ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin birbirine en çok yakışan çifti
-
tahin & pekmez.
eti bonzai ile marine etmek
-
(bkz: eti bonzai)
arabada annesini ön koltuğa oturtan erkek
-
bence anneyi ön yolcu koltuğuna hanımı da sürücü koltuğuna oturtacaksın sen de arkada keyfedeceksin hiç kasmaya gerek yok.
(bkz: evleneceği kadında ehliyet şartı arayan erkek)
command & conquer red alert 2
-
zamanında fazla oynayıp, gerçek dünyadan kopmama neden olmuş oyundur..
örneğin bir seferinde sovyetlerle oynuyorum..
üssümü kuvvetlendirmek için gerekli olan en temel savunma binasını yani tesla coili dikiyorum.
ama power plantlere dikkat etmemişim..
önce bir low power uyarısı geldi..sonra da bilgisayar kapandı !
ilk önce durumu idrak edemedim..
tüh..keşke bir power plant daha yapsaydım dedim..
sonrasında elektriklerin gitmiş olduğunu farkettim..
ortamı değiştirme
-
istenmeyen davranisa neden olan uyaricilarin bireyin ortamindan kaldirilmasidir. ornegin, cocuk evde top oynarken cam esyalar kiriliyorsa cam esyalarin cocugun top oynadigi yerden kaldirilmasidir. bu sayede cocuk daha uygun ortamda top oynayabilir.
karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey
-
halı saha maçı yapmak. bu kadar insanın bir bildiği olmalı.
saat reklamlarında saatlerin onu on geçmesi
-
belki de başkası yazmıştır aramaya üşendim. biraz aradım bulamadım. ama böyle bir hadise var. tüm reklam görsellerinde saatleri aşağı yukarı 10'u 10 geçeye ayarlıyorlar. bilemedin 10'u 8 geçe olsun. fakat hiç saat 18:00'i gösteren reklam görmedim. çünkü 10'u 10 geçe olunca simetrik oluyormuş. üstelik gülen surata benziyormuş, bilinçaltında daha pozitif etki yaratıyormuş bakan insanda. ben ilk duyduğumda ha sittirin lan olur mu öyle geyik demiştim. fakat sonra baktım ki durum böyle.
bak şimdi mesela
bu
veya bu
ya da şu şekil
eski reklam
yeni reklam
bu da kanıtı
cartier
niye böyle
niye her reklam böyle?
sizin yapacağınız ayarı skim.
citizen de böyleymiş.
şopar
eskiden 8:20'ye ayarlıyorlarmış o da aslında 10'u 10 geçenin yatay eksene göre ters simetriği gibi. fakat orada akrep ve yelkovan aşağıya baktığı için sanki insanı da böyle daha çok demotive eden bir yönü var gibi diye bu standarda geçmişler. saatlerin çoğunun markası tepede olunca, saati 10'u 10 geçeye ayarladığımız zaman markayı çerçeveye almış gibi oluyor o açıdan bu durum zamanla endüstri standardına dönüşmüş. saatler için reklam sektörünün yazılmamış bir kuralı haline gelmiş bir durum.
1920'li 1930'lu yıllarda saat 8:19 veya 8:20 de kullanılıyor dediler ama üşenmedim baktım, orada da durum pek farklı değil.
5 bin tl maaş alıp lcw'den giyinen erkek
-
geçen evin ordaki bir işportacıda nike marka ayakkabı satıldığını görüp, meraktan ne kadar diye sordum: 35 tl dedi eleman. vietnam'da imal edilen imitasyon ürünlermiş... lan o kadar güzel duruyor ki, insanın aklını çeliyor ayakkabılar. birkaç tane denedim, baya da rahat. ayağımdaki skechers'larla kapışıyor nerdeyse.
alsam mı almasam mı diye düşünürken, direkt bu başlık geldi aklıma amk. 5 bin tl kazanmıyorum ama fena değil maaşım. dedim ahmet boşver arkandan bik bik öteler, mühendis adam çakma nike giyiyor derler. arkamı döndüm tam gidiyorum, demesin mi eleman "gel abi sana 30 lira olur" dayanamadım aldım bir tane. ertesi gün de işe giderken giydim, tam 2 haftadır kullanıyorum herkes ayakkaplarımın ne kadar şık olduğunu söylüyor, soranlara da 220 liraya aldım diyorum.
henüz anlayan-şüphelenen çıkmadı, işportacıyı görürsem bir tane daha alıcam.
tırı sollayan tırı sollayan tır
-
ne zamandır başlığını açmayı düşündüğüm hede. zaten açılmış bile.
saate 30km hızla giden tırı saatte 32 kilometre hızla giden tır sollarken saatte 34 km hızla giden tır dur ben şu 32 km hızla giden tırı neden sollamıyorum ki diyerek en sol şeride geçince ortaya çıkan durumdur bu. tırlar yan yana ele ele tutuşmuş sanki bir halaya gidiyor gibidirler. bu arada da arkalarında birikmiş minik araç toplulukları en az 17 dakika süren bu trafik destanına hayretler içinde şahit olmaktadırlar.
ayakkabıcıda tanık olduğum içimi acıtan durum
-
4 milyon dolarlik evleri alip gotune sokabilecek olanlarin hic bulasmamasi gerektigi konu. varsin herkes insan olmasin, halden bilmesin.
yardim eden de, ufak da olsa iyi niyetle caba sarf eden de sag olsun.
kazandigi parayi paylasmak icin degil, sekil icin tutan da kahrolsun.
humanizmden selamlar.
johnny depp
-
uzun bir süredir gündemi meşgul eden oyuncu.
ancak sözlükten debe entyleri üzerinden, bir de ınstagram'da reels videoları üzerinden bazı şeyler gördüm. yani kim haklı kim haksız bir şey diyemem. sadece bir şey dikkatimi çekti: amber kaltağı, johnny'ye dior sponsorluğu için "dior'un senle ne işi var? onlar tarzı olan bir firma, senin tarzın falan yok!" diyor. johnny depp'e diyor. elon musk'a, james franco'ya vermiş kadın diyor, tekrar ediyorum johnny depp'e diyor.
ulan erkek halimle benim bile johnny'ye veresim geliyor, sen kim köpeksin de adama tarzın yok diyorsun kaltak!?
tamam sakinim.
bölücü kebapçılar
-
yıllardır adana ve urfa kebap diye bizi böldüler, bunları kastediyor sanırım.