hesabın var mı? giriş yap

  • maalesef herkesin aklina getirdikleriyle artik nasil bir yerde yasadigimizi gösterir. lan dustan cikan kizkardes kelimeleriyle ensestligi, sapikligi nasil bagdastirdiniz?

    ben basliga tiklarken sandim ki güzel güzel geyik cevirecegiz; banyoda bir dünya savasi olmus havasi yaratmis kisidir, evde hintli gibi gezen kisidir vesaire vesaire.

    cürüyoruz, farkinda degiliz.

  • (spoiler içerir)

    - precog'lar ın isimleri, ünlü yazarlar dashiell hammett, arthur conan doyle ve agatha christie'den gelmektedir ..
    - john anderton'ın (tom cruise) cezaevini ziyareti sırasında gözleri retina tarayıcı tarafından taranırken cihazdan çıkan dijital ses, yıllar sonra 'apple'ın, cihazlarında kullanacağı 'şarj olma' sesidir ..
    - john, agata'yı kaçırdığında danny witwer (colin farrell) "ne kadar zamanımız var ?" diye sorar (john'un cinayet işlemesine ne kadar zaman var anlamında) ve bir diğer polis "51 dakika 30 saniye" diye yanıtlar .. bu süre aslında tam olarak o saniyeden itibaren filmin bitimine kadar kalan süredir ..
    - araba fabrikası sahnesi aslında 'alfred hitchcock'a bir saygı duruşudur .. hitchcock aynı sahneyi, 1959 yılı filmi 'gizli teşkilat'ta kullanmayı düşünmüş ama sahne asla çekilememiştir ..
    - otel resepsiyon görevlisi, tom cruise'un kuzeni william mapother'dır ..
    - film, philip k.dick'in bir kısa hikayesine dayanmaktadır .. orjinal hikayede john anderton şişman ve kel biri olarak resmedilmiştir .. aslında bu hikayenin uyarlaması, 1990 yılı yapımı olan 'gerçeğe çağrı' (total recall) filminin senaryosuna eklemek üzere yapılmış ama maddi nedenlerle o filmde kullanılmamıştır ..
    - filmin hikayesi 2054'ün nisan'ında geçmektedir ..
    - anderton'ın göz yuvarlaklarının değişimine konu ameliyattaki teknik tıbbi yöntem, stanley kubrick'in 1971 yılı yapımı olan 'otomatik portakal'da kullanılan hayali ludovico tekniğine benzer durmaktadır .. spielberg, kubrick'in hem hayranı hem de yakın arkadaşıydı .. tom cruise da kubrick'in son filmi olan 1999 yılı yapımı 'eyes wide shut'ta (gözü tamamen kapalı) rol almıştı ..

    t : en karanlık çekimlere sahip spielberg filmidir ..

    kaynak : imdb, wikipedia (çeviriler bana aittir)

  • diline sahip çıkan insanlardır.

    ayrıca ana dilini doğru kullanmak da "ruh hastalığı" olarak görülüyorsa o zaman ben de ruh hastasıyımdır.

    ulan öküzler, bir zahmet artık "şey"in ve bağlaç olan "de, da"ların ayrı yazıldığını öğrenin ki biz de sırf siz doğru kullanın diye zırt pırt sizi uyarmaktan vazgeçelim, hayır sonra "takıntılı-sorunlu-garip insan" biz oluyoruz. bu gibi şeyleri yanlış kullandığınızda cümlenin anlamı tamamen değişebiliyor, bunun da farkına varsanız keşke. hani yaptığınız şey basit dilbilgisi hatası olmaktan çıkıp kendi dilini konuşamama haline dönüşüyor. e bu da komik oluyor tabii ama siz sizi düzeltenlere kızmakla meşgul olduğunuz için kendi rezilliğinizin farkına varamıyorsunuz. kabak yine biz "ruh hastaları"nın başına patlıyor.

    sinirli not: "diline sahip çıkmak" deyince bunu milliyetçilik sanan insanların varlığını görmemi sağlayan başlık oldu an itibariyle. canım benim bak şimdi, ben amerika'da yaşasaydım orada kullandığım dile sahip çıkacaktım, her normal insanın yaptığı gibi. çünkü ana dilim ingilizce olmuş olacaktı ve ben onu doğru kullanmaya çalışacaktım, bu kadar basit.

    not 2: "bağlaçlara -ek işareti konmaz. bitişik olan -de -da'ya işaret konur." diyenlere teşekkür ediyorum, çok haklılar. ben bu hatayı yaptığımı fark etmemiştim, düzelttim şimdi. bakın, uyarılmak ve doğrusunu öğrenmek güzel.

    not 3: "ana dil" olmalıymış doğrusu, uyarılar üzerine tdk'ya * * * anca bakabildim. mesaj yağdıranlara teşekkürler. onu da düzelttim şimdi. vay arkadaş, başka hatam varsa yine söyleyin.

  • yıllıktan anlaşılıyor ki o dönemlerde çağdaş üniversite öğrencileri siyasi baskılara sadece sözlü olarak ve başlangıç seviyesinde maruz kalıyorlar ve bu baskıları sadece tiye alıyorlarmış.

    o insanları değil, tüm insanları kastederek söylüyorum ki; bu tiye alma tavrının bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz.

    yapamazlar denilen her şeyi yaptılar ve yapılamaz denilen diğer tüm şeyleri de yapmaya devam edecekler.

    yobazlar yıkmadan, yok etmeden pes etmezler. binlerce yıl kin güder ama yine de yakıp yıkmak için örgütlenir, geri gelir, kaldıkları yerden devam ederler.

    tiye alıp eğlenirken unutulan şey de bu olsa gerek...

  • kime derdimi anlatsam daha kötü durumda olanları örnek veriyor. napalım amk elimizden bu kadarı geliyor, daha beter olamadık.