ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
26 aralık 2014 beyazıt öztürk'ün vefası
demek ki & fakat
-
galerici ve müşteri..
m: iyi günler bilader..
g: iyi günler buyurun..
m: kaça bu porşe?
g: 250 milyar..
m: yav destur!.. geçen hafta 240 milyardı?
g: peki ondan önceki hafta ne kadardı?
m: ee.. o zamanda 230 du..
g: demek kiii?
m: demek ki her hafta soruyorum..
g: fakaaat?
m: fakat almıyorum..
g: demek kiii?
m: demek ki yürüyüp gitmem lazım yavaştan..
g: fakaaat?
m: fakat yüzsüzlük edip kalıcam galiba..
g: demek kiii?
m: şş tamam lan sıkıldım ben..
g: fakaaat?
m: fakat sen betermişsin be!!
g: demek kiii?
m: şimdi oturtuyorum yumruğu..!
g: fakaaat?
(polis müşteriyi yakalar)
m: fakat sen çoktan polise haber vermişsin..
g: demek kiii?
m: demek ki içerden çıkınca ben senin ananı..
g: fakaaat?
m: fakat ben içerdeyken sen benim anamı.. bırakın laaan!
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
alnından öpülesi askerdir. umarım açığa alınmak, soruşturmaya uğramak gibi bir sıkıntı yaşamaz.adamlar alışmışlar çığırtkanlıkla, taşla, molotofla istediklerini almaya, alamayınca basıyor yaygarayı.yalnız bir ara sönme patlaması yaşıyor kadın, çığırtkanlık tavan yapıyor ve sonra askerimizin soğukkanlı tavrı ve kapak cümlesinden sonra istenmeyen davranış sönmeye başlıyor.böyle devam işte; yeter arkadaş, sen ezildiysen biz de ezildik, yokluksa yokluğun en alasını sizden başkaları da yaşıyor.payımıza kaç lokma düşüyorsa hakkını alırsın eşitçe, milletin tepesine çıkıp işemenin alemi yok.
telefona 3 bin tl verip metrobüs kullanan insan
-
metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.
denize giderken yiyecek hazırlayan varoş kız
-
hemen evlenin. bu devirde pırlantadır.
sinovac aşısı olan annemin pozitif çıkması
-
bir yerlerde aşı olan pozitif çıkmaz diye bir şey yazıyordu da ben mi kaçırdım lan? bir aşı bu kadar yanlış anlanır mı?
boğazına ip bağlanan kediyi denize atmak
-
milan kundera'nın varolmanın dayanılmaz hafifliği romanında yazdıkları bu acımasızlığa yeter cevaptır;
"gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığı ile, özgürce ortaya çıkabilir. insan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı, onun, merhametine bırakılmışlara davranışında gizlidir: hayvanlara. ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır, o kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır."
yeşilçam film müzikleri
-
paul mauriat - el bimbo
ennio morricone - le casse
john barry - florida fantasy
vladimir cosma - sapato rosa
miklos rozsa - el cid
philippe sarde - martini dry
paul mauriat - isadora
leroy holmes - love theme from romeo and juliet
manos loizos - o stathmos
francis lai - rencontre
francis lai - la course du lievre
franco micalizzi - l'ultima neve di primavera
mikis theodorakis - to yelasto pedi
mikis theodorakis - paola
earth & fire - memories
herbie mann - dance of the semites
tangerine dream - betrayal
elias rahbani - ı love you lina
russ case - caeser & cleopatra
tangerine dream - creation
john carpenter - the end
en çok üzen zam
-
maaşıma gelen zam.
sahibinden'deki tasarımı ile çığır açan daire
-
birisi banyodan falan bahsetmiş de banyoyu nasıl ayırt edebildiniz la? hangisi banyo?
ülkeyi terk etmek
-
15 ekim'de gerçekleştireceğim olay.
evliliğimin ilk 2 yılını türkiye'de geçirdikten sonra, almanya'da doğup büyümüş eşimin türkiye şartlarına ayak uyduramamasını bahane ederek bu ülkede yaşanan rezilliklere dayanamadığım gerçeğiyle gidiyorum.
ülkemi terk ediyorum, ama aslında ülkem beni çoktan terk etmiş.
lensin göze kaçması
-
korkulacak birşey değildir.
10+ yıldır lens kullanırım birkaç ayda bir başıma gelir. genellikle makyajımı silerken pamuğu eğer biraz sert bastırdıysam oluyor.
bulduğum en basit kurtulma yolu; öncelikle diğer lensinizi çıkarın. sonra hızlı hızlı gözlerinizi kırpın. biraz bekleyin yavaşça lensin gözünüzün kenarına kaydığını hissedeceksiniz. hafifçe kaydığını hissettiğiniz kısımdan göz kapağınızı kaldırın, içinde görünür vaziyette oluyor, parmak ucunuzla çekin.. bitti gitti..
hiçbir şey yapmaz sakince beklerseniz de er geç kendiliğinden gözünüzün kenarına gelir, bu da bir metod
şunları da unutmayın:
*lens gözüne kaçınca kör olmazsınız
*gözünüzün arkasına gidince beyninizin içinde kaybolmuyor ya da vücut boşluğunuza düşmüyor.
*kaçacağı bir yer yok er geç çıkacak korkmayı gerektiren birşey yok