hesabın var mı? giriş yap

  • hepimiz fark etmişizdir, gece balkondan dışarıya baktığınızda uzaklardaki bina ve sokak lambaları yanıp sönüyormuş gibi durur. bunun neden olduğunu küçüklüğümde hep merak etmiştim ve kendimce yeryüzünden atmosfere yayılan ısıdan kaynaklanabileceğini düşünmüştüm, çünkü yazın asfalta baktığımızda arabaların uzaktan dans ediyor gibi gelmesi ben hep heyecanlandırmıştır. velhasıl kelam, ileride fizik dersi aldıktan sonra, fizik hocamın elektrik konusunda , alternatif akımın bir frekans değerinin olduğunu ve bu frekans değerinin o ışık kaynağının saniyede kaç kez yanıp söndüğünü anlattıktan sonra ve hatta benim o zamana kadar ki merak ettiğim bir şeyi örnek vererek pekiştirmesiyle, aklıma ağaca kazınmış baş harfler gibi kazınmıştı. örnek verecek olursak, şehir şebekeleri 50 hertz civarında çalışmaktadır, bu o lambanın saniyede 50 kez yanıp söndüğünü gösterir. gözümüz bu farklılığı yakındaki lambalarda fark edemez ama çok uzaklardaki bir lambada bu küçük aralığı algılar.

  • cogu turkun vazgecilmezidir, yurtdisinda bir nebze olsun islak mendille giderilse de, siz, siz olun islak mendil alirken uzerinde ne yazdigina bakin, yoksa benim gibi aksam eve varana kadar kicinizda mentol ferahligini hissedersiniz.

  • merhaba,

    yaklaşık 10 gün önce zirve ile ilgili yer, program gibi önemli detayları belirlemiş, kalan tüm ayrıntıları kesinleştirip açıklama yapmayı beklerken malesef soma'daki üzücü facia ile karşılaştık. bir süre organizasyonla ilgili hiçbir şey yapmadık. ardından limon'da bazı arkadaşların da belirttiği gibi zirveyi ertelemeyi veya iptal etmeyi düşündük.

    cumartesi günü mekan işletmecilerine erteleme talebimizi söyledik. fakat daha uygun bir tarih hem mekan, hem de bizim takvimimize(gezi yıldönümü, ekşi fest vs.) uymadı.

    zirveyi iptal etmeyi planlarken hafta başında hayatın bir nebze olsun normale dönmesiyle birlikte, zirveyi planladığımız tarih ve programda, lakin gecenin tüm gelirini soma'daki ihtiyaç sahibi kişilere ileterek, bir yardım gecesi şeklinde yapmaya karar verdik. mekan da bu fikri olumlu karşılayıp kabul edince(bu konudaki hassasiyetleri için kendilerine minnettarız) zirveyi aşağıdaki gibi şekillendi.

    buna göre;

    zirvenin tüm gelirlerini soma felaketinden ciddi oranda etkilenen ancak çeşitli nedenlerden dolayı yardımlardan uzak kalan elmadere köyü'nden iki aileye ulaştıracağız. isteğimiz elmizden geldiğince iki ailenin hayatında olumlu yönde değişiklik yaratmak.

    ailelerle ilgili ayrıntılı bilgiyi yarın sizlerle paylaşacağız. tüm yardım süreci şeffaf olacak. düşüncemiz ise nakdi yardımda bulunmak.

    organizasyonun ayrıntılarına gelirsek;

    zirve yeri daha önce sourberry yedi yaşında zirvesi'ni gerçekleştirdiğimiz the mekan, sahne alacak gruplar ise geçen sene "ekşi fest 2013" alternatif sahnede bize keyifli vakit geçirten tramvay ve ekşi band olacak. bunun dışında teras bölümünde sözlük yazarlarının dj peformansları da yer alacak.

    zirve ile ilgili detaylı bilgilere limon veya facebook etkinlik sayfası'ndan ulaşabilirsiniz.

    tüm sözlük yazarları ve arkadaşları davetlidir.

  • adamın biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbağa dile gelir: 'ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir prenses haline gelirim.' adam kurbağayı eline alır ve cebine koyar. kurbağa tekrar dile gelir. -' eğer beni öpersen çok güzel bir prenses olacağım' yeniden cebine koyar. kurbağa yalvarmaya başlar: -'eğer beni öper ve güzel bir prenses haline çevirirsen seninle bir hafta kalırım ve istediğin her şeyi yaparım' adam tekrar kurbağayı çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümseyerek cebine koyar. sonunda kurbağa dayanamaz--
    'senin neyin var? sana çok güzel bir prenses olduğumu ve beni öpersen 1 hafta seninle kalıp istediğin her şeyi yapacağımı soyledim. neden beni öpmüyorsun?'
    sonunda adam konuşur- 'bak, ben bir mühendisim. kızlarla uğraşacak vaktim yok, fakat konuşan bir kurbağa çok ilginç geliyor.'

  • kimseyi ilgilendirmeyen kızdır.

    milletin en büyük sorunu bence karşıdakine tanıdık olsun olmasın karışmak.
    ya bırak arkadaşım ister yere otursun, ister amuda kalksın. gürültü yapıyorsa rahatsız ol, senin oturmanı engelliyorsa rahatsız ol. normal oturana karışma, farklı inançta olana karışma, farklı giyinene, farklı düşünene, senden farklı yaşayana,

    karışma

    karışma amk, karışma lan!

    debe edit: teşekkürler arkadaşlar, bir de trafikte araç kullanırken bisikletli sürücülere azami saygı gösterelim, onları yok saymayalım. lütfen...

  • ahaha tespit gibi tespit.

    anilar gozumde canlandi. o fezaya dikilen topa kafayla cikan stoper ve forvet mucadelesi de inanilmazdi.

    babam alpay ozalan icin bu herif o toplara kafa vura vura gerizekali olacak derdi ki hakliymis. su an goruyoruz kendisini. *

    simdi kaleci de ortasaha gibi defans gibi ayakla oyun kuruyor. futbolun harala gurele oynandigi, bol dikilmis formalarin ruzgarda salindigi zamanlar artik geride kaldi.

  • bu konuda çok uzun süredir fikrim sabittir
    kendi ayağıyla gelip ben sünnet olmak istiyorum diyen erişkin bir bireye yasaklanmasın tabii ki, neden yasaklansın ki.

    ama bilgilendirilip onam alınacak yaşta olmayan bir çocuğun bedeni hakkında ailesinin karar verip sünnet yaptırması yasaklanmalıdır
    çocuk cerrahı olsaydım da tıbbî sebeplerle yapılan zorunlu sünnetler hariç, böyle bir müdahaleyi asla yapmazdım.

    edit: abi siz gerçekten ruh hastasısınız. insan hakkı, çocuk hakkı, vücut bütünlüğüne izinsiz müdahale gibi bir konu hakkında fikrimi yazıyorum; dırzonun biri mesaj atıyor diyor ki sünnetsiz mi seviyorsun. yok birader bence sorun değil de anan sünnetsiz seviyormuş, dedi ki yonca kızım senin takipçi sayın çok, bu kanayan yaraya bir parmak bassan. onun için yazdım.

  • 3 kez bu terapiyi görmüş biri olarak benim tarafımdan şunlar söylenebilir:
    1- tamamen inanç kalıplarının hayatındaki enerjilere ve deneyimlere sebep olduğunu öğreniyorsun ve bu inanç kalıplarını çözerek pozitif enerjiye çeviriyorsun.
    2- yaşam alanın genişliyor, daha fazla insan çekim alanına giriyor ve çevren genişliyor. bi nevi manyetik enerjinin artması gibi.
    3- ciddi anlamda iyi sonuçlar alınıyor. çünkü bakış açını ve inancını değiştirdiğin an çevrendeki insanlara yaydığın enerji değiştiğinden dolayı insanların sana olan tutumuda değişiyor.
    4- korkularınla yüzleşiyorsun. bu korkularını tekrar tekrar yaşama döngüsünden kurtuluyorsun.
    5- seansa gelmene sebebiyet vermiş olan insan (sevgili, arkadaş, aile üyesi vs.) değişebileceği ölçüde senin hayatında kalıp sana karşı değişmeye devam ediyor. fakat bir süre sonra sadece bir yere kadar değişime açıksa, daha fazla frekanslarınız uyuşmuyorsa o insan hayatından çıkıyor. üzülmeyin, yenileri ve daha iyileri geliyor.