hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: bugün elleyip seçerek ekmek alıyordum piçler

    1. kızın biri beni videoya alıp "işte ekmeği yarım saat elleyen pezevenk bu" dedi. noluyor amk.

  • (bkz: canısı)

    edit: madem yazdık biz de nerede ve ne şekilde gördüğümüzü söyleyelim. bu anlamlı ve güzel sözün hikayesini anlatalım.

    yer: konur sokak, leman kültür

    sevgili ile beraber leman kültüre oturduk. alışveriş falan yapmıştık bir hayli yorgunuz. biraları söyledik. yanında da soslu patates cipsi. yarime dövme yaptıracağız. fikir arıyoruz nasıl bir şeyler olsun diye. gelip geçenlerin vücudunu inceliyoruz nasıl dövmeler var diye. güzel şekiller arıyoruz. daha sonra garson biraları getirdi masaya koydu. garsonun kolunda bir dövme. sadece canısı yazıyor. amatörce. belli ki kendi kendine yapılmış bir dövme. sadece canısı yazılı. c harfi kapatılmaya çalışılmış. beceremeyince anarşizm işaretine çevirmeye çalışmış. çarşı'nın amblemi diyeyim o zaman daha anlaşılır olur.

    patatesleri de koyarken sordum garsona;
    -çok mu seviyorsun abi koluna işlemişsin.
    +çok sevdim be abisi. ama bana yar olmadı. adının baş harfi c idi. ben de c'yi silmeye çalıştım. dedim ki c'si giderse sadece anısı kalır. beceremedim çok daha fazlası kaldı.
    -eyvallah abi
    +eyvallah

    edit 2: ibrahim erkal şarkısı olduğunu da belirtmem konusunda uyarıldım.

    edit 3: ben bu hikayeyi neden anlattım? sevgilim var oğlum beraber alışverişe falan çıkıyoruz. bildiğin nefes alan bir kadın sahibiyim. ı have got kadın ulan!!!

    şaka şaka neden anlattım bilmiyorum ilk duyunca bayağı içerlemiştik. dedim ki dövme iyi de sonra işte anısı kalırsa sıkıntı büyük be abi!

  • kıyafetlerimizin üzerinde marka logosu taşımayı sevmemiz ve ınstagram'da her seyimizi paylasmamizla paralel durum. barbie ulkemizde marka değeri düşük bir guilty pleasure olarak görüldüğü için entelektüel
    sinefil insanlarımız oppie'yi seçmişler. yine aynı ülkede gişe rekoru kıran film recep ivedik'tir. greta gerwig ve noah baumbach sohbeti terk etti.

  • yabancılara böyle sorular sormak kolay daha önce yolanthe üzerinden bir sürü geyik döndü.sonrasında dusko tosic'in eşi jelana üzerinden söylenmeyen şey kalmadı.şimdi de riekerink'in kızlarına sıra geldi.ulan gidip sorsana fatih terim'e kızlarını ya da volkan demirel'in karısına falan aynı geyikleri yapsanıza façanız yeter mi ? gazateci ve televizyoncu diye ortalıkta dolaşıyorlar işte müsvedde insanlar.

  • adamlarda nasıl bir ufuk var arkadaş. dünyanın diğer ucundaki bir ülkenin vefat etmiş şarkıcısının nispeten az bilinen bir şarkısını (ben hastasıyım o ayrı) keşfedip, sampleını alıp üzerine rap yapıyorsun. şaşkınım sözlük.

  • benim kafamı kurcalayan soru;
    bu öneriye, kim, neden, karşı çıkar?

    tanım; bir yazarın önerisidir.

  • takdir ettim yine. aylık 1 milyon lira maaş aldığım bir işten ayrılacak olsam ben de ağlarım. ne ağlaması kendimi parçalarım. kendimi oraya zincirlerim. o yine metanetini korumuş.

  • ...\......./... <- sevgilimiz bu olsun. (f(x))
    ....).....(....
    ...(.......)...
    ....\...../....

    ........|y.....
    ....\...|.../.. <- belli x1 ve x2 noktalarındaki türevini alırsak;
    .....)..|..(...
    ....(...|...)..
    .....\..|../...
    -------------------- x
    ........|......
    ........|......

    ...|....|y...|.
    ...|\...|.../|. <- y'=f'(x)= ax+b şeklinde birinci dereceden bir fonksiyon olacağından
    ...|.)..|..(.|. türevin grafiği bu şekilde olacaktır. şekli koordinat düzleminden çıkartırsak;
    ...|(...|...)|.
    ...|.\..|../.|.
    -------------------- x
    ........|......
    ........|......

    ....................
    ..|.............|... <- sevgilimizin yeni şekli bu olacaktır.
    ..|.............|...
    ..|.............|...
    ..|.............|...
    .....................

    şu halde, sevgilinin türevini almak çoğu zaman tercih edilen bir eylem değildir.

  • öncelikle sigara içmeyiniz. yani hiçbir şekilde ozenmeyiniz ve bulaşmayınız. bunu tüm samimiyetimle söylüyorum.

    insan fiziksel, mental ve ruhsal olarak bir bütündür. kendinizi her açıdan geliştirmeye odaklanın lütfen. zengin ya da fakir farketmez, fiziginiz her zaman iyi olabilir arkadaşlar. düzenli ve sadece vücut ağırlığınızı kullanarak bile uzun vadede güzel ve sağlam bir vücudunuz olur. bu önemlidir. bazen psikolojik açıdan zayıfladığınızda güçlü bir fizik ve disiplin sizi ayakta tutacaktır/geri dönüşü kolaylaştıracaktir. *ayrıca erkekler temelde aldıkları tüm kararlari karşı cins ile etkileşimi maksimize etmek için alırlar. haliyle bu açıdan da faydasını göreceksiniz.
    -ayrica kişisel hijyene önem verin lütfen-

    gerekli, gereksiz demeden okumaya özen gösterin. mümkün olduğunca çok konu hakkında az da olsa bilgi ve birikim sahibi olunuz. hayatı da bol bol tecrübe etmekten kaçınmayınız. genelde boka sarıyor işler ama olsun, en azından anlatacak bir hikayeniz olur.

    ve sevmeyi bilin arkadaşlar. toprağı, ağacı, bayrağı, bir çocuğu, kediyi ya da kadını farketmez... sevgi yüreğinizi yumuşatır ve size farklı pencerelerden bakma imkanı tanır. belirli bir yaşa gelip, belirli bir güce kavustugunuzda sevgisiz ve ruhsuz, hayatını metaya endekslemis ucuz bir insan olmayın.

    iş, kariyer, para vs bu konulara girmiyorum. hayat basittir ya doğduğun ülke iyi olacak ya da ebeveynlerin zengin olacak. bu ikisi dışında kalan herkes için maalesef hayat her zaman zordur. bunları ana hedef haline getirip değersiz ve sevgisiz olmayın. bakın bir siyasi yaklaşım olarak algılamayin lütfen lakin bugün tüm yönetici kadroları bu tür insanlardan oluşuyor. hani diyoruz ya hiç mi şeref yok lan sizde diye... gerçekten şerefsiz bir insan olmayın. ben vaktinde gasp da yaptım, hırsızlık da yaptım. lakin bana torpilimiz var gel şuraya yerles dediklerinde içim ürperdi. ihtiyaç ya da zevk için bir anlık kötü kararlar verdim, evet bunu yaptım ama bir ömür boyunca bir insanın umutlarını, hayallerini çalıp üzerine yerleşmek mi? bu hayatımda bana korkunc gelen nadir şeylerden biridir.

    bunları 20 yaşına varmadan yaşadığı şehrin adeta içinden geçmiş, deli dolu günleri arkasında bırakmış biri olarak söylüyorum. egildikce büyüdüğümüzü umarım benim kadar geç anlamazsınız.

    son olarak iş ve gelecek anlamında dijitallesebildiginiz kadar dijitallesin. farklı bir gelecek inşaa ediliyor ve baş aktörleri arasında sizler de olacaksınız. sermaye hızlı bir şekilde genç kuşaklara kayacaktir. kesinlikle zanaat öğrenin fayans ustası olun, marangoz olun... bu teknolojik gelişmelerden uzak kalmanızı gerektirmez arkadaşlar. aksine kendinize kaynak yaratmanız, zihninizi ve bedeninizi güçlü tutmanız için güzel bir zemin hazırlar. saygılarımla.
    *herkes yabancı dil öğrenin demiş genelde. kesinlikle haklılar, büyük bir avantaj ama ülke gerçekliklerinden biraz kopuk buluyorum. aktif kullanım alanları bulamamak ile beraber ciddi bir vakit ve enerji istiyor. ben kendi adıma buna harcanan vakit ve enerjide dijital katma değer üretimine yönelmenizi tavsiye ediyorum.
    *bir başka başlık altındaki girdimden alıntıdır.

  • öncelikle tavuk suyuna çorba tadında bir entry giremeyeceğim için bu başlığın takipçilerinden özür dilerim.

    efendim, maalesef 10 aylık kızımı iki gün önce havale geçirdiği için hastaneye kaldırdık. ateşten kasılmış, dudakları morarmış kızımın başında damar yolu açmaya çalışan, oksijen veren, soğuk kompres yapan insanlar falan... manzara tarif edilemez, allah kimsenin başına vermesin. neyse... iki gün hastanede yattıktan sonra bir kaç saat önce eve geldik. kızım şimdi yan odada annesinin kucağında mışıl mışıl uyuyor... herşey yolunda... dahası ateşini her kontrol ettiğimde ateşinin 36,5 derece ve buna yakın bir değer gördüğümde sevinçten ateş ölçeri kıçıma sokasım geliyor. o derece. ben ömrümde mutluluk nedir hiç tatmamışım meğerse be...

    evet, gülümsetmek kelimesinin hafif kaçtığının farkındayım. belki yanlış başlığa yazmışımdır. aramaya inandım ama benzer bir şey bulamadım. "öyle bir sevinmek ki sevinçten ateş ölçeri kıçına sokmak" diye bir başlığa da sözlüğün ihtiyacı olmadığını düşündüm. sevincime verin, idare edin.

  • fazla ödemeyi yapanları görevden aldınız mı? fazla yapılan ödemeyi geri vermeyen!? şirketler için ne gibi yaptırımlarda bulundunuz sayın bakan...

    devlet bile parasını sınırları içerisinde bulunan şirketlerden geri alamazsa halk ne yapsın?

    ve siz neden hala bakansınız?