hesabın var mı? giriş yap

  • marvel comics, aralık 1939‘da timely comics adı altında kuruldu. şirketin kurucusu yayıncı martin goodman genel çizgiroman akımının aksine süper kahraman öyküleri yayınlamak istiyordu. çizgiroman tarihinde altın çağ olarak adlandırılan dönem süperman’in evsahipliğini yaptığı action comics (macera çizgiromanı) dizisi ile başlar. superman karakteri ile büyük başarı sağlayan national comics isimli yayınevi (daha sonra adını dc comics olarak değiştirecektir) başarısını 1939 yayına soktuğu bir diğer süper kahraman batman ile devam ettirir. 1939 yılında timely comics ilk süper kahraman dizisi olan namor’u yayınlar. namor’un özelliği mitolojide sular altında kalan atlantis’ten gelmesi ve insanlardan nefret etmesidir. bir anlamda namor çizgiroman tarihinin ilk anti-kahramanıdır. namor ile başlayan atak human-torch (alev adam ) ile devam eder. bu iki kahraman ayrı öykülerde yer almasına rağmen aralarındaki sürütşme ve kavgalar onlara belli bir popülerlik sağlar.

    amerika’nın ikinci dünya savaşına girmesine timely evreni de kayıtsız kalmaz. namor ve human torch güçlerini naizlere karşı kullanmaya başlar. bunun yanında 30’lu yılların çizgiroman anlayışı ile günümüz anlayışı arasında ki en temel fark öykülerde süper kötülere yer olmamasıdır. kahramanlar ya çılgın bilim adamlarıyla ya da bilidiğimiz suçlular ile karşılaşır. amerika’nın savaşa girişinden altı ay sonra joe simon ve jack kirby marvel evreninin en önemli karakterlerinden yüzbaşı amerika’yı yaratır.(stan lee’nin ilk marvel macerası kaptan amerika için diyalog yazmak olmuştur)

    savaşın ardında süper kahraman çizgi ormanları ilgi çekmemeye başlamış, piyasanın merkezine western, melodram ve en çok korku öykülerine dayalı çizgiromanlar oturmuştu. bu yıllarda timely comics’in yaptığı bir diğer yenilik de adını atlas comics’e çevirmesidir. kid colt ve two gun kid bu dönemin en önemli karakterlerindendir.(ilginç detaylardan bir tanesi zaman atlaması sonucu vahşi batıdan günümüze gelen two-gun kid’in intikamcılar’a katılmasıdır)

    çizgiromanda gümüş çağ

    1956 yılında dc comics şasırtıcı bir hamle ile altın çağ kahramanlarından flash’ı shadowcase isimli öykü içinde tekrar yayınlamaya başlar. aynı formülü hawkman ve green lantern için uygulayan ve sıradışı başarı sağlayan dc comics çizgiromancılıkta gümüş çağı başlatır.dikkat tekrar süper kahramanların üzerine çekilmiştir.superman,batman ,harika kadın,hawkman,flash,martian man ve aquaman’i katılımı ile amerika adalet birliği oluşur. çizgiroman tarihinin ilk süper kahraman ekibini kuran dc 50’li yıllara damgasını vurur

    1961 yılında yayınevi sahibi martin goodman’ın talimatı ile stan lee ve jack kirby dc ’nin adalet birliğine rakip olacak bir süper kahraman takımı yaratmak için kolları sıvar. ortaya çıkan eser fantastik dörtlü ‘dür. fantastik dörtlü’nün sıradışı başarısı sayesinde marvel comics parasal darboğazı aşıp rahat bir nefes alır. bünyesini steve ditko ve don heck gibi genç yazar çizerler ile güçlendiren marvel iki yıl içinde müthiş bir atağa başlar:

    yeşil dev hulk, şimsek tanrısı thor , örümcek adam, intikamcılar ve x-men .bu yayınların başarısı ile marvel pazar payını genişletir ve piyasada lider konumuna gelir.

    stan lee’nin hikaye yazarken izlediği ve daha sonra ‘’marvel metodu’’ olarak isimlendirilen yolu şu şekildedir. konuyu kabaca yazarlara özetler ve onlarının yaratıcı özgürlüklerini sergilemesini bekler, çizim ve renklendirme faslı bittikten sonra öykü ve diyaloglar son haline getirirlir.konuşma balonları bu işlemden sonra yazılır.marvel metoduna ve steve ditko, jack kirby gibi başarılı çizelerin varlığına rağmen marvel’ın esas sırrı kahramanlarına kişilik ve karakter katmasıdır. her marvel kahramanı günlük hayatta rastlayabileceğimiz problmeler ile boğuşur.bu sayede okur eserdeki kahrama ile kendini rahatça özdeşleştirebilir.

    çizgiroman tarihinde gümüş çağ olarak adlandırılan dönem jack kirby’nin fantastik dörtlü’nün 104. sayısının ardında ayrılıp dc comics’e geçmesi ile sona erer. dc için yeni tanrılar adı altında bir dizi hazırlayan jack kirby daha çok yaratıcı özgürlüğe sahip olmak ve stan lee’nin gölgesinden kurtulmak için bu yolu seçmiştir.kirby’nin ayrılışından kısa bir süre sonra stan lee yazarlığı bırakır ve editör koltuğuna oturur. o günden beri basılan her marvel çizgiromanı ‘’stan lee sunar ‘’ etiketi taşımaktadır .

    1970’li yıllarda özellikle x-men yazarı chris claremont ve daredevil yazarı frank miller’ın çalışmaları ile marvel pazarda liderliğini sürdürür.chric claremont kapatılması gündemde olan x-men serisini john byrne ile beraber zirveye taşır. yepyeni bir ekip ile okuyucunun karşısına çıkan claremont daha yazdığı ilk öyküde ekipten bir karakteri öldürmekten çekinmez-hem de sonuza kadar, bilirsiniz genelde çizgiromanda ölen karakter defalarca dirilir-, diğer süper kahraman takımlarının aksine onun yazdığı öykülerde ekip içinde devamlı sürtüşme vardır. "dark phoneix saga’’, ‘’days of future past ’’ gibi yenilikçi ve en klasik x-men öyküleri hep claremont zamanında yazılmıştır. öyle ki kapatılması düşünülen x-men serisi onlarca başka seriye ev sahipliği yapmıştır.(x-factor, x-force, excalibur, gen-x gibi ) . hatta son dönem marvel editörlerinden bob harras:

    ‘’yeni bir çizgiromanı yayına sokmanın en kolay yolu onu x-men içinden başlatmak ‘’ demiştir.

    şu an yönetmen koltuğunda oturduğu sin-city ile kendinden bahsettiren frank miller ilk çıkışını marvel için daredevil’ı yazarken yapmıştır. okuyucuyu ilk şok eden hareketi kör avukatın bir suikastçi elektra’ya aşık olması ile başlar. bir yanda kendi adalet yargıları, bir yanda ise suçlu sevgilisine aşkı arasında kalan matt murdock/daredevil’in alt üst olan psikolojisi hiçbir çizgiromanda olmadığı kadar derine inilerek ve de olabildiğince gerçekçi bir şekilde verilmiştir. bunun yanında standart bir kötü karakter olan kingpin’i adeta baştan yaratmıştır. çizgiroman janrına aykırı olarak mafya ve suç dünyası ilk kez bu kadar gerçekçi olarak bir çizgiromanda yer alır.

    1960’lı yıllarda steve ditko, john buscema gibi dikkat çekici çizerleri bünyasinde toplayan marvel aynı hamleyi 80’lerin sonunda da başarı ile uygular. jim lee,mark silvestri , erik larse, rob liefeld ve todd mc farlane çizim teknikleri ile çıtayı üst seviyeye taşırlar. özellikle mc farlane tarafından yeniden düzenlene örümcek adam ve unutulmaz düşmanı venom’un maceraları marvel’ı satışlarda zirveye fırlatır. nitekim 90’lı yılların başında gümüş çağı kapatan olay tekrar yaşanır. yoğun editör baskısından bunalan bu ekip marvel’ dan ayrılıp image comics’i kurarlar ve sıradışı başarı kazanırlar.

    90’lı yıllarda yeni nesil okuyucuların öykülere yabancı kalması ve takip etmekte zorlanmasını yüksek sesle gdile getirmesinin ardından marvel ultimate serilerini yayına koyar. mtv gençliğine hitap eden-lakin yer yer çok sert politik mesajlar vermekten çekinmeyen- bilgisayar oyunu tadında ve akıcılığında bu seriler ile marvel yeni nesli de yakalamış olur. şu günlerde sinema uyralamaları ile kendinede çokça bahsettiren şirket herşeye rağmen 60 yıldır yoluna devam ediyor.

    kaynak: http://www.hayalsaati.com/…map/index.php?t-233.html

  • aldığı nefesten utanması gereken varlıklar tarafından hor görülmeye çalışılmış insandır.

  • mesele 1 milyon bisikletin dağıtılması değil, bu bisiklete binecekler için yollar yapılması, etrafından geçecekler için farkındalık yaratılmasıdır. sağlık bakanlığı bu konu ile ilgili olarak güzel bir iş yapmaya çalışıyor ama bu süreci başlatmadan daha çok yol alınması gerekiyor.

    40 ülkeyi gezip, türkiye'ye geldiğinde trafik kazası sonucu ölen fransız bisikletçinin haberi daha tazeliğini koruyor. hazır sağlık bakanlığı da bu konuda bir adım atıyorken bu tip durumların tekrar yaşanmaması için radikal kararlar da almak gerekiyor.

    fransız bisikletçi hayatını kaybetti

  • dünyada bir milyardan fazla türk olsaydı muhtemelen çirkinliğin tanımını değiştirirdik! hepi topu 70 milyonla çok iddialı işler çıkarabiliyoruz.

    yazarın notu: ne kadar ırkçı ve ayrımcı bir başlık lan bu! sözlükteki hindistanlı arkadaşları klavye başına çağırıyorum.

  • mig 29 uzerine soylenecek cok $ey var.

    sovyetler'in gokyuzunun alenen hakimi oldugu 80'ler boyunca abd kamuoyunu komunizm korkusundan uzak tutmak adina paso kendi hava gucunu oven bilgilendirmelerle beslemi$, bir ton havacilik filmi de cekilmi$ ve dunyanin abd'nin bir numara olduguna inanmasi istenmi$ gorunuyor. (bkz: top gun)

    mig 29 bu hikayede ba$rollerden biri. manevra kabiliyeti ve tarti$masiz dogfight ustunlugu ve radari/kilitlenme mekanizmasi ucagin ana ozellikleri. o yillarda abd'nin elindeki en guvendigi jet f-15 iken (ki dogru duzgun servise girmemi$ f-22'ler sonucu hala f-15'ler filolarinin en onemli parcalaridir) pek cok fuarda gosterildigi kadariyla mig 29 olasi bir hava carpi$masinda teknik olarak cok ustun gorunuyordu. nitekim bu durum daha sonradan ilginc bir $ekilde belgelendi. berlin duvari yikilmadan bir iki yil once dogu almanya'nin rusya'dan satin aldigi 24 adet mig 29, iki ulkenin birle$mesinin ardindan hangarlara cekilmek yerine daimler firmasina teslim edilerek nato standartlarina uygun hale getirtildiler. bu arada nato'nun elinde bulunan bazi teknolojilerle de modernize edilerek mig 29g ve mig29gt model isimlerini aldilar. bir nato ulkesinin eline gecen donemin en iyi hava sava$ makinesine abd'nin kayitsiz kalmasi du$unulemezdi. abd ve almanya arasinda yapilan pakt ile bir adet mig-29 abd'ye incelenmesi icin gonderildi. 2003 yilinda almanlar eurofighter programinin devreye girmesiyle bu ucaklari bir tanesi haric polonya'ya sattilar. almanya'nin 15 yillik mig-29 sahipligi icinde bir tane mig-29 "kayip" olarak ilan edilmi$. detaylari bilmiyorum. cakmak mi lan bu?

    mig 29'un donemin acik ara en iyi sava$ ucagi olu$u ise cok net bicimde belgelenmi$tir. almanya ve abd ordulari 90'li yillarda ortak bir tatbikat duzenlemi$, bu tatbikatta almanya filosuna kattigi mig 29'larla f-15'leri dogfight'larda teker teker avlayarak buyuk ustunluk kurmu$lardir. ozellikle ucaklarin birbirlerine yakla$tiklari durumlarda pilotun kaskiyla baktigi yone kilitlenebilmesi, f-15'lerin burnunu illa mig29'lara cevirmek zorunda kalan abd'li pilotlarin dezavantaj icinde kalmasina ve mig'leri uzaktan avlamayi denemelerine neden olmu$tur. ancak hiz bakimindan mig29'larin oldukca ustun olu$uyla da bu hesap tutmami$ ve abd tatbikattan yenik ayrilmi$tir.

    uzun yillar sonra, 2003 yilinda abd hava kuvvetleri hazirladiklari modernizasyon programiyla bu teknolojiyi kendi ucaklarina da getirdiklerini ilan etmi$lerdir. turk hava kuvvetlerinin bu teknolojiyle alakasinin ne durumda oldugunu merak etmekteyim. zannederim satin almak planlari icinde oldugumuz f-35'lerde de bu onemli ozellik mevcut olacak.

    mig-29'lara geri donersek, nato blogunda olmayan ya da abd ile yakinla$mak istemeyen ulkelerin hala en onemli hava silahi durumunda bulunmaktadir. yakin cevremizden ermenistan, azerbaycan, suriye, rusya, beyaz rusya, ukrayna ve iran'da bulunmaktadirlar. iran sayisini 160 olarak acikladigi ucaklari kendi cabalariyla modernize edip guncel tutmaktadir. ukrayna'da ise bizim f-16'lara denk miktarda, ayni gorevi gormesi amaciyla 224 adet bulunmakta. rusya'da ise ucar durumda 580 adet bulundugu ilan edilmi$. adamlarin elindeki su 27 ve mig 29'larin toplami turkiye'nin elindeki tek dorduncu nesil sava$ ucagi olan f-16'larin dort kati falan olmasi dikkate degerdir. diger bir cok irili ufakli ulke filolarinda ise 60 civari ve alti sayilarda bulunuyor. bu ucaklar kosova ve korfez sava$larinda bol miktarlarda yok edilmi$lerdir. cogunlugu bakim ve teknik yetersizliklerden havalanmaya firsat bulmadan yerde vurulmu$lardir.

    mig 29 ile alakali ilginc bir konu ise, abd'nin de 21 adet mig-29 satin almi$ olmasi. moldova hava kuvvetleri elindeki mig'leri satmaya karar verdiginde, iran gibi ulkelerin guclenmesini onlemek amaciyla abd'nin araya girerek bu ucaklari almak istedigi soyleniyor. ucaklar abd filolarina dahil edilmeyip ce$itli hangar'larda orjinal boyalariyla bekletiliyorlar.

    yine sava$ tarihindeki en baba $erefsizlik/hainlik olaylarindan birinde de adi gecer, korfez sava$i sirasinda irak'tan firar eden 21 adet pilot iran'a gecerler. gecerlerken de telefonlarini, cuzdanlarini ve mig-29'larini da yanlarina alirlar. hadi kendin kactin da, tanesi donemin $artlarinda 100 milyon dolar eden ucagi calmak ve bunu 21 ki$i gibi anormal bir rakamla yapmak nasil bir mevzudur aklim almiyor. belki de saddam yok olacaklarini anlayinca iran'a postalami$tir tabi, bilmiyorum.

  • dincinin şunlardan birini söylemesiyle noktalanacaktır:

    - neyse kardeş, sen komple kapatmışın zaten kalbini. sana anlatacak bir şey yok, allah ıslah etsin.
    - neyse kardeş, allah seni de böyle yaratmış demek ki. ölmeden önce imana gelmeyi nasip etsin inşallah.
    - senin ananı avradını s*kerim oros*u çocuğu! inanmıyorsan da saygı duyacaksın şerefsiz!

  • başlık troll ama doğru çıktı. şimdi kızacaksınız ama en iyi aday bence kulübü ve ligi tanımasıyla yine fatih terim. hazır hoca boştayken sözleşme imzalanmalı.

  • oğlum bu ne lan. sanki hz.musa dönemi mısır krallığında yaşıyoruz. felaketlerin biri bitiyor diğeri başlıyor. veba salgını ve kurbağa istilası da başlarsa tam anlamıyla kutsal metinlere uygun olur. umarım ülkemizi etkilemeyecek olan istiladır.