hesabın var mı? giriş yap

  • sonuçtan bağımsız olarak şunu söylemek lazım, fatih gemileri karadan yürütme emrini verdiğinde baya bi adam "yok uçuralım amk" demiştir.

  • karşı apartmandan yarım saattir kesişilen rastalı kızın bildiğin aşk merdiveni çiçeği gömülmüş saksı çıkması. gecenin arsızlığına verip fazla pişmanlık duymamak gerekiyor.

  • diğer büyük kedilerle karıştırıldığı için yaptığı iş büyük şaşkınlıkla karşılanan jaguar.

    jaguarlar dört büyük kediden biridir ancak karakteristik özellikleri ile diğer kedilerden çok farklıdır. öncelikle avını uzun veya kısa mesafeden kovalamaz. çok sık yağmur ormanlarında yaşamasından ve üstün kamuflaj yeteneğinden ötürü pusuya yatar ve tek sıçramayla avını yakalar. zaten jaguar kelime anlamı itibariyle avını tek sıçramayla yakalayan demektir.

    ayrıca büyük küçük fark etmeksizin diğer kedilerin hiçbiri gibi avının boğazına da sarılmaz. jaguar tüm hayvanlar arasında, kafatası büyüklüğüne oranla en yüksek güç uygulayabilen ikinci hayvandır.(birincisi benekli sırtlandır) bu yeteneğinden faydalanarak avının kulaklarının hemen üzerinden ısırarak kafa tasını kırar.

    son olarak, o gördüğünüz timsah, belgesellerde izlediğiniz nil timsahı değildir. zaten nil timsahı jaguarın yaşadığı coğrafya olan amerika'da da bulunmaz. o gördüğünüz caimandir. ağırlığı ortalama 70 kg olup, ağırlığı 140 kg'ye çıkabilen jaguar için standart avlardan biridir.

    avlanma sahnesi değerli ve ender görülen bir sahnedir çünkü jaguar çok iyi kamufle olan bir kedi olduğundan ve yaşadığı ormanlarda çok sık bir bitki örtüsü olduğundan, jaguar avına ender rastlanmaktadır. bu yüzden aslanlar, çitalar veya leoparlar gibi yüzlerce belgeseli bulunmaz. ana konusu jaguar olan zannedersem 4 belgesel var. bu da o belgesellerden biri olan 'der jaguar - das phantom des dschungels' belgeselinden bir kesittir.

  • milan kundera'nın varolmanın dayanılmaz hafifliği romanında yazdıkları bu acımasızlığa yeter cevaptır;

    "gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığı ile, özgürce ortaya çıkabilir. insan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı, onun, merhametine bırakılmışlara davranışında gizlidir: hayvanlara. ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır, o kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır."

  • karantina döneminde, unuttuğu anıların üstündeki tozu alan birçok insan vardır sanırım. yalnız kalıp kendini daha çok dinleme fırsatı bulanlardansa hiç fire vermediğimizi düşünmüyorum. belki de kendi nostaljik günümü olmadık bir durumla ilişkilendirmeye çalışıyorum, bilmiyorum. hem bir zamanlar tutkuyla bağlı olduğum bir oyunla ilgili anılarımı hatırlamak için neden bir açıklamaya ihtiyacım olsun ki? zaten tarihte bu oyunu en iyi oynayan adamın son dansının anlatıldığı bir belgeselle karşılaşmak yeterli bir neden olmaz mı?

    bu belgeselin yayınlanan ilk iki bölümünü izlemek, birçok konu hakkında bilgi sahibi olmamı sağladı: pippen'ın son sezon başındaki tavırları, jordan'a ikinci sezonunda sakatlıktan döndükten sonra uygulanan süre kısıtlaması, bird, magic, obama ve gazetecilerin jordan hakkında düşünceleri, 84 öncesi bulls tarihi, jordan frenchise'a adım atarken kurduğu cümleler ve hayalleri... bölüm biter bitmez, oyuna dair hayallerim, hatıraların, tecrübelerim, düşüncelerim sanki vücudumda akışkan bir hal aldı ve beni buraya getirdi. semptomlar hüzünlü bir yolculuğa çıkacağımı gösteriyordu ama yürümek istedim bu yolda ve buraya geldim.

    1998 yılında 11 yaşındaydım. bulls'un canlı bir maçını oturup izleyebildim mi hatırlamıyorum. hatta, o zamanlar jordan diye birini tanıyıp tanımadığımı bile anımsamıyorum. televizyonda bir görüntü veya gazetede bir haber görmüşümdür mutlaka. esrarlı hikayelerle bezeli üst üste şampiyonluklar ve durdurulamaz bir adam. sporla ilgili kimin ilgisini çekmez ki? milenyumun başlarında basketbol en çok ilgilendiğim spor haline geldi. mutfağın kapısında durup, olabildiğince yuvarlanmış peçeteyi evyenin en ucuna koyduğum bardağın içine atmaya çalışırken ne senaryolar yazmadım ki? eğer çok atış kaçırırsan en kötü ihtimal sona kalıyordu: türkiye liginde oynamak. hiç denemedim desem yalan olur ama sonuna kadar da zorlamadım şansımı oyunu profesyonel oynamak için. lise hayatımda iki gün üst üste topa elimi sürmediğim olmuş mudur, bilmiyorum ama son sınıfta artık o bardak o kadar uzaktaydı ki sayı yapmam imkansız görünüyordu.

    lisede tek tük nba maçı izlemeye başlamıştım. üzerine sevdiğim basketbolcuların fotoğraflarını yapıştırdığım bir klasörüm vardı. ilk formamın arkasında shaq yazıyordu. durdurulamaz herhalde dediğim ilk adamsa mcgrady olmuştu. üniversite döneminde koptum basketboldan, uzun bir süre ilgilenmedim de hiç. sonra rose bana yeniden sevdirdi oyunu; lebron hep aradan kafasını gösterdi ve 'benim gibi bir oyuncuyu izlemiyorsun ve sonra üzüleceksin' diyerek telkin etti beni. zaman, iyi balık tutanları izlemenin de çok eğlenceli olabileceğine ikna etti beni. önce iyi bir izleyici olmaya başladım, sonra da ucundan oyunun tarihiyle ilgilenmeye. her fırsatta oyunu, en azından izlemeyi, bildiğini düşündüğüm insanlarla sohbet etmeye çalıştım. konu da ara ara hep oraya geldi: en iyisi kim? konuştuğum ve dinlediğim insanlarda ibre hep jordan'a daha yakındı ama ben en iyinin lebron olabileceğini düşünmeye çoktan başlamıştım.

    beni bir süre hüzünlü hülyalara daldıran bu belgeselin ilk bölümleri, şimdi de güncel düşüncelerimi sorgulamama ve kendime kızmama neden oluyordu. evet hiçbir başarı tek başına kazanılmaz (ki bundan jordan da bahsediyordu belgeselde), evet birinin en iyi olarak seçilmesinin çok bir anlamı ve mantığı olmayabilir ama... majestelerinin kişiliği ve yarattığı hikaye biricikti. kazandığı başarıları biri geçebilirdi belki ama jordan gibi. asla.

    bir hayale ulaşmak için süreklilik arz ederek çok çalışmak ancak sağlam bir irade ile mümkün olabilir. jordan'da bu erdem vardı. başarısızlık ihtimali en aza indirmek için çevresindeki herkesi yeteneğine, zekasına ve azmine en başından beri inandırmaya uğraşmıştı. ancak tüm bunlar, onun başarılarla dolu bir kariyere sahip olmasına yetmeyebilirdi. ne yani, eğer jordan hiç şampiyonluk kazanamadan emekli olsa tüm zamanların en iyisi olarak anılmayacak mıydı? büyük ihtimalle evet. ama bu ihtimal jordan için mümkün değildi. çünkü onun başarı için eksik olanı görme, bu eksiği kapama veya insanları bu eksiği kapatmak için ikna etme yeteneği vardı. bir amaca ulaşmak için o uğurda harcanan çabanın verdiği mutluluk onun için yeterli değildi. yolda alınan hazzın amaca ulaşmaktan daha tatmin edici olduğu söylemi, onun için hiçbir şey ifade etmiyordu. işte jordan'ı benzersiz yapan nokta tam da buydu. başarısızlığa bir bahane bulmak anlamsızdı.

    neyse çok uzattım, konudan saptım, anılarımı yad ettim, jordan'a hak ettiğini düşündüğüm saygıyı verdim de biraz rahatladım; şimdi viskimi tazeleyebilirim. şişeyi almaya giderken, her kapının üstünde olduğunu düşündüğüm hayali potaya bir turnike atmadan geçmem, merak etmeyin.

    unutmadan, diziyi mutlaka izleyin. netflix'te şimdiye kadar gördüğüm en kaliteli içerek, prodüksiyon muhteşem. ayrıca umarım şanlı lakers'la bir three-peat yapar da lebron, silerim bu entry'yi. we love this game!

  • “15 dakikalık ısınmamı yasin suresiyle yapıyorum. benim için çok önemli, çok özel bir alan.” diye röpörtaj vermiş şahıs.

    gerçekten çok hususi bir alanmış, manşetlerde amk..

    edit: kim neye isterse inanır, kendince ne yapıyorsa yapar. fakat dini, inancı alet edip şov yapan herkesin amk..

  • yolcu-müsait bi yerde inebilirmiyim?
    şoför-(aldırmaz)
    yolcu-inebilirmiyim demiştim.
    şoför-bende cevap vermemiştim bi bildiğim var demekki.
    yolcu-bizimle de paylaşsanız hani aydınlansak.
    şoför-hatırası var.
    yolcu-ne demek hatırası var.
    şoför-(kestirip atarcasına aynı zamanda hem delikanlı hemde duygusal bir tonda)inmek istediğiniz yerde hatundan ayrıldım.
    yolcu-(birden yumuşar)ah çok özür dilerim bilmiyordum hatırlatmak istemezdim üzgünüm istediğiniz bir yerde indirebilirsiniz.(bkz: ana yüreği)

    ve bütün dolmuş dumur.

  • merhaba, öncellikle egzama tanımlanamayan ve iyileşmeyen cilt problemi olarak literatürde geçiyor. reflü, gastrit gibi neredeyse her 10 kişinin 1'inde görülebilen bir rahatsızlık. bu bir hastalık değildir.

    egzama için değil 5, 20 doktorada gitsen hepsi aynı şeyi söyleyip kortizonlu krem yazıp geri gönderecek. çünkü egzamanın nedeni bilinmiyor ve geçmiyor. kolsuz agop bile zamanında bununla yaşamayı öğrenin deyip krem yazıp gönderiyordu.

    lakin egzamaya tıbbın çağre bulamaması ve neden oluyor sorusuna çözüm bulamaması ilginç. yapilan son araştırmalarda bunun aslında mideden kaynaklı ve candida mantarının neden olduğu tahmin ediliyor. millet 15 yıldır egzamaya sahip olup kendi üstünde deneme yanılma yöntemi yaparak artik doktorlardan daha iyi durumu biliyor ve candida diyetine girerek 20 yıldır iyileşmeyen egzamanın geçtiğini iddia ediyorlar.

    yani doktorların sorunun nedenini yanlış yerde araması gibi. yâni bu bir cilt problemi değil mide problemi ve midede kendinde olan bu rahatsız edici durum için bir nevi sana kırmızı s.o.s sinyali yolluyor.

    kortizonlu krem bile sürsen 1 hafta kızarıklık geçiyor 1 hafta sonunda eskisinden beter halde tekrar kızarıyor. kortizonlu krem demekte bir nevi streoid krem yani. yani oldukça zararlı.

    sonuç olarak ketonojik diyetin temel amacı midedeki candidaların besinlerini kesmek. bu candida şekerden ve karbonhidrattan besleniyor. yani bünyeye göre değişmekle beraber minimum 1 ay,

    ~ kola, konsantre meyve suyu, şekerli soda, bira gibi her türlü şekerli ve gazlı içecek ve tahıl buğday içkisi yasak.
    ~ süt ve süt ürünleri tam yağlı beyaz peynir gibi yasak. sadece laktozsuz kefir serbest. onun dışında süt bile yasak.
    ~karbonhidratlar ekmek, makarna,patates, mısır, popcorn, pilav, şehriye hatta bulgura kadar yasak.
    ~limon ve avokado dışında meyvelerde yasak. amaç candidayı besleyenşekeri sıfıra indirmek. o yüzden çok şekerli karpuz kavun üzüm elma yasak.
    ~her türlü beyaz esmer şeker yasak. çikolata, biskrem, albeni, sütlaç, aşure gibi yapay ve doğal tatlı şekerleme yasak.

    ilk 7 gün vücuda detoks yapıyorsun. sıfır şeker ve karbonhidratlla candidanın besinlerini kesiyorsun. candida 1 hafta aç kaldıktan sonra kendi kendine ölüyor ve toksin yapmaya başlıyor. buna die-off etkisi deniliyor. yâni 1 hafta sonra vücut inanılmaz bir şekilde şeker çikolata tatlı aşerecek ve vücuda glikoz girmediği için enerjin düşecek belki halsiz dolaşıp başın ağrıyacak amabu iyileşme sürecinde olduğunu gösterecek.

    1 hafta detokstan sonra yavaş yavaş vücuda meyvelerden başlamak üzere alabilirsin. ama tabi minimum 1 ay diyeti sürdürmek ve bundan sonrada mesela yapay şekeri kesmek, çayı kahveyi şekersiz içmek, ekmek, kola, makarna gibi ürünleri ayda yılda 1 dilim yemek başarı getirir.
    bünyeye göre değişmekle beraber diyet sonunda vücudun kendi kendine iyileştiğini göreceksin.

    ketonojik diyet

    benim uyguladığım diyette de ki internette bulabilirsin sabahları boyoz gevrek ekmek yasak. her sabah 1 şişe kefir ve sadece fındık, ceviz, badem kuruyemişi var.

    öğle yemeklerde de ekmek makarna ketçap pilav yasak. bunun dışında kalan çorba gibi yemekleri ekmeksiz yemek var.

    öğleden sonra vücut aç olduğu için gene fındık ceviz badem ve bir tane probiyotik yoğurt yemek var. arada belki gene kefir.

    akşamda aynı şeklilde ekmek makarna patates haricinde menüde hangi yemek varsa doyana kadar yemek var. :)

  • secret invasion okuma serisi nisan - aralık (2008) ayları arasında 8 fasikül olarak yayınlandı. bu hikayenin öncesinde ciwil war ve new avengers (gerekli şeyler) serilerinde skrull istilasının yaklaştığına dair ipuçları verilse de esas mevzu secret invasion serisinde dile getirilir. hikayede farklı marvel kahramanlarının gözlerinden skrullar ile verilen mücadele anlatılıyor. hikayede yine dikkat çeken nokta uzun zamandır ortalıkta olmayan nick fury'e de bol bol yer verilmesi. dizide de sanırım nick fury uzun bir süre ortalıkta yokken bu istilayı durdurmak için ortaya çıkıyor ve bu istilayı nick fury'nin gözlerinden/cephesinden izliyoruz. bu vesileyle uzun zamandır beklenen nick fury hikayesi de sonunda bizimle buluşmuş oldu. diyebilirim

    marvel evreni fazlardan oluşarak beyaz perdeye aktarılıyor. marvel hikayelerinin zaman sürecini 1'den 10'a kadar yayarsak biz bugüne kadar 4/10'luk kısmı izledik. ilk evrede kahramanların origin hikayelerini öğrendik. peter parker nasıl örümcek adam oldu. tony stark nasıl iron man oldu, hulk nasıl yeşil bir deve dönüştü bunları izledik. bu evrede kahramanlarımız güçlerini keşfedip olaylara küçük çaplı müdahalelerde bulundular. kapkaç yapan bir soyguncuyu yakaladılar, şehri gözlemleyip ufak suçları engellediler ve bu sayede bizler de hem kahramanların kendilerini tanımasını, keşfetmesini hem de karakterlerin gelişim sürecinde özel güçlerinin ne olduğunu görmüş olduk. bir nevi onları solo tanıyıp izledik.

    sonraki evrede avengers kuruldu ve süper kahramanlar tanışıp arkadaş oldular. solo filmler ve hikayeler bitti artık ortak filmler başladı. 10 filmden oluşan üçüncü evrede dünya üzerinde örgütlenen süper kahramanlarımızın genelde yine dünya içerisinde olan olaylardan dolayı yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmasını izledik. yani hep dünya üzerinde ya da dünyanın çevresinde olan olaylardı. thanos olayında bile dünyayı kurtarmaya çalıştık.

    adım adım, aşama aşama ilerleyerek yeni evreler ile dünyada dönen olaylara müdahale etmeyi geride bıraktılar ve dünya dışında, galaksimizde, başka evrenlerde meydana gelen olaylara müdahale etmeye başladılar. iron man, captain amerika, black widow gibi pek çok karakterin ölmesinin ya da kenara çekilmesinin sebebi bu. bu evrelerle dünyadaki süper kahramanlar devri bitti. artık dünya dışı varlıkların, diğer galaksilerde yaşananların anlatıldığı bir evreye geçiyoruz. marvel'da da dc evreninde de çoklu evrenlerin anlatıldığı bir dönemdeyiz.

    peki nedir bu skrullar ? skrullar şekil değiştirebilen ve teknolojik olarak gelişmiş uzaylılardan oluşan bir ırktır. baş düşmanları kreeler ile yüzyıllar boyunca savaştılar . kree-skrull savaşının sonuçları dünya üzerindeki yaşamı da etkilemiştir. skrullar'ın ana vatanı skrullos, bir başka marvel karakteri olan galactus (gezenleri yok ederek hayatta kalan kozmik bir varlık) tarafından yok edilmiştir.

    skrull mevzusunu marvel dünyasını üstünkörü izleyenler bilmez. genelde çizgi romanlara derinlemesine dalmış, advance hikayeleri okumuş kişiler bilir. çünkü çizgi romanlarda da skrullar ilerleyen evrelerin, ilerleyen derslerin konusudur.

    kısaca anlatmak gerekirse dünya tarihinin ilk zamanlarından beri aramızda gizli halde yaşayan uzaylılar vardır. bu uzaylılara skrull denir ve normal insan görüntüsündedirler. ancak bu skrullar işi gücü olmayan sıradan insanlar değillerdir. dünyayı yöneten önemli insanların kılığındadırlar. tv'de gördüğünüz ve nesilleri etkileyen popüler şarkıcılar da olabilirler, ülkeleri ve dünyayı yöneten devlet başkanları, istihbarat başkanları gibi kritik rollerde de yer alırlar. skrullar genelde ölen önemli kişileri taklit ederek onların yerlerine geçerler. sessizce aramızda istila gününün yaklaşmasını beklerler. ve sayıları azımsanamayacak kadar fazladır. belki de dünya nüfusunun yarısından fazlası skrull olabilir. çizgi romanlarda verilen detaylar bu yönde.

    secret invasion için değil ama marvel evreni için bir spoiler vereyim. ben evrene dair bir spoiler duymak istemiyorum diyen bu paragrafın gerisini okumayabilir. uyarımızı yaptıktan sonra ipucumuzu verelim. şöyle ki, çizgi romanların ilerleyen hikayelerinde avengers ekibi asgard'dan dönerken captain amerika bir skrull tarafından öldürülür ve bu skrull captain amerika'nın yerine geçer. asgard dönüşü sonrasındaki tüm captain amerika hikayelerinde kahramanımız aslında skrull'dur. skrull'ların gelişmiş hız, güç ve dayanıklılığa sahip olduğu vurgulanırr. bu nedenle kaptan amerika, güçleri onlara benzer olduğu için değiştirilmesi en kolay kahramanlardan biridir.

    ilerleyen hikayelerde de captain amerika da dahil olmak üzere invisible woman, madame hydra, hawkeye, wasp, spider-woman, captain marvel, black panther, hulkling, elektra, ant-man gibi pek çok marvel karakterinin (kahramanının) aslında skrull olduğu ortaya çıkar.

    mesela elektra iç savaş'ın hemen öncesinde echo tarafından öldürülür. cesedi ise inceleme yapması için iron man'e verilir. iron man yaptığı incelemede elektra'nın skrull olduğunu öğrenir. ölümünden 2-3 ay önce bir skrull electra'nın kimliğine bürünerek onun yerine geçmiştir. pek çok kahraman öldükten sonra skrulllar ile yer değiştirirler.

    skrullar hydra (madame hydra olarak), fantastic four (invisible woman), avengers (captain amerika), sword (henry gyrich) ve shield (veranke ve clay quartermain) organizasyonlarına da sızmıştır.

    işte nick fury, s.h.i.e.l.d'in başkomutanı, avengers'ın kurucusu, büyük üstat da hayatını bu skrullar ile mücadele etmeye adamış birisi. bu dizide de skrull istilası sırasında nick fury'nin verdiği mücadeleyi izliyoruz/izleyeceğiz.

    diziye büyük ihtimalle telif gelebilir ve dizibox, dizilla gibi sitelerde yer almayabilir. bu yüzden disney+ üyeliği olmayanlar dizipal üzerinden izleyebilirler.

    not: henüz ilk bölümü izlemedim. yani bu yazı fragman hariç dizinin hiçbir sahnesi izlenmeden yazılmıştır. bu yüzden spoiler korkusu yaşamadan rahatlıkla okuyabilirsiniz.