ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
meb'in 22.000 öğrenciyi affetmesi
-
milli eğitim bakanı mahmut özer’in emriyle, 11. sınıfta okula hiç gelmeyen veya uyuşturucu, bıçakla yaralama dahil disiplin suçundan sınıfta kalan 22 bin öğrenci, hiçbir şart aranmadan 12. sınıfa geçirildi.
devlet, hapishaneleri okula çevirmeye çalışırken meb okulları hapishaneye çevirmeye çalışıyor.
uyuşturucudan ve adam yaralamadan atılan adam okula nasıl geri alınır aklım almıyor.
ondan sonra ekşi sözlükte “öğretmenler fazla maaş alıyor , yazın taş ocaklarında çalışsınlar” demeyi biliyorsunuz. gelin de bu tiplerle uğraşın bakalım okulda.
kaynak
edit: ya arkadaş siz gerçekten kafayı yemişsiniz. sistem çökmüş, müfredat desen içi bomboş. müdürler, yöneticiler desen hepsi torpilli, işten anlamıyorlar, despotlar. hepinizin çocuğu einsten… öğretmenler milyon lira maaş alıyor(!) (ki ben 11.000 lira maaşla 6.500 lira kira ödüyorum)
ama bir tek öğretmenler suçlu öyle mi?
ali ağaoğlu'nun ampute oyunculara ev vermesi
2 ağustos 2015 istanbul depremi
-
babasını aramaktan yorulmuş, vazgeçmiş troll kehaneti.
gerçek bir depremde yakınlarını, sevdiklerini kaybetmenin acısını hiç yaşamamış puştlar ve piçler ancak böyle trollük yaparlar.
az bilinen görgü kuralları
-
birisi sizi evlendiğiniz, çocuğunuz olduğu ya da iyi bir mevkiye geldiğiniz gibi sebeplerle tebrik ediyorsa, ona cevaben "teşekkür ederim." demek.
"darısı başına" oldukça kısıtlayıcı, kaba ve karşı tarafı küçük düşürmeye yönelik bir cevaptır.
hiç kimsenin işini düzgün yapmaması
-
2 yıl sonra edit: hiç bir şey bahane sayılmıyor evet. son 1 aydır ben de bu grup içerisindeyim. evet kötü hissediyorum. hayata pause tuşu istiyorum. kişisel meselelerini hallettikten sonra işe devam etmek istiyorum. neyse.
düzeldim editi: 1 ayın farkını günde 15 saate yakın çıkararak telafı etmeye çalışıyorum. vicdanım rahat aslında, yaptığım işi kötü yapmadım, kişisel ciddi bi kaç problemden dolayı erteledim diyebilirim. memnuniyetsizlikleri de bi kaç güzellik yaparak telafı ettim. iyi bir çalışan oldum sözlük, mutluyum.
son 6 - 7 aydır istisnasız her gün şu cümleyi kuruyorum. kodugumun memleketinde bir tane mı işini düzgün yapan adam olmaz?
her gün bir şeylerle karşılaşmak zorundasın. otobüs şoförü mal taşır gibi otobüs kullanır, garson seni sikine takmadan siparişini alır eksik getirir, paketçi evdeki kızlara sulanır taciz eder, klimacı her defasında bir şeyleri yanlış yapmıştır.
bu böyle uzar gider ve bu memlekette her şey bir yerden boka sarmaya devam eder.
edit: işini düzgün yapmayan sadece yukarıdaki meslek grupları değil. yanlış anlamak istemiş yine işini iyi yapan çok şeker insanlar. yukarıda yazdıklarım 18 saat içinde yaşanan ufak şeyler. buraya her gün yazacak olsam geçen haftadan itibaren babamı öldürmeye çalışan bir doktor, bir yazilimciya verilen 3 aylık işin 10 günde tamamlanmasını bekleyen iş sahibi ( o da yazılımcı- en iyisi olduğunu iddia edenlerden-), her gün işyerine gelen ve kovulunca çıkarmakla tehdit eden gerizekalı bir mülk sahibi, dönerden kıl çıkınca sizin saçınız yok mu diyip para isteyen bir dönerci, imzasını satmak isteyen bir mühendis eklenebilir. ki bunlar hatırladıklarım.
aldatma görüntülerini düğünde yayınlayan damat
-
sözlükte bu adamı da eleştirecek ne bulacaklar diye merakla takipte kaldığım başlık.
öyle bir terk edilmek ki demet akalın olmak
-
(bkz: yaran başlıklar)
1-evlenmeyin 2-evlenmeyin 3-evlenmeyin
-
bu tavsiyeyi verenler genelde evli olurlar ve buna rağmen evliliği sürdürürler. sigara içen birinin elinde sigara ile sigaranın zararlarını anlatması gibi bir şey bu durum da.
gezi'ye rakip 2 milyon metrekarelik şehir parkı
-
içine de 7 milyar ağaç dikeceklerdir kesin.
yıllar sonra edit: başlık başa kalmış.
saniyelik salaklıklar
-
ingilizce hazırlıkta hapşıran gramer hocasına bir anlık şaşkınlıkla "nice to meet you" demek. evet bir arkadaş bunu demiş, sınıf gülme krizine girmiş ve dönem sonuna kadar kim hapşırsa "nice to meet you" denmiş, "god bless you"nun esamesi okunmamıştı.
robinson crusoe
-
yazari daniel defoe denilen adam, aslinda zamanin ertugrul ozkok'lerinden biriymis. bu kitabi da ekonomik ve sosyal sinif farkliliklarinin aslinda gerekli oldugundan tutun da, insanin bireysel olarak tek basina herseyi asabilecegini vs. vurgulamak icin yazmismis.
hatta ve hatta jonathan swift, gulliver'i, defoe'ye cevap olarak yazmistir diye de okumustum bir yerlerde (#1998913'de de dendigi gibi: "çağın avrupa'sındaki adaletsizliklere, hak ihlallerine dikkat çekmiştir. ayrıca sade insanların birleşirlerse ne kadar etkili olabileceklerinin, kendilerinde büyük yetkiler taşıyan insanların ise aslında hiçbirşey olmadıklarının üzerinde durmuştur" ayrica "sen insan tek basina herseyi yapar diyorsun ama, ordan konusmak kolay, bazen oyle bir hale dusersin ki, devler ulkesinde cuce bulursun kendini" gibisinden bir cevap oldugunu da okumustum.)
yani sadece tom hanks'in oynadigi filmle degil, en bastan gozden dusmesi gereken bir esermis.