hesabın var mı? giriş yap

  • alamancılara kimsenin nefret beslediği yok.
    almanya'nın etinden sütünden faydalanıp her fırsatta kötülemeleri ve türkiye'de yaşayan bizlere türkiye'yi övmeleri midemizi bulandırıyor, o kadar

  • olum senelerdir sürekli et kuyruğu, meyve sebze kuyruğu oluyor. askıda ekmek diye bir şey çıktı ama bu dayılar ecevit dönemindeki kuyruğu bir türlü unutmuyor. bunları o kuyrukta s.kmiş olmasınlar.

  • adana ceyhan’da hırsızlık için girdikleri evde 72 yaşındaki kadının kafasını kesen iki kişi önce ağırlaştırılmış müebbet almış, sonra müebbete düşmüş, iyi halden de adli kontrol şartıyla serbest bırakmışlar. biri sizin annenizin evine girip boğazını kesse cezası cuma günleri sabah ile akşam arası bir saatte karakola giderek imza vermek. hammurabi kanunları bile daha adildi bu nasıl bir olay? bilen bir hukukçu kafa kesen insanda bu hakimlerin nasıl bir iyi hal gördüklerini anlatabilir mi? aklım almıyor gerçekten. bu hırsızlardaki iyi niyeti gören hakim kadir şeker’de nasıl görmüyor? gerçekten bu hukuk standardını bir hukukçu açıklarsa çok sevirim.

    haber

    edit: itiraz edilince tekrar tutuklanmışlar. haber

  • iki genç arkadaş uyuşturucu bulundurmak suçundan mahkemeye çıkarılırlar. yargıç hapis cezası vermez, onun yerine gidip diğer gençleri uyuşturucuya karşı uyarmalarını ister. bir ay sonra iki arkadaş yeniden yargıç karşısına çıkar ve yargıç durumlarının ne olduğunu sorar. birinci genç:

    "harika,100 kişiyi uyuşturucu kullanmaktan vazgeçirdim" der.
    "nasıl yaptın?"
    "tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki;büyük daire uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük daire uyuşturucu kullandıktan sonraki beyniniz."

    "aferin" der yargıç ve diğer gence döner.
    "ben 1000 kişiyi vazgeçirdim" der ikinci genç.
    "bravo,sen nasıl yaptın?"
    "tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki; küçük daire uyuşturucu yüzünden hapse girmeden önceki kıçınız, büyük daire de hapisten çıktıktan sonraki kıçınız."

  • benim de şu çeyrek asırı tamamlamamış hayatımın neredeyse tamamı boyunca en çok kıskandığım zat-ı muhteremler bu insanlar açıkçası.
    hangi ana doğurdu, hangi hoca okuttu acaba. beni de alsalar ya yanlarına.
    oldukça fazla sayıdalar. bölge bölge, ülke ülke değişik isimlere rastlayabilirsiniz ama şahsımın en sevdiği ve yakinen takip ettiklerini ekleyeyim buralara. belki benim gibi her sabah yatakta instagramda bu adamları stalklayıp güne öyle başlayanlar vardır.

    -paul nicklen : bu adam gönlümün kalbimin bir sonraki yazacağım isimle beraber birincisidir. kanadalı biyolog ve fotoğrafçı. en kolay ve zevkli şekilde takip için genel olarak instagram hesaplarını vereceğim. instagram için şöyle, kendi sayfası için şöyle

    -steve mccurry : bilmeyen ölsün diyeceğim eğer ayıp olmazsa. çünkü kendisi şu meşhur fotoğrafın babasıdır ve bunu bilmeyenimiz yoktur. afgan kızı. daha çok insan içeren fotoğraflar çekmektedir. ismine eklediğim link kendi internet sayfası ama ben instagramını da bırakayım size şöyle

    -renan öztürk : size onu çok güzel anlatan bir sayfa ekledim. bu adam tutkularının peşinde gitme konusunda ilham olacak insanı gaza getirecek dağ bayır gezme duygusuyla dolduracak bir insandır. ilginç bir hikayesi var. kendi sayfası için şöyle, instagramı için de şöyle buyurun

    -cory richards : bu adam dünyayı değiştirmek için gelen seçilmiş insanlardan biri bana göre. bir çığ altında kalarak ölmekten son anda kurtulmuş ve o stresli anlarda selfiesini çekmiş bu selfie daha sonra nat geo kapağında kullanılmış ve fotoğrafçılık kariyeri böyle başlamış. instagramı için şöyle

    -michael yamashita : özel olarak asya üzerine yoğunlaşan başarılı nat geo fotoğrafçılarından biri daha. isminde kendi sitesini ekledim. instagram hesabı şurada

    -henrik nilsson : isveçli vahşi doğa fotoğrafçısı. kendisi kanadanın geographic'inde de nat geo'da da pek çok fotoğrafın sahibi. bir beşiktaşlı olarak kalbimi aşırı çalan muhteşem eseri bu , instagramı için şöyle

    -daisy gilardini : bu benim en sevdiğim en çok gitmek istediğim ve en hayran olduğum yerlerde kuş misali gezinen ve muhteşem kareler yakalayan bir ablamız. yani kutup bölgeleri ve kutup canlıları. ismine kendi sitesini ekledim şuraya da instagramını

    -melissa groo : kendisi özellikle nat geodaki filler için bir ses yazısından sonra dikkatimi çeken bir isim. çok incelikli çalışmaları var. instagram hesabı şurada

    -andrew parkinson : bu adam 2016 yılının en iyi kuş fotoğrafçısı seçildi. ama ödülleri bununla kalmıyor hiç bir yılı boş geçirmeyen bir ödül skalası var herifin ulan allahsız instagram

    -gordon wiltsie : bu adamdan ve yayınlarından, sitesine eklediklerinden emin olun çok şey öğrenebilirsiniz. vahşi hayatı fotoğraflamakla kalmıyor genelde bizzat deneyimliyor ve deneyimlerini paylaşmaktan da hoşlanıyor. şu meşhur kutup ayısı fotoğraflarından birinin sahibi. instagram için şöyle

    -annie griffiths: benim çok sevdiğim başarılı nat geo kadınlarından biri. "bir kadına yardım et, gezegene yardım et" şeklinde bir sloganı var.
    çok muazzam kadın foto-portrelerinin sahibi. instagram

    -jay dickman : pulitzer ödüllü çok başarılı fotoğrafçılardan biridir kendisi. genellikle manzara-ülke-şehir fotoğraflarına sahip. instagram

    -ralph lee hopkins : biliyor olma ihtimaliniz olan şu fotoğrafın sahibidir kendisi. instagram

    -tim laman : hem nat geo'nun hem de bbc'nin ünlü doğa fotoğrafçılarından biridir kendisi. genelde etraftaki herşeyi silen ve gözünüze muhteşem detayları olan canlıları sunan bir adam. kuşlar özel ilgisi desem yeridir. instagram

    -frans lanting : şu meşhur diyebileceğim fotoğrafın sahibi mükemmel adam. (benim odamın camında bunun kocaman bir posteri vardı; üstünde de adım yazıyordu buz renginde hey gidi) bu adamın da genel olarak kalabalıkların ne kadar muazzam bir yapıya sahip olduğunu göstermek gibi bi yeteneği var. bütüne verdiği değer beni cezbediyor. instagram

    -drew rush : kendisi 2016nın en çok beğeni alan fotoğrafının da sahibi vahşi doğa ve tarih fotoğrafçısı. he o fotoğraf şu. ve kendisinin instagramı da şu

    -steve winter : aslında bu adamı daha yukarılara yazmalıydım. çünkü özel ilgi alanı benim de en sevdiğim hayvanlar olan vahşi kediler. fotoğraflarını mutlaka bir yerlerde görmüşsünüzdür kendisinin. instagram

    -bertie gregory : bu insan evladı sadece 23 yaşında ve bir çok ünlü fotoğrafçı ve zoolog ile çalışan nat geo fotoğrafçılarından. aynı yaşta olduğumuz için hayattaki yerimi sorgulamama sebep oluyor kendisi :( instagram

    -erlend ve orsolyo haarberg : özel olarak nordic alanlarda çalışan vahşi doğa ve manzara fotoğrafçıları bir çift. beraber çalıştıkları için siteleri de instagram hesapları da ortak

    -christian ziegler : tropikal bitkiler konusunda uzmanlaşmış bir biyolog ve fotoğrafçı kendisi. sitesinde bilgi verme içerikli paylaşımları var bu yüzden çok tatlı bir insan. instagram

    -nick cobbing : değişik perspektiflere, bakış açılarına sahip fotoğrafçı. çalışmaları olağanın biraz daha dışında açılara sahip. instagram

    -matias klum : daha önce de kapak olmuş olan şu meşhur fotoğrafın sahibi güzel adam. instagram

    -brian skerry : orda burda nat geo'da gördüğünüz muazzam renklere ve enteresan pozlara sahip bütün fotoğrafların yüzde yetmişi bu adam tarafından çekilmiş olabilir. instagram

    -thomas p. peschak: yine su alt ve üstü konusunda uzmanlaşan ve çalışan bir fotoğrafçı. ayrıca kendisi save our seas kuruluşunun iletişim direktörü. denizleri korumayı misyon edinmiş bir insanımız. instagram

    -randy olson : mutlaka görmüş olduğunuzu düşündüğüm şu muhteşem fotoğrafın sahibi güzel insan. favorilerimden biridir. instagram

    -jim richardson : oldukça eski ve başarılı nat geo fotoğrafçılarından. hatta kendisi bana göre daha ortalıkta instagram tumblr yokken bile bu ortamlarda bugün paylaşılan fotoğraf tarzının atası olacak nitelikte fotoğraflar çekmekteymiş. instagram

    -michael melford : ben bu adamın gözünden dünya nasıl görünüyor çok merak ediyorum ya. renkleri, çizgileri, hayvanların bakışlarını nasıl böyle tam can alıcı anda yakalamakta anlamış değilim instagram

    -ami vitale : şu muhteşem fotoğrafın sahibi çok sevdiğim, pandalara karşı tutkusu olan kadınlardan biri daha. ya ne zaman üzülsem açıp buna bakıyorum. siz de öyle yapın. instagram

    -gerd ludwig : bu adam oldukça önemli bir işe imza atmıştı şu şekil çernobilin uzun gölgesi isimli bir photo-booku var kendisi. fotoğraflı kitabı diyebiliriz. ve application olarak da bulunuyor sanırım. nükleer enerjiye karşı savaş konusuna canı gönülden baş koymuş insanlardan biri. instagram

    -pete mcbride : lisede öğrendiğimiz iç coğrafyadaki dış kuvvetler var ya. işte onlar doğanın inanılmaz birer sanatçısıymış bu gerçeği de gözümüze bu adam sokmaya karar vermiş.
    instagram

    keith ladzinski : şu inanılmaz ve meşhur fotoğrafın sahibi maceracı güzel insan. iklim değişikliklerine dikkat çeken önemli konuşma ve yazıları bulunmakta. dünyanın dört bir yanından da fotoğraf çekmeye devam etmektedir.
    instagram

    edit: imla

  • itü elektronik haberleşme müh'nde bir bilgisayar dersi alınmış, hiç bir derse girilmediği, hocanın yüzü görülmediği gibi ödevler falan da verilmemiştir. buna rağmen vize ve finalde tüm bilinenleri kağıda yazmak suretiyle dersten geçmeye yakın bir notla kalınmıştır. yani hocayla bir konuşsa dersten geçecek durumdadır errr kişi. karartılır gözler, hocanın önce adı öğrenilir, sonra kişiliğine ilişkin detaylar (ki yüreklere dokunacak bir senaryoyla geçme fırsatı yaratılsın). akabinde binnur kurt adlı hocanın odası sora sora da olsa bulunur bir biçimde. daha ar.gör falan olduğu için oda bir kaç kişi tarafından paylaşılmaktadır, kapıda bir ton isim yazmaktadır.

    kapı vurulur, seri biçimde içeri girilir. heyecan doruktadır. içeride (adı muhtemelen kapıda yazan adamlardan birisi olan) kravatlı bir eleman oturmaktadır.

    - iyi günler, ben binnur hanım'a bakmıştım. bir konuda konuşacaktım
    - benim binnur...
    - ehe oldu sağolun.. (buyur burdan yak)

  • siz deyin gençlik heyecanı, ben diyeyim derginin bir türlü doğru eleştirilmediği hissi, ya da psikologlar desin başka bir şey; zamanında nahoş şeyler yazdım ben bu dergiyle ilgili. şimdi arasanız bulamazsınız, bir yıl kadar önce çöp tenekeme yollanmıştı zaten. ama şimdi en azından kendi adıma bir iade-i itibar zamanı roll için, kendilerinin buna hiç ihtiyacı yok, orası kesin, ama benim yapmam şart.

    sırtını büyük bir sponsora veya medya tröstüne dayamamış bir müzik dergisinin 100 sayısını, arada tökezlese bile bunu hissettirmeden yayınlamış olması nereden baksanız büyük başarı. dahası gerçekten ülkede bir kuşağı etkilemiş olduklarını, internet sayesinde neredeyse her şeyin erişilebilir olduğu dönemde röportajlardaki, ufacık yorumlardaki, ajans sayfalarında üstlerde geçen küçücük alıntılardaki üslubun tadına varmak için onların takip edildiklerini düşününce takdirim artıyor.

    evet, dergi elbet eleştirilebilir, les inrocks çevirilerinin kimi zaman fazla abarmasıyla, bazen dünya görüşlerini müzikalitenin önüne koymalarıyla, son dönemde derginin bazı kısımlarının zayıflamasıyla... ama yine de bunlar bile roll'un önce samimi, sonra da ne dersek diyelim, olabildiğince tutarlı çizgisi sayesinde göz ardı edildi. en çok da kendilerine özgü tarzları sayesinde. evet, bugün bir gerçek var yadsınamayacak olan, roll sadece roll'la açıklanabilecek bir tarza sahip. ikinci sayfaya kimin sözlerini koyduklarından, "acaba x'e ne sormuşlar" merakını uyandırmalarına, özellikle 100. sayıdaki ekleriyle de belli ettikleri gibi "bağırmayan ama anlatan" görselliğine kadar uzanan bir kendine özgülük bu. şimdi 100 kapağın yan yana durduğu postere bakıp da iç geçiriyorum, üzerindeki sanatçıyı sevip sevmemek bir yana, kapağını bu kadar güzel, sakin yapabilen kaç dergi var dünya üzerinde? tamam, galiba 100. sayıyı, tüm kapakları görünce anılar da depreşti, hangi kapağı neredeyken almıştım; kimleydim, ne yaptım, ne ettim, ne dinledim o zamanlar diye düşünmek de etkili oldu, duygusal baktım olaya. nazan öncel'i mor ve ötesi'nin üstüne koymalarından tutun, "binaural" zamanı pearl jam'i babalamalarına, roll disko'daki hakan taşıyan'a kadar bir dolu kızgınlık da unutuldu. insanların türlere karşı 9 yıl öncesine göre daha az önyargılı olmalarındaki küçücük fıçıcık da olsa paylarını hesaba katarak tabii...

    hepsi geride kaldıysa bir şey baki. iyi ki varsın roll, nice 100 sayılara!

  • rasim: bugün lukac'ın yediği gollerden son derece rahatsızım. ayrıca dikkat ettiyseniz fenerbahçe'de golleri kimler attı ? şener, volkan ve fernandao.
    ertem: ee ne var bunda ?
    rasim: bilmiyorum

    ahahah lan adam yaygara yapacaktı neye yaygara yapacağını bulamadı

  • teoman’ın yıllar önce, şöhret yolculuğu başlamadan reklam ajanslarına iş başvurusu için hazırladığı profesyonel özgeçmişi..
    ünlü rockçını asi ve aykırı karakterini yansıtan cv'nin sonunda "beni şimdi almazsanız sonra çok yanarsınız, eylemlerim sürecektir” yazıyor. *

    görsel

  • bu gözlemini de 1988 yılında yaptığı bir finlandiya gezisiyle perçinlemiş. amk kıyamet koptu lan o dönemden beri, sovyetler yıkıldı, berlin duvarı yıkıldı, iran-ırak savaşı bitti, abd ırak'a iki kere girdi, akp geldi, o gün daha doğmamış çocuklar hakkari'nin dağlarında ölmeye başladı. kuzey kore'nin devlet başkanı bile öldü lan, ama finlandiya illa ki aynı kalacak, çünkü engin ardıç en son o vakit gördü.