hesabın var mı? giriş yap

  • açılın! tedirgin olan ve bu durumu merak edenleri bilgilendirmek için ben geldim! * orman yangınları sonrasında rüzgarın şiddeti ile dumanların farklı şehirlerde ulaşması sonrası ortaya çıkan ve gökyüzünün (bkz: sepya) gibi görünmesi durumudur. bazen de sıcak ve kuru rüzgar olan (bkz: siroko) beraberinde kum taşıdığında bu durum olur.

    izmirdeki durum'a bakarsak: yangınlar sebebiyle gündüzleri bulutlar turuncumsu, güneş ise kızıl bir renge bürünür. bunun detaylı ve bilimsel açıklaması şu şekildedir;

    orman yangınlarının olmadığı günlerde dünya'da bulunan gaz ve parçacıklar ışığın tüm yöne neredeyse eşit oranda dağılmasını sağlar. mavi rengin dalga boyunun daha ufak olmasından dolayı da diğer renklere kıyasla daha çok dağılır ve mavi renk diğer renklere göre daha net görünür. bu, zaman zaman ilginç manzaralar ortaya çıkarabilir.

    yangınların olduğu veya yangın bölgelerine yakın yerlerde ise durum farklı olur. dumanlar yukarı çıkar ve (bkz: atmosfer) 'i doldurur. böylelikle güneşin uzun olan görsel dalga boyları da bu dumanlı sisten daha çok geçer. dünya atmosferinde kalan parçacıklar, fotonların düzenini etkiler, gündüzleri bulutları ve güneşi, geceleri ise ay'ı turuncu ve kırmızı görmemize sebep olur.

    edit: izmir'de gördüğümüz bu gökyüzü rengini istanbul ve orman yangınlarına komşu diğer illerde de görebiliriz. bulutların geçişi ve rüzgarla farklı illerde de görmek normal - bu oldukça doğal ve beklenen bir durum. ayrıca bahsi geçen illerde olası bir yangın durumunda, bu durumun karşımıza çıkışını hızlandırabilir. balıkesir, manisa, aydın - yalova - bursa- istanbul - sarkarya'da da görülebilecek. atmosferde yangından dolayı biriken gazlar sebebiyle yoğunluk farklılığı ortaya çıkarak bu şekilde gökyüzü renklerini karşımıza çıkıyor.

    atmosferdeki durumun, gökyüzüne yansıması ve meydana gelen geçişe ait görsel -görsel 2

    bilim'i seçen herkese selam olsun.
    sevgiyle.

  • hic tuzum kuru konusmayacagim, her durumda esini secen ama anneyi de silip atmayan erkektir.

    ne guzel, butun yazarlar, anneyi secsin demis. secim yapmak, ya o ya ben gibi durumlar insanin evlilik hayati boyunca net olarak karsisina cikan donus yollari degildir. ancak kuvvetle muhtemel anne ve es arasinda gerek bariz sekilde gerekse soguk savas seklinde bir gerginlik olur. ve kuvvetle muhtemel iki tarafin da hakli ve haksiz oldugu durumlar mevcuttur. o sebeple adil olmasi, ama ne durumda olursa olsun, en azindan bir bayramda annesinin elini opmesi gereken erketir.

    hepiniz evlenin sonra acip bu yazdiklarimi bir daha okuyun. allah sizleri adil bir kadina denk getirsin sevgili erkek yazar arkadaslarim, cunku burada atip tuttugunuz o kadinlarin asil yaptirim gucunu evlenince goreceksiniz.

  • hasta muayene edilir, durum biraz ağır olduğu için hasta müşahede denen gözlem odasına alınacaktır.

    +ne yapıyoruz doktor bey?
    -gözleme alacaz şimdi sonrasına bakarız.

    hastanın kanları alınır, tedavisi başlanır, sonuçlar bekleniyordur ama bu arada hasta yakınları boş durmamış.

    +hocam birşey sorabilir miyim?
    -sor bakalım.
    +hocam bir tane peynirli bir tane de patetesli aldık yedi ama bir gelişme yok, bir tane de kıymalı mı alsak acaba?
    -nasıl nasıl?
    +gözleme alın demediniz mi?
    -puhahahahahahahaha....

  • zhou'nun kazası ve halo meselesi sıcak gündemken bu konuda 27 yıllık f1 seyircisi olarak ben de halo ve f1'deki güvenlik konularında eyyorlamak istiyorum.

    başlıkta halo yokken ne oluyordu diye sorulmuş. öyleyse nürburgring'de koşulan 1999 avrupa gp'de pedro diniz'in yaptığı kazanın videosuyla örneğini göstereyim. görsel görsel görsel
    pedro diniz'i o gün allah korumuştu. 2002'de sauber'in kullandığı 2003'de zorunlu olan hans sistemi diniz'in üzerinde olsaydı o gün o kazada ölecekti. hatta villeneuve bu sisteme bu nedenle ilk başta çok karşı çıkmıştı. peki hans kötü bir sistem mi? kesinlikle hayır. sadece f1 araçlarının pilotun kafası açıkta bırakan kısmına bir çözüm düşünülerek halo ya da benzeriyle kullanılmalı.

    üstelik sadece halo meselesi de değil. kazalı araç traktörlerle kaldırılırken yarışın tam gaz koşmasının ne kadar tehlikeli olduğunu ingiliz tv yorumcusu eski f1 pilotu martin brundle 1998 yılında şu şekilde dile getiriyordu.
    "ne zaman pist üstünde bir john deere* görsem dehşete kapılırım. eğer o araç oraya sürüklenebiliyorsa diğer araçlar da sürüklenebilir. bir gün araçlardan biri o traktörün altına girecek" diyordu.
    peki kendisi müneccim mi? hayır tabii ki de. 1994 japonya gp 'de bizzat kendisi de yağmur altında tam gaz koşulan yarışta morbidelli'nin aracına müdahale eden görevliyi ezip ağır yaraladı.

    bugün yağış oldu mu yarışların durmasına sinir oluyoruz, ya da pistin kenarında araba durdu diye safety car çıkıyor, sevdiğiniz pilotun yarışı berbat oluyor dün leclerc'e olduğu gibi. hatta ben de diyordum eski pilotlar saf delikanlıydı, şimdikiler süt çocuğu diye. ancak eskiden de yarışlar böyle can güvenliği olmadan koşuluyormuş. can onların canı sonuçta. gridde jules bianchi'nin ölümünden en çok etkilenen kişi olan charles leclerc'in şampiyonluğuna mal olmuş olsa bile ocon yolda kalınca safety car çıkmasına itiraz ettiğini sanmıyorum. sizler de artık bu olayları f1'in doğal bir parçası olarak kabul edin. bunlar zamanında düşünülmüş olsa jules bianchi bugün belki de hayatta olacaktı.

    peki konumuz haloya geri dönelim. kendisi ideal çözüm mü. bence hayır. halen daha zayıf noktaları var. bu nedenle halo hayat kurtardı diye övmek yerine daha iyisi nasıl olur diye düşünmek lazım. o nedenle benim gözümde halo tartışması bitmemeli.

    2009 macaristan gp 'de felipe massa'nın geçirdiği kazanın benzeriyse halo ile de yaşanabilir. massa bu kazadan sonra ölebilir ya da eski takım arkadaşı michael schumacher'in kayak kazası sonrası konumuna düşebilirdi. massa kaza öncesi şampiyonluk kovalayan bir pilotken sonradan asla eski formuna kavuşamadı. kariyeri bana göre erken bitti. görsel bu nedenle halo, hiç koruma olmamasına kıyasla iyidir ancak ideal çözüm için bana kalırsa halo + aeroscreen şeklinde bir çözüm gerekli. görsel

    neticede aytron senna'nın ölümünden sonra alınan güvenlik önlemleri vs. derken f1 rehavete kapıldı, göz göre göre gelen kaza sinyallerini görmezden geldi. şansla atlatılan kazalardan sonra modern f1 araçları çok güvenli denildi ve neticede jules bianchi aramızda artık yok. bugünkü kazadan da ders çıkarmak lazım. halo yine hayat kurtardı diye kolaycılık yapmak yerine önlem almak lazım.

    - startta sert ve yumuşak hamurla kalkan araçlar yüzünden oluşan büyük hız farkları ve kaosun önüne geçmek gerek. tamam strateji falan önemli ama güvenli değil işte. çaresi herkes tek tip lastik kullansın olmamalı ama bir şeyler düşünülmeli.
    - tekerlek temaslarında araçların takla atmasını önleyici bir formül gerek. bunu ön arka tekerlerin boyutlarıyla mı yaparlar, arka darbe emici düzeneğini uzatıp teker temasını engelleyici koruyucu bir parça mı eklerler bilmiyorum ancak bu da çok tehlikeli bir durum.
    - lastik bariyerlerin yüksekliği de gözden geçirilmeli. ne olursa olsun araç bariyerleri aşıp tel örgüler ile bariyerlerin arasına sıkışmamalı. başka bir pist ve virajda o araç tel örgülerin ötesine uçup seyircileri de öldürebilirdi. bu kazadan çıkartılması gereken çok ders var. f1'in çok ödevi var. çok uzun yazdım. sadeleştirebilirdim ama vaktim kısıtlı o nedenle kusura bakmayın diyerek entryimi sonlandırıyorum.

  • +tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama en azından okul durumlarıyla ilgili bilgileri paylaşırsanız sevinirim.