hesabın var mı? giriş yap

  • motosiklet sürücülerinin en büyük sorunu istedikleri yerden geçebileceklerini sanmaları.bir motorlu taşıt olarak sende şeritini takip etmek durumundasın.öyle iki otomobilin arasından geçmeye çalışmayacaksın.efendi gibi kurallara uyacaksın sonra başkalarını uyaracaksın.

    tanım:iki adet trafik kurallarını ihlal eden sürücü barındıran vidyo.
    not:motosiklet sürücüsüyüm.

    debe editi:öncelikle entry bu kadar oylandigi ve beğenildiği için herkese teşekkür ederim.ancak, söylemek istediğim şey farkli.bir okula labaratuvar kurulmasina yardim edebilirsiniz. bu konuda oluşturulmuş ve eksi duyuru üzerinden devam eden bir yardim kampanyası zaten mevcut `http://www.eksiduyuru.com/…/bilgisayar-laboratuvari` buradan gerekli bilgiyi alabilirsiniz. kampanyanin nihayete ulaşabilmesi içinse az bir miktar daha gerekli.daha fazla bilgi için lechery adli yazara ulasabilirsiniz.

  • verilen ödev üzerine yazdığım, parçanın klibinin imgesel bağlamda çözümlenmesi;

    "pink floyd genel olarak sistem eleştirisi yapan bir gruptur" desek yanlış olmaz. her albümü, her şarkısı, her sahne performansı yönüyle. özellikle the wall albümü, filmi; tek düzeleşme, robotlaşma, fordist dikta eğitim gibi kavramlarla savaş içeriği taşımakta. son albümleri olan "the division bell" (parlamentoda çalan çanı temsil etmekte)'in son şarkısı "high hopes" genel olarak pink floyd'un kuruluşu, gelişimi ve dağılışını konu almakta. başındaki zil sesi "fat old sun" şarkısından, şarkı içersindeki sinek sesleri "grantchester meadows" şarkısından alınmakta. bu yüzeysel bilgiler bile bize şarkının gidişatı hakkında bilgi vermekte. klibin çekildiği mekanlar grup için ayrı önem taşıyan cambridge'de çekilmiş. klipte köy; kalabalığın eziciliğinden kaçış, yalnızlığın özlemi gibi anlamlar taşır. gökyüzü ve yol, gitme-gelme gibi anlamlar taşırken kullanılan tüm mekanlar grubun hep üzerinde durduğu sınıfsal ayrılıklara gönderme taşır. gene en başta adamın uzağa bakmasının anlamı uzak ve yalnızlık özlemidir. aynı zamanda geçmişi düşünmesiyle paralellik taşır. tarlada ve klipte genel olarak sarı rengin hakim olması "sepya", "geçmişe dair" anlamları taşımaktadır. elmalar, yasak elma hikayesine gönderme ve aslında bir hiç uğruna bu çarkın içine atıldığımızı imgeler. dağlarda koşmak, bisiklet ve soytarılar çocukluğa dair izleri taşır. nehirden akan gitarlar grubun yıllardır ilerlediği ve arka arkaya yaptığı işlere göndermeler taşır. aslında olduğu gibi bütün klibin bir fotoğrafı gibidir. uzun bacaklarla yürüyen bavullu adamlar, okulu bitirip büyüyen öğrencileri anlatır. aslında söylenen şudur ki geçip giden hayatta bir çok aşama atlanır. ama her atlanan aşamadan sonra arkaya bakıldığında geçilen yerler ileriden hep daha yeşil ve daha masumdur. ama asla geri dönülemez, şarkıdaki hüzün burdan kaynaklanır. balonlar, çember şeklinde birbirine top atan insanlar gene geçmişe, çocukluğa dair izler ve özlemlerdir. sonraki sahnedeki "çan" taşıyan "boynu bükük" insanlar grubun başka bir eleştirisi olan dinin eziciliği konusuna gönderme yapar. sırt sırta çarpışan cinsiyeti belli olmayan insanlar, hep ileriye gidilsede aslıda içten içe geri dönülür demektedir (steps taken forwards but sleepwalking back again/ileri atılmış birkaç adım fakat uyur gezer geri dönmek). bir içe yolculuk söz konusu olduğu için bir sonraki sahnede içe bükülmüş bayraklar bizi karşılar. bu da geri dönüşüm anlatısıdır. ve daha sonraki dev pelerinle rüzgara karşı yürüyen adam klibin en vurucu ve en akılda kalıcı sahnesidir. david gilmour'un tasvir edildiği ve bütün pink floyd grubuna mal edebileceğimiz bu sahnedeki pelerin şan, şöhret, ün gibi sadece yük ve rüzgar karşısında sadece zorluk çıkartan şeylerdir. siyah olmasının nedeni ise şanın, şöhretin hiçbir iyi yanı olmaması, sadece ilerlemekte bize zorluk çıkaran birer pelerin olmasıdır. aynı adamı bu sefer tekerlek taşırken görürüz. bu da medeniyetin doğuşunun tasviri yani gene geçmiş özlemidir ve elma sahnesiyle paralellik taşır. oyuncak ayı sahnesi çocukluk ve geçmiş özlemine gönderme yapmaya devam eder. kayıkların nehirin üzerinden aktığı sahnede; kayıklar gene bireyler, nehir ise gene hayattır. ve uzaklara (geçmişe) bakan adam cenaze arabasına benzeyen aracın bagajını açar ve beyaz topları serbest bırakır. bunu "özgürlüğe bırakılan ceninler" olarak anlamak mümkün. sonu bütün bu karamsarlığa rağmen umutla biten klip roger waters'sız bir pink floyd'un sistem eleştirisini imgelem ve üstü kapalı şekilde yaptığına işarettir. klibin sonunda ve ortalarında gösterilen syd barrett heykeli, grubun isim babasına bir saygı duruşu ve shine on you crazy diamond, wish you were here gibi bu eserinde ona adandığının resmidir.

    bu da klip (mümkünse kliple eş zamanlı okuyun);
    https://www.youtube.com/…oupk8&ab_channel=pinkfloyd
    ---
    edith piaf: noktalama, bkz ve linkler.

  • türkiye'deki çoğu atm kullanıcısının yapabildiğini düşündüğüm eylem. atm'den yapılan işlemlerde -hele ki böyle kredi kartı ödemesi gibi işlemlerde- insanımızın yüzünde oluşan o "mavi kablo mu kırmızı kablo mu?" gerilimini başka türlü açıklayamıyorum. ben 50 ytl çekmek için vakıfbank atm kuyruğunda -10 derecede beklerken, önümdeki adamın "pentagon 'un taliban'a uzun menzilli füze satışı" başlıklı şok dosyaları incelediği düşüncesi şu soğuk günlerde benim için sıcak bir teselli oluyor. allah hepinizin belasını versin... dondum lan dondum...

  • 31.05.2013 cuma : gitme oğlum ne işin var eylemde, ya bir şey olursa, hakkımı helal etmem bak

    01.06.2013 cumartesi: dün gittin yeter işte,daha yeni geldin eve, her gün her gün ne işin var, anarşist misin sen?

    02.06.2013 pazar: tamam git ama polise bulaşma. taksime git, orada kavga gürültü yok

    03.06.2013 pazartesi : nasıldı dün? işten sonra gidicek misin yine?

    04.06.2013 salı : akşam sen taksimdeyken biz de burada dışarıdaydık. görmeliydin ortalığı, gurur duyuyorum hepinizle. nebahat teyzenler bile vardı.

    05.06.2013 çarşamba : bugün tüm öğretmen arkadaşlar işe gitmiyoruz, taksime gideceğiz. akşam gelince ara beni

  • şu son bir haftada ülkücüler yüzünden ülke iq ortalamamız 30'lara geriledi amk.

    mecliste olanları ayrı dert, dışarıdaki yavru kurtlar ayrı dert. ne sikim bir kanser hücresisiniz lan?

    çin halk cumhuriyeti'nin türkiye'yle bütün ilişkilerini askıya almasına sebebiyet verecek makettir askjhasfhkl.

  • ikinci aşamadır bu.

    birinci aşamada farkındalığınız oluşur. bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlarsınız. çevrenizi temizleme gereği duyarsınız, ki bu ikinci aşamadır.

    yalnızlığınız her geçen gün daha da artar. sonra sizin gibi farkındalığı yüksek olan insanları bulmaya başlarsınız. çevreniz yeniden şekillenir fakat kaliteli insanlarla.

    yalnızlığınız azalmaya, eskisi gibi eş dost sahibi olmaya başlarsınız ve bu da üçüncü aşamadır.

    sürecin ne kadar sancılığı geçeceği belli değildir. fakat atlattığınız an güzel insanlar edinmiş olursunuz. hayır demeyi öğrenmiş olmanız da cabası.

    not: yalnızlık allaha mahsus sözü de budur aslında. tanrı o kadar farkında ki her şeyin, onu anlayacak kimse yok.

  • (bkz: amerikan tanrıları)

    neil gainman'ı çok sevmeme rağmen bir türlü okuyamadığım kitap. iki aydır anca yarılayabildim, bir türlü sarmadı. oysa ki pek de övülen hugo ve nebula kazanmış bir kitap. sorun ben de mi yoksa çevirisi mi çok vasat bilemiyorum.