ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
life of brian
-
sarılmak istiyorum koşup kendisine, öyle bir film. uzun zamandır peşine düştüğüm mizahı yüksek dozaj olarak bir anda aldım; sersemledim ve mutluyum. filmdeki göndermeler öyle tadından yenmiyor ki, anlamak bir mesele anlatmak ayrı bir mesele. people's front of judea geyiklerine özellikle bittim, konuşmaktan başka bir numarası olmayan, kendine dermanı olmayan gruplarla bu kadar taşak geçilebilirdi ancak.
izmir'in içler acısı hali
-
sana bi istanbul fotoğrafı koyarım. burası dünya mı dersin.
ateizme karşı en geçerli sav
-
hawking'in çarpılmış olması.
ermenistan'ın trabzon'u istemesi
-
ermeni taşnak partisinin ermenistan adına talebi sanıyorum. "trabzon, van, bitlis, erzurum, kars ve ardahan'ı bize verin, bu iş de burada bitsin" diyorlar. bence rize'yi de gürcistan'a, samsun'la sinop'u da ukrayna'ya verelim rahatlayalım.
http://www.kuzeyekspres.com.tr/…detail.php?id=45138
ek: trabzonlunun biri bana "bence anneni verelim" yazdı :) bu trabzonlu kafası gerçekten enteresan.
direk mi direkt mi sorunsalı
-
günlük yazı dilinde sıkça karşılaşılan bir sorunsaldır. malumunuz, tdk.gov.tr dünyanın en yavaş açılan çevrim içi sözlüğü olduğu için oradaki açıklamaları buraya taşımayı uygun gördüm.
direk:
1. ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
2. sütun
3. değerli, saygın, önde gelen kimse
direkt:
1. aracısız
2. doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca
3. doğrudan, doğrudan doğruya
bu da benden olsun direk
not: tdk'nın yarın bir gün, direğin anlamını "müsait olan bayanların tırmandığı hede" olarak değiştirmesi ihtimaline karşın gerekli caps'ler alınmıştır.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
tadilat halindeki bir binaya giriş için yöneldiğim sırada telefonuma tanımadığım bir numaradan boş mesaj gelmesi. mesajı okumak için telefonu elime almam bu arada bir kaç saniye kaybetmem ve hemen akabinde tepeden dikey uzun bir inşaat demirinin düşmesi.
sonra defalarca kez mesajı gönderen numarayı aramam ama hattın kapalı olması.
kimsenin yemediği küçük esnaf üçkağıtları
-
esnaflığın %90 ı yalancılıktır düsturunu doğrulayan çakallıklar.
bana yapılan yamukluklar.
3 liraya yoğurt aldım. poşet istedim, vermedi. 3 liralık yoğurda 1 liralık poşet mi olurmuş. yoğurdun tutma yeri var ama poşetle taşıyacam kardeşim. yoğurdu bırakıp çıktım. (battı)
tekirdağ yeniçiftlik' de lukoil var. zam gece 12 de gelecekken bu istasyon saat 21.00 de zamlı fiyattan satmaya başlamıştı. mazot almadım. epdk ya ve lukoil gm şikayet ettim, ne oldu bilmiyorum.
istanbul havayolları. ikramlı-yemekli hizmetleri vardı. yemek dağıttılar, yedim. aradan 1 saat geçti canım vişne suyu çekti. hostes geçerken söyledim, servisimiz bitti dedi. o ne ya, ne servis bitmesi dedim, yüzüme bakmadan gitti. (battı)
laleli'den mont alıyorum. biraz fazla bakındım. fiyatlar aşırı pahalı olduğundan, ince eleyip sık dokuyorum. adam hadi seni mi beklicem müşterilerim gelecek dedi. biz neyiz dedim çıktım. (kendiyle beraber pek çok esnaf battı, müşterileri bitarafına girdi)
edit: şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. bazı çingene uyanığı esnaf kardeşlerimiz havalar biraz soğudu mu başlarlar içerideki buz dolaplarını kapatmaya. hadi kola fanta gibi meşrubatlarda pek önemli değil. hadi alkol tüketenlere karşıdır bu esnaf abimiz onu da anlarım. ama ayran, yoğurt ve peynir gibi şeyler buzdolabı sıcaklığında muhafaza edilmeli. dükkanın içi 3-4 dereceden fazlaysa -ki her zaman fazladır- dolaplar çalıştırılmalı.
yazın sabhtan tekel bayisine gidersiniz, çiş gibi bira alırsınız. nedenini sorunca da abi gece dolabı kapatıyoz öğlene anca soğuyor diyor. olum o dolap içini soğutmak için daha fazla elektrik harcar. şu adamlara öğretemedim ya.
manchester united
-
6 milyar pound’a koca manchester united’ı tak diye satın alabiliyorsun.
128 milyar dolar hakikaten ne paraymış. böyle kıyaslarda çok daha iyi anlıyor insan.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
başımdan gecen bir olay daha okurken aklıma geldi. 2015 senesinde diyarbakır ın bir ilçesinde görev yaparken öğtetmenevinde kalıyordum...bir gece erken yattım ve hava soğuk olduğu için ufo çakması ısıtıcıyı da açtım ve uykuya daldım.
gecenin bir saatinde hayvan gibi evet hayvan gibi kapıyı tekmeleme gürültüsü ile uyandım kim lan bu yavşak bu saatte derken fırlayıp kapıya baktım. kimse yok söverek geri yatağıma dönerken ufonun takılı olduğu priz alev aldı.... hemen sigortayı kapatma falan derken alevi söndürdüm.
aşağı görevli dayının yanına giderek durumu anlattım sonra birden kameraya bakmak aklıma geldi .
esas şoku orda yaşadım yaklaşık 15 dakika kadar geriye bakmama rağmen kapıyı vuran kimse yok ama benim kapıyı hışımla açış görüntüm var....
yaşayacak ömrüm varmış deyip şükrettim. bu da böyle bir anım.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"1.80 boyuna 10 cm topuklu giymişsin. napacan stratosferi mi elliycen, uçaklara mı dokuncan, napacan?"
2500 yaşındaki mumyaya tecavüz eden adam
-
mısır'daki darbe rejimine tepki gösterip mısır'ın geçmişini sikmiştir.
eğitimsiz iyi para kazandıran meslekler
-
(bkz: milletvekilliği)
debe editi: (bkz: allah'ını seven defansa gelsin) - abi allah'ını seven siyasete atılsın. ömrünü "başganım, sayın başganım, büyük başganım" diyerek ve el etek öperek geçirip bu sayede bir yerlere gelen siyasetçilerle bu kadar oluyor çünkü.