellikle 30'lu yaşlardan sonra deride hyaluronik asitin azalması ile ortaya çıkan nem ve volüm kaybının tedavisinde kullanılabilir. gençlik aşıları tüm yüz işlemlerinde ve vücutta, özellikle yüz, boyun, el ve dekolte gibi bölgelerde güvenle uygulanabilir.

    uygulama öncesi lokal anestezik bir krem sürüldükten sonra deri temizlenir ve ilaç doktor tarafından ihtiyaç duyulan bölgedeki deri altına çok küçük iğnelerle enjekte edilir. işlem toplam 15-20 dakika sürer ve doktor önerisi ve kullanılan ilaca göre 2-4 seans arasında uygulanabilir.

    işlem sonrası hamam, sauna gibi sıcak sıcak ortamlardan uzak durulması ve işlem yapıldığı gün banyo yapılmaması önerilir. ertesi gün makyaj yapılabilir ve bol su içilmesi önerilir.

    işlem yapılan alanda kızarıklık ve/veya morarma oluşabilir (annemde morluk olmadı sadece kısa süreli kızarıklık oluştu). alerjik reaksiyonlar çok nadirdir ama alerji öyküsü bulunan hastaların doktoru bilgilendirmesi gerekmektedir.

    gençlik aşısı sonrası parlaklık, canlılık ve nemlenme bir hafta içinde ortaya çıkar. özellikle derinin kollajen yapımını tetiklediği için yüzün yukarı doğru yapılanma etkisinin gözlemlenmesi yaklaşık 15 gün ile bir ay arasında ortaya çıkmaktadır.

    gençlik aşısı içerdiği hyaluronik asit ve peptidlerin yoğunluğuna göre 15 günde bir veya üç haftada bir 2-4 seans yapılmalıdır. yüksek hyaluronik asit içerikli ürünlerin üç haftada bir, iki seans olarak uygulandığında yeterli olacaktır.

    daha önce de yazdığım üzere tedavi edilecek alanda uçuk ve benzeri deri hastalığı olan hastalarda ve ek olarak hamilelerde, emzirenlerde, kanser veya otoimmün gibi hastalıklarda, ilaç komponentlerinden birine karşı hipersensitivitesi olanlarda kullanılması önerilmemektedir.

    ben yaşım gereği ve izin vermediği işlemi babamdan başka doktora yatırmama sözü verdiğim için şimdilik yutkunarak annemi izlemekle yetinmek zorundayım..
    ama yukarıdaki bilgilerle uyumlu bir sürece sahipseniz gözünüz kapalı yaptırabilirsiniz bu aşıyı...

  • görünen o ki 20 tl'ye satılsaydı şüphelenilmeyecek sosistir.

    - efenim sosisi 3.50 liraya mal ettik. 4 lira etiket fiyatı olabilir.
    + 20 lira yapın onu siz.
    - ama efendim satış politikamıza aykırı.
    + ekşicileri şüphelendirmeyelim yok yere. 20 lira yapın dedim.

    halbuki sosis fiyatından bağımsız şekilde zararları olan bir gıda.

  • babam tüm işleri batırmış çekmiş gitmiş. annem işsiz, abim askerde. ben ortaokula gidiyorum kardeşim ilkokula gidiyor.

    mevsim yaz okullar tatil hava cehennem sıcağı. eve gelen icraların haddi hesabı yok sonunda evden çıktık bir tanıdığın yanına yerleştik geçici süre için. rahatsız etmeyelim diye sabahın köründe çıkıyoruz evden akşama kadar deli gibi dolanıp duruyoruz. karnımız aç cebimizde 5 kuruş yok. akşam eve dönünce önüme konan yemeği yemekten utanıyorum. sürekli midem ağrıyor.

    bir gün bi baktım annem abimin yeni sayılabilecek gömleklerini ütülüyor. neden ütülüyorsun abim yok ki dedim, gelince hazır olsun diye dedi. dünya saçması geldiyse de bir şey demedim. aradan birkaç gün geçti bir sabah bir baktım annem elinde abimin gömlekleriyle dışarı çıkıyor, bir işim var siz bekleyin yarım saate dönerim dedi çıktı. 1 saat sonra elleri boş geldi. hadi ayakkabılarınızı giyin çıkıyoruz dedi.

    hatırlayan vardır mutlaka eskiden mudurnu chicken vardı tavuk döneri meşhur. oraya gittik. annem bize tavuk suyuna çorba söyledi. kendine söylemedi. iştahla 2 kaşık aldım canım nasıl çekiyor ama midemin ağrısından içemiyorum. biraz bekliyorum geçer diye yok. su içiyorum yine bekliyorum. geçmiyor. içemedim. ve o gün o çorbayı içemediğim için 2 gün ağladığımı hatırlıyorum.

    velhasıl üstünden yıllar geçti, çok şükür herşeyi toparladık hepimiz okuduk meslek sahibi olduk. annem abimin gömleklerini satıp aldığı için midir, aylarca çektiğim mide ağrısından mı bilinmez ama hala tavuk suyuna çorba içemem.

  • bütün entryleri okumadım fakat okuduğum kadarıyla monica ablamızın son sahnede okuduğu kitaba dikkat eden ya da araştırana denk gelmedim, o yüzden bir yazayım dedim. elinde tuttuğu kitap, 1927 yılında j. w. dunne adlı asker, havacılık mühendisi ve filozof olarak görülen bir abimizin yazdığı an experiment with time adında bir kitaptır. bu kitapta dunne, serialism adında bir teori öne sürüyor. buna göre dunne, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak deneyimlediğimiz lineer zaman teorisinin, insan bilincinin getirdiği bir yanılsama olduğunu söylüyor. dunne, "geçmişin, şimdinin ve geleceğin daha yüksek boyutlu bir gerçeklikte sürekli olduğunu ve onları zihinsel algımız nedeniyle yalnızca sırayla deneyimlediğimizi savundu." `:https://stringfixer.com/tr/j._w._dunne`

    aynı zamanda dunne, şimdiye kilitlenmeden geçmişi ve geleceğimizi algıyabildiğimizi düşündü ve bunun da önsezili rüyalarla ilişkili olduğunu savundu (ki zaten önsezili rüyalarla ilgili parapsikologlarla da çalışmalar yürütmüş).

    --- spoiler ---

    alex ve marcus'un evde uyandıkları sahnede alex, kırmızı bir tünel görmesiyle ilgili bir rüyadan ve garip olduğundan bahsetmişti. biz bu tünelin mahiyetini zaten çoğu insanın dayanamayıp ya geçtiği ya da filmi kapattığı sahneden anlıyoruz. alex'in gördüğü bu rüya, dunne'un sözünü ettiği precognitive dreams (önsezisel rüyalar) olabilir. filmin sondan başa doğru antikronolojik (uydurdum) bir sırayı takip etmesinin sanatsal ya da sinema yönünden ne kadar önemli olduğunu bilemem fakat bu, yine dunne'un zaman teorisiyle ilgili olabilir. ben bununla ilgili olduğundan neredeyse eminim fakat dunne'un ne kitabını okudum ne de düşüncelerini tam olarak biliyorum. dolayısıyla çok fazla yorum yapamıyorum ama demek istediğim şu ki, gaspar noe bu eserin teorik arka planını j. w. dunne ile oluşturmuş gibi görünüyor.
    --- spoiler ---

    edit: irreversible için hem benim bahsettiğim teoriyi hem de başka teorileri içeren güzel bir makale buldum. isteyen buradan ulaşabilir: `:https://www.researchgate.net/…77433175_irreversible`

  • anadolu yakası'nın ücra bir otobüs durağında saniyelerle 500es'i kaçırmış (hâliyle gireceği sınavı da kaçırmış), üzgün üzgün arkasından bakan beni, "atla, ben seni yetiştiririm" diyerek o sırada duraktan yolcu almakta olan otobüsüne almış, öndeki 500es'i cep telefonuyla arayıp bir sonraki durakta biraz beklemesini söylemiş ve harbiden de o kaçırdığım otobüse beni bindirtmeyi başarmış bir 500t şoförüne rastlamıştım yıllar önce. bu olayın üzerine başka hiçbir otobüs macerası beni datmin etmedi beyler. kendimi resmen bir "öndeki aracı takip et" olayının içinde buldum ashgavsd daha ne yapsın lan bu otobüs, hadron mu çarpıştırsın amk.

  • -abi konser var herhalde, alçalsana biraz
    ...
    +hani lan ne konseri, bizim barack ulusa sesleniyo
    -abi cnn var kökle
    +ulan...
    -abi uzaktan konser gibi görünüyod...
    +sıs tipini zktiğimin alieni, sayende yakalandık yine kameralara

  • ortalığı leopar desen, parlak tayt, şeffaf sütyen askısı, dibi gelmiş sarı saç ve siyah kaşa bulayan açıklama.

  • biriyle başbaşa oturduktan sonra mal gibi telefonu elinize alıp facebook'a girmeyin.
    yalnız değilsiniz, karşınızdaki insan siz varsınız diye orada.